Çöl Bineği Develer
Özlenen Rehber Dergisi 73. Sayı
Bu yazımızda, Allah’ın Kur’an’da ’Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! (Ğaşiye sûresi, 18/17) ifadesiyle dikkat çektiği ’deve’yi inceleyeceğiz. Bu mübarek canlı, bir çöl hayvanı olmasının yanında binek olarak kullanılması, özellikle de kutsal beldeleri anımsatması, daha da ilerisi Kusva’yı ve Hz. Rasûlullah (a.s.)’ı hatırlatan bir canlı olması açısından da önemlidir. Biz ona baktığımızda sadece su deposu hörgücü ya da kuma batmasını önleyen tabanı geniş ayakları değil; İslâm dünyasında yeni bir dönemin açılmasına neden olan hicreti, Rasûlullah (a.s.)’ın Medine’deki ilk misafir oluşunu ve Mescid-i Nebevî’nin yerinin tayin edilmesini de görmekteyiz. Tüm bunlardan hareketle gerek devenin gerekse doğadaki diğer varlıkların sahip oldukları özellikler, nefisten arındırılmış akıl sahipleri için Rabbimizin sonsuz ilmini ve gücünü gösteren mutlak bir delil teşkil etmektedir. Yukarıda bahse konu olan âyet-i kerime ve devamı Kur’an’da Ğaşiye sûresinde şöyle zikredilmektedir:“Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.”(Ğaşiye sûresi, 17-21)Deveyi ’özel bir canlı’ yapan, en ağır şartlardan bile etkilenmeyen vücut yapısıdır. Bu öyle bir vücuttur ki açlık ve susuzluğa günlerce dayanır, günler boyu, sırtında yüzlerce kilo ağırlıkla yol gidebilir. Bu da devenin, kurak ortamlar için özel bir yaratılışla var edildiğini ve insanın hizmetine sunulduğunu göstermektedir. Ve yine bu akıl sahibi insanlar için açık bir yaratılış delilidir.Şimdi de üzerinde dikkatle düşünülmesi ve ibret alınması gereken bu canlıda yer alan yaratılış mucizelerine bir göz atalım:AÇLIK VE SUSUZLUĞA OLAĞANÜSTÜ DAYANMA YETENEĞİ:Deve, 50°C sıcaklıkta 8 gün aç-susuz kalabilir. Bu süre içinde toplam ağırlığının % 22’sini kaybeder. İnsan, vücudunda bulunan suyun %12’sini kaybettiğinde ölürken; deve, vücudundaki suyun %40’ını kaybettiği halde ölmez. Devenin susuzluğa dayanıklılığının diğer bir sebebi de, gündüz vücut ısısını 41°C’ye kadar çıkartan bir mekanizmaya sahip olmasıdır. Bu sayede gündüz aşırı çöl sıcağında su kaybını minimum seviyede tutabilmektedir. Soğuk çöl gecelerinde ise vücut ısısını 30°C’ye kadar düşürebilmektedir.MÜKEMMEL SU KULLANIM ÜNİTESİ:Develer, 10 dakikada ağırlıklarının üçte biri oranında su içerler. Bu miktar kimi zaman 130 litreyi bulabilmektedir. Bunun yanı sıra deve, insana oranla 100 kat daha geniş alanı kaplayan bir burun mukozasına sahiptir. Hayvan, çok büyük ve kıvrımlı burun mukozası sayesinde, havadaki nemin %66’sını tutabilmektedir.BESİNLERDEN VE SUDAN MAKSİMUM İSTİFADE:Hayvanların çoğu böbreklerinde biriken üre kana karıştığı anda zehirlenerek ölürler. Oysa deve, vücudunda oluşan üreyi defalarca karaciğerinden geçirerek, sudan ve besinlerden maksimum derecede istifade edebilmektedir.Devenin kan ve hücre yapısı da, çöl şartlarında uzun süre susuz yaşayabilmesini sağlayabilecek şekildedir. Hücre duvarları, hücrelerinin fazla su kaybetmesini engelleyecek bir yapıdadır. Kan yapısı ise, devenin vücudunda su minimuma indiğinde bile kan akışında bir ağırlaşmaya olanak vermeyecek biçimdedir. Ayrıca kanında, susuzluğa dayanıklılığı artıran albümin enzimi, diğer canlılardan daha fazla miktarda bulunmaktadır.Devenin bir başka destekleyicisi de hörgücüdür. Hörgüçlerde vücut ağırlığının beşte biri kadar yağ depo edilmiştir. Devede yağın tek bir noktada toplanması, vücudun yağa bağlı olarak her yerinde yoğun oranda su atılmasını engeller. Bu da devenin suyu minimum oranda kullanmasına sebep olur.Hörgüçlü bir deve, normalde günde 30-50 kilo besin alabilirken; zor şartlarda günde sadece 2 kg kuru otla bir ay boyunca yaşayabilmektedir. Devenin ağız ve dudak yapısı, ayakkabı köselesini delecek kadar sivri dikenleri bile rahatlıkla yiyebileceği şekildedir. Dört yüzlü midesi ve sindirim sistemi ise önüne çıkan her şeyi öğütebilecek kadar güçlüdür. Normalde yiyecek sınıfına girmeyen kauçuk gibi maddelerden bile istifade etmesini bilir. Kurak ortamlarda bu özelliğin ne kadar değerli olduğu açıktır.HORTUMLARA VE FIRTINALARA KARŞI ÖNLEM:Devenin gözleri iki kat kirpiklidir. Kirpikler, kapan gibi iç içe geçerek, gözü şiddetli kum fırtınalarına karşı tam bir korumaya alırlar. Develer ayrıca burun deliklerini de kum girmesini engellemek için kapatabilirler.KAVURUCU SICAĞA VE DONDURUCU SOĞUĞA KARŞI ÖNLEM:Bütün vücudunu kaplayan sık tüyler çölün yakıcı güneşinin hayvanın derisine ulaşmasına engel olurlar. Bunlar aynı zamanda soğukta da hayvanın ısınmasını sağlarlar. Çöl develeri 70°C’lik sıcaklıktan etkilenmezken, çift hörgüçlü Hecin develeri Orta Asya’nın yüksek yaylalarında sıfırın altında 52 derecelik soğuklarda yaşayabilmektedir. Bu tip develer, 4.000 metrelik yüksek yaylalarda bile hayatlarını sürdürebilmektedirler.KIZGIN KUMLAR İÇİN ÖNLEM:Bacaklarına oranla son derece büyük olan ayakları da özel olarak ’dizayn’ edilmiş, hayvan kuma batmadan yürüyebilsin diye genişletilip yayılmıştır. Ayak tabanlarındaki özel kalın deri ise kızgın çöl kumlarına karşı alınmış bir tedbirdir.KAYNAKLAR: The Camel, Hilde Gauthier-Pilters & Anne Innis Dag. The University of Chicago Press, 1981Türkiye Omurgalıları & Memeliler. Çevre Bakanlığı Çevre Koruma Genel Müdürlüğü, 1996.
cenabı hakkın kainattaki eşsiz san''atının bir nüvesi develerin hatırlattıkları yanında sahip olduğu yaratılış güzelliklerini sunduğunuz için Rabbim razı olsun inş.
develeri gördüğümde hep aklıma Mekke ve cöller geliyor,cok güzel etkileyici bir yazı elinize sağlık emeği gecenlerden ALLAH razı olsun