Özlenen Rehber Dergisi

159.Sayı

Fıkıh Köşesi - 159.sayı

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 159. Sayı
1- Bir kimse, bir Müslüman’ın şarabını veya domuzunu yok etse bunları tazmin eder mi?
Bir kimse, bir Müslüman’ın şarabını veya domuzunu yok etse bunları ödemez/tazmin etmez. Çünkü şarap ile domuz, Müslüman hakkında şer’an faydalanılması mubah olan mal değildir.

2- Bir kimse, bir zimmînin şarabını dökse, tazmin eder mi? Bir kimse, bir şahsın murdar leşini yok etse tazmin eder mi?
a) Bir kimse, bir zimmînin şarabını dökse, döktüğü şarabın mislini öder.
b) Bir kimse, başka bir şahsın murdar leşini yok etse bu leş zimmîye ait olsa bile onu ödemez. Çünkü murdar olan leş hiçbir dinde mal değildir. Kasten besmele çekilmeyerek kesilen bir hayvan yok edildiğinde de ödenmez.

3- Müzik ve çalgı aletlerini satmak caiz midir? Bir kimse Müslüman olan bir şahsın sazını, davulunu, zurnasını, defini veya müzik ve çalgı aletlerini kırıp dökse tazmin eder mi?
Bir kimse Müslüman olan bir şahsın sazını, davulunu, zurnasını veya defini kırsa yahut sarhoş edici içkisini yahut yarısı gidinceye kadar kaynatılıp sarhoş eden şarabını dökse, sahipleri bu şeyleri eğlence ve zevk için bulundurmuyorlarsa, İmam Âzam (rh.a)’e göre bunları kırıp döken kimse kıymetlerini öder/tazmin eder. Bu şeylerin satışı caiz ve sahihtir. İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.a)’e göre ise bunları kırıp döken kimse bunların kıymetlerini ödemez ve bunların satışı da caiz ve sahih değildir. Fetva da bunun üzerinedir.

4- Bir kimse bir şahsın hayvanının bağlı bulunduğu ipini çözse yahut hayvanlarının bulunduğu ahırın kapısını açsa yahut içinde kuş olan kafesi açsa, sonra da hayvanlar telef ve zayi olsa, kafesi açan kimse bunların kıymetini öder mi?
Bir kimse bir şahsın kölesinin ayağındaki bağını çözse yahut hayvanının bağlı bulunduğu ipini çözse yahut hayvanlarının bulunduğu ahırın kapısını açsa yahut içinde kuş olan kafesi açsa, sonra da köle ve hayvanlar telef ve zayi olsa, kuş uçsa, ipi çözüp kapıyı ve kafesi açan kimse bunların kıymetini ödemez. İmam Muhammed (rh.a)’e göre hayvan ile kuşun kıymetini öder. Zira akıllı olmayan hayvan, bağı çözülünce yahut ahırın kapısı açılınca durmaz gider.

5- İki kimse aralarında ortak olan bir evde bir ay birisi, diğer ay diğeri oturmak üzere muhâyee’de bulunsalar, ortaklardan birisinin, kendi nöbetinde ortak olan yeri kiraya verip ücretini alması caiz midir?
İki kimse aralarında ortak olan bir odada/evde bir ay birisi, diğer ay diğeri oturmak üzere muhâyee’de/menfaat taksiminde bulunsalar, ortaklardan birisinin, kendi nöbetinde ortak olan yeri kiraya verip ücretini alması caizdir.

6- Ortak olan bir ağacın meyvesinde yahut bir koyunun sütünde yahut koyunun kuzularında muhâyee yapılması caiz midir?
Ortak olan bir ağacın meyvesinde yahut bir koyunun sütünde yahut koyunun kuzularında muhâyee/menfaatlerin taksiminin yapılması caiz değildir. Çünkü muhâyee menfaatlerin taksiminden/paylaşımından ibarettir. Ağaçtan elde edilecek meyve ile koyundan elde dilecek süt ise farklıdır.

7- Suda yaşayan hayvanlardan hangisi yenir? Suda kendi kendine sebepsiz olarak ölüp de su üstünde arkası üstüne dönmüş olan balıklar yenir mi? Su içinde fazla sıcaktan veya soğuktan dolayı ölen balıklar yenir mi?
Suda yaşayan hayvanlardan ancak her çeşidiyle balık yenilir. Yılanbalığı, sazan balığı, yunus balığı, bu cümledendir. Suda kendi kendine sebepsiz olarak ölüp de su üstünde arkası üstüne dönmüş olan balıklar yenmez. Su içinde fazla sıcaktan veya soğuktan dolayı ölen balıklar hakkında iki rivayet vardır. Bir rivayete göre yenilir, diğer rivayete göre yenilmez.

8- Balık ile çekirgenin kesilmeden yenilmesi caiz midir?
Balık ile çekirgenin kesilmeden yenilmesi helaldir. Zira Rasûlullah (s.a.v.): ’Bize iki ölü ve iki kan helal kılındı. Balık ile çekirge ve karaciğer ile dalak.’ buyurmuşlardır.

9- Bir kimse hasta bir koyunun diri olup olmadığını bilemeyip keserken hayvan harekette bulunsa yahut kendisinden canlı bir hayvandan çıkarcasına kan çıksa, eti yenilir mi?
Bir kimse hasta bir koyunun diri olup olmadığını bilemeyip keserken hayvan harekette bulunsa yahut kendisinden -canlı bir hayvandan çıkarcasına- kan çıksa, eti yenilir. Çünkü bunlar diri olduğunun alametidir. Eğer harekette bulunmaz, kan akmazsa eti yenilmez. Şu var ki, böyle bir hayvanın kesilirken gözünü yumması, ayağını çekmesi veya tüylerinin ürperip kalkması birer hareket sayılıp canlı olduğunu gösterir. Ancak sadece gözünü açması veya ağzını açması yahut ayağını uzatması bir hareket sayılmaz.

10- Fıkıh kitaplarında ’tenzîhen’ mi yoksa ’tahrîmen’ mi olduğu belirtilmeksizin sadece ’mekruhtur’ denildiğinde hangisi anlaşılmalıdır?
Fıkıh kitaplarında mutlak surette ’kerahet’ tabirinden çok defa ’kerahet-i tahrîmiyye’ kastedilir.

11- Ölmeyecek kadar yiyip içmek farz mıdır? Bir kimse yiyip-içmeyi terk edip ölse günahkâr olur mu? Doyduktan sonra yiyip-içmek haram mıdır? Ertesi gün tutacağı oruca kuvvetli bulunmak için yahut misafirleri utandırmamak için doyduktan sonra biraz fazla yiyip-içmek caiz midir?
a) Ölmeyecek kadar yiyip içmek farzdır. Çünkü bedenin bekası, yeme-içme ile kaimdir.
b) Bir kimse yiyip-içmeyi terk edip ölse, kendisini tehlikeye attığı için günahkâr olur.
c) Doyduktan sonra yiyip-içmek haramdır. Ancak ertesi gün tutacağı oruca kuvvetli bulunmak için yahut misafirleri utandırmamak için doyduktan sonra biraz fazla yiyip-içmekte beis yoktur.
d) Farz olan ibadeti eda etmekten zayıf düşürecek derecede yiyip-içmeyi azaltmak suretiyle riyazette bulunmak caiz değildir. Çünkü ibadetleri terk etmek caiz değildir, ibadeti terk etmeye vardıran şey de caiz değildir.

12- Hasta olan bir kimse ilaç kullanmayıp ölse, günahkâr olur mu?
Hasta olan bir kimse ilaç kullanmayıp ölse, günahkâr olmaz. Çünkü ilaçların ona şifa getireceği malum değildir.

13- Sofrada çeşitli değil de tek çeşit meyve bulundurmak daha mı faziletlidir?
Sofrada çeşitli meyvelerin bulunmasında bir beis yoktur. Lakin (çeşitli değil de) tek çeşit meyveyi sofrada bulundurmak daha faziletlidir. Bunun faziletli olması, Allah Teâlâ’nın: ’Küfredenlere ateşin karşısına getirildikleri/arzolundukları gün (denilir ki); siz bütün zevklerinizi/nimetlerinizi (lezzetlerinizi) dünya hayatı içinde (yaşayıp) bitirdiniz/zevklendiniz.’ (el-Ahkâf, 46/20) ayetinin tehdidi altına girmemek içindir.

14- Sofrada tek çeşit değil de çeşitli yemekleri bulundurmak israf mıdır?
Sofrada (tek çeşit değil de) çeşitli yemekleri bulundurmak israftır.

15- Sofrada ihtiyaç miktarından fazla ekmek bulundurmak israf mıdır?
Sofrada ihtiyaç miktarından fazla ekmek bulundurmak da israftır.

16- Parmakları, bıçağı ve ağzı ekmekle silmek mekruh mudur? Tuzluğu ekmek üzerine koymak mekruh mudur? Sofraya ekmek geldiğinde yemeğin gelmesini beklemeyip hemen ekmeği yemek mi gerekir?
a) Parmakları, bıçağı ve ağzı ekmekle silmek, tuzluğu ekmek üzerine koymak mekruhtur. Bunları yapmada ekmeğe ihanet (horlamak) vardır. Hâlbuki biz, ekmeğe ikram ve hürmet göstermekle emrolunmuşuzdur. Zira Rasûlullah (s.a.v); ’Ekmeğe ikram ve hürmet ediniz. Çünkü o, göklerin ve yerin bereketindendir’ buyurmuştur.
b) Ekmeğe ikram/hürmet etmek için, sofraya ekmek geldiğinde yemeğin gelmesini beklemeyip hemen ekmeği yemeğe başlamalıdır.

17- Bir kimse elinden lokma düşer de onu yerden alıp yemezse israf yapmış olur mu?
Bir kimsenin elinden lokma düşse, onu yerden alıp (yemezse) israf etmiş olur. Zira Rasûlullah (s.a.v): ’Elinden lokma düşünce onu temizle, sonra onu ye!’ buyurmuştur.

18- Yemekten önce ve sonra elleri yıkamanın hükmü ve hikmeti nedir?
Yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması sünnettir. Zira Rasûlullah (s.a.v): ’Yemekten önce el yıkamak fakirliği giderir, yemekten sonra (el yıkamak ise) küçük günahların affına sebep olur’ buyurmuştur.

19- Yemeğe başlarken ’besmele’ çekmenin, yemeğin sonunda ise ’elhamdülillâh’ demenin hükmü ve hikmeti nedir? Yemeğin başında besmele unutulursa ne denilir? Yemeğe başlarken ’besmele’, yemek bitince ’elhamdülillâh’, sesli mi sessiz mi söylenir?
a) Yemeğe başlarken ’besmele’ çekmek, yemeğin sonunda ise ’elhamdülillâh’ demek sünnettir. Zira Rasûlullah (s.a.v): ’Şüphe yok ki, önüne yemek getirildiğinde evvelinde ’besmele’ çeken, sonunda da ’elhamdülillâh’ diyen mümin kulundan Allah (Teâlâ) razı olur.’ buyurmuştur.
b) Yemeğin başında besmele unutulursa, hatırlandığı zaman ’bismillâhi alâ evvelihî ve âhirihî’ denilmelidir.
c) Yemeğe başlarken ’besmeleyi’ sofra başında bulunanların işitebilecekleri bir sesle söylemelidir. Ama yemek bitince ’elhamdülillâh’ lafzını sofradaki herkes yemeklerini bitirmiş olsalar bile sofradakilerin işiteceği bir sesle söylenmesi doğru değildir.

20- Eşek sütü içmek caiz midir?
a) Eşeğin sütünü içmek helal değildir. Çünkü süt, etten meydana gelmektedir. Binaenaleyh süt, etin hükmünü alır.
b) İmam Âzam (rh.a)’e göre atın sütü de eti gibi mekruhtur.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.