KUR’ÂN OKUMA ÂDÂBI
1. Okuyacak kişinin takınacağı edeb: Abdestli olmak, otururken kıbleye dönmek, bağdaş kurmamak ve sallanmamak, başını eğmek, tazarrû ile okumak ve kibirli bulunmamak.
2. Kur’ân’da tertîl (ağır ağır okumak): Kur’ân-ı Kerîm’i okumaktan gâye, âyetlerin muhteviyâtını tefekkür etmek, muktezâsınca amel etmektir ki bu da ancak ağır ağır okumakla mümkün olur.
3. Secde âyetlerine riâyet: Secde âyeti okunduğu zaman, hemen secdeye kapanmalıdır. Kur’ân okuduktan sonra da secde edilebilir.
4. Kur’ân okumaya başlarken istiâze etmek: Kur’ân okumaya başlayacak olan; eûzü besmeleyi söyler ve Kur’ân okumaya başlar. Ayrıca şu şekilde de istiâze şekilleri vardır:
’Eûzü billâhi’s-Semîi’l-Alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîm. Rabbi eûzü bike min hemezâti’ş-şeyâtîn ve eûzü bike Rabbi en yahdurûn’ der. Bundan sonra Nâs Sûresini ve Fatiha Sûresi’ni okur.
Ayrıca Kur’ân okumaya başlarken okunması gereken bir duâyla ilgili olarak Peygamber (s.a.v.) Sahîh-i Müslim’de yer alan bir hadîsinde buyuruyor ki:
’Kim Kur’ân’ı eline alır okumak isterse ve şu duâyı okursa, Allah Teâlâ her harfine elli bin sevap verir:
’Allâhümme bi’l-hakki enzeltehû ve bi’l-hakkı nezele, Allâhümme azzim rağbetî fîhi ve’calhü nûran li-basarî ve şifâen li-sadrî, Allâhümme zeyyin bihî cesedî verzuknî tilâvetehû alâ tâatike ânâe’l-leyli ve etrâfe’n-nehâri vehşurnî mea’n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ve âlihi’l-ahyâri.’
Yâni; ’Allah’ım onu Hak ile indirdin Hak ile indi. Allah’ım Kur’an’a olan isteğimi çoğalt onu gözüme nur, kalbime şifa eyle. Allah’ım Kur’ân’la lisanımı süsle, yüzümü onunla güzelleştir, bedenimi onunla kuvvetlendir. Gece ve gündüz amel ederek okumayı nasip et. Beni Peygamber Efendimiz ve onun hayırlı ehli ile haşret.’
5. Kur’ân’ı güzel sesle süsleyerek okumak: Rasûl-i Ekrem (s.a.v): ’Kur’ân’ı sesinizle süsleyiniz.’ buyurmuştur. Kur’ân’ı güzel sesle okumak ve okuyanı dinlemeyi arzu etmek müstehaptır.
6. Kur’ân’ı Anlayarak Okumak: Kur’ân okumayı, gücü nispetinde onun okuma kuralları (tecvîd) ile birlikte mutlaka öğrenmeli, meâlini ve tefsîrlerini okuyarak onu anlamaya ve bütün hükümlerini hayata geçirmeye çalışmalıdır.
Kur’ân okuyan kimse onun muhkem âyetlerinin emrine göre amel etmelidir. Müteşâbih* olanlarına ise îmân etmelidir.
Onda geçen misâllerden dahi ibret alınmalı, müjdeli haberlere sevinmeli, korkutucu haberlerden de çekinmeli, onda geçen vaazlara (nasîhatlere) bakıp öğüt almalı, yapmamızı istediği şeyleri yapmalı, kaçınmamızı istediği şeyleri de terk etmeliyiz.
Sâlik rüyâsında Kur’ân-ı Kerîm okuduğunu görürse bilsin ki, Cenâb-ı Hak onunla konuşuyor. Bunun içindir ki hemen o âyetlerin meâline bakıp kendisini muhatap kabûl etmeli, ona göre amelde bulunmalıdır. Âyetlerdeki mesajları gâyet iyi anlamalı ve öylece amel etmelidir.
7) Emirlerini Tebliğ Etmek: Kur’ân’ın emirlerini âilesinden başlayarak gücü nispetinde insanlara tebliğ etmelidir.
8) Kırâattan Önce Namaz Kılmak: Sâlik, Kur’ân okumaya başlamadan önce iki rekât namaz kılmalıdır. Nitekim Hz. Musâ (a.s.) Tûr-i Sînâ’da Cenâb-ı Hak’la duhâ vakti konuşmuştur. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de buna hürmeten Duhâ vaktinde namaz kılmıştır. Sâlik de Kur’ân okuyacağı zaman iki rekât namaz kılmalıdır. Önce secde etmeli, sonra Kur’ân okumalıdır. Bu namazda kerâhet vakitlerine de dikkat etmelidir. Bu sünnet; hem Hz. Musâ (a.s)’ın sünneti, hem de Rasûl-i Ekrem (s.a.v)’in sünnetidir.
KUR’ÂN-I KERÎM OKUMANIN DERECELERİ
a) Kur’ân’ı okuyan, kendisini Allah’u Teâlâ’nın huzurunda imiş ve Allah’u Teâlâ onu dinliyormuş gibi farz ederek okumalıdır. Bir hadîs-i şerîfte: ’Kim Cenâb-ı Hak’la konuşmak isterse Kur’ân okusun.’ buyurulmuştur.
b) Kur’ân okurken Allah’u Teâlâ tarafından görüldüğüne ve O’nun kendisine lütfuyla hitap ettiğine, in’am ve ihsanıyla kendisine münâdatta bulunduğuna inanmalıdır.
HATİM İNDİRMEK
Sâlik imkânı nisbetinde 40 günde bir hatm-i şerîf okumaya çalışmalıdır. Ve okuduğu hatminden hâsıl olan sevâbı da başta Peygamber Efendimiz olmak üzere sâlih insanların vâsıtasıyla hediye etmelidir.
KUR’ÂN DİNLEMEK
Kur’ân’ı okuyanlar kadar dinleyenler de aynı ihtimâmı göstermek ve âdâbına riâyet etmek mecbûriyetindedirler. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmaktadır: ’Kur’ân okunduğu zaman susun ve onu dinleyin. Tâ ki size rahmet oluna.’
Kur’ân-ı Kerîm okunurken, onu okuyana karşı cephesini çevirmelidir. Her ne kadar onu okuyan bir insansa da okunan Allah Teâlâ’nın kelâmı olduğu için saygıda kusur etmemelidir.
RASÛL-İ ZÎŞÂN EFENDİMİZ’İN KIRÂATI
Rasûlullah (s.a.v)’in ahlâkı Kur’ân ahlâkı olduğu için, Kur’ân’ı da o’nun gibi okumalıyız.
Rasûl-i Ekrem (s.a.v) çok hoş ve tesirli bir sese sahip oldukları için Kur’ân okumaya başladıklarında dinleyenler büyük bir coşku ve vecd içinde kalırlardı. Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.) Efendimiz Kur’ân’ı ne fazla yüksek sesle, ne de çok gizli sesle değil, normal bir sesle okurlar idi. Kelimeleri tane tane okuyarak telâffuz ederdi. Ya’lâ b. Memlik, Ümmü Seleme (r.anhâ)’ya Peygamber Efendimizin nasıl Kur’ân okuduğunu sormuş, o da şöyle cevap vermiştir: ’Hazret-i Peygamber (s.a.v.)’in tilâveti, kelime kelime, harf harf belirgin şekilde idi.’
KUR’ÂN’I OKUYUŞTA ZORLANANA İKİ KAT SEVAP
Kur’ân-ı Kerîm okurken zorluk çekiliyorsa bu zorluktan dolayı okumayı bırakmamalı, bilâkis daha da artırarak devam etmelidir. Zîrâ bu durumdaki kimse için iki kat sevabı Kâinâtın Efendisi hadîs-i şerîfinde haber vermiştir.
KUR’ÂN’I ÖĞRENMEK ve ÖĞRETMEK
Kur’ân-ı Hakîm’i okumayı diğer ibâdetlerde olduğu gibi gençken öğrenmelidir. Çünkü Efendimiz (a.s.) bir hadîs-i şerîfinde gençliğini ibâdetle geçirenlerin kıyâmette Allah Teâlâ’nın arşının gölgesinde gölgeleneceğini haber vermiştir.
Ayrıca Kur’ân okumayı bilenlerin, bilmeyenlere öğretmesi de son derece sevaptır. Bu hususta Rasûl-i Zîşân Efendimiz şöyle buyurmaktadır: ’Sizin en hayırlınız, Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.’
GECELEYİN KUR’ÂN OKUMAK
Kur’ân-ı Mecîd’i gece kalkıp okumak da sünnettir. Hz. Hasan Efendimiz Kur’ân virdini gecenin ilk kısmında, Hz. Hüseyin Efendimiz dahi gecenin son kısmında okurdu.
EHL-İ KUR’ÂN’IN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Kur’ân ehli olan kimse şunlara da dikkat etmelidir:
a) Kendisine hiddet gösteren kimseye hiddet etmemelidir.
b) Haset eden kimseye haset beslememelidir.
c) Kendisine câhilce davranan kimseye câhillik etmemelidir.
Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz’in ashâbı arasında, Kur’ân okuyanlar şu sıfatları ile tanınırdı:
a) Renkleri sararmış olurdu.
b) Bedenleri zayıflamış olurdu.
c) İnsanlar gülerken, onların ağlaması daha fazla olurdu; insanlar ferah iken onlar mahzûn olurlardı.
d) İnsanlar kibirli dururken, onlar tevâzû ve huşûlu olurlardı.
e) İnsanlar yerken, onlar oruçlu olurlardı.
EZBERDEN ve YÜZÜNDEN KIRÂAT
Kur’ân-ı Mecîd’e bakarak da, ezberden okumak da sünnettir. Ancak bakarak okumakta ibâdet olarak göz de bu hazdan nasîbini almış olur.
KIRÂATLA İLGİLİ MÜTEFERRİK HUSUSLAR
Şu hususlar da Kur’ân okumanın edebleri arasındadır:
- Kur’ân okuyan, önceden dişlerinin arasını temizleyerek Kur’ân okumak için misvak kullanmalıdır.
- En güzel elbiseleri giymeli saçlarını ve sakalını güzelce taramalıdır.
- Güzel koku sürünmelidir ve kıbleye karşı oturmalıdır.
- Bir yere yan gelip dayanmış veya bir şeye sırtını yaslamış olmamalıdır.
- Kur’ân okuma esnâsında kendisine esneme gelirse durmalıdır. Zîrâ esneyerek Kur’ân okumak mekruhtur.
- Kur’ân okumaya bir sûreden başlandığı zaman, onu yarıda kesmemeli, okuyup bitirmelidir.
- Kur’ân, sessiz bir yerde okunmalıdır. Dinleyenler de sâkin durmalı, çırpınıp sayha atmamalı ve yüze şaplak vurup elbise yırtmamalıdır.
- Kur’ân okuma esnâsında konuşmak zorunda kalır ise, Kur’ân okumaya dönünce ikinci kere istiâze (eûzü besmele) çekmelidir.
- Okuduktan sonra, Mushaf açık bırakılmamalıdır. Üzerine de bir şey konulmamalıdır.
- Kur’ân-ı Kerîm okuyan kimse, onu sesle güzelleştirmelidir. Çünkü Kur’ân’ın süsü güzel sestir. Kur’ân okumaya yarayacak güzel ses şudur: Dinleyen sanmalıdır ki okuyan kimse Allah Teâlâ huzûrunda haşyet üzeredir.
- Kur’ân hüzünle ve vecd içinde okunmalıdır. Çünkü Kur’ân’ın nüzûlü dahi hep hüzünledir.
- Kur’ân Arap lehçesi ile okunmalıdır. Çünkü Rasûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ’Kur’ân’ı Arapların okuyuş tarzları üzere okuyunuz.’
- Kur’ân okuyan kimse ses ve makâmını da fâsıklara benzetmemelidir.
- Kur’ân okurken ağlamalı, eğer ağlayamıyorsa zorla ağlamaya çalışmalıdır. Zîrâ Efendimiz (a.s) bir hadîs-i şerîfinde: ’Kur’ân okurken ağlayınız; ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapınız’ buyurmuştur.
- Her âyetin sonunda durulması da Kur’ân okumanın sünnetleri arasındadır.
- Rahmet âyetleri okunduğu zaman Allah’a duâ etmeli, niyazda bulunmalıdır. Azap âyetleri geçtiği zaman da Allah’a sığınmalıdır.
- Yüce Allah’ın azametini (büyüklüğünü) anlatan âyetlerde ise Allah Azîmüşşânı tesbîh etmelidir. Zîrâ Rasûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz de böyle yapardı.
- Kur’ân okurken her harf anlaşılacak şekilde okunmalıdır. Yâni harfler ve kelimeler birbirlerine karıştırılmamalı, yutulmamalıdır.
- Kur’ân okuyan kimse, bâzı âyetleri tekrar tekrar okumalıdır. Böyle yapıldığı takdirde insanların düşünceleri bu âyetlere çekilir, kalbleri bu âyetlerin nurlarıyla nurlanır. Efendimiz (s.a.v.) bâzı geceler sâdece bir âyetin tekrârıyla gecelerdi.
- Kur’ân’ı öğrendikten sonra onu korumalı, unutmamalıdır.
- Zaman zaman başkasının okuyuşunu dinlemek dahi sünnettir. Zîrâ Efendimiz (s.a.v), Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’a Kur’ân okutmuş ve onu dinlemiştir.
- Sabahları Yâsîn-i Şerîf, ikindiden sonra Nebe’, yatsıdan sonra da Mülk sûrelerini okumayı kendine vird edinmelidir.
- Her gün yatmadan önce Kur’ân’dan 10 âyet okumaya çalışmalıdır.
Sâlikin Kur'an'a Karşı Edebleri
Özlenen Rehber Dergisi 82. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.