Özlenen Rehber Dergisi

156.Sayı

Efendimiz (s.a.v.) 'Den Güzel Bir Miras: Misvak Sünneti

M.İzzettin ULUDAĞ Özlenen Rehber Dergisi 156. Sayı
Sözlükte ’bir şeyi ovmak’ anlamındaki ’sevk’ kökünden türetilmiş kelime olan misvak, genellikle ’erâk’ ağacından yapılan, bir ucu lifleri çıkarılarak fırça şekline getirilen, kuru veya yaş şekliyle de kullanılabilen çubuk parçasının adıdır.
Misvak, erâk ağacının dallarından yapılabildiği gibi kök ve gövdelerinden de yapılabilmektedir. Genellikle serçe parmak kalınlığında, gümüşümsü, esmer renkli çubuklar halindedir. Kök rengi ise kahverenginde olup tadı tere otu tadındadır.

Misvakın Terkibi
Misvak ağacı üzerinde yapılan araştırmalar, misvakın içerisinde; kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, sodyum gibi insan sağlığına faydalı olan minerallerin var olduğu tespit edilmiştir. Bazı ilaç şirketleri, misvak ağacının terkibindeki maddelerin zenginliğinden hareketle diş macunu imal etmişlerdir.

Misvakın Kullanımı
Misvakı en iyi kullanma yolu; gül suyu ile ıslatılmış olanı ve ceviz ağacının köklerinden elde edilenidir. Yaş haldeki misvakın kullanımı daha faydalıdır. Başka bir kaynakta ’murra’ ağacındandır denmiş, bir rivayette ise ’bütün peygamberlerin zeytin ağacından misvak kullandığı’1 belirtilmiştir.

Misvakın Mendup Olan Kullanım Şekli
Sağ elle tutulup, serçe parmak altta, başparmak fırçalı kısmın biraz aşağısında, diğer üç parmak misvakın üstünde tutulmalıdır.
Misvak mazmaza (ağza su verme) anında kullanılmalıdır.
Gerek alt dişlerden gerekse üst dişlerden olsun sağdan başlanmalıdır.
Misvakın kullanımının en az miktarı, üst dişlere üç alt dişlere de üç defa sürmektir.
Dişler boyuna değil enine doğru, dil ve damak ise boyuna doğru misvaklanmalıdır.
Misvaklanmak; dişlerin içini, dışını, üst ve alt kısımlarını, ön dişlerin köklerini ve diş aralarını ovuşturmakla olur. Misvakı kullananın durumuna göre kalbi tatmin olduğu kadarıyla daha az sürmesinde de bir sakınca yoktur.
Misvakı, Sahabe-i Kiram Efendilerimizin kulak arkasına ve sarıklarının aralarına kıstırdıkları mervidir.2

Misvak ile İlgili Hadis-i Şerifler ve Sünnet-i Seniyyeler
Efendimiz (s.a.v.), birçok Sahabe-i Kiram Efendilerimizin rivayeti ile:
’Ümmetime zorluk verme (endişesi taşıma)yaydım, mutlaka onlara her namaz(ın başın)da misvak (kullanmay)ı emrederdim.’3 buyurmuşlardır.
Âlimlerimiz, Efendimiz (s.a.v.)’in kesin bir emir vermemesinden hareketle bu uygulamanın müekket bir sünnet olduğunda ittifak etmişlerdir. Başka bir rivayette Efendimiz (s.a.v.):
’Bana ne (oluyor ki) sizi, ben(im yanım)a dişleriniz sararmış bir halde geliyor görüyorum. Misvak kullanın. Ümmetime zorluk verme (endişesi taşıma)yaydım, onlara abdesti farz kıldığım gibi mutlaka onlara misvak (kullanmay)ı da farz kılardım.’4 buyurmuşlar ve Müslüman’ın dişlerinin sararmış olması Âlemlerin Efendisi’ni rahatsız etmiştir.
’Misvakla emrolundum, hatta öyle ki bana bu hususta Kur’an (ayeti) inecek zannettim.’5 buyuran Efendimiz (s.a.v.) yine bu sünnet-i seniyyenin çok önemli olduğunu en beliğ şekilde ifade etmişlerdir.
’Haya duygusu, güzel koku sürünme, evlilik ve misvak kullanma’nın geçmiş peygamberlerin sünnetinden olduğunu dile getirmiştir.6
Aynı rivayete benzer başka bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz (s.a.v.): ’Dört (şey) peygamberlerin sünnetlerindendir. (Bunlar şunlardır:) (Güzel) koku sürünmek, evlenmek, misvak (kullanmak) ve kına.’7 buyurmuş ve bizleri bu nimetten nasiplenmeye davet etmiştir.
Hz. Âişe (r.anhâ) validemize, Efendimiz (s.a.v.) eve geldiğinde ilk yaptığı işin ne olduğu sorulduğunda dişlerini misvakla temizlediğini söylemesi8 misvakın önemini vurgulayan başka bir rivayettir. Yine Hz. Âişe (r.anhâ) validemizden rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Allah’ın Nebisi (s.a.v.) misvaklanırdı, ardından misvakı yıkamam için bana verirdi. Ben de önce kendim onunla misvaklanır, sonra onu yıkar ve onu kendisine verirdim.’9
Bunların yanında Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’a, Efendimiz (s.a.v.) misvakını taşıma ve onu kullanıma hazır tutma görevini vermiş10 ve bu durumdan haberdar olan Sahabe-i Kiram efendilerimizin, Efendimiz (s.a.v.)’in kuvvetli tavsiyeleriyle yanlarında misvak bulundurdukları kaydedilmiştir.
Misvak, bazı durumlarda özellikle Efendimiz (s.a.v.) tarafından istenmiştir.
’Misvakla (kılınan) namazın, misvaksız (kılınan) namaza üstünlüğü yetmiş kattır.’11 buyruğuyla her namaz kılındığında;
’Ümmetime zorluk verme (endişesi taşıma)yaydım, mutlaka onlara her abdest (alış)ta misvak (kullanmay)ı emrederdim.’12 sözlerine binaen her abdest alışta;
gece (ibadet için) kalktığı zaman misvakla ağzını ovalayıp temizlemesinden13 hareketle uykudan uyanıldığında;
Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)’ın: ’Muhakkak ki ağızlarınız, Kur’ân’ın yollarıdır. Şu halde onları misvakla temizleyin.’14 sözü sebebiyle Kur’an okurken;
misvakın ağzı temizleyici, Allah Teâlâ’yı hoşnut kılıcı olduğuna15 ve Cebrail (a.s.)’ın her gelişinde misvakı tavsiye ettiğine16 dair hadis-i şerifleri dolayısı ile ağzı kokutan yemek ve diğer durumlar münasebetiyle, misvak kullanmanın müekket sünnet olduğu belirtilmiştir.
Efendimiz (s.a.v.)’in vefatından az önce misvak ile ağzını temizlediği bildirilmiştir. Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: (Kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekr yanında kendisiyle misvaklandığı bir misvak olduğu hâl­de (odama) girdi. Rasûlullah (s.a.v.) ona baktı. Bunun üzerine ben ona: ’Ey Abdurrahmân! Şu misvakı bana ver!’ de­dim. O da onu bana verdi. (Abdurrahmân’ın dişlerine sürt­mekte olduğu yeri) kırıp ayırdım, sonra (misvağın yeni ucu)nu çiğnedim ve onu Rasûlullah (s.a.v.)’e verdim. Bunun üzerine (Rasûlullah), göğsüme dayanarak onunla misvaklandı.17
Enes (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Misvak (kullanmak) hususunda size (söz, tavsiye ve emri) çok yaptım, (artık dinle­yip itaat etmek gerek!)’18
Oruçlu iken de misvak kullanmak sünnettir. Âişe (r.anhâ)’dan Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: ’Oruçlunun en hayırlı hasletlerinden biri, misvak (kullanması)dır.’19

Misvakla İlgili Müteferrik Hususlar
Misvak bulunmadığı vakit diş fırçası kullanılır, o da yoksa parmaklar ile dişler misvaklanır. Nitekim Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: (Bir defasında:) ’Yâ Rasûlallâh! Ağzı(nın kokusu) değişen kişi misvaklanır (mı?)’ dedim. (Rasûlullah): ’Evet!’ buyurdu. (Ben): ’Nasıl yapar?’ dedim. (Rasûlullah): ’Parmağını ağzına sokar (ve onu ovalar).’ buyurdu.20
Enes (r.a.)’ın Nebi (s.a.v.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: ’Parmaklar, misvaktan yana kâfidir (misvaka bedeldir).’21
Hz. Ali (r.a.) Efendimiz: ’(Ağzı) şahadet parmağı ve başparmakla ovala(yıp temizle)mek misvaktır.’22 buyurmuşlar.
Kadınların sakız çiğnemeleri müstehaptır. Çünkü bu onların misvakıdır. Kadınlar için misvak kullanmak erkeklere göre daha meşakkatlidir. Onların diş etleri misvaka karşı güçsüz olduğu düşünülmüştür. Erkeklerin ise özürsüz sakız çiğnemesi kadınlara benzemek olacağından mekruhtur. Başka bir rivayette ise tahrîmen mekruhtur. Bununla beraber mubah olduğunu söyleyen de vardır.
Âlimler; bayram namazlarına giderken, insanlar arasına çıkarken, gece ve gündüz her uykudan kalkınca misvak kullanmak müstehaptır. Oruçlu olan kimsenin günün başlangıcında ve günün sonunda misvak kullanması müstehaptır, demişlerdir.
Cuma günü misvak kullanmanın diğer günlere nispetle daha üstün olduğu da beyan edilmiştir.
Misvak her vakitte kullanılabilir.
Dört mezhebe göre abdest alırken misvak kullanmak sünnettir. İmam-ı Azam’a göre misvak kullanmak dinin sünnetidir. Hanbelî mezhebine göre ve Şâfiî mezhebinin ağırlıklı görüşüne göre müstakil sünnet, Hanefî ve Mâlikî mezhebine göre ise abdestin sünnetidir.

Misvak Konusunda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:
- Rastgele ağaçlardan misvak edinilmemeli
- Nar, reyhan, güzel kokulu ağaç çubukları ile misvaklanılmamalı
- Misvak kullanırken avuçla misvak kabzedilmemeli
- Misvak bir karıştan uzun olmamalı
- Uzanmış vaziyette misvak kullanılmamalı
- Misvak yere bırakılmamalıdır.

Misvakın Faydaları:
- Ağzı temizler
- Diş etlerini pekiştirir
- Balgamı keser
- Görmeyi kuvvetlendirir
- Mideye düzen sağlar
- Sesi arındırır
- Hazmı kolaylaştırır
- Konuşmayı kolaylaştırır
- Namaz kılmak, zikir etmek, okumak için zindelik verir
- Uykuyu düzene koyar
- Rabbi razı eder
- Melekleri hoşnut eder
- Dişleri cilalar
- Dişlerdeki kireçlenmeyi önler
- Ağız kokusunu güzelleştirir
- Dimağı arındırır
- İştahı açar
- Aklı artırır
- Sırtı düzler
- İhtiyarlamayı geciktirir
- Seciyeyi temizler
- Ölüm esnasında şehadeti hatırlatır
- Sırat üzerinde yürümeyi hızlandırır
- Baş damarlarını açar
- Baş ağrılarını dindirir
- Ruhun çıkmasını kolaylaştırır
’Otuza yakın faydası olan misvakın, en aşağısı eziyeti gidermesi, en yükseği ise ölürken şehadeti hatırlatmasıdır.’ denmiştir.
Çağdaş diş doktorları, araştırmalar neticesinde misvakın; sinirsel hastalıklara, gözlerdeki rahatsızlıklara, nefes almadaki sorunlara, hazmetmedeki problemlere, zihin tembelliğine, kötü ahlakı izale etmeye iyi geldiğini beyan etmişlerdir.

Tenkit
Burada misvakın tanımı, kullanılışı, Sünnet-i Seniyye’deki yeri ve faydaları gibi konulara temas ettikten sonra bir meseleyi irdelemek istiyoruz:
Toplumumuzda misvak kullanmayı, gericilik, eski kafalılık vs. gibi görenlerin bulunması malum. Bu bir kenara, dini konularda araştırma yapan, yazı yayınlayan ve din adına konuşan bir takım kimselerin bu anlayışı desteklercesine ’misvak toplum içerisinde değil evde kullanılmalı’ nevinden sözleriyle Allah Rasûlü (s.a.v.)’in Sünnet-i Seniyye’sini hafife alanların değirmenine su taşıdıklarına şahit oluyoruz. Misvakın sadece evde kullanılacağına dair bir rivayet bulunmadığı gibi toplum içerisinde kullanılmasının edep dışı olduğunu söylemek dahi son derece talihsizlik olur. Sünnet’teki uygulamasından da yola çıkarak misvak kullanılan yerlerin birçoğu insanların birbiri ile iç içe olduğu mekanlardır. Buna rağmen toplumda kullanılmasının hoş olmadığını söylemek Sünnet’in karşısında durmak olur ki -Allah korusun- kişiyi Sünnet’i hafife almış duruma düşürür. Hem içerisinde yaşadığımız toplumda haramlar ve masiyetler almış başını gitmiş iken, kendi heveslerine göre, yaşanmaya çalışılan bir sünnette adaba aykırı bir durum aramak ve bunu dile getirmek din ve Peygamber düşmanlarının dilinden konuşmak olmaz mı? Müsteşrik/oryantalist düşünce pençesine hapsolmuş, din namına söz sarf eden ve kalem oynatan böyle araştırmacıların nasıl bir garabet içinde olduklarının, yeni şeyler söyleme adına neleri yıkmaya çalıştıklarının farkına varmalarını ümit ediyoruz.
’Tevhid ehli, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bütün sünnetlerini sever. Çünkü Efendimiz (s.a.v.)’in her sünneti, tevhidin bir yansımasıdır.’ buyuran Abdullah Farukî el-Müceddidî (rh.a.) Efendimiz gibi sünnetlere tevhid penceresinden bakabilme ve o hal üzere yaşama konusunda bizlere istidat lütfetmesini Cenâb-ı Zü’l-Celal’den niyaz ediyoruz.

(Endnotes)
1 Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’i şöyle buyururken işittim: ’Mübarek bir ağaçtan (yani) zeytin(den yapılan misvak) ne güzel misvaktır. Ağzı temiz (hoş) kılar ve (dişlerdeki) sarılığı (çürüğü) giderir. O benim misvakım ve benden önceki peygamberlerin misvakıdır.’ (Taberânî, Evsat, c.1, s.210, h.no:678, Dâru’l-Harameyn, Kahire, 1995)
2 Zeyd b. Hâlid el-Cühenî (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’i şöyle buyururken işittim: ’Ümmetime zorluk verme (endişesi taşıma)yaydım, mutlaka onlara, her namaz(ın başın)da misvak (kullanmay)ı emrederdim.’ (Hadisi Zeyd’den rivayet eden) Ebû Seleme şöyle dedi: ’Ben Zeyd’i, mescitte otururken gördüm. Ve muhakkak ki misvak, kulağında kâtip(ler)in kulaklarındaki kalem (koydukları) yerindeydi. Her namaza kalktığında mis­vak kullan(ıyor)du.’ (Ebû Dâvûd, Tahâret, 25)
3 Buhârî, Cumu’a, 8.
4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.334, h.no:1835, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 1997.
5 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.4, s.29, h.no:2125, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 1997.
6 Tirmizî, Nikâh, 1.
7 İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, Tahâret, 205, c.2, s.220, h.no:1813, Dâru’l-Kıble, Cidde, 2006.
8 Müslim, Tahâret, 15.
9 Ebû Dâvûd, Tahâret, 28.
10 Buhârî, Fedâilu’s-Sahâbe, 20
11 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.43, s.361, h.no:26340, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 1997.
12 Buhârî, Savm, 27.
13 Buhârî, Vudû’, 73.
14 İbn-i Mâce, et-Tahâratu Ve Sünenuhâ, 7.
15 Buhârî, Savm, 27.
16 İbn-i Mâce, et-Tahâratu Ve Sünenuhâ, 7.
17 Buhârî, Cumua, 9.
18 Buhârî, Cumua, 8.
19 İbn-i Mâce, Sıyâm, 17
20 Taberânî, Evsat, c.6, s.381, h.no:6678, Dâru’l-Harameyn, Kahire, 1995.
21 Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, Tahâret, 37, c.1, s.66, h.no:176, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2003.
22 İbnu’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-Kadîr, c.1, s.23, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2003.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.