Özlenen Rehber Dergisi

161.Sayı

Orkideler

’Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.’ (Hac, 22/46)

Doğada hiçbir şey yoktur ki Yüce Yaratan’dan izler taşımasın. Tabi bu sözlerimiz Kur’ân’ın ifadesiyle ’selim akıl sahipleri’nedir. İşte doğadaki bu izleri taşıyan şeylerden birisi de orkide bitkisi olup, Cenâb-ı Hakk’ın (c.c.) doğada yarattığı çok farklı özellikler içermesi sebebiyle çoğu bilim insanının fazlasıyla dikkatini çekmiş bir bitkidir.
Çiçekli bitkiler dünyası kendi içinde hayli gizem barındırmaktadır. Polenlerini yaymak için şekilden şekile giren çiçekler kimi zaman çok ilginç görüntüler oluşturuyorlar. Kuşların ve böceklerin ilgisini çekmek, böylece onlar sayesinde tohumlarını yaymak isteyen çiçekler, çarpıcı renk ve biçimlere dönüşebiliyorlar. Bu ayki yazımızın konusunu oluşturan orkideler, çiçeklerinin çok farklı şekillerde olması ve bazı türlerinde rastlanan farklı tozlaşma yolları sebebiyle dikkat çeken tohumlu bir bitki grubudur.
Salepgiller (Orchidaceae) familyasından olan bu bitki grubunun ana vatanı Singapur olup binlerce yabani türü de vardır. Tohumları İngilizler tarafından Singapur’dan tüm Dünya’ya dağıtılmıştır. Anadolu’da doğal olarak yetişmekle birlikte kültür şekilleri sera ve salonlarda da yetiştirilir. Sera ve salonlarda yetiştirilenler süs bitkisidir. Tropik, subtropik, ılıman ve hatta serin iklim kuşaklarındaki ülkelerde doğal ortamlarda yetişmektedir. Tropikal orkideler genellikle epifit olarak ağaçların üzerinde yaşarlar. 20.000’den fazla tür ve varyeteye sahiptir. Bunlar içinde 15-20 tanesi süs bitkileri olarak yetiştirilmektedir. Bilhassa Ceologyne cristata, Odontoglossum grande, Paphiopedilum insigne ve Lycaste skinneri çok kolay yetişen ve ısı istekleri fazla olmayan türlerdir.1
Orkideler yetiştirilirken gayet aydınlık yerlerde bulundurulmalı, sadece sabah ve akşam güneşine maruz bırakılmalıdır. Orkidelerin büyük bir kısmında kök ve sürgün verme, ilkbahar ve yaz aylarına rastlar. Bu devrede bitkilerin rutubeti yüksek yerlerde bulundurulmaları gerekir. Seralarda bunu temin maksadı ile bitkilere sık sık, çok ince zerreler halinde, kireçsiz su püskürtülmesi uygulanır. Kireç ve klor ihtiva eden sular orkidelerin gelişmesine olumsuz yönde etki eder. Orkide yetiştirilecek yerler iyi aydınlanmanın yanında, iyi ısıtılabilmeleri ve sıcaklığın oldukça sabit tutulabilmesi gerekir. Üretilmeleri, ilkbaharda saksı değiştirme esnasında, ayırma suretiyle yapılır. Ayrılan bitkiler, önce 6-8 santimetrelik küçük saksılara alınır ve iyice köklenmeyi müteakip 10 santimetrelik saksılara şaşırtılırlar. Saksı değiştirme işi, iki yılda bir olmak üzere mart ve nisan ayında yapılır. İlkbaharda çiçek açan türlerde ise saksı, çiçeklenme periyodundan sonra değiştirilir. Saksı değiştirme esnasında, harç materyalinin, dış kısımları ve bitkinin ölü kök kısımları ayıklanıp uzaklaştırılır. Orkide yetiştiriciliğinde kullanılacak toprağın iri taneli, gevşek geçirgen bir yapıya sahip olması gerekmektedir.
Orkide çiçeğinin on binlerce farklı görüntüde olan türleri vardır. Bu türlerden bazıları, aşağıda resimlerde de görüldüğü üzere çok çeşitli insan ve hayvan suretlerini andırır şekillere sahiptirler.



Maymun Yüzlü Orkideler (Dracula türleri) Kelebek Orkidesi (Phalaenopsis türü)




Yaban arısı orkidesi (Ophrys bomybliflora) Arı orkidesi (Ophrys speculum)



Güvercin orkidesi (Peristeria Elata) Uçan ördek orkidesi (Caleana Major)


Beyaz kuş orkidesi (Habenaria Radiata)


Orkideler arasında ilginç tozlaşma örneklerine rastlanır. Bir kısım orkide türü, diğer çiçekler gibi renk ve balözleriyle böcekleri cezbederek tozlaşmayı kolaylaştırırlar. Balözü için çiçeğe konan böceklerin ayaklarına ve antenlerine bulaşan çiçek tozları, böcekler aracılığıyla diğer orkidelere taşınır. Renkleri, şekilleri ve kokularıyla böcekleri taklit eden ilginç orkide türleri de vardır. Dış görünüşü dişi yaban arasına benzeyen bazı türler etrafa yaydıkları dişi arı kokusuyla erkek arıları cezbederler. Erkek arılar bu orkideleri dişi arı zannederek çiftleşmek için üzerlerine konarlar. Bu sırada patlayan polen torbalarından arının bacağına çiçek tozları bulaşır. Böcek diğer orkideye konduğu zaman bu polenler böcek tarafından çiçeğe aktarılır. Özellikle ’Ophrys’ orkide cinsinin türleri, renkleri, şekilleri ve kokularıyla çevre böceklerini taklit ederler. Büyük Bahama Adalarındaki ’Oncidium’ cinsi orkide türleri de bölgesel böceklere benzeyerek tozlaşmayı sağlarlar. Taklit yetenekleri dolayısıyla pek çok orkide; arı orkidesi, sondajcı böcek orkidesi, örümcek orkidesi gibi isimlerle anılır. Bunlardan tozlaşmadaki farklı özelliğinden dolayı arı orkidesi bitkisinden bahsedeğiz.2

ARI ORKİDESİ
Arı orkidesi, Akdeniz’e yakın Anadolu topraklarında da yayılışı olan orkide türlerinden birisidir. Hatta yukarıda fotoğrafını verdiğimiz latince adı Ophrys speculum olan arı orkidesi türü, ülkemizin ünlü ekologlarından birisi olan Prof. Dr. Ahmet Karataş tarafından 2013 yılında Hatay ili Kuruyer Köyünde çekilmiştir. Genellikle 25 cm uzunluğunda olan bu salep bitkisi üzerinde 2-8 tane büyük çiçek taşır. Genellikle Akdeniz bölgesinde rastlanan bu orkide türüne uzak doğuda çok az rastlanmaktadır. Bulunduğu alanlar genellikle yol kenarlarındaki taşlık/kayalık alanlar ile kısa otların bulunduğu tarım yapılmayan arazilerdir.3
Arı orkidesi bitkisini bizler için farklı kılan özellik, böceklerle tozlaşmasına karşın nektar içermemesidir. Çünkü entemogam tozlaşma adını verdiğimiz böceklerle tozlaşma yapan bitkilerde böcekleri çiçeklere çeken en önemli unsur balözü yani nektardır. İşte nektarı olmadığı halde Yaratan’ın (c.c.) kendisinde halk ettiği benzeşim tekniği ve bir kimyasal uyartı sayesinde tozlaşma olayını başarabilmektir. Bu olayın ayrıntısına değinmeden önce olayların daha iyi anlaşılması açısından bitkiler âlemindeki tozlaşmanın çeşidi ve önemine kısaca değinelim istiyorum.
Üstteki paragrafta da kısmen bahsettiğimiz bitkiler âlemindeki tozlaşmanın en önemli iki unsuru böcekler ve rüzgarlardır. Böcekler içerinde en önemli gurubu tabi ki arılar oluşturur. Bu sebepten ötürüdür ki dünyaca ünlü Ekologlar son dönemlerde de sıkça rastladığımız arı ölümlerini fazlasıyla önemsemekte ve bu durumun artış göstermesi durumunda dünyanın sonunun yakın olduğunu söylemektedirler. Tabi ki neyin ne zaman ve ne oranda olacağını bilen hiç şüphesiz Cenâb-ı Allah’tır. Bilim adamları bunu söylerken vurgulamak istedikleri; yeryüzündeki sebep-sonuç ilişkisinden hareketle arıların bitkilerin tozlaşmasındaki önemidir.
Konumuza tekrar dönecek olursak tozlaşmayı sağlayan böceklerin (arıların) bitki çiçeklerine asıl ulaşma maksatları nektar adını verdiğimiz balözleridir. Balözleri böcekler için iyi bir gıda maddesi olduğu için bu canlıları bitkilere çekebilmektedir. Rabbimiz her şeyi bir sebep dairesinde yaratmıştır ve başta arılar olmak üzere bitkilerdeki tozlaşmadan sorumlu böcekler de bitki çiçeklerindeki besini (nektar) almak için çiçeklere ulaşmakta ve böylelikle kendisinin haberdar bile olmadığı çiçeklerin polenlerini başka çiçeklere taşımak suretiyle onların tozlaşmalarına yani bir nevi hayatlarını devam ettirmelerine yardımcı olmaktadırlar. Bu olay cidden küçümsenecek bir olay değildir. Nitekim bu nektar-tozlaşma ilişkisi eğer tesadüfler çerçevesinde gerçekleşmiş bir olay olsaydı kimi çiçeklerdeki nektar miktarı bir arı için yeter miktarda olabilirdi ki bu da o çiçeğe gelen arının o çiçekle beslendikten sonra yeteri miktarda nektar topladığı için başka çiçeğe uğramadan direk olarak kovanına dönmesi demektir. Bunun da anlamı arıların bir bölümü tek çiçekteki nektarla yeteri oranda beslendikleri için kendisine nektar alımı sırasında bulaşan polenleri ikinci bir çiçeğe taşımaması ve dolayısıyla o çiçeklerin tozlaşamaması demektir. Halbuki hiç böyle bir olay olmamaktadır. Arılar bir çiçekteki nektarla yetinmemektedir ki böylelikle kendisine yapışan polenleri diğer çiçeklere aktarmak suretiyle çiçeklerin tozlaşmalarına yardımcı olmaktadır.
Orkidelerdeki tozlaşma olayında diğer bir dikkat çekici olay ise nektar içermeyen bazı orkide çiçeklerinin tozlaşmalarını yani üremelerini devam ettirebilmek için tesadüf eseri olamayacak kadar detaylı yaratılmış hem cinslerinden farklı bazı şekilsel ve fizyolojik özelliklere sahip olmalarıdır. Peki bu yöntemle çoğalan, ancak balözüne sahip olmayan bir bitki nasıl tozlaşabilir? Şöyle ki; Ophrys (arı orkidesi) cinsine ait orkide türlerinde böcekleri kendisine çekecek balözü yoktur. Bu eksikliği, Yaratan’ın kendisine verdiği başka özellikler gidermektedir. O özelliklerden ilki, çiçeğin dış görünüşü dediğimiz morfolojik biçimindeki farklılıktır. Çiçek alt dudağı, rengi, şekli ve tüyleriyle tam bir dişi yaban arısı görünümündedir. Hatta kanatlarını da açmış durumda yapısıyla daha da dikkat çeker haldedir. Uzaktan bakıldığı zaman üzerinde arı olan bir çiçek gibi görülen arı orkidesi sadece bizi değil aynı zamanda arıları da kandırır. Yaratan’ın bu çiçek gurubunda hem cinslerinden farklı olarak yarattığı ikinci özellik ise fizyolojik dediğimiz erkek yaban arılarını kokusuyla kendisine çeken bir salgı salgılamasıdır. Benzeşim tekniği kullanan bu çiçek hem görüntüsüyle hem de üreme döneminde salgıladığı bir feromonla dişi arıları taklit ederek erkek arıları kendine çeker. Erkek yaban arısı çiftleşmek amacıyla bir dişi arı aradığında orkideden yayılan çekici kokunun da etkisiyle bu orkide çiçeğine yönelir. Burada dişi yaban arısına benzeyen alt dudağa konar. Ardından çiftleşmeye çalışır. Bu esnada tam kafasının hizasındaki polenler arının kafasına, antenlerine bulaşır. Arı bu çiçekten bir süre sonra ayrılarak kendisini kokusuyla çeken bir başka çiçeğe konar. Böylece üzerinde taşıdığı polenleri yeni konduğu çiçeğe ulaştırarak orkideler arasında tozlaşmaya yardımcı olur. Bu olayları arı orkidelerinin çiçek açtığı Şubat ile Nisan ayı sonuna kadar gözlemleyebiliriz. Kıbrıs Arı Orkidesi (Cyprus bee orchid) de döllenme işleminin gerçekleşmesi için arı taklidi yapan çiçeklerden başka bir tanesidir. Bu yöntemi kullanan orkidelerin sayısı oldukça fazladır ve izledikleri yöntemler de birbirlerinden farklıdır. Kimisi başı yukarı kalkık dişi bir arının taklidini yaparken, kimisinin de başı aşağı doğru eğiktir. Örneğin Sarı Arı Orkidesi (Ophrys lutea) ikinci yöntemi kullanır. Bunun nedeni döllenme şekillerindeki farklılıklardır.4
Bu tozlaşma olayı bu orkide bitkisinde tesadüfen gelişmiş bir olay değildir. Her aşamasında ince bir plan, hesap ve estetik bulunan bu üreme yöntemi kesinlikle bilinçsiz bir bitki tarafından gerçekleştirilemez. Tozlaşma aşamalarından hepsi uyum içerisinde çalışmaz ise üreme faaliyeti başarısız olur. Başından sonuna kadar büyük bir düzen ve intizam içinde çalışan bu mekanizma, Allah’ın yaratmasının ve canlılar üzerindeki hâkimiyetinin açık bir göstergesidir. Nitekim Rabbimiz bir ayeti kerimede:
’Ve yine O, hayatı veren ve öldürendir; gece ile gündüzün ihtilafı (ard arda gelmesi) de ancak O’na aittir. Hiç akıl erdirmez misiniz?’5 buyurarak yeryüzündeki estetiğin, düzenin yaratıcısının bizatihi kendisi olduğunu vurgulayarak bunu idrak etmemizi ve bu idrak sonunda da zatına itaat etmememizi bizlerden istemektedir. Konuyla ilgili aşağıda yer alan benzeri ayet-i kerimelerde Rabbimiz yine doğada bir düzen içerisinde işleyen olaylara dikkat çekerek bunların -yukarıda orkidelerden de örneklerle anlatmış olduğumuz üzere- tesadüf eseri olamayacak kadar kusursuz olduğunu vurgulamaktadır:
’Görmedin mi? Şüphesiz ki Allah, gökten bir su indirdi de, onu yerdeki kaynaklara koydu; sonra onunla renkleri muhtelif ekinler çıkarıyor; sonra kurur da onu sararmış görürsün; sonra da onu bir çöp yapıyor. Şüphe yok ki bunda (selim) akıl sahipleri için gerçekten bir nasihat vardır.’6
’Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgârları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır.’7

(Endnotes)
1 Pierre Delforge (2005) Orchids of Europe, North Africa and the Middle East; A&C Black.
2 Chris Thorogood & Simon Hiscock (2014) Field Guide to the Wildflowers of the Algarve; Kew Publishing.
3 Henrik AErenlund Pedersen & Niels Faurholdt (2007) Ophrys - The Bee Orchids of Europe; Kew.
4 Sue Parker (2014) Wild Orchids of the Algarve - how, where and when to find them; First Nature; David Attenborough (1995). The Private Life of Plants, Princeton University Press, Princeton, New Jersey.
5 el-Mu’minûn, 23/80.
6 ez-Zümer, 39/21.
7 el-Câsiye, 45/5.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.