Günümüzün En Büyük İhtiyacı Rabbanî Âlimler Yetiştirmektir
Özlenen Rehber Dergisi 54. Sayı
Bismillâhirrahmânirrahîm. Rabbimize sonsuz hamd ü senalar, Peygamber Efendimize salât ve se-lâmların en güzeli olsun. Çocuklarımızı Allah’ın razı olduğu ilimlerle yetiştirmek, ebeveyn ola-rak bizlerin asli vazife-lerinden bir tanesidir. Bu çalışmalara hepimizin ihtiyacı var. Bu hususta gayret gösteren bütün mü’min kardeşlerimiz-den Allah razı olsun. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebû Dâvûd ve İbn-i Mâce’de rivayet edilen bir hadis-i şeri-finde: ’İlim üçtür. Bunlardan fazlası fazilettir. Muhkem âyet (Allah’ın kelâmı Kur’an), kâim sünnet, âdil taksim (yani fıkıh ilmidir).? buyurmuştur. Abdullah b. Amr’den gelen diğer bir rivayette ise: ’İlim üçtür: Kur’an, sahih hadisler, adil hükümler, bunların dışındakiler fuzulidir.? bu-yurduğu mübarek sözlerinde yönelmemiz gereken ilmin asıllarına işaret etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ümmeti içerisinde hiçbir sınıf için söy-lemediği takdir edici sözü, âlimler için söylemiş ve buyurmuştur ki: ’Benim ümmetimin âlimleri Benî İsrail peygamberleri gibidir.? Tabiî ki insanın bu dine hizmet edebilmesi için hayrı ve şerri birbirinden ayırt edecek şeriatın emirlerini, Peygamber Efendimiz’in sünnet-i seniyyesini bilmesi şarttır. Mü’min, ilmi hem kendisi talim etmeli hem de başkasına öğretmelidir. Bu ilimlerle amel eden, istikametleri dos-doğru Rabbanî âlimler yetiştirmek bi-zim en büyük ihtiyacımızdır. Günümüz rabbânî âlimlerinden Abdullah Farukî el-Müceddidî Haz-retleri önümüzde rehberimiz, mürşidimizdi. Bu hususta bizler için canlı bir örnekti. Madde-ten ve manen her hangi dini bir meselede kendisine müracaat ediyor ve ondan dinimizin buyrukları doğrultu-sunda yapmamız gerekenleri öğreniyor, yaşantımızı bu sahih İslâm ilmiyle şekillendiriyorduk. Cenâb-ı Hakk, isyanları sebepleriyle bir toplu-mun bozulmasını arzu ederse, öncelikle o top-lumdaki dinî ilimleri bilen ve dini yaşayan âlim insanları çeker alır. Yani o toplumu Allah’ın nezdinde ayakta tu-tan vasıflarını çeker alır, buyuruyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.). Ve buna müteradif birçok hadis-i şerifinde; ’Allah bir topluluk hakkında hayır dilerse, âlimlerini çoğaltır, cahillerini azaltır. Öyle ki, âlim ko-nuştuğunda kendisini destekleyen pek çok kimse bulur. Cahil konuş-tuğunda ise sözü bastırılır?’ buyurur. Bu âlimler, insanları dini me-selelerde aydınlatır, insanlar da onlara tabi olur ve yaşantılarını dü-zenlerler. Zikrettiğimiz bu hadisin devamında ise şayet ’Allah bir top-luluk hakkında şer dilerse, cahillerini çoğaltır, âlimlerini azaltır. Öyle ki, cahil konuşursa kendisini destekleyen birçok kimse bulur. Âlim konuşursa sözü bastırılır.? buyrularak, hayır üzere olmayan bir top-lumda âlimlerin sözünün dinlenmeyeceği, cahil ve cühelanın sözüne ittiba edileceği ve böylece insanların dinleri hususundaki istikametle-rinin Allah’ın rahmet ve rızasını celbeden istikametten uzaklaşacağı bildirilmiştir. Bir toplum işte böyle helâk olur. Herkesçe malumdur ki, toplumumuzda ilim ve âlim sıfatları değişik-liğe uğramıştır. Âlim yetiştirecek, Kur’ân’ın emri gereğince sahih hü-küm çıkartabilecek, yeni çıkmış meselelerde fetvalarıyla Allah’ın rıza-sı istikametine insanları sevk edebilecek nitelikli insan yetiştirmek çok zor hale gelmiştir. Çünkü bir insanın yediği lokma dahi bu hususta çok önemli. Haram lokmayla beslenen bir bedende, şeriatın kendisiyle kuvvetleneceği sadırların meydana gelmesi zordur tabi. İçerisinde bu-lunduğumuz şu ortam ve zamanda; haram lokmalardan, yalandan, fitneden, zinadan, içkiden, kumardan uzak, bütün azalarıyla haram-dan kesilebilmiş bir toplum, bir aile çıkması lazım... İlme her talip olan âlim olamaz. Âlimlik, Pey-gamber varisliğidir. ’Benî İsrail peygamberleri gibidir? sözünün muhataplığıdır. Ümme-tin içerisinde her biri, etrafındaki insanların gönüllerine Kur’an ve Sünnet istikametini tevdi eden kuvvetin membaıdır. Âlimler, Allah’ın dinini yine O’nun (c.c.) lütf u ihsanıyla bahşettiği bir kuvvet, bir isti-dat ile insanlara anlatan, Cenâbı Hakk’ın bu iş için yükümlü kıldığı kimselerdir. O yüzden dolayı da âlimin vasfı elbette ki büyüktür. Peygamberlerle beraber haşredilecek sınıflardan bir tanesidir, büyük bir nimettir. İmâm-ı Âzam Ebû Hanife Hz.leri çölde talebeleriyle ders yaparken kumun içerisinden bir akrep çıkıyor ve İmâm’a doğru geliyor. Talebe-ler ona zarar gelmesin diye ondan uzaklaştırmak isteyince diyor ki: ’Bırakın evladım, Pey-gamber’im buyuruyor ki: Ümmetimin âlimle-rinin kanı zehirlidir, eğer ben âlim isem onun bana zararı olmaz, âlim değilsem ben ölürüm siz de benden kurtulursunuz.? Akrep geliyor, ayağının üzerine çıkıp ısırıyor. Çok geçmeden akrep sırtının üzerine düşüp ölüyor. Sadrındaki ilme, ’Allah için olma’ vasfını giydirmiş kaç tane İmâm-ı Âzam gelmiş acaba bir bakın. Dinini yaşamada, kaç tane İmâm-ı Âzam, kaç tane İmâm-ı Şâfiî gelmiş? Buhârî-i Şerif, Kur’ân-ı Kerim’den sonra İslâmî ilimlerdeki en büyük temel kaynaktır. Kütüb-i Sitte dediğimiz altı kitabın da birincisidir. Şerif vasfıyla anılan mümtaz eserlerden bir ta-nesidir. Kitabın müellifi İmâm Buhârî hazretleri, ’Bir hadis-i şerif ki, onu rüyada Rasûl-i Kib-riya Efendimiz’e sormadan, ’Yâ Rasûlallah! Bu hadis-i şerif size mi ait-tir’ demeden ve ondan da cevap almadan onu kitabıma yazmadım.? buyuruyor, kitabının mukaddimesinde? İşte bu büyük insanların bı-raktıklarıyla milyarlarca Müslüman ayakta duruyor. * * * Zamanımız iyiye gitmiyor. Zamanımız kötüye gidiyor. Fitne, haram her geçen gün artıyor. Bunların zararları önünde durarak şeriat duva-rının zedelenmesi karşısında onu ayakta tutacak kavi iman ve ilim sa-hibi insanlara ihtiyaç var. Bunun için çocuklarımızı dinî ilimler öğ-renmeye sevk edelim. Bir tane mühendis eksik olsa dünyanın çatısı yıkılmaz. Bir tane bilgisayar uzmanı olmasa dünyanın sistemi yıkıl-maz. Çocu-ğum çok iyi arabaya binsin, en iyi okulları ka-zansın, en ileri derecede imkân sahibi olsun anlayışıyla bütün dünyalığı çocuğu-nun hizmetine sunma gayretiyle ömür geçirip İslâm dinine dair ço-cuklarına hiçbir şey öğretmeyenler çoğaldı. Dünyasını mamur edeyim derken, ebedi olan ahiret yurdunu unuttu. ’İnsanların hayırlısı insan-lara en çok faydası dokunandır? buyuruyor Peygamber Efendimiz. Çocuklarımı-za yapacağımız en büyük iyilik, sadece üç günlük olan dünyasını değil sonu olmayan âhiretini mesut edecek kalıcı bir iyilik yapmaktır ki, bunlar da iman, dinini öğreneceği ilim ve güzel ahlâktır. Mutlaka Peygamberimiz’in sevgisine ve güzel ahlâkına kavuşmak la-zımdır. Kuru bilgi insana fayda vermez. Allah’ın nezdinde kıymetli olana bakmak lazım. Bu, şu demek değil-dir ki; müslümanlar her şeyleriyle dünyanın işlerinden uzaklaşsınlar ve hiçbir şeyle meşgul olmasınlar. Öyle değil. Sahâbe-i Kiram efendi-mizin içerisinde de meşru her alanda sanatkâr olan, ticaretle meşgul olan birçok sahâbe efendimiz vardı. Ancak dikkat ederseniz, hususi araştırmalara yönelenler hariç birçok kardeşimiz sahabe efendimizin hangi ticarî faaliyetle meşgul olduğunu bilmez; lakin bütün sahabe efen-dimiz hakkında bildiğimiz bir şey var ki, onların hepsi takva eh-liydi, hepsi dosdoğruydu. Allah’a ve Rasûl’üne itaatlerini her şeyin önüne geçirmiş bir ahlâkın sahibiydiler. Bugün anlatmış olduğumuz ilmin kaynağıdır Sahâbe Efendile-rimiz. Çünkü Cenâb-ı Hakk, dininin emirlerini Rasûlullah Efendimiz’in akabinde öyle bir neslin üzerine yükledi ki; yaşantıları, ahlâkları, zahirî ve bâtınî bütün halleriyle gök-teki yıldızlar misali sönmeyen bir ışıkla kıyamete kadar gelecek insan-lara rehberlik etmişlerdir. Bugünden itibaren, yavrularımızın İslâm’ın aydınlığında yetişmesi için her birimiz kendimizi yeniden gözden geçirelim. Nelere kıymet verip nelerden uzaklaşmamız gerektiğini muhasebe edelim ve eksik-lerimizi inşallah vakit kaybetmeden ikmal edelim. Cenâb-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerim’i ve Rasûlullah Efendimiz’in hadis ve sünnetlerini dosdoğru anlayıp, kendileriyle bu dini teyit edeceği sâlih amel ve güzel ahlâk sahibi Rabbanî âlimlerin yetişmesini nasip etsin.
allah razı olsun efendim
sa kardeslerım bunımetın ıcındeolmak cokguzel kıymetınıbılın mevlam hepınızden razıolsun efendimi goren gozlerı gor meyı cok ıs terdım
allah razı olsun efendim yine gönlümüzü fet ettiniz inşşallah evlatlarımız iyi ahlak üzere yetişir bizlerde kendimizdeki eksik olan yönlerimizi bulup daha iyi daha bilgili olarak onları yetiştirebiliriz bu yol bu cemaat olmasa çok zor olurdu rabbim bu yolu daim eylesin kıymet bilenlerden itaat edenlerden etsin inş efendim farukime rahmet muzaffer efendimede uzun hayırlı ömürler versin bizleride iyi bir kul iyi bir ümmet iyide bir evlat etsin inş
Allah razi olsun efendim gönlümüz hep sizinle, dualariniza bizleride alin.
Ben bu mesajı yazarken kıymetli Üstat'ımız, her şeyi şifa olan Medine'de Mescid-i Nebevi'de Rasûlullah Efendimiz misali bazı kardeşlerimizle itikaftalar. Üstat'ımızın Mescid-i Nebevi'de itikafta oluşunu her hatırladığımda tarif edilmez duygular yaşıyorum. Rasûlullah Efendimiz hatrıma geliyor. Bu duygulara vesile olan Üstat'ımıza teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun; bu ve bunun gibi nice güzel ameller işlemesini kolay kılsın .... Bilindiği gibi Efendimiz Hazretleri, Ramazan'ın son on günü Medine'de Mescid-i Nebevi'de itikafa girerlerdi. O'na selât ve selâmların en üstünü olsun... Günümüzde yok olmaya yüz tutmuş; azın da azı tarafından yerine getirilen bir sünnet-i seniye... Bu sünneti yeri getirenlere ne mutlu! Noksanlıklardan uzak, her türlü üstün vasıflarla mücehhez olan Rabbim, biz mücrimlere de İtikaflar nasip eylesin... Amin!...
ALLAH bizlere yaşamayı yaşatmayı nasip etsin inşALLAH.ALLAH razı olsun efendim
Selamün aleyküm Allah razı olsun tüm kardeşlerime sevgilerimle
yine efendim gönlümü feth ettiniz dua edin acizanalere Efendimden Rabbim sonsuz razı olsun. Rabbim tüm evlatlarımızı ve bizleri Kendine ve habibine sadık kullardan eylesin.Yazılarında bahse konu olan hassasiyetleri taşımayı ve her bir evladımızın faruki ahlakıyla ahlaklanması için gerekli tüm maddi ve manevi gayretleri göstermeyi bu yola olan sevgi sadakat ve bağlılığımızı muhafaza konusunda dualarınızı ve zahiri ilgilerinizi üzerimizden Rabbim eksik etmesin. Amin. Biz söz verdiğimiz gibi kör de olsa topal da olsa sonuna kadar efendimin emanetçisinin yanında olacağız.Canlar canı Annemizi ve onun gözlerinin nurları olan can faruki evlatlarını vefatlarının hicri yıldönümlerinde Rahmet ve hasretle yad ediyoruz. Rabbim Şefaatlerine nail eylesin. Amin...
her zamanki gibi mükemmel SULTANIMIN yazısı
Allah c.c. tüm ihvan kardeşlerimizden razı olsun, Muzaffer Efendim görmesenizde beni, gönlüm sizinle efendim. Dua edin bizlerede
efendim elize sağlık çok güzel bir noktaya deyinmişsiniz.bizde inşallah evlatlarımızı sünnete uygun ahireti düşünerek yetiştirmeye gayret ediyoruz.Rabbim yardımcımız olsun amin.
Efendimden Rabbim sonsuz razı olsun. Rabbim tüm evlatlarımızı ve bizleri Kendine ve habibine sadık kullardan eylesin.Yazılarında bahse konu olan hassasiyetleri taşımayı ve her bir evladımızın faruki ahlakıyla ahlaklanması için gerekli tüm maddi ve manevi gayretleri göstermeyi bu yola olan sevgi sadakat ve bağlılığımızı muhafaza konusunda dualarınızı ve zahiri ilgilerinizi üzerimizden Rabbim eksik etmesin. Amin. Biz söz verdiğimiz gibi kör de olsa topal da olsa sonuna kadar efendimin emanetçisinin yanında olacağız.Canlar canı Annemizi ve onun gözlerinin nurları olan can faruki evlatlarını vefatlarının hicri yıldönümlerinde Rahmet ve hasretle yad ediyoruz. Rabbim Şefaatlerine nail eylesin. Amin...