Tesbih kelimesi Allah’ zikretmenin yanında zikirlerin sayısını belirlemede kullanılan aletin adı olmuş ve Türkçe’de ses uyumuna göre ’tesbih’ şekline dönüşmüştür.
Zikirlerin eksik veya fazla yapılmasının sünnete uygun düşmeyeceğini düşünen sahâbeden bazıları çakıl taşı, hurma çekirdeği veya ip üzerine atılan düğümlerle sayıyı belirlemeye çalışırlardı.
İnsanoğlunun hayatında köklü bir geçmişi olan tesbih, ibadet, el sanatları ve hatta edebiyat alanında ele alınmıştır. Hakkında yüzlerce eser verilen tesbih; dini, kültürel, sanatsal ve toplumsal boyutlarıyla kitaplara konu olmuştur.
Dervişin Dilinden Zikir; Elinden Tesbih Eksik Olmaz…
Tesbih bir zikir vasıtasıdır. Birbirinden âlâ, usta işi tesbihler, zikre verilen önemin zikir aracına yansımasıdır. Hemen herkesin evinde birkaç adet 99’luk; yine birkaç tane de 33’lük tesbih vardır. Zikirle özel meşguliyeti olanların ise 500’lük ya da 1000’lik tesbihleri parmaklarının ucunda asılı durur!
İslâm-Türk medeniyetinde tesbih, her daim önemli bir kilometre taşı hüviyetinde olmuştur. Gönüllerinde ukba iklimine yönelik açık kapılar bulunan mütevekkil tesbih ustalarımız asırlar boyunca tesbih yapımını, eskimez medeniyetimizin bir sanat unsuru hâline getirmiştir. Yine yüzyıllar boyunca tesbih ustalarının parmaklarının arasından dökülen dua taneleri, şüphesiz önce inanç sahiplerinin, sonra da koleksiyonerlerin vazgeçemediği bir obje olagelmiştir.
Tesbihin Kısımları
Tam bir tesbih; taneler, imâme, nişane (durak), pul, tepelik, püskül veya kamçı gibi bölümlerden meydana gelir. Parçaların şekil ve tezyinat itibariyle birbirine uyumlu ve bir bütün halinde olması gerekir.
Tesbihin taneleri genellikle toparlak (kürevî), yassıca, yuvarlak, uçlu toparlak, dolgun ya da yarım beyzî (söbü), şalgamî, üstüvâne, kesme (iki taraf düz), fasetal (elmas gibi tıraş edilmiş) şeklinde olabilir.
Tesbihin Yapımı
Eskiden taneler ’çıkrık-kemâne’ denilen el tornalarında yapılırdı. Tesbih ustaları 1965’ten sonra elektrikli torna kullanmaya yönelmiş son dönemlerde ise bilgisayarlı tornalarla bu iş daha kolay hale gelmiştir.
Tesbih Neden Yapılır ?
Tesbih yapımında ağaç ve ahşap malzemelerin yanında cam, değerli taşlar, kehribar, yılanağacı, narçıl, abanoz, fildişi, mercan, sedef, inci, kaplumbağa kabuğu, mors balığı dişi, balina kemiği gibi birbirinden kıymetli malzemeler kullanılır.
Osmanlı’da Tesbih
Tesbih, Osmanlı’da bambaşka hal almaktadır. 16. yüzyıldan beri Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul’da en güzel tesbihler yapıldı ve raflarda yerlerini aldı. Osmanlı’da tesbihçiliğin bir sanat halini alması 17. yüzyıldan itibaren başlar. İstanbul, İslâm dünyasında tesbihçiliğin merkeziydi.
Tesbih hakkında en meşhur öykü şudur:
Sultan Ahmet yaptırdığı caminin kaç kişi alacağını öğrenmek ister ve bu yüzden namaz vaktinde caminin giriş ve çıkışlarında tesbih dağıtılması için emrini verir. Söylendiğine göre 86.000 kişiye camiye girenlere, 86.000 adet de camiden çıkanlara dağıtılır. Caminin kapasitesinin 172.000 kişi olduğunu tesbih sayesinde tespit eder.
Osmanlı’nın el sanatı ile tesbih bambaşka bir hal almıştır.
Tesbih artık İslamî alışkanlık halini almıştır.
Camilerde Allah’ın sıfatları tesbih edildiğinden tesbih taneleri 99 adete yani Esmaü’l-Hüsna sayısına göre ayarlanmıştır.
Osmanlı döneminde 99 taneli tesbihlerin taşınmasında sıkıntı olup daha kullanışlı olması babında 33 taneli tesbih ortaya çıkmıştır.
Osmanlı zamanında farklı meslek gruplarının kendine has tesbihleri vardı. Örneğin; kuka tesbihi hekimler kullanıyordu. Kuka antiseptik ve antibakteriyer olduğundan Osmanlı zamanında mikrop kırıcı olarak kullanılıyordu. Bazı kaynaklarda elinde kuka tesbih olmayan hekimleri saraya ve hastanın yanına almıyorlarmış.
Osmanlı zamanında deve mübarek sayıldığından deve kemiğinden tesbihler yapılıyordu. Bu tesbih tüccarların kullandığı tesbih modelleriydi.
Tekke ve zaviyelerde hocalar, iri ve çok taneli tesbihler kullanırdı.
Medresede öğretim gören mollaların tesbihlerinden tutun da, Mevlevilerin, Cerrahilerin tesbihleri farklı farklı motifler, imameler içeriyordu. Tesbih Osmanlı zamanında bir nevi kimlikti. Tesbih ile bir kişinin ne iş yaptığı veya hangi tasavvuf kolunda, ne konumda, hangi kademede olduğunu rahatça öğrenebilirdiniz.
Tesbihçiliğin pîri Veysel Karanî kabul edilir ve tesbihçi dükkânlarına,
’Besmeleyle açılır her gün bizim tezgâhımız
Hazret-i Veysel Karanî pîrimiz üstadımız’ yazılı levhalar asılırdı.
Kaynaklar:
GÖREN, İbrahim Ethem, ’Bir Tesbih Yazısı’, http://ekonomi.dunyabulteni.net/m/yazar/İbrahim-ethem-goren/5808/bir-tesbih-yazisi.
BOZKURT, Nebi, TDV. İslam Ansiklopedisi, ’Tesbih’ Maddesi, Ankara 2011, XL, 529-532.
Tesbih
Özlenen Rehber Dergisi 159. Sayı
1 kişi yorum yazdı.