Yepyeni bir sayı ile daha huzurlarınızdayız. Allah’a sonsuz hamd, Rasulü (s.a.s)’ne de sonsuz salât/selam olsun.
***
İçte ve dışta yoğun bir gündemimiz var müslümanlar olarak. Bir tarafta koca İslam âlemini yakinen ilgilendiren sıkıntılar, diğer yanda ise ülkemiz açısından mühim olan son süreç... Rabbim ümmete rahmet etsin. Rızası istikametinde bir hayat lutfetsin, o âlemlere rahmet Efendimiz (s.a.s.) hürmetine...
Ana hatlarıyla ve öz niteliğinde bir kaç kelam etmek gerekirse şunları çok rahat söyleyebiliriz: Müslümanlar olarak değer yargılarımızın Kur’an ve Sünnet ekseninde yeniden ve en yakın zamanda tekrar tanımlandırılması ve gerekirse yeniden inşa edilmesi lazım. Doğaldır, devamlı değişen bir hayatın içerisinde yaşamaktayız. Buna paralel olarak da İslamî algılarımızın zaman zaman dejenere olma olasılığı Kur’an ve Sünnet gibi iki şaşmaz sabiteden uzaklaşmamız doğrultusunda her daim mevcut. Yani Kur’an ve Sünnet ana merkez ise –ki öyledir- bizim ana merkezden her uzaklaşma eğilimimiz hakikatte özümüzden uzaklaşma, İslami kimliğimizden kaçmadır. Peki, bunun neticesi nedir? Bunun neticesi yapılanların ya da yapılmayanların kendimizden kaynaklı olduğu algısının gönül dünyamızdaki izharıdır. Daha açık söylemek gerekirse Kur’ân hayat nizamı ise bizim hayatlarımızı ona göre tanzim etmemiz, Efendimiz (s.a.s.) bu noktada mutlak rehberimiz ise tabiiyetimizi o kutlu elçiye ’ümmet’ olma şuuruna uygun hale getirmemiz lazım. Bizim kul ve ümmet olarak tek gayemiz budur, bu olmalıdır. Her kim de bu ana gaye ve maksadın harici bir işe niyetlenmiş, yeltenmiş ise o ve onun takip ettiği metot gayr-i İslami’dir. Adı her ne olursa olsun.
***
İhlas ve samimiyet...
Bu ay dergimizde bu pek mühim iki temel meseleyi ele aldık. Kur’an ve Sünnet ekseninde olması gerekeni ortaya koymaya, bizdeki gayret ve çabaların bu maksada ne denli mebni olduğunu sadırlara izah etmeye gayret ettik. Rabbim gayretlerimizi rızasına muvafık kılsın. İhlas ve samimiyet takdir edersiniz ki son derece önemli hasletlerdir. İbadetlerin, gayret ve çabaların Allah Teâlâ tarafından kabul edilip, kulluk maksadımızın murad-ı ilâhî ekseninde karşılık bulabilmesi adına olmazsa olmazdır. Kulluk adına yapılan her işin çekirdeğinde ihlasın teşekkül etmesi lazım. Bir iş ki temelinde ihlas yok, işte o Allah Teâlâ’ya ulaşma noktasında ebterdir. Yine bu noktadan hareketle bir iş ki başlangıcında, icrasında ve nihayetinde Allah’ın rıza ve hoşnutluğu yok, kula hiç bir menfaat sağlamaz bilakis hesabını verme noktasında ciddi manada zorlanılacak sonuçlar doğurur.
***
Son bölümümüzde ümmetin yüreğinde derin yaralar açan Suriye meselesi ile ilgili bir kaç söz etmek istiyoruz. Biz dergi çalışmalarımızı yerine getirirken ve bu satırları kaleme alırken dünya kamuoyuna Suriye’de zalim diktatör Esed’in türlü eza ve işkenceler ile şehit ettiği onbinlerce kardeşimizin resimleri yansıdı. Biz resimlerden öncede durumun böyle hatta daha vahim olduğunu biliyorduk. Burada meseleyi kavrama adına şu hakikati sizlerle paylaşmak istiyorum. Malum gezi parkı olayları oldu ülkemizde. Biz bununla meşgulken Mısır’da darbe yaptılar ve seçilmiş bir cumhurbaşkanını darbe ile indirdiler. Sonra 17 ve 25 Aralık olayları oldu tam da o esnada Mısır’da darbeciler İhvan-ı Müslimin’i terör örgütü ilan ettiler. Bilmiyorum bu size dünya genelinde cereyan eden ve bizi ilgilendiren meseleleri kavrama adına bir ipucu veriyor mu?
Farukiye Vakfı olarak geçtiğimiz ay İHH ile Suriyeli kardeşlerimize tırlar dolusu yardımlar götürdük. Allah bütün emeği geçenlerden razı olsun. Suriyeli ve diğer ihtiyaç sahibi kardeşlerimiz için organize ettiğimiz kampanyalarımız devam ediyor. Yardım etmek isteyenlerin wwww.fiav.com.tr ya da (0312) 318 45 75 nolu telefonlarımıza ulaşmaları rica olunur.
Hayırda yardımlaşmak, istikamet üzere yaşamak ve kul olabilmek dualarıyla...
Rahman’a emanet olunuz...
Es-selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
Özlenen Rehber'den...
Özlenen Rehber Dergisi 131. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.