Editörden;
Özlenen Rehber Dergisi 143. Sayı
Yeni sayımızdan tüm okurlarımıza selamlar!
Dünya hayatı, kaçınılmaz sona doğru akıp giderken Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta vazettiği ’eşyada zıtlık’ kanunu icra edilmekte. Bu kanun, imkân dairesinde olan her şeyin zıddıyla bilinmesini ifade eder. Örnek verecek olursak; sıcaklık soğuklukla, iyilik kötülükle, aydınlık karanlıkla anlaşılır ve tanınır.
Aralarında şarkla ğarb, beyazla siyah, cennetle cehennem arası kadar uzaklık ve tezat bulunan iman ile küfür arasındaki mücadele ilk insanın yaratılışından bu yana devam etmektedir. Hz. Âdem (a.s.)’ın, İblis (aleyhi’l-la’ne) ile mücadelesi, her dönemde peygamberler ve onları takip eden mü’minlerle; İblis’e hal, kavil ve fiilleriyle dost olan kâfir, münafık ve zındıklar arasında tezahür etmiştir. Bugün de bu mücadelenin daha ilk günkü şiddetiyle yaşandığına şahit oluyoruz. Öyle ki dünya menfaatlerinin icabı çatışan, adeta birbirlerinin gölgesine kurşun sıkan Batı ülkeleri başta olmak üzere küfrü temsil eden tüm milletler, İslâm karşısında yekvücut oluyor, düşmanlık yapıyor ve bunu da ilan etmekten çekinmiyorlar.
Fransa vd. ülkelerde gelişen olayların ardından küfrün nasıl kol kola girip Şeytan’la poz verdiğini, Gazze, Arakan, Suriye ve Irak’ta yüz binlerce Müslüman katledilirken kıllarını kıpırdatmayan kâfirlerin birkaç ölüsü ardından nasıl ağıtlar yakıp İslâm’a ve Müslümanlara hakaret ettiklerini gördük. Küfrün içimizdeki uzantıları bir yana kâfir ülkelerin kurdukları tuzak karşısında hala gözlerini ovuşturan, uyanmak istemeyen, birleşmek şöyle dursun ihtilaftan başka bir şey bilmeyen gafillere yazıklar olsun! İslâm’a sırtını dönüp de bir menfaat gelir ümidiyle küfre yaranmaya çalışıp dost olanlara yazıklar olsun!
Rabbimiz: ’Kâfirler birbirlerinin yardımcıları (dost ve yaranları)dır.’ (el-Enfâl, 8/73) kavliyle bir hakikati bizlere bildirirken devamında ’Eğer böyle yapmaz (birbirinize dost ve yakın olmaz)sanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat meydana gelir.’ buyurarak küfre karşı bizleri uyarmış, acı neticeyi yani imanın zayıf¬laması, küfrün kuvvetlenmesi ve büyük bir yenilgiyi haber vermiştir. Rabbim bu yaşananlardan ders alıp kendimize gelmeyi, bir an önce tek bir sancak altında birleşmeyi nasip etsin!
***
Yeni sayımızda güncel yazılar ve yeni yazarlarımızla sizleri buluşturmaya çalıştık.
C.Ali Kara hocanın, bizleri istikametten uzaklaştıran hevanın güncel bir tuzağı olan ’usul ve kural tanımazlık, mesnetsiz ruhsatların ardına düşme’ tehlikesine işaret eden yazısı, Dr. Celal Emanet hocanın son gelişen olaylara paralel olarak gündemde tutulan ’İslamofobi’yi anlatan makalesi, Berda Aksoy kardeşimizin Batı’dan bize sirayet eden ’sevgililer günü’nü kutlama hastalığını irdeleyen çalışmasını istifadelerinize sunuyoruz.
Helal ve temiz beslenme bir Müslüman açısından hayati önem arz etmekte. Bu konuyla ilgili ileriki sayılarımızda da İbrahim Erdal kardeşimizin çalışmalarını sizlere ulaştırmaya çalışacağız.
Bu sayımızda ’Tabiat penceresinden’ isimli yeni köşemizde sizlerle buluşacak olan Yrd. Doç. Dr. Faruk Maraşlıoğlu, büyüklüğüne rağmen pek az tanıdığımız Ömer b. Abdulaziz’i özlü bir şekilde hatırlatan Ömer Gürbüz, hasedi farklı bir bakış açısıyla anlatan Selçuk Cesur hocamıza, sağlık alanında katkılarını esirgemeyecek olan Dr. A.Faruk Tarı ve çalışmalarıyla dergimize katkıda bulunan diğer tüm yazarlarımıza dergimiz ve siz okurlarımız adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Allah’a emanet olun!
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.