Abdulkâdir Geylânî (k.s.) başından geçen bir hâli şöyle anlatmıştır:
Bir gün gözümün önünde bir nur peyda olmuş ve bütün ufku kaplamıştı. Bu nedir, diye bakarken nurdan bir ses geldi ve:
- ’Ey Abdulkâdir! Ben senin Rabb’inim. Bu güne kadar yaptığın amel-i sâlihlerden öyle memnunum ki, bundan sonra sana haramları helâl eyledim.? dedi.
Ancak hitap biter bitmez ben bu sesin sahibinin şeytan (aleyhilla’ne) olduğunu anladım ve:
- ’Çekil git ey melun! Gösterdiğin nur benim için ebedî bir zulmetten başka bir şey değildir.? dedim. Bunun üzerine şeytan:
- ’Rabb’inin sana ihsan ettiği hikmetle yine elimden kurtuldun! Hâlbuki ben bu yolla yüzlerce kimseyi yoldan çıkarmıştım.? diyerek uzaklaştı.
Ellerimi ulu dergâha açtım: Bunun Rabb’imin fazlı olduğu idraki içinde Cenâb-ı Hakk’a şükürler eyledim. Cemaatten bu hâli dinleyen birisi sordu:
- ’Ey Abdulkâdir! Onun Şeytan olduğunu nereden anladın??
Abdulkâdir Geylânî (k.s.) cevap verdi:
- ’Sana, haramları helal kıldım, demesinden!?
Daima Hakk'ı Fark
Özlenen Rehber Dergisi 48. Sayı
Rabbim bizleri de gönlü uyanıklardan etsin inşaallah. Allah (cc) sizlerden razı olsun.