Özlenen Rehber Dergisi

48.Sayı

Migren

Uzm.Dr. Candan OFLUOĞLU Özlenen Rehber Dergisi 48. Sayı
1. MİGREN TANIMI:

Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen, en belirgin özelliği periyodik olarak gelen ve soğuk bir terleme ile birlikte başın ve yüzün yarısını kaplayan tek taraflı özel bir baş ağrısıdır. Migrenli kişileri en fazla rahatsız eden ve bazı günlük işlerini ve görevlerini aksatabilen veya tam engelleyen temel özellik, baş ağrısıdır.
Migren baş ağrısının bir diğer ismi de vasküler, yani damarsal baş ağrısıdır. Günümüzde migreni başlatan nedenin ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Beyindeki bazı kimyasal maddelerin bu işte önemli rol aldığı kabul edilmektedir. Bu kimyasal maddelerden özellikle serotonin isimli madde önemli olup damarlar üzerindeki etkide önemli görevi vardır.

Geleneksel sınıflandırmaya göre migren, klasik ve basit migren olarak adlandırılır. Klasik migrende baş ağrısından önce ’aura? diye adlandırılan bir dönem yaşanır. Aura esnasında görme ve koku alma duyularında değişiklikler gibi bazı durumlar yaşanabilir. Basit migrenin aura dönemi yoktur. Migren atakları genellikle 16-35 yaş arası başlar. 50 yaş civarında sıklığı azalır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir.

Migren tanısı mutlaka ilgili uzman hekim tarafından konur.

2. MİGREN NEDENLERİ:

Migrenin başlamasına sebep olabilen başlıca faktörler:

* Stres (Migren stresli ortamda iken tetiklendiği gibi bu ortamdan çıktıktan sonra da başlayabilir. Örneğin bazı çalışanlar iş ortamından çıktıktan sonra migren geçirmektedirler. Bu tip migrene ’Hafta sonu Migreni’ denmektedir),

* Hormonal değişiklikler (Migrenli kadınların yaklaşık %70’inde ataklar adet döneminde sıklaşır ve şiddetleri artar. Hamilelik de krize neden olabilir),

* Yiyecek ve içecekler (Örneğin tiramin içerdiği bilinen bazı peynir çeşitleri, süt, tereyağı, salam, sucuk, sosis, kırmızı şarap, deniz ürünleri, çikolata, kahve, çay, turunçgiller, domates, patates, susam, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, dondurma, nikotin),

* Uyku düzeni (Çok veya az uyku, uyku saatlerini değiştirme),

* İklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklar (Sigara, bazı ağır kokular migreni provoke edebilir).

Migren hastalığında genetik olayın rolü kesin olmamakla birlikte ailevî tipinde 19. kromozomda bozukluk olduğu bilim adamlarınca saptanmıştır.

3. MİGREN BELİRTİLERİ:

? Migrenli kişilerin büyük çoğunluğunda baş ağrısı en azından atağın (krizin) başlangıcında başın bir tarafından başlar. Israrla aynı tarafta görülebileceği gibi bazen başın karşı tarafında da görülebilir. Bu özelliği sebebi ile yarım baş ağrısı olarak da bilinir.

? Şiddetli bir ağrı krizidir. Çoğunlukla başlangıçta batıcı, oyucu ve zonklayıcı olduğu söylenir; ama sonradan künt ve devamlı bir hal alır, giderek şiddetlenir ve genişler, kafa yarısını veya tamamını etkiler. Ağrının şiddeti ve süresi değişkendir (Genelde atak süresi 3 saatten az değildir). Çok şiddetli olabileceği gibi orta veya hafif şiddette olabilir.

? Migren atakları bazı hastalarda haftada birkaç kez olurken diğer bir kısım hastada çok seyrek olabilir. Ancak genel bir ortalama ayda 2-3 atak şeklindedir.

? Beraberinde bulantı veya bulantı ile birlikte kusma, ışık ve gürültüden, sesten rahatsız olma vardır. Normal ışık ve sesler çok rahatsız edici olabilir. Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler uçuşur. Elde, yüzde ve vücutta iğnelenme, uyuşma ve karıncalanma meydana gelebilir. Bu yüzden bir kısım hastalar karanlık ve sessiz bir odada yatmayı tercih ederler.

4. MİGREN ATAĞI SIRASINDA NELER OLUR?

Migren atağı dört döneme ayrılabilir; ancak migreni olan insanların çoğu bu dört dönemin hepsini birden yaşamaz. Bu dönemler sırasıyla:

1. Uyarı Dönemi:

Genellikle birkaç saat, bazen birkaç gün sürebilir. Yorgunluk, esneme, ruh hali değişiklikleri, bazı yiyecekler için açlık ve ışık-ses-kokulara karşı artmış duyarlılık gibi uyarıcı belirtiler vardır. Yaklaşık olarak migreni olan her 10 kişiden 6’sı uyarı dönemini yaşar.

2. Aura:

Auralar beynin içinden kaynaklanan, baş ağrısı atağından genellikle 20 dakika ile 1 saat öncesinde oluşan belirtilerdir. Migreni olan her 10 kişiden ortalama 2’si aura belirtilerini yaşar. Bunlar genellikle görme ile ilgili, çakan ışıklar, zig-zag çizgiler veya görmenin grileşmesi gibi problemlerdir. Aynı zamanda işitme veya konuşma problemleri, zihin bulanıklığı ve vücudun bazı bölümlerinde veya yüzde karıncalanma hissi olabilir.

3. Baş ağrısı Dönemi:

Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemidir. Ağrı genellikle yürüme veya merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle şiddetlenir. Ancak migren ’yalnızca bir baş ağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migrendeki baş ağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migrenli insanlar, çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar. Eğer hiç tedavi edilmezse, migren tipik olarak 4 saat ile 3 gün arasında sürer; ancak süre ortalama 1 gündür.

4. Ağrının Geçme Dönemi:

Baş ağrısı durduktan ya da geçtikten sonra, kişinin kendini yeniden normal hissetmesine kadar geçen süredir.

Migren, Baş Ağrısı Öncesi veya Ağrı Süresince Vücuda Nasıl Etki Eder?

- Kabızlık veya ishal olunur. Yani sindirim sistemi etkilenir.

- Sinir sistemi etkilenir, sinirlilik gözlemlenir.

- Mide bulantısı veya kusmalar görülebilir.

- Işığa karşı aşırı duyarlılık olabilir.

- Gürültüye karşı aşırı tepki duyulabilir.

- Kan damarlarında gözle görülebilir derecede genişlemeler gözlemlenebilir.

- Boyun ve omuz ağrıları hissedilir.

- Boyun ve omuzda tutukluklar hissedilir.

- El ve ayaklarda sızı hissedilir.

- Dokunma hissi azalır.

- Aşırı hassasiyet ortaya çıkar.

5. MİGREN TEDAVİSİ:

Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.

Ağrı kesiciler, baş ağrısını giderir; ancak ağrının nedenini ortadan kaldırmaz. Ağrı ilk ortaya çıktığında alınırlarsa en iyi etkiyi gösterirler. Ancak daha çok ilaç içmenin daha çok rahatlama sağlayacağı düşüncesi büyük bir yanlıştır. Ayrıca bu durum, ilacın gereğinden fazla kullanımına bağlı baş ağrılarına da neden olabilir (rebound baş ağrıları).

Migren ağrısını önlemeye yönelik ilaçlar, ağrıların sıklığını gidermek için kullanılmaktadır. Ağrı kesicilerden farklı olarak baş ağrısı olmasa bile her gün alınmaları gerekmektedir. Bu ilaçlar baş ağrılarını önlemese bile baş ağrısı yaşama sıklığını ve ağrıların şiddetini azaltmaktadır. Diğer yandan migren tedavisinde ilaç almaktan başka yaşam biçimi değişikliği de faydalıdır.

Migrenin ilaç tedavisinde iki yol izlenir:

1. Akut tedavi (atak tedavisi): Atak tedavisi için basit ağrı kesiciler kullanılabilir, ya da migren ataklarına özel ilaçlar alınabilir.

2. Önleme tedavisi: Özellikle ataklar çok sıksa ve yaşam kalitesini çok bozuyorsa önleme tedavisi uygulanır. Bu tedavide migren atağı olsun olmasın, her gün ilaç alınır. Önleme tedavisi atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir.

Yaşam biçimi değişiklikleri:

Migren ataklarını önlemek için alınacak önlemlerden ilki, parlak ışık, rüzgar, keskin kokular gibi tetikleyicilerden uzak durmaktır. Düzenli ve vücudu aşırı zorlamayan yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi egzersizler kaslardaki gerginliği azaltır, dolaşımı artırarak atakları önler.

Ancak, sık olmamakla birlikte baş ağrılarının daha ciddi rahatsızlıkların habercisi olabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle aşağıdaki gibi baş ağrıları varsa muhakkak bir doktora danışmak gereklidir:

 Baş ağrısı aniden ortaya çıkıyorsa,

 Geçmiyorsa,

 Çift görmeye neden oluyor, halsizliği artırıyor veya duyu kaybına neden oluyorsa,

 50 yaşından sonra ortaya çıkmışsa,

 Başa gelen bir darbe veya kaza sonrası ortaya çıkmışsa,

 Boyunda sertlik veya ateş şeklinde kendini gösteriyorsa,

 Alışılmadık bir durum yaratıyorsa,

 Şu ana kadar hiç böyle ağrımadığı düşünülüyorsa.

6. MİGREN DİYETİ

Aşağıda verilen şekilde bir diyet listesine uymak migren ataklarından sakınmada faydalı olabilir.

Müsaade edilenler: Kafeinsiz kahve, meyve suları, soda (kahve, çay, kola gibi kafeinli içecekler günde 2 fincanı geçmemelidir), donmuş veya taze her türlü et, her türlü unlu mamul (kepek ekmeği, buğday, yulaf ezmesi), pirinç, sınırlı olmak üzere süt, yoğurt, peynir (ancak bazı peynir cinsleri yenmemelidir), meyveler (örneğin kaysı, elma, armut), şeker, bal.

Sakınılması gerekenler: Çikolata, kakao, alkollü içecekler, işlemden geçirilmiş konserve veya eskimiş etler, salam, sucuk ve sosis gibi yiyecekler, tuzlanmış ve kurutulmuş balık, çikolatalı süt, eski peynir, rokfor, mozeralla ve cheddar tipi peynir, peynir içeren ekmek ve krakerler, kakaolu kek, ekşi mayadan yapılan ekmek, çikolata veya fındık-fıstık-ceviz gibi kuru yemişleri ihtiva eden ekmek ve tahıl mamulleri, pancar, mercimek, bezelye, bakla, soğan, zeytin, bazı meyveler (avokado, incir, kuru üzüm, kırmızı erik), çikolatalı şekerlemeler, keçiboynuzu, pizza, dondurma, soya sosu, monosodyum glutamat içeren yiyecekler (örneğin Çin yemekleri), kabuklu yiyecekler ve tohumlar (yer fıstığı, susam, ayçiçeği ve kabak çekirdeği), turşu ve salamura halindeki yiyecekler.

Genel olarak dikkat edilmesi gerekenler:

? Günde 3-6 öğün yemeli ancak yenen miktarların az olmasına dikkat edilmelidir.

? Uzun süre aç kalmaktan kaçınılmalıdır.


KAYNAKLAR:
* www.marasakupunktur.com
* www.ardapoliklinik.com
* www.migren.net
* www.canhospıtal.com
* www.janssen-cilag.com.tr
* www.tip2000.com
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.