Yoğun bir gündemimiz var. Dün Afganistan, Irak, Filistin idi müslümanların gündemi, bugün ise Suriye, Arakan, Ortadoğu...
’Kendi nefsi için sevip arzu ettiğini, müslüman kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek mümin olamazsınız’ diyen bir dinin müntesipleri olarak hiç değilse ’unutmamak’ adına yad etmek istedim kanayan yaraları, akan gözyaşlarını...
***
Hak-Batıl mücadelesi tarihin her döneminde var olmuş bir olgudur. İlk insan Âdem (a.s.) ile Şeytan arasında geçen hadiseden günümüze kadar değişik hüviyetlerde hep görülmüştür.
Özellikle son yıllarda batı menşeli İslam karşıtlığı –ki buna İslamofobia deniyor- birileri tarafından tekrar canlandırılmak isteniyor. Tarihin geneline hâkim olan bu mücadele değişim ve dönüşümler geçirerek belki ama tabir yerinde ise temcid pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp sürülüyor piyasaya. Danimarka’daki karikatür krizi, İsviçre’deki minare yasağı, değişik AB ülkelerinde kanunlaşan peçe ve sünnet yasakları, kendisini din adamı diye tanıtan densizlerce icra edilen Kur’ân-ı Kerim yakma girişimleri ve belki de en büyük etkiye sahip olanı Efendimiz (s.a.s.)’i ve müslümanları -hâşâ- küçümseyen sinema filmi, hep bu ısıtılma hareketleri gibi geliyor.
Batı bunu yaparken 1,5 milyarlık İslam âlemi ne yapıyor derseniz. Meydanlarda ABD ve İsrail aleyhine slogan atma, ABD büyükelçiliklerini basma ve hatta bir kaç bürokratı öldürme harici ciddi hiçbir şey yapmıyor yapamıyor maalesef. Neler yapılabilir, ne zaman yapılabilir net bilemem ama bu sorun slogan atmakla, bayrak yakmakla çözülmez. Öncelikle Müslüman zihinlerin batı kuşatmasından kurtulması ve uğradığı kültür emperyalizminden sıyrılması lazım. Rabbim yardım eyleye...
***
Bu ay kutlu bir yolculuk olan Hac ve teslimiyetin en belirgin sembollerinden olan Kurban konularını işliyoruz dergimizde. Her biri birbirinden kıymetli makalelerle hac ve kurban ibadetlerini daha derinlemesine kavrayacak, ibadetlerdeki asıl maksadın ne olduğunu daha farklı boyutları ile anlayıp idrak edeceğiz inşallah.
***
Ayrıca bu ay sizlerinde fark ettiği gibi büyük bir yenilenmeden geçtik. Daha güzel hizmet verebilme ve siz değerli okurlarımıza daha faydalı olabilme adına değerli büyüğümüz Muhterem Muzaffer Yalçın Hocaefendi’nin nezaretinde yoğun bir çaba ve gayretin ürünü olarak bu sayıyı hazırladık. Bu hazırlık aşamasında en mükemmeli değil tabi ama mükemmeli yakalamayı hedef edindik. Her ne kadar mükemmeli arzulamış olsak da bizler de insanız. Beşer şaşar kaidesinden hareketle eksiklerimiz noksanlarımız olmuştur. Tüm bunlar için Rabbimizden bağışlanma dileriz.
Sizlere daha faydalı hizmetler verebilme adına görüş, öneri ve istekleriniz bizim için son derece önemli. Bu bakımdan gerek telefonla ve gerekse de e-postalarla bizlere istek ve görüşlerinizi iletebilirsiniz.
Bu vesile ile bu çalışmaların fikir önderliğini yapan, hayatı boyunca bizzat bu denli hizmetlerle insanlığa ışık saçan değerli âlim ve arif Abdullah Farukî el-Müceddidi (k.s.) Hazretlerini bir kez daha hayır ve rahmetle anıyoruz. Tasarımından dizaynına, matbaa işlerinden makale yazımına, baskı takibinden kargo işlemlerine kadar gerekli her alanda himmetlerini esirgemeyen ve emeği geçen herkese özellikle ufuk insanı, hizmet adamı Kıymetli Muzaffer Yalçın Hocaefendi’ye teşekkür ediyoruz.

Hayırda yardımlaşmak ve istikamet üzere yaşamak duasıyla…