Özlenen Rehber Dergisi

131.Sayı

'İhlas' Denilen Kalbi Amel

Harun APAYDIN Özlenen Rehber Dergisi 131. Sayı
İnsanın yaratılış gayesi; âlemin yaratıcısı olan Rabbini tanımak, O’na iman ve ibadetle kulluk etmektir.
Salih ve sahih ameller, imanı olgunlaştırır ve kâmil bir Müslüman olmayı sağlar. Ancak amellerin salih olması, ’ihlâs’ denilen kalbi amele muhtaçtır.
İhlâs; ibadetlerimizde, işlerimizde ve davranışlarımızda, yalnızca Allah’ın rızasını gözetmek, bunun dışında bir maksat gütmemek, gösterişten uzak kalmak demektir.
İslam dini, gerek iman ve gerek amel yönünden ihlâsa dayanır. İhlâs, amellerin ruhu, kalplerin temizliğidir. İhlâs, Allah ile kul arasında bir sırdır.
İhlâs, niyetle doğrudan alakalıdır. Bir iş, ihlâsla bezenmiş bir niyet olmadan ibadet sayılmayacağı gibi kabul de görmez.
Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’inde, kendisine ihlâsla ibadet etmemizi emrederek şöyle buyurmuştur: ’(Ey Rasûlüm); şüphesiz biz o kitabı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.’ (ez-Zümer, 39/2)
Kur’ân-ı Kerim’in ilk sûresi olan Fâtihâ’da ise:
’(Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.’ (el-Fâtiha, 1/5) âyetiyle, ihlâsa ve yapılan işlerin Allah rızasını kazanmak amacıyla yapılmasına dikkat çekilmiştir.
Efendimiz (s.a.v.) de ihlâs ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: ’Şüphesiz Allah, sadece kendisi için olan ve ancak kendisinin rızası gözetilerek yapılan amellerden başkasını kabul etmez.’ (bkz. Nesâî, Cihâd, 24)
Hakiki mü’minler, ihlâs ve samimiyetle Efendimiz (s.a.v.)’in yolunu takip edenlerdir. Allah Teâlâ, onlar hakkında şöyle buyurur: ’Allah’a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan kimse cehennemden uzak tutulur. O, hiç kimseye, karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için yapar.’ (el-Leyl, 17-20) Bu âyetlerin hakkında nazil olduğu Hz. Ebû Bekir (r.a.) gibi isimleri tarihe altın harflerle yazılan Sahâbe-i Kirâm ve diğer İslâm büyükleri, Allah rızasına ancak ihlâsları sayesinde ulaşmışlardır.
Bedenimize nispetle ruhumuzun durumu ne ise, ibadetlerimizde ihlâs ve samimiyetin durumu da odur. Nasıl ki bedene hayat, canlılık ve hareket kazandıran ruh ise, ibadetleri değerli kılan da ihlâstır. Ruhsuz beden bir işe yaramadığı gibi ihlâssız amel ve ibadetler de bir işe yaramaz. Onun için Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde:
’Muhakkak ki Allah, ne şekillerinize bakar ne de mallarınıza!
Fakat kalplerinize ve amellerinize bakar (itibar eder).’ buyurmuştur. (Müslim, el-Birr Ve’s-Sıla Ve’l-Âdâb, 10)
Bir müslümanın en büyük hedefi, Allah rızasını kazanmak olmalıdır. Allah’ın rızasına giden yol ise, ihlâs ve samimiyetle yapılacak salih amellerden geçer.
Müslüman, gerek iman ve ibadetinde, gerek sair amellerinde; cihat ve hizmet ederken, ilim tahsilinde, iş hayatında, insanlarla münasebetlerinde daima niyetini düzgün tutmalı, ihlâslı olmalı ve sadece Allah rızasını gözeterek hareket etmelidir.
Gizli ve aşikâr her amelimizi gören Yüce Allah, bir amel yaparken içimizden geçen niyeti de iyi bilmektedir. Bize düşen, söz ve işlerimizde başkalarının ne diyeceğini hesap etmeden sadece Allah’ın hoşnutluğunu murat etmektir. İhlâs, bir mü’min için ne kadar üstün bir değerse, bunun zıddı olan riya/gösteriş, samimiyetsizlik ve ikiyüzlülük de o derece kötüdür.
İhlâslı amel yapabilmek hususunda Rabbimiz tüm mümin kullarına yardımını lutfeylesin!
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.