Özlenen Rehber Dergisi

73.Sayı

Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?

İbrahim DEMİR Özlenen Rehber Dergisi 73. Sayı
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerle insani ihtiyaçların en kolay şekilde giderilebildiği, buna mukabil buhran ve karanlığın gönülleri ve dünyamızı sarıp sarmaladığı bir dönemde yaşıyoruz. İç huzurun bir türlü tesis edilemediği, cahiliyye karanlığının zulüm ve alçaklıklarının müşahedesi ile ıstırap duymaktayız. Müslüman topluluklar da içindeki iman koruyla ve modern hayatın akıl almaz şaşasıyla gâh hak yöne gâh nefsi hazlara doğru sürekli yalpalayıp durmaktadır. Evet, huzuru arıyoruz.

Huzur arayışlarından birisi de Haremeyn-i Şerifeyn’e yapılan seyahatlerdir. Müminler içinde bulundukları buhrandan kurtuluş için, ancak ilâhi ilinti hasebiyle ’kutsal ve mübarek? kabul ettiğimiz topraklara yönelmişlerdir. Adeta Rasûlullah (s.a.v.)’in huzuruna, ’huzur?a koşmaktadırlar. Ebû Hureyre (r.a.)’den mervi hadiste de Hatemü’l-Enbiyâ (s.a.v.)’in buyurduğu gibi ’Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hacc ve umredir.’ (Nesâî, İbnu Mâce) bizler de ahir zamanda kalplerini ’vehn ve zaaf? kaplamış kimseler isek bu hadise tutunmak da elbette isabetli bir ameldir. Hz. Rasûlullah (s.a.v.) Rabbi Rahim (c.c.) tarafından Âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş, şirkin karanlığındaki kâinatı ve kalpleri, tevhidin nuruna devşirmek için ilâhi vahyin nuruyla, kâinattaki nurun membâı olmuştur. Sahabe-i Güzîn (Rıdvanullahi Teâlâ aleyhim ecmain) o vahiyle hayat bulmuştur.

Allah (c.c.)’nun vahyinin indiği o beldeler kutsaldır, mübarektir. İlâhi nur o beldelerin dağına taşına sirayet etmiştir. Zira o nur solmaz, pörsümez ve zayi olmaz. Ümmetin hayat kaynağıdır. Münevver Medine’de medfun Rasûl-i Zişan (s.a.v.)’i ziyaret de Onu sağlığında ziyaret gibidir. Daralmış gönüller o yüzden O’na yönelmektedir.

Ashab-ı Güzîn’in Onunla (s.a.v.) huzur bulduğu şu rivayette aşikare sunulmaktadır; Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kâtibi Hanzala İbnu’r-Rebî el-Esedî (r.a.) anlatıyor: Birgün Hz. Ebu Bekir (r.a.)’le karşılaştık. Bana: ’Nasılsın?’ diye sordu. ’Hanzala münafık oldu’ dedim. ’Sübhanallah, sen neler söylüyorsun?’ diye şaşırdı. Ben açıkladım: ’Hz. Peygamber (s.a.v.)’in huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz edilir, sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz. Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuza, bağ bahçemize karışınca çoklukla unutup gidiyoruz.’ Hz. Ebu Bekir (r.a.) de: ’Allah’a yemin olsun ben de aynı şeyi hissediyorum’ dedi. Beraberce Hz. Peygamber (s.a.v.)’e gittik ve bu durumu açtık. Bize:

’Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelâl’e kasem olsun siz, benim yanımdaki hâli dışarıda da devam ettirip (cennet ve cehennemi) hatırlama işini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarınızda, yollarda musafaha ederdi. Fakat ey Hanzala, bazan öyle bazan böyle olması normaldir (münafıklık değildir)’ dedi ve son cümleyi üç kere tekrarladı. (Müslim, Tirmizî)

Ülkemizden umreye giden Müslümanların sayısındaki artış da manidardır. 8 yılda 200 kat artması çok mühim bir husustur. Maddi imkânların manevi huzur arayışı içinde olanlar için, tedavi seyahatlerine dönüşmesi mühim bir tercih. Bu tercihin yıllarca Müslümanların en mühim ibadetlerinden hac ve umre yolculuklarının çeşitli dezenformasyon yaklaşımlarla önemsizleştirilmeye çalışıldığı, ’Araplara para kaptırma?, ’evi arabası olmayanın gitmesi doğru olmaz?, ’çocuğumu evlendirmeden gitmek olmaz?, ’bu kadar fakir varken oralara mı gidilir?, ’bir kere gitmek yeter? vb. kalıplaşmış tabuların halk geneline yaygınlaştırılarak dini anlayışı tezyif ve tahkirde önemli aşamalara doğru gidildiği bir dönemde gerçekleşmesi kayda değerdir. İyice yaşlanmadan hac yolculuğu ilginç karşılanan bir ülkede bu tabunun kırılmış olması ve hızla yaş ortalamasının düşmesi de sevindiricidir. ’Modern cahiliyye? adetlerinin de hızla artıp karanlığını yaydığı dönemde bu huzur yolculuklarının genç kafilelerle gerçekleşmesi; Müslümanların tüm şeytani söylemlere karşın ’Rasûlullah (s.a.v.) bize her şeyden daha evladır. Ana babamızdan dahi evladır. Kişinin uzaktaki anne babasını görmeye gitmek için her türlü sıkıntı ve zorluğa bile katlanarak onu ziyareti elbette gerekir? anlayışını benimsemesi, bunu tabuların önüne koyarak bu yolculuklara çıkması doğru yöne gidişin de pırıltılarını yaymaktadır.

Belde-i taybe’den rücuda ’esfel hayatta O nura nasıl bend olarak hayatı ikame ederiz?? sualinin, onun ahlâkına günlük yaşayışa müteallık davranışlarda da sahip olma gayretiyle olacağı gerçeğine ulaşırız. Bu hâl Onun huzurunda olmamızı, Onun huzuruyla neşelenmemizi mücrim gönlümüzde sağlayacaktır. Ancak nefisler zayıftır. ’Modern cahiliyye? devri her yanımızı sarmıştır. Sahib-i nur-u velayet, varis-i nebilerin, Rasûlullah (s.a.v.)’in halifeleri olmaları hasebiyle, tevhidi anlayışla her sünneti bir nefis tezkiyesi olarak yaşayıp saliklerine bu hâli nakşetmeleri Rasûlullah’ın hem huzuruna hem de Onun huzuruyla yaşamada ram olunacak dostlardır. Sünnet-i Rasûlullah’ın günlük yaşantıda tatbiki, yaptığımız işin şeklinde oluşturduğu sadece bir nüanstır. Ancak kazandırdığı güzellikler eşsizdir. Misalen; günlük yaşayışa dair yaptığımız, yemeğe tuzla başlayıp, bitirmek, misvak kullanmak, yolun sağından gitmek, öğlen kaylûle yapmak, eve girip çıkarken selâm vermek vb. sünnetler yapıp-yapmama tercihinde ziyade yük getirmeyecek amellerdir; ancak kişinin her safhada Rasûlullah’ın hayatından izler taşıyan amellerde bulunması eşsiz kazanımlar sağladığı gibi, Rasûl-i Zişan’a karşı sevginin ziyadeleşip, o sevginin kişide varlığına da delalet teşkil eder. Şu bir gerçek ki kişideki sevginin delili de sevdiğine benzemeyle anlaşılmaktadır.

Allah’ım! Mutahhar Ravza’dan gıdalanıp, onunla doyan ve etrafına aşk-ı Rasûlullah (s.a.v.) yayan dostlarınla huzur-u Rasûlullah’a ulaştır. (Amin)

Müjdeler olsun size ey ziyaretçiler!
Ey Peygamber aşkıyla Peygamber kabrine gelenler!
Onun sayesinde kurtuldunuz kıyamet günü bela ve kirden
Seğirttiniz sevgilinin mezarına her bir yerden,
Mutluluğa kavuşsun, huzura ersin,
Burada sabahlayan, burada geceleyen! (İbn Batuta)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • semra selçuk

    Ufukta bir güneş gibi doğdun! Dalgalandı seninle islam bayrağı Seninle tekbir sesleri inletti semaları Seninle değer buldu kainaat hayat hoşgeldin Ya HabibALLAH elinize yüreğinize sağlık

1 kişi yorum yazdı.