Özlenen Rehber Dergisi

54.Sayı

Evlerinizde Oturun - (bir Ayet Tefsiri)

Eyüp ÖZBERK Özlenen Rehber Dergisi 54. Sayı
???????? ??? ???????????? ????? ??????????? ????????? ??????????????? ?????????? ?????????? ?????????? ????????? ??????????
?????????? ??????? ???????????? ???????? ??????? ??????? ?????????? ???????? ????????? ?????? ????????? ??????????????? ???????????

’Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi (kadınlarının) açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Ey Peygamber’in ev halkı! Allah sizden ancak (günah) kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.? (el-Ahzâb, 33/33)

Toplumu ifsat edecek her türlü söz ve fiil dinimizce yasaklanmıştır. İnsanlar arasında cari olan muameleleri tanzim eden hükümler; mü’minler arasında anlaşmazlık, kargaşa vs. çıkmasını önlemek ve toplumun ahlâkî yapısını muhafaza etmek için konulan ilâhî emirlerdir. ’Çağdaşlık, batılılaşma? vs. adı altında toplumumuza yerleşen ve bu hususta gayret sarf edilen çirkinlikler, toplumu ahlâken çökertip ifsat eden, İslâm’ın yasakladığı haramlar, bidatlerdir. Bu çirkinliklerden biri de kadın-erkek ihtilatı (bir arada bulunmaları, karışmaları) ve buna yol açan; kadınların zaruret dışı evlerinden çıkmaları, İslâm’ın emrettiği tarzdan uzak nefsânî bir giyim-kuşam tarzı, konuşma ve çalışma serbestliğidir. İslâm, ilâhî sınırları aşan ihtilatı kesinlikle yasakladığı gibi ona götürecek fesat yollarını ve kapılarını da kapamıştır. Müslüman toplumda kadınların konuşma, yürüme, giyim-kuşam vs. gibi hareket alanları Kur’an ve Sünnet’le tahdit edilmiştir. Peygambe-rimiz (s.a.v) bir hadislerinde ’Kendimden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım.’ (Buhârî; Müslim) buyurmaktadır. Peygambe-rimiz’in haber verdiği bu fitneden fert ve toplum bazında uzak durabilmek için kesin hatlarla belirlenen bu ölçülere uymak elzemdir. Ahzâb sûresinde Peygamberimiz’in hanımlarına hitapla tüm hanımlara şamil kılınan emirlerden bir tanesi olan ’kadınların evlerinde karar kılmaları? hususu da işte bu ölçülerin en mühimlerindendir. Kadınlar üzerine farz kılınan tesettürün ’hi-cab/örtünme?den sonra ikinci önemli unsuru olan ’zaruret ve ihtiyaç dışında dışarı çıkmama? hususu ile ilgili olan bu âyetin genel açıklamasını yaptıktan sonra Peygamberimiz (s.a.v)’in mutahhar zevcelerinin bu âyet karşısındaki tutumlarını da zikrederek mevzunun ehemmiyetine dikkat çekmek istiyoruz. Vekarne: Evlerinizde oturun, evlerinizden ayrılmayın, demektir. Teberrüc: İki şekilde tefsir edilmiştir: 1- Kadının, başörtüsünü başına bağlamadan atması; boynunu, küpelerini ve gerdanlıklarını orta-ya koymak suretiyle göğüs ve gerdan gibi ziynet yerlerini yabancı erkeklerin bakışına sunmasıdır. 2- Kırıla döküle, kırıtarak yürümek demektir. Cahiliye: İslâm’dan önce kâfirlerin yolu manasında kullanılmaktadır. Âyet; ’İslâm’dan önceki cehalet devrindeki gibi açılıp saçılmayın? manasına gelmektedir. İslâm’dan önceki devirde kâfirler, hanımlarını, kardeşlerini, annelerini vs. kıskanmaz-lardı. Kadınlar da tesettüre riayet etmiyorlardı. Cahiliye devrinde kadınların hareketlerini müfessirlerimiz şu şekilde tespit etmişlerdir: a) Kadınlar, baş açık, saçlar bazen dağınık, bazen süslenmiş; gerdan ve göğüsler yarı açık bir halde sokağa çıkarlardı. b) Giyindikleri entari iki yandan yırtmaçlı olur; yürüdükleri zaman mahrem yerleri görünürdü. c) Kırıtarak, cilvelenerek, güzel kokular sürünerek gezip dolaşırlar ve her vesileyle erkeklerin dikkatini kendilerine çekmeye çalışırlardı. Ehl-i Beyt: Ehl-i Beyt kavramı, geniş anlamda Hz. Peygamber (s.a.v)’in çocuklarını, hanımlarını, özellikle de Hz. Fâtımâ, Ali, Hasan, Hüseyin (r.anhüm) efendilerimizi içine alır. ’Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler?: Yani; mükellefiyetlerden istifade edecek olan Allah (c.c) değildir. Bunların emredilmesi; bizatihi sizin menfaatiniz, günahlarınızın gitmesi ve tertemiz kılınarak sizlere şeref elbiselerinin giydirilmesi içindir. Âyette hitap her ne kadar Peygamber (s.a.v)’in muhterem zevcelerine yönelik ise de, her mü’min hanım bu hitabın kapsamına girmektedir. Ahzâb sûresinde emir ve nehiylerin Ehl-i Beyt’e yönelik gelmesi, onların ümmetin önderleri ve örnek kişileri, iffet ve haya abidesi mümtaz şahsiyetler olmalarındandır. Neslin yetişmesi ve yönlendirilmesinde kadınların her zaman büyük payı olmuştur. Kadın iffetini, vakarını, edebini kaybedince toplumda ahlâk ve faziletten yana bir şey kalmaz. Arapların da cehalet içerisinde bocalamalarının bir sebebi de; kadının içine düştüğü bataklık idi. Zira cahiliye dev-ri insanları kadına, bir meta ve şehvet aracı olara bakıyorlardı. Kadının bu etkisinden dolayı da Peygamberimiz (s.a.v) toplumun ıslahı için kadınların eğitimine ağırlık verdi. Onun birden çok hanımla evliliğinin nedenleri içerisinde; örnek aile yuvaları kurmak, örnek mü’mine hanımlar yetiştirmek de vardır. Her kadının Peygamberimizin eş ve kızlarını misal ve rehber edinmeleri, her yuva kuran mü’minin Peygamberimizin inşa ettiği tertemiz yuvaları örnek alması neticesinde toplum kısa zamanda ıslah oldu. Bu âyet, asr-ı saadetten sonra da cahiliye hayatına özenip deni bir şekilde hayatlarını sürdürecek kimselerin bulunacağına işaret etmektedir. Zira nehyo-lunan şey, vuku bulma ihtimali bulunduğundan dolayı nehyedilmiştir. Zamanımız toplumunun içe-risinde bulunduğu hal de buna en güzel bir delildir. Bu âyete paralel olarak kadınların bir zaruret bulunmaksızın, lüzumsuz yere evlerinden dışarı çıkmalarını yasaklayan birçok hadis-i şerif varit olmuştur. Bu hadis-i şeriflerden bazıları şu şekildedir: s ’Kadın avrettir. Evinden dışarı çıktığı zaman şeytan ona istişraf eder (onu izler). Rabb’inin rahmetine en yakın olduğu yer evinin dip köşesidir.? (Tirmizî) Hadiste zikredilen ’avret? kelimesi; ortaya çıktığı, görüldüğü takdirde utanılan her şeye verilen bir isimdir. Kadının avret olması, kadından haya duyulduğu içindir. Şeytanın kadına istişrâfı farklı şekillerde yorumlanmıştır: - Şeytan, kadını erkekler nazarında tezyin eder. - Şeytan, kadına onu iğva etmek ve onunla başkalarını da iğva etmek için bakar. Âlimlerimiz hadisten; ’Kadın çıkınca, şeytan başkasıyla onu şaşırtmak, onunla da başkasını şaşırtmak, böylece her ikisini veya ikisinden birini fitneye atmak için dikkatini onun üzerine toplar? manasını çıkarmışlardır. Yine bu hadisin manası hakkında Tayyibî; ’Anlaşılan odur ki; kadın evinde olduğu müddetçe, şeytan, insanlara vesvese ve-rerek tamaha düşüremez. Evinden çıktığında ise, hem tamah eder, hem ona tamah edilir. Zira şeytanın en önemli tuzak kapısı kadınlardır.?; Münzirî de; ’Şeytan bakışları kadına çevirtir ve vesvese verir. Çünkü evinden çıkmakla kendisine musallat olunmasına sebep olmuştur.? (İbn-i Huzeyme; İbn-i Hibban) s Ümmü Seleme (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ’Kadının odasında kılmış olduğu namaz salonunda kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Salonunda kıldığı na-maz da evinin avlusunda kıldığı namazından da-ha hayırlıdır. Avlusunda kıldığın namaz da, mahalle mescidinde kıldığı namazdan hayırlıdır.? (Taberânî Evsat) s Ali b. Ebî Tâlib (r.a), bir keresinde bir belde halkına şöyle demiştir: ’Duyduğumuza göre kadınlarınız çarşı ve pazarlarda erkeklerle karışık bir şe-kilde dolaşıyorlarmış. Sizde kıskanma denilen duygu yok mudur? Kıskanma duygusunu yitirmiş kimselerde hayır yoktur.? (Hayâtu’s-Sahâbe) İslâm’ın bu emrinden maksat, kadının namusunu, iffetini, vakarını korumak ve neticede tertemiz, fuhşiyattan uzak bir toplum meydana gelmesidir ki, imanlı, ahlâklı bir nesil de ancak iffetli anneler elinde yetişebilir. Kadının dışarı çıkmamasından maksat onu eve hapsedilmesi değildir. İslâm’ın emirlerini yanlış anlamamak gerekir. Yukarıda zikrettiğimiz naslardan anlaşılması gereken şudur: Kadının evde oturması asıldır. Dışarıya ise ancak bir ihtiyaç ve zaruret sebebiyle çıkabilir. Kadınların evden dışarı çıkmalarına cevaz verilen durumlardan bazıları şunlardır: 1- Geçimini temin edecek biri olmayan, dul kalmış veya terk edilmiş bir kadın haline kanaat e-derek, iffetini bozacak mekânlara girmeden, tesettüre riayet etmek ve fitneden uzak durmak şartı ile geçimini temin edebilir. 2- Üzerine farz olan dinî ilimleri şayet evde öğrenemeyecek ise bunları öğrenmek için uygun yerlere gidebilir. 3- Şayet kimsesi yoksa kendisinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını temin etmek üzere çıkabilir. 4- Anne-babasını, akrabalarını ziyaret etmek üzere belirli zaman aralıklarıyla çıkabilir. Kadın, evden çıkmasını gerektirecek bu vb. durumlarda şu hususlara dikkat etmelidir: 1- Cenâb-ı Hakk’ın, vücudunun örtülmesini emrettiği yerleri örterek tesettüre mutlaka riayet etmelidir. Âyetin devamında gelen ’Önceki cahiliye dönemi (kadınlarının) açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın? ifadesi buna delalet etmektedir. 2- Elden geldiği kadar tek başına çıkmamalıdır. 3- Koku sürünmemelidir. Rasûlullah (s.a.v) buyurdular ki: ’Her göz zânidir. Şurası muhakkak ki, kadın koku sürünür, sonra da (erkek) cemaate uğrarsa o da zâniyedir.? (Tirmizî, Edeb 35) 4- Erkeklerin yoğun olduğu ve fitneye sebep olacak yerlerden gitmemelidir. Kadınların namaz için mescidlere çıkması hususuna gelince: Sahâbe döneminde mescide genç kızlar değil yaşlı kadınlar, özellikle sabah ve yatsı namazları için koku sürünmeden ve zinet takınmadan giderler; Cuma namazı, bayram namazı hariç diğer vakitlerde ise evden çıkmazlardı. Ancak daha sonra fitneler çoğaldığı için genel olarak kadınların mescide gelmeleri mekruh sayılmıştır. (Hanefî mezhebinde fetva buna göredir.) Hz. Âişe (r.anhâ)’dan gelen şu rivayet de bunu desteklemektedir: ’Eğer Rasûlullah (s.a.v) kadınların (süslenme, giyinme ve koku sürünmeden yana) ihdas ettiklerini görseydi, İsrailoğullarının kadınlarının menedildiği gibi onları mescide çıkmaktan menederdi.? (Buhârî, Ezan 163) Âyetin devamında ’Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin.? şeklinde gelen emir kadınların evde durmalarının anlamsız ve boş bir hayat geçirmeleri manasına gelmediğini ifade etmektedir. Aksine kendilerinden, evlerini şer’î hü-kümlerin, Rasûlullah’ın sünnet ve edeplerinin öğrenilip yaşandığı birer okul hâline getirmeleri istenmektedir. Böyle bir yaşantının hüküm sür-düğü, fitne ve fesattan uzak bir ortamda geçirilen vakitler hiç şüphesiz ömrün en kıymetli vakitleridir. Rasûlullah’ın Zevcelerinin Bu Âyet Karşısındaki Tutumları:
? Sevde (r.anhâ)’ya: ’Niye senin diğer kızkardeşlerinin yaptığı gibi haccetmiyor, umreye gitmi­yorsun?? diye sorulunca, şöyle demiştir: ’Ben hem haccettim, hem de umre yaptım. Allah da bana evimde kalmamı emretti.? Bunu rivâyet eden dedi ki: ’Allah’a yemin ederim, odasının kapısından cenazesi çıkartılıncaya kadar çıkmadı.? (Suyûtî Tefsir bi’l-Me’sûr, Abd b. Humeyd ve İbn-i Münzir’den)
? ’Âişe (r.anhâ) bu âyet-i kerîmeyi okudu mu, başörtüsünü ıslatıncaya kadar ağlardı.? (Suyûtî Tefsir bi’l-Me’sûr, İbn-i Ebî Şeybe ve İbn-i Sa’d’dan)
? Ümmü Seleme (r.anhâ); ’Rasûlullah (s.a.v)’a kavuşuncaya kadar, beni devenin sırtı kımıldatamaz.? diyerek evini terk etmemiştir. (Ahmed)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • yolcu06

    allah razı olsun kardeş uyarıcı bir yazı kardeşlerimiz bu yazıyı mutlak okumalı bu ahir zamanda en mahrem yer evlerimizdir kadın olsun erkek olsun aynı şimdiki zaman her yer haramlarla dolu insan mecbur kalmadıkça çıkmak istemiyo evinden rabbim cümlemizi haramlardan muhafaza etsin inş.

  • Mehmet Ali Devrim

    Allah u Teala ilminizi ve gayretinizi artırsın.Rabbim Sevdiği ve Razı olduğu bütün işlere sizi muvaffak kılsın.

3 kişi yorum yazdı.