Özlenen Rehber Dergisi

156.Sayı

Hakikatte Nefis Birdir, Merhaleleri Yedidir

Kadirî tarikatındaki nefis merhalelerinin makamındaki huy ve ahlakları bildirip, terbiye metotlarını şerh ederek açıklamak istiyoruz:
Peygamberler hariç bütün insanlar nefs-i emmâreden başlar. Peygamberler ise nefs-i mutmainneden başlar.

1- Nefs-i Emmâre:
Sıfatları 7’dir. Manadaki şekli, vahşî hayvanlardır. Bu makamın rengi mavidir. ’İnne’n-nefse le-emmâratun bi’s-sûi’ âyetinin mazharıdır. Cenâb-ı Hak bu âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:
إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوٓءِ
’Muhakkak ki nefis, aşırı derecede kötülüğü emreder.’1
Hırs, tamah, şehvet, gazap huyudur. Buğz, haset, cimrilik de fiilidir. Hareketleri zulümdür. Sevgisi, dünya nimetlerini toplamaktır. Zevki, şehevî yoldan nefsini tatmin etmedir. Korkusu ölümdür.
Bu makamdan geçebilmesi, çokça ’lâ ilâhe illallâh’ zikrini devam ettirmesi ve mürşidinin nazarıyla ancak mümkün olabilir.

2- Nefs-i Levvâme:
Sıfatları 7’dir. Manadaki şekli, ehlî hayvanlardır. Bu makamın rengi yeşildir. ’Ve lâ uksimu bi’n-nefsi’l-levvâme’ âyetinin mazharıdır. Allah Teâlâ buyurmaktadır ki:
وَلَآ اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ
’(Kusurlarından dolayı kendini) çokça kınayan nefse de yemin ederim (ki siz öldükten sonra mutlaka diriltilip hesaba çekileceksiniz).’2
Hamakat, cehalet, yalan, gıybet huyudur. Çok yeme, çok uyuma ve çok konuşma fiilidir. Davul önünde oynaması zevkidir. Nasihatleri dinleyerek kürsü dibinde ağlaması korkusudur. Bu makamdan ancak ’Allah, Allah (c.c.)’ zikrine devam ederek, mürşidinin kontrolünde, nazar ve himmeti ile geçebilmesi mümkün olur.

3- Nefs-i Mülheme:
Sıfatları 7’dir. Bu makamın rengi sarıdır. Ahlakı ise şeytanîdir. ’Fe-elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ’ âyetinin mazharıdır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَا ﴿﴾ فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَا
’Nefse ve onu düzenleyip (düzgün bir biçimde şekillendirene), sonra da ona hem kötülüğünü, hem de takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun.’3
Ucub, kibir, mekr, riya huyudur; fitne, fesat, nemmamlık (söz taşıyıcılık) fiilidir. Zahirde zühd ve takva sahibi görünür. Batını ise fısk-ı fücurla doludur. Ucub, riya, hubb-i medh (kendinin methinden hoşlanma) zevkidir. İbadette ise kendini sofu göstermeye çalışır.
Bu makamdan geçmek için ’Hû-Hû yâ Hû’ zikrine çokça devam etmelidir. Mürşidinin himmeti ve onu dinlemesi onun irşadıdır. Bu makamdan da ancak bu şekilde geçmesi mümkündür.

4- Nefs-i Mutmainne:
Sıfatları 7’dir. Ahlakı melekîdir. Rengi ise beyazdır. ’Yâ eyyetühe’n-nefsü’l-mutmainne’ âyetinin mazharıdır. Cenâb-ı Hak:
يَآ اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
’Ey mutmain (huzur içinde) olan nefis!’4 buyurmaktadır.
Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine itaat eder. İbadetten zevk alır. Terk-i itaat korkusudur. Günah işlemekten son derece korkar. Kadere rıza gösterir. Bütün halleri Allah’tan görür. Teslimiyette sadıktır.
Bu makamdan geçebilmesi için ’Hay-Hay yâ Hay’ zikrini çokça yapmalıdır. Mürşidinin nazar ve himmetiyle ancak buradan geçmesi mümkündür.

5- Nefs-i Râdıye:
Sıfatları 7’dir. Ahlakı ise veli ahlakıdır. Rengi ise siyahtır. ’İrciî ilâ Rabbiki râdıyeten’ âyetinin mazharıdır. Allah Teâlâ:
اِرْجِع۪يٓ اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً
’(Sen O’ndan) razı, (O da senden) razı olarak Rabbine dön!’5 buyurmaktadır.
Kerameti gördüğü zaman sevinir, melekût âlemini keşfettikçe zevklenir. En çok sevgisi kerametinin yayılmasıdır. Korkusu melekût âleminin perdelenmesidir. Her amelinde Cenâb-ı Hakk’ın rızasına yönelmeyi sever. Allah’ın rızası için bütün mahlûkata hizmeti sever. İbadetlerini Cenâb-ı Hakk’ın rızası için ihlâsla yapmaya gayret eder.
Bu makamdan bir üste geçebilmesi için ’Hak-Hak yâ Hak’ zikri gereklidir. Bir üst makama yine ancak mürşidinin nazar ve himmeti ile geçmesi mümkündür.

6- Nefs-i Mardıyye:
Sıfatları 7’dir. Ahlakı, ahlak-ı Nebi’dir. Rengi ise kül rengidir. ’İrciî ilâ Rabbiki râdıyeten mardıyyeten’ âyetinin mazharıdır. Cenâb-ı Hak:
اِرْجِع۪يٓ اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً
’(Sen O’ndan) razı, (O da senden) razı olarak Rabbine dön!’6 buyurmaktadır.
İlim ehlidir. Marifet ehlidir. Aşk u muhabbet halidir. Halkı irşat etme halidir. Sırların tecellisinden zevk alır. Tecelliyi, sıfât-ı zat’tan alır. Makam-ı cemde halka tasarruf halidir. ’Kayyum-Kayyum yâ Kayyum’ zikri derecesinin yükselişidir. Ancak mürşidinin nazar ve himmeti ile bu makamı geçebilir.

7- Nefs-i Safiyye:
Sıfatları 7’dir. Ahlakı, ahlak-ı Huda’dır. Kerem sahibidir. Cömerttir, şefkatlidir, sadıktır, âlimdir, halimdir. Bu makamın rengi yoktur. Şeffaftır. ’Tehallekû bi-ahlâkillâh’ hadisinin mazharıdır. Hadis-i şerifte:
تَخَلَّقُوا بِأَخْلَاقِ اللّٰهِ
’Allah’ın ahlaklarıyla ahlaklanın.’7 buyrulmaktadır. Tevhid-i ef’al, sıfat-ı zat’ta fanidir. Cemu’l-cem’de bakidir: Duhul-i şehr-i hakikat, zevkidir. Urucu (yükselişi), setr-i hakikat korkusudur. ’Kahhâr-Kahhâr yâ Kahhâr’ zikri, derecesinin yükselişidir. Ancak mürşidinin nazar ve himmeti ile bu makamı geçebilir.
Böylece salik fenâ ve bekâ sırlarına aşina olduktan sonra, yani ’Bekâ billâh’ sırlarına vakıf olduktan sonra Velâyet-i Muhammediyye’ye (s.a.v.) ayak basması lazım ki mürşid-i kâmil ve halifetullah olup irşat postuna oturabilsin. ’Bekâ billâh’taki salikin tekrar Rasûlullah Efendimiz’in velayetine inmesi lazımdır. Burada o salik artık bütün hallerinde Rasûlullah Efendimizin sünnetlerini yerine getirir. Böylece irşat postuna oturarak halkı irşat edebilir. Bekâ billâh’taki salikin tekrar Rasûlullah Efendimizin velayetine inmesi tenzil-i rütbe değil terfi-i rütbedir. Burada Efendimiz’in velayetine inen salik her halinde ister istemez kendiliğinden Rasûlullah Efendimizin sünnetlerini yaşar. Onu gören sanki Rasûlullah Efendimizi görmüş gibi olur. O mübarek zata bakanlara Allah’ı ve Rasûlü’nü hatırlatır. Bu mübarek zatın yüzü nuranî, sözleri ise rahmanîdir. Tam bir tevhid ehlidir. Tevhid için değil bir canını, bin canını dahi feda etmeye hazırdır. İnsanlar kendine nasıl hakaret ederlerse etsin aldırmaz; ama Allah’a ve Rasûlü’ne, tevhide bir söz söylendi mi dayanamaz hemen müdahale eder. Hz. Ali Efendimiz bir harpte bir müşriki Allah için tam öldüreceği zaman o müşrik yüzüne tükürdüğü için öldürmemiş, böylelikle onun hidayetine vesile olmuştur.8
İşte böyle bir ehlullah görüldüğünde onun kıymeti bilinmeli ve hemen hiç düşünmeden ona tabi olunmalıdır. Böyle mübarek zatlara tabi olan Allah’a ve Rasûlü’ne tabi olmuştur.


(Endnotes)
1 Yûsuf, 12/53.
2 el-Kıyâme, 75/2.
3 eş-Şems, 91/7-8.
4 el-Fecr, 89/27.
5 el-Fecr, 89/28.
6 el-Fecr, 89/28.
7 Fahru’d-Dîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, c.9, s.66, Âl-i İmrân 159, Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1981; Suyûtî, Te’yîdu’l-Hakîkati’l-Aliyye Ve Teşyîdu’t-Tarîkati’ş-Şâzuliyye, s.105-106, el-Matbaatu’l-İslâmiyye, 1934; Kastalânî, İrşâdu’s-Sârî İlâ Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, c.5, s.341, Matbaatu’l-Kübra’l-Emîriyyeti Bi-Bulâk, Mısır, h.1323; İbn-i Hacer el-Heytemî, el-Feteve’l-Hadîsiyye, s.293, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut; Ali el-Kârî, Şerhu’ş-Şifâ, c.2, s.53, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2001.
8 Bkz., Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Şerh-i Mesnevî (Tahirü’l-Mevlevî), c.5, s.1719, Beyit:3712, Şamil Yayınevi, İstanbul, 2. Baskı; Seyyid Burhâneddin Tirmizî, Maârif, Tercüme: Ali Rıza Karabulut, ’Öfke’ Bölümü, Mektebe Yayınları, Ankara, 1995.
Bu eserlerde zikredilen bu rivayet, hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.