Gün geçmiyor ki doğada Rabbimizin kudretini gösteren bir olay daha gerçekleşmesin ya da bir canlı keşfedilmesin. En son keşiflerden birisi de hakkında çok fazla bilginin olmadığı Latince ismi Salpa maggiore olan ve şeffaf canlılar grubu olarak adlandırılan Salpa’lara ait bir planktonik omurgasız canlı örneğidir.
Böyle bir konuyu kaleme almamamızın asıl sebebi hem Rabbimizin Azimüşşan’ında buyurduğu: ’Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin.’1 gibi aynı manaya gelen çoğu ayet-i kerimede vurgulandığı üzere Yaratan’ın ilahi kudretine dikkat çekmek hem de bu canlı türü ile ilgili son dönemde sosyal medyaya çokça yansıyan yanlış bir bilgiyi (Şeffaf Balık) düzeltmektir.
Belki çoğumuz bu ve benzeri az rastlanan ya da gözle bile görülemeyecek küçüklükteki canlı gruplarını doğada teferruat ya da ne işe yarar ki gibi görse de asıl yaratılış gayesini en iyi şekilde Âlemlerin Rabbi bilmekle birlikte son dönemlerde yapılan çeşitli araştırmalar bunların doğadaki görevleri hakkında bizlere cüzi de olsa bilgiler sunmaktadır. Bizim teferruat olarak gördüğümüz bu canlıların aslında besin döngüsü dediğimiz bir sistemin temelini oluşturduğu görülmüştür. Örneğin bunu, yeni tespit edilen planktonik bir omurgasız canlı türü Salpa maggiore (şeffaf balık) ve bu türün besini olan fitoplanktonlar üzerinden örneklendirecek olursak üçgenimsi bir besin piramidini düşündüğümüzde en altta üretici dediğimiz fitoplanktonlar yer alır, daha sonra bunlarla beslenen hayvansal planktonlar (birincil tüketiciler) yer alır. Bunları da sularda tüketen ikincil tüketiciler dediğimiz balıklar tüketir. Bu şekilde devam eder gider. Burada söylemeye çalıştığımız şey şudur; belki bizim teferruat olarak gördüğümüz şey veya canlılar hakikatte çok önem arz edebilmektedir. Yukarıdaki örnekten hareketle bizlerin sofralarımızda besin olarak tükettiği balıklar bizim aslında sularda önemsemediğimiz gözle bile görülemeyen bitkisel ve hayvansal organizmalara bağımlıdırlar. Balıkların da baş besinini oluşturan sulardaki bu küçük organizmalar o kadar önem arz etmektedir ki sularda yaşayan fitoplankton adını verdiğimiz ya da halk arasında su yosunu adı verilen canlı grupları son yıllarda tespit edilmiştir ki yeryüzünün en besleyici gıdalarını teşkil etmektedirler ve ayrıca bizimde soluduğumuz atmosferdeki oksijenin yaklaşık % 80’nini bu canlı grupları sağlamaktadır. Hakikatteki görevini en ayrıntılı bir şekilde Rabbimiz bilmekle birlikte yukarıdaki cüzi bilgilerden hareketle şu ayet-i kerimeyi söylemek yerinde olacaktır. ’Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin.’2 Bu giriş bilgilerinden sonra bilim adamlarını hayrete düşüren bu balık şekilli canlı türü hakkında biraz bilgi verelim.
Yeni tespit edilen bu türün (Salpa maggiore) şu ana değin rastlanan ve hakkında kısmen bilgilerin olduğu şeffaf omurgasız canlı grubundan (Salpa) farklı bir fiziksel yapıya sahip olması yani daha çok balığı andırıyor olması ve yaşam tarzının salpa’lardaki zincir grup yapısının aksine daha çok bireysel formatta olması çoğu balık araştırıcısını şaşırtmıştır. Öncelikle bu yeni bulunan tür ile ilgili bilgi vermeden önce balık şeklindeki bu canlı türünün de dâhil olduğu şeffaf omurgasızlar olarak adlandırılan Salpa’lar hakkında kısaca bilgi verelim:
Şeffaf Canlılar (Salpa’lar)
Salpa’lar bireysel olarak varil şekilli yani ortası şişkin devamında incelen bir şekil yapısına sahip olup planktonik bir deniz omurgasızları grubunda yer almaktadır. Hareket mekanizması jelatinimsi vücudunda topladığı suları dışarı pompalamak suretiyledir. Salp’larda görülen bu suyu fışkırtmak suretiyle itme kuvveti oluşturma olayı hayvanlar âleminde hareket mekanizmasında kullanılan en etkili yollardan birisidir. Ayrıca zincir şeklinde sıralanmış bu balık, varil şekilli omurgasız canlılar kendi içlerinde suları pompalarken aynı zamanda suyun içerindeki fitoplankton adını verdiğimiz besleyici besinlerle de beslenmiş oluyorlar. Bu beslenme şekli bize balinaların beslenme şeklini hatırlatır. Bildiğiniz üzere balinalarda da içerisine aldığı suyu filtre ettikten sonra yani içerisindeki besleyici besinleri süzdükten sonra geri kalan suyu tahliye ettiği bir açıklık bulunmaktadır.
Salpa’lar ekvatorda, ılıman ve soğuk sularda, yüzeye yakın yerlerde nadiren tekli, çoğunlukla iplik şeklinde sıralanmış koloni halinde yaşarlar. En fazla rastlandıkları bölge Güney Okyanusu’nda Antartikaya yakın bir noktada olur ki zaman zaman sayıları bu bölgedeki karideslerden çok daha fazla olup derin sularda bir büyük yığınlar oluştururlar. Hatta 1910’lu yıllarda Güney Okyanusunda Salpa yoğunluğu artış gösterirken aynı bölgedeki karideslerin yoğunluğunun azaldığı gözlenmiştir. Yine önceki yıllarda Amerika’nın Washington şehri kıyılarında da zaman zaman salpa yoğunluğunun arttığı gözlenmiştir.
Salpa nesilleri zorunlu değişikliğe bağlı karmaşık bir yaşam döngüsüne sahiptir. Yaşam döngülerinin her ikisi de denizlerde geçer ve her iki dönemde de görünüşleri çok az değişiklik göstermesine karşın genel olarak birbirine benzer. Çoğunlukla her iki dönemde de şeffaf, boru varil yapıda, jelatinli hayvan grubuna ait canlılar olup boyları 1-10 cm arasında değişir. Varil şekil yapısına sahip, tek oldukları bu ikinci dönemde 10 ile 100’lü zincirlerdeki her bir şeffaf omurgasız salpa eşeysiz üremeyle ortama çok sayıda canlı bırakır.
Salpa zincirleri bu canlıların yaşam döngülerinde bir araya toplandıkları bir dönemi teşkil eder. Salpa bireylerinin bir araya gelerek oluşturdukları kümelenme yapısı aynı zamanda blastozooidler olarak da adlandırılır ki bu kümemsi yapı artık yüzme ve beslenme işlerinde birlikte hareket eder ve aynı zamanda her bir birey büyümesine devam eder. Zincirdeki her bir blastozooid atasının vücut duvarına tutunmuş haldeki ozooid embriyosunun büyümesi sonucu eşeyli olarak çoğalırlar. Eski zincirlerdeki blastozooidler erkek gamet oluştururken yeni zincirdeki blastozooidler olgunlaşarak dişi gamet oluştururlar ve erkek gametler tarafından döllendikten bir süre sonra gelişen ozooidler ana blastozooidlerden ayrılırlar. Ana bireyden ayrılan yavru salpa’lar beslenmelerine ve büyümelerine devam ederler. Bu eşeysiz tek başına geçen safha sonunda her bir salpa’nın bir araya gelerek tekrar zincir kolonisi oluşturmasıyla salpa’ların yaşam döngüsü tamamlanmış olur.
Salpa’ların yukarıda bahsetmiş olduğumuz tek başına ve zincir halindeki yaşam döngüsünün her ikisi de denizlerde geçer ve bu nesillerin yenilenme süreleri yani yaşam döngüsü ortamdaki besin miktarının durumuna göre daha kısa sürede gerçekleşebilir. Eğer ortamda salpa’ların besini olan fitoplankton bol miktarda ise bu besinler salpa’lar tarafından kısa sürede tüketileceği için ortamda salpa adını verdiğimiz bu omurgasız canlı grubunun ortamda aşırı miktarda çoğaldığını görmemiz mümkündür. Eğer ortamda yeterli besin kalmazsa büyük miktarlardaki salpa çoğalması sona ermektedir. Bu omurgasız canlılar aşırı çoğaldıklarında bazen de ortamdaki mantar mercanları ve deniz dibinde hareket edebilen Heteropsammia grubuna mensup bir çeşit mercan çeşidi tarafından da tüketilebilmektedir.
Çok masumane duran bu saydam yapılı omurgasız canlı grupları bazen de zararlı olabilmektedirler. 1920’lerde Kuzey denizinde Salpa fusiformis adı verilen bir salpa çeşidi çok fazla miktarda çoğalması sonucunda bölgedeki Ringa balıklarının tükenmesine sebep olmuştur.
Salpa’ların canlılığını devam ettirip çoğalmaları ortamdaki bitkisel besin adını verdiğimiz fitplanktonların aşırı artışlarına nasıl tepki verdikleriyle doğrudan ilgilidir. Ortamda bitkisel besinler aşırı çoğaldığı zaman salpa’lar bu bitkisel besinleri tüketmek suretiyle hızlı bir şekilde çoğalarak hacimsel artış sağlarlar ve koloniler oluştururlar. Salpa’lardaki bu hacimsel artış normal birçok hücreli canlıdan daha hızlı gerçekleşir ve böylelikle deniz ortamındaki fitoplankton örtüsü hızlı bir şekilde ortadan kalkmış olur. Eğer ortamdaki bitkisel besin yoğunluğu tüketilemeyecek kadar fazla ise bu takdirde salpa’lar aşırı yoğunluktan dolayı suyun dibine doğru batarlar. Salpa’ların bu yoğun artışı sahillerin balçıksı yapıda salpa tortularıyla dolmasına sebep olur ve sahildeki diğer planktonik türlerde salpa’larla rekabet edebildikleri ölçüde sayılarını ya kısmen artırırlar ya da kısmen azaltırlar. Bu yoğun salpa tortuları deniz diplerine batarak okyanuslardaki karbon döngüsünde önemli rol oynarlar.
Salpa’lar açık sulardaki ve kıyı bölgedeki diğer omurgasız canlı gruplarıyla sistematik olarak akrabadırlar. Salpa’lar gerek görünüş itibariyle ve gerekse su içerisindeki hareketleri sebebiyle ne kadar denizanalarına benzeseler de sırt bölgelerinde taşıdıkları sinir ipliği sebebiyle içerisinde balıkların da olduğu ’chordata’ bölümüne dâhildirler.
Salpa’lar omurgalı hayvanların ilkel bir şeklini temsil eder ve omurgalı canlıların oluşumu hakkında bizlere bilgi verir. Yine salpa’lardaki basit sinir sistemi yapısı omurgalı canlılardaki karışık yapıdaki merkezi sinir siteminin ilkel yapısına iyi bir örnek teşkil eder.3
Yeni bir Şeffaf (Balık) Canlı türü: Salpa maggiore
Yeni Zelenda’nın 43 mil kuzeyinde Karikari yarımadası açıklarında balık tutmaya giden bir balıkçı tarafından tespit edilen ve ilk kez bu kadar net bir şekilde fotoğraflanan Salpa grubuna ait bu balığın, güney okyanusunda sadece soğuk sularda yaşadıkları ve türlerine nadir rastlanan bir balık çeşidi olduğu belirtilmektedir. Balıkçı, şeffaf yaratığı (balığı) eline aldığında yüzeyinin sanki balık pulları ile kaplıymış gibi olduğunu ve jölemsi ama oldukça sıkı bir forma sahip bir canlı olduğunu belirtmiştir. Yine balıkçı, içyapısında fotoğraflarda da görülen turuncu dilsi yapı harici bir organın görülmediği söylemiştir. Salpa maggiore türü ile ilgili ulaşabildiğimiz yurt dışı kaynaklı bilgiler şu şekildedir:
Salpa maggiore normalden farklı bir okyanus menşeli bir canlıdır. Chordata adı verilen balıkların da içerisinde yer aldığı gruptan olan bu omurgasız canlı türü fiziksel yapısı itibariyle bir balığı andırır. Vücudu neredeyse tamamen bir denizanası gibi saydamdır. Bu türe okyanuslarda bile çok nadir rastlanmaktadır, bu nedenle bu omurgasız canlı türü hakkında çok az şey bilinmektedir. Şu ana değin bu omurgasız canlı türlerine sadece Atlantik ve Pasifik okyanuslarında rastlanmıştır. Genellikle yaşam alanı olarak okyanusların yüzeyden en fazla 5 metrelere kadar olan bölümlerini tercih ettiği görülmüştür. Bulunan örnekler arasında maksimum büyüklüğünün 25 cm olduğu görülmüştür. Omuriliğe sahip olduğu bilinmektedir. Ayrıca hareket mekanizmasının jelimsi vücuduna su toplayarak ve daha sonra topladığı suları püskürtme kuvveti ile ilerlemek şeklinde olduğu araştırıcılar tarafından belirtilmektedir.
Salpa maggiore çok az durumda tek hareket eder. Genellikle grup halinde dolaşırlar ve bu sebeple oluşturdukları grup zincir olarak adlandırılır. Eşeysiz olarak çoğalırlar ve kendi zincir gruplarını oluştururlar. Böylelikle eş zamanlı olarak hem bireysel Salpa maggiore türleri hem de toplu halde zincirlerin bölümleri ortaya çıkmış olur. Zincir grubu içerisindeki her bir birey diğeri ile zayıf elektrik akımları vasıtasıyla iletişim kurar. Bu zayıf elektrik akımına karşı grup içerisindeki her bireyin sergilediği bireysel cevap ve davranışlar bunların ayrı birer ünite olduğunu göstermektedir. Grup halindeki vücutları her iki tarafı açık bir kutu şeklindedir. Bu kutunun her birinin sonunda bir açıklık vardır. Zincir grubunun en önünde yer alan bireyler sırasıyla içerisine çektikleri suyu bir sonrakine pompalamak suretiyle öne doğru hareket gerçekleştirmiş olurlar. Aynı hareketi grup içerisindeki her bir birey gerçekleştirmek suretiyle ileri doğru bir hareket gerçekleşmiş olur. Aynı zamanda içerisine aldıkları bu suları süzmek suretiyle de kendileri için yararlı olan algleri ve fitoplanktonları tüketmiş ve böylelikle de diğer balıklar misali beslenmiş olurlar.
Şeffaf canlı grubundan olan Salpa maggiore ile ilgili güncel bilgilerimiz ancak bu kadar olup sulardaki diğer bir şeffaf canlı grubu yani Leptocephalus grubu hakkında yeri gelmişken bilgi vermemiz hem şu ana değin Leptocephalus ile ilgili yanlış bilgilerimizin düzeltilmesini hem de bu canlı gruplarını kendi içerisinde kıyaslama imkânı sağlayacaktır.4
Leptocephalus (Deniz Yılan Balıkları Larvaları)
Fotoğrafta Conger myriaster (Japon yılan balığı) türüne ait transparan (şeffaf) larva görülmektedir. Leptocephalus aslında yılan balıklarının metamorfoz öncesi genç bireylerine verilen isim olup kelime anlamı olarak ’yassı baş’ demektir. Bu isim yılan balıklarının metamorfoz yani değişim geçirmeden önceki bireylere hiç benzemediği için bir yanlışlık sonrasında yeni bir tür olduğu düşünülerek verilmiştir, daha sonra aynı türler oldukları anlaşılsa da, yılan balığı larvasının ismi ’leptocephalus’ olarak kalmıştır. Bu düz ve transparan larva biçimi, yılan balığı larvalarında ya da daha iyi bir deyişle ’Elopomorpha’ takımına dahil canlılarda görülmektedir. ’Leptocephalus’ larva tipine sahip en bilinen canlılar arasında; müren balıkları, tarla yılan balıkları (Heterocongrinae alt ailesi), mığrı balığı ve tatlı su yılan balıkları sayılabilir.
Leptocephalus bireyleri, lateralden yassılaşmış vücutları içerisinde ihtiva ettikleri transparan maddeler ve bu maddeleri bir arada tutan ince bir kas tabakası ile sarılmıştır. Transparan özelliğinden ötürü kaslarda bulunan segmentler dışarıdan rahatlıkla görülebilmektedir. Vücut organlarının oldukça ufak boyutlarda olduğu bu evrede, basit düz bir tüp yapısındaki mide ve bağırsak göze çarpmaktadır. Ayrıca ancak metamorfoz geçirdikten sonra oluşan kırmızı kan hücrelerinin henüz oluşmamış olmasının da etkisiyle, saydam ve şeffaf bir görünüme sahiptirler.5
Yazımızı veciz bir sözle bitirmenin konudan alınması gereken hisseye uygun düşeceği kanaatindeyim:
’Gören göze karanlık perde olamaz; görmek istemeyen göze ışık ne yapsın.’
(Endnotes)
1 el-En’âm, 6/59.
2 el-Mülk, 67/3.
3 Anonim, 1. https://en.wikipedia.org/wiki/Salp
4 Anonim, 2. http://www.ourbreathingplanet.com/salpa-maggiore
5 Anonim, 3. https://en.wikipedia.org/wiki/Leptocephalus
Sulardaki Mucize Şeffaf Canlılar
Özlenen Rehber Dergisi 156. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.