Özlenen Rehber Dergisi

115.Sayı

Sözlük;nefsi Arındıran İbadet; Kurban

İbrahim DEMİR Özlenen Rehber Dergisi 115. Sayı
Kurban sözlükte, ’yaklaşmak, yakın olmaya vesile olan şey’ anlamına gelir. Fıkıh dilinde bu sözlük manasına uygun olarak, ’Allaha yaklaşmak için kesilen hayvan’ demektir. ’Kurban’ kelimesi Türkçe sözlükte: ’Dînin bir buyruğunu ya da bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan’ şeklinde tanımlanmaktadır. (Türkçe Sözlük, (I-II) Türk Dil Kurumu Yayını: 549)
Türkçe’de ’Kurban’ diye tabir edilen ’hayvan boğazlama/kesme’ eyleminin Arapça’da fiil olarak geçen karşılıkları ’zebeha’, (bkz. Bakara, 2/49, 67, 71; Mâide, 5/3; İbrâhîm, 14/6; Neml, 27/21; Kasas, 28/4; Saffât, 37/102, 107.) ’neseke/nüsük’ (bkz. Bakara, 2/128, 196, 200; En’âm, 6/162; Hac, 22/34, 67. âyette iki kere.) ’uhille’ (bkz. Bakara, 2/173; Mâide, 5/3; En’âm, 6/145); ’zekâ/tezkiye’(Mâide, 5/3.) ’nahr/inhar’ (Kevser, 108/2) ’tadhiye/edhâ/udhiye’dir. İsim olarak ve boğazlanan/kurban kesilen hayvanın cinsi açısından ise ’kurban’ (bkz. Âl-i İmrân, 3/183; Mâide, 5/27; Ahkâf, 46/28.) ’hedy’ (bkz. Bakara, 2/196 da üç kere; Maide, 5/2, 95, 97; Feth, 48/ 25; Neml, 27/35, 36) ve ’büdn’ (Hac, 22/36) kullanılmaktadır.
Kurban bayramında kesilen hayvanlar, Kur’ân-ı Kerim’den dilimize geçen bir isim olarak ’kurban’ şeklinde yerleşmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde geçtiği üzere, ’udhiyye’(edhâ, edâhî, dahâyâ) Kurban Bayramı günlerinde kesilen kurbanı, ’hedy’ hacıların minada kestiği hac kurbanını, ’akîka’ doğan çocuk için kesilen kurbanı ifade için kullanılmaktadır.
’Bu, babanız İbrahim Aleyhisselâm’ın sünnetidir.’
Allah Rasûlu (s.a.v.) ilk Kurban Bayramını kıldırmak üzere vardığı musallâda (namazgâh denilen açık alan) o gün ilk işlerinin Bayram namazını kılmak, kurban kesmek olduğunu, böyle yapanların sünnete uymuş olacaklarını, (Buharî, Iydeyn 3) Rabbimizin Kurban günlerini (Eyyamı Nahr) Müslümanlar için bayram ilan ettiğini belirtti. (Ebu Davud, Dahayâ 3) Bayram günlerini, oruç değil yeme-içme ve Allah’ı anma günleri olarak niteleyerek (Nesâi, Fer’ ve atîre 2) ashabını şu ifadelerle kurban kesmeye teşvik etti;
’Âdemoğlu, kurban günü Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel işlemez. Kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah tarafından kabul edilir. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlarla nefsinizi arındırın!’ (Tirmizî, Edahî 1)
Zeyd b. Erkam’dan gelen rivayet göre, Rasûlulâh (s.a.v.)’ın Ashâbı: ’Ey Allâh’ın Rasûlü, (bayram günleri kesilen) şu kurban nedir?’ diye sorunca; Hz. Peygamber: ’Bu, babanız İbrahim Aleyhisselâm’ın sünnetidir.’ buyurur. Ashab: ’(Kurban kesmede) bize (ne gibi bir) sevap var? Ey Allâh’ın Elçisi!’ diye sorduklarında ’Kurbanın her bir kılı için bir sevap’ seklinde cevap verir. Ashab tekrar: ’(Kesilen kurban; koyun, kuzu gibi) yünlü ise Ey Allâh’ın Elçisi!’ diye sorunca, Hz. Peygamber: ’Yünün her bir kılı için de bir sevap var!’ buyurur. (İbn Mâce, Kitabu’l-Edâhî 3)
Anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.) Kurban kesti diyorum!
Kurban’ın aynı zamanda, Allah’a yakınlığın vesilesi ve Cenâb-ı Hakk’a bir eylemle beraber dua etme ânı olduğunu şu hadisi şeriflerde görmekteyiz.
Rasûlullah Efendimiz kendisine getirilen iki koçu kıbleye doğru çevirdi, besmele çekti, tekbir getirdi. En’am suresinin 79, 162 ve 163. âyetleri okuyup kurban etti. Sonra şöyle dua etti; ’Allah’ım, bu kurban sendendir ve Muhammed (s.a.v.) ile ümmeti tarafından senin rızan için sunulmuştur.’ (İbn Mace, Edahî 1)
Celebe b. Suhaym’dan rivayet edildiğine göre; adamın biri İbn Ömer (r.a.) kurban hakkında ’vâcip (farz) midir?’ diye sorunca; İbn Ömer: ’Rasûlullâh (s.a.v.) ve müslümanlar kurban kestiler!’ diye cevap verir. Adam aynı soruyu tekrar edince, İbn Ömer: ’(Ne dediğimi) anlamıyor musun? Rasûlullâh (s.a.v.) ve müslümanlar kurban kestiler (diyorum)!’ der. (Tirmizî, Kitâbu’l-Edâhî 11) İbn Ömer’in; ’Rasûlullah (s.a.v.) Medîne’de on sene ikamet etti ve (her sene) kurban keserdi.’ dediği de rivayet edilmektedir. (Tirmizî, Kitâbu’l-Edâhî 11).
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.