Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ü sena olsun, Mirâc-ı Nebi’nin tahakkuk ettiği mübarek Receb ayına ve tevbekâr kullara beratlarının verildiği Şaban ayına ermeyi nasip eyledi. Adım adım yaklaşan Kur’an ayı Ramazan’a da erip ondan hakkıyla istifade eden kullardan olmayı Yüce Zat’ından niyaz ediyoruz.
Maksat; kulluk ve kulluktaki eksikliklerimizi bu aylarda gidermek değil midir? Öyle ise bu ayları en güzel şekilde değerlendirebilmek adına O’nun Habibi’nin yolunu takip etmeli, sünnetlerine daha sıkı tutunmalıyız ki, gayretlerimizdeki sıdk ve ihlâsı ispat etmiş olalım.
Dinin emirlerine sarılmak, şeriatın hükümleriyle hayatı şekillendirmek saadet-i dâreynin tek yoludur. Bunun için ilim, amel, ihlâs birlikteliğini elde etmek gerekmektedir. Peygamberler, kulluğu açıklarken insanları hep bunlara yönlendirmiş, bunlara irşat etmişlerdir. Zira ilim olmadan amel muhâldir. İhlâs olmadan ise, ilim neticesinde ortaya dökülen amelin Hakk katında itibar görmesi imkânsızdır. Peygamber varisleri olan büyüklerimizin ’Zahir, batının ölçüsüdür, her kabın dışına içinde olan sızar!? şeklindeki sözleri istikameti ifade eden kıymetli ölçülerdendir.
’Dünyamız gitgide çölleşiyor, susuzlukla karşı karşıyayız?? Tüm insanlık sıkıntıda, belki daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmak üzereyiz. Kanaatimizce bizler, bu durumda kendimize; ’Acaba çölleşen kim? Dünyamız mı, yoksa insanlık mı?? sorusunu sormalıyız. Kulluğun, Allah yolunda gayretlerin her geçen gün azaldığı, gençlerinin faydasız ilim ve işlerle meşgul edildiği, ahlâksızlığın arttığı, mânen hasta olan toplumun ilacını bir an önce düşünmemiz elzem olmuştur.
İlâhî rahmet deryasından sulanmayan bir insanlığın, susuzluğa kanması imkânsızdır. Bunun çaresi Peygamber (s.a.v)’in mirası olan ilme sahip çıkmaktır. Rahmet deryasından insanları sulayacak olanlar ise, şer’î ilimlere haiz olup bildikleriyle ihlâsla amel eden Rabbânî âlimlerdir. Buna ihtiyacımız her geçen gün kendini daha bariz bir şekilde göstermektedir. Başyazarımız Muzaffer Yalçın Hocaefendi de bu sayımızda ’Günümüzün en büyük ihtiyacı Rabbanî âlimler yetiştirmektir.? başlıklı yazısıyla bu hususa dikkat çekmişlerdir.
Gayemiz dünya ve âhireti mamur kılınan mesut insanlar olmak ise, bu hususta bizlere faydalı olacak ilim ve işlerle meşgul olup çevremizi de buna yönlendirmeliyiz. Rabbimiz’in yolunda bizler samimi bir şekilde gayret edersek, hayır yollarını gösterecek olan O’dur. İnayet ve tevfik ancak Allah’tandır?
Sunuş ( Editörden )
Özlenen Rehber Dergisi 54. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.