Özlenen Rehber Dergisi

68.Sayı

Organ Bağışı

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 68. Sayı
Soru:

- İnsan uzuvlarının alım-satımı caiz midir?

- Canlı bir insandan diğer canlı bir insana hibe yoluyla organ nakli caiz midir?

- Canlı bir kimsenin bir uzvunu yine aynı kimsenin vücudunun başka bir yerine nakletmek caiz midir?

- Ölü bir kimseden hayatta olan bir kimseye organ nakli yapılmasının hükmü:

CEVAP:


A- MEVZUA GENEL BAKIŞ:

Kur’ân ve Sünnet’e baktığımızda Allah (c.c.)’nun, insanoğlunu, ruh ve cesedi, ölü ve dirisini kapsayacak şekilde, şerefli, kıymetli ve dokunulmaz kıldığını görürüz. Bu husustaki bazı âyet ve hadisler şöyledir:


Âyetler:

1- “Şüphesiz ki biz, insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (el-İsrâ, 17/70)

2- “Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?” (el-İnfitâr, 82/6-8)

3- “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (et-Tîn, 95/4)

4- Allah (c.c.), insanoğluna verilecek gayr-i meşru her türlü zararı yasaklamıştır. “Onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır).” (el-Mâide, 5/45)

5- Allah (c.c.), bedende yapılacak sû-i tasarrufu yasaklamıştır. “Kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir. Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah’a pek kolaydır.” (en-Nisâ, 4/29-30), “Kendi kendinizi tehlikeye atmayın.” (el-Bakara, 2/195)


Hadisler:

1- İnsan kendi canının maliki değildir ve dolayısıyla intihar edemez. Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kim kendini bir dağdan aşağı atıp da kendi ken¬disini öldürürse, bu intihar eden kimse cehennem ateşi içinde ebedî ve daimî olarak kendisini yüksekten aşağıya bırakır olacaktır. Her kim zehir yudumlar da kendisini öldürürse, o kimse de zehri elinde, cehennem ateşi içinde ebedî ve daimî olarak zehri içer olacaktır. Her kim de kendisini bir demir parçasıyla öldürürse, o da demiri elinde kendi karnına vurur ve yarar hâlde ebedî ve daimî surette cehennem ateşinde olacaktır.” (Buhârî)

2- Allah insanı mükerrem kılıp, satışını haram etmiştir. Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah şöyle buyurdu: Üç sınıf insan vardır ki, kıyamet gününde ben onların hasmıyımdır: Biri şu kimse ki; benim adıma ye¬min edip (ahdeder de) sonra ahdini bozar. İkincisi; hür bir insanı köle diye satar da onun parasını yer. Üçüncüsü şu kimse ki; bir işçiyi ücretle tutar, onu çalıştırıp işi tam yaptırır da, onun ücretini vermez.” (Buhârî)

* * *


B- İNSAN UZUVLARININ ALIM-SATIMI CAİZ MİDİR?

Organ alım-satımının hükmü hususunda iki görüş vardır:


- Birinci görüş:

Bu zayıf bir görüş olup şöyledir:

Kişi kendi organıyla diğer bir insanı kurtarması söz konusuysa ve o kişinin de bu organa zaruri ihtiyacı varsa, o zaman organ satışı caiz olur. Bu görüşte olan âlimler organ satışının caiz olması için şu maddeleri şart koşmuşlardır:

1- Organ satışından maksat ticaret, para kazanma gibi insanoğlunun faziletini zedeleyici gayeler olmamalıdır.

2- Satımı söz konusu olan organın yaratılış gayesi ne ise, yani bedende ne işlev görüyorsa, yine aynı hedef ve aynı işlevi görmesi için satılmış olması lazımdır. Ve bu satım ancak bu gaye için kullanacak kişiye gerçekleştirilmelidir.

3- Organını satan kişi sattığı organla öyle bir zararı def etmesi gerekir ki, bu zarar, organını vermekle kendi bedeninde meydana gelecek zarardan daha büyük olmalıdır.

4- Organ satışı şer’i bir delile veya şer’i bir usule ters düşmemelidir. Mesela; kişinin saçını satması “Saç ekleyen ve saç ekletene Allah lanet etsin” hadisine ters düşeceğinden caiz değildir.

5- Organ naklinden başka hiçbir alternatif olmaması lazımdır. Organa ihtiyacı olan kişi, ihtiyacını suni yollarla, yapay organ ve aletlerle gidermesi mümkün ise satmak caiz değildir.

6- Organ alış-verişi resmî, güvenilir ve yukarıdaki şartların bulunup bulunmadığını kontrol edecek bir kurumun gözetiminde olmalıdır.

Yukarıdaki şartların tamamı bulunduğu vakit bu görüşe göre organ alım-satımı caizdir. Ama bu şartlardan biri bulunmaz ise alış-veriş caiz değildir.


- İkinci görüş:

Bu âlimlerin çoğunluğunun görüşü olup şöyledir:

Kişinin, bedeninden bir uzvu satması caiz değildir, haramdır. Kişinin kendi bedeninden satacağı uzuv ister dıştan görünen ister görünmeyen olsun, ister bedeninde ikişer tane olan organ olsun ister tek olan organ olsun hüküm aynıdır, yani haramdır.


Bu görüşün delilleri:

1- İnsan bedeni ve uzuvları, alım-satımı caiz olan ticaret mallarından değildir. Allah insanın bedeni üzerinden alım-satım yapılmasını yasaklamıştır. Çünkü insanı “mükerrem” (şerefli) kılmıştır. Bu sebeple hür bir insanı satmak da haramdır. Kur’ân’da; “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık.” buyrulmuştur. Hadis-i şerifte ise; “Allah şöyle buyurdu: Üç sınıf insan vardır ki, kıyamet gününde ben onların hasmıyımdır: Biri şu kimse ki, hür bir insanı köle diye satar da onun parasını yer.” buyrulmuştur. İşte bu sebeple âlimler insan bedeninin veya herhangi bir uzvunun satışının batıl olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.

2- İnsan, hakikatte bedenine malik değildir. Asıl malik ve sahibi hakikatte Allah’tır. İnsan, sadece bu bedenin emanetçisi olup, bedeni ıslah edecek fiilleri yapıp onu ifsat edecek fiillerden kaçınmakla memurdur. Eğer insan, bedeni ifsat edecek bir tasarrufta bulunursa, bu kendisine Allah’ın emanet ettiği bedene hıyanet etmesi demektir.

3- İnsanın uzvunu satması, Allah’ın maliki olduğu mülkte O’nun izni olmadan ve bedene herhangi bir maslahat olmadan tasarrufta bulunmak demektir.

4- İnsan uzvunun alım-satımına caiz demek, birçok ifsat kapılarını açar. Fakir kimselerin organlarını satmaya kalkmaları, masum kimselerin ve hususen çocukların kaçırılıp organlarının satılması gibi birçok tehlikeli kapıları açar. Ortaya uyuşturucu ticaretinden daha korkunç bir ticaret şekli ve alanı çıkar.

Yukarıdaki delillerden de anlaşılacağı üzere, insanoğlunun şerefini muhafaza, organ ticaretini önleme, insan azalarının ticaret mahalli olmaması gibi illetlerden dolayı, selef ulemasının icmâsı ve muasır ulemanın da çoğunluğunun öngördüğü üzere insanın uzvunu alıp-satmak haramdır.


- Tercih ettiğimiz görüş:

Bizim tercih ettiğimiz görüş; selef âlimlerinin tamamının icmâ ettiği ve asrımızın âlimlerinin çoğunluğunun da tercih ettiği, insan uzvunun alım-satımının haram olduğu görüşüdür.

* * *


C- CANLI BİR İNSANDAN DİĞER CANLI BİR İNSANA HİBE YOLUYLA ORGAN NAKLİ CAİZ MİDİR?

Yukarıda bir kimsenin organını satmasının şer’an haram olduğu hükmünü açıklamıştık. Peki, kişinin organını hayatta ve zaruri ihtiyacı olan başka bir kimseye hibe ve teberru yoluyla vermesi caiz midir?

Hayatta olan kimsenin, yine hayatta olan diğer bir kimseye organını bağışlamasının hükmü hususunda iki görüş vardır:


- Birinci görüş:

Hayatta olan kimsenin, yine hayatta olan diğer bir kimseye organını vermesi caiz değildir. Organı vermenin bağış yoluyla veya bir karşılık alarak olup olmaması, durumu değiştirmez. Verilen organın tedavi maksatlı olup olmaması da durumu değiştirmez. Organı alacak kişinin bu organa zaruri ihtiyacı olup olmadığı da durumu değiştirmez.


Bu görüşün delilleri:

1- “Kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” “Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.”

Bu âyetlerden anlaşılacağı üzere, Allah (c.c.), insanı intihar etmekten ve kendi kendisini tehlikeye atmaktan menetmiştir. İnsan kendisinden bir organı vermekle de kendi kendisini helake götürebilecek bir tehlikeye atmış olur. Kendisini tehlikeye atmasının sebebi de başkasının bekasını sağlamaktır ki, insan bunu yapmakla mükellef değildir. Bilakis insan, âyette de belirtildiği gibi kendi nefsini muhafaza etmekle mükelleftir.

2- İnsanın organını almak, organı alınan kişiye muhakkak bir zarardır. Zarara uğramak ve zarara uğratmak ise dinen yasaklanmıştır. Rasûlullah (s.a.v.); “Zarar vermek de zarara uğramak da yoktur.” buyurmuştur. (İbn-i Mâce) O halde, organ nakline ihtiyacı olan kişiye vaki olan zararı def etmek için organı verecek kişiye zarar vermek olmaz. Alınan organın vücutta tek veya çift olan organlardan olması da meydana gelecek zararı ortadan kaldırmaz. Çünkü Allah (c.c.), insanın vücudunda çift yarattığı azaları boşuna ve hikmetsiz yaratmış değildir.

3- İnsanın organını almak, organı alınan bedende tasarrufta bulunmak demektir. Bu tasarruf ise iki yönden caiz değildir:

Birincisi: Eğer kişinin organının alınması, organı alınan kişiden izinsiz yapılmış ise, bu o kişinin hakkına tecavüz etmek olacağından caiz değildir ve kısas yapılmasını veya diyet verilmesini gerektirir.

İkincisi: Eğer kişinin organının alınması, organ verenin izniyle olursa bu, yine caiz değildir. Çünkü kişi, ne bedeninin, ne de azalarının maliki değildir. Asıl malik ve sahip olan hakikatte Allah’tır. Buna en güzel delil ise, kişinin kendi nefsini öldürmesinin haram olmasıdır. Çünkü kişi, kendi bendinin maliki değildir.

4- Tıbben, organ naklinin sonuçları hâla net ve kesinleşmiş değildir. Hiçbir tabip, “organı alındıktan sonra, organı alınan kişiye hiçbir zarar vaki olmayacaktır” diye kesin bir şey söyleyememektedir. Aynı şekilde, kendisine organ nakledilen kimsenin bedeninin organı kesin olarak kabul edeceği de söylenmemektedir.


- İkinci görüş:

Canlı insanın bir uzvunu veya ondan bir cüzü bağış yoluyla başka bir canlı insana nakletme hususu, şartlar yerine geldiği takdirde caizdir. Bulunması gereken şartlar ise şunlardır:

1- Bağışta bulunan kimse akıllı ve buluğa ermiş olmalıdır.

2- Hiçbir tesir altında kalmadan hür bir iradeyle bağış kararını vermiş olmalıdır. Kendisinden bizzat sadır olan bir kararla organını bağışlamış olmalıdır.

3- Organ bağışı hakkında tam bir bilgi sahibi olmalıdır.

4- Bağışta bulunan kimseye, organ bağışından dolayı hayatının normal akışını ihlal edecek herhangi bir zarar meydana gelmemelidir. Bağışta bulunmak, bağışta bulunan kimsenin vefatına veya acziyetine sebebiyet vermemeli, bunun yanı sıra herhangi başka bir zarara da uğratmamalıdır. Bu hususta ki şer’î kaide şudur: “Mevcut olan zarar, aynı miktarda veya daha büyük bir zarar vererek giderilmez.” Mevcut olan zarar, kendisinden daha hafif bir zararla izale edilebilecek ise o halde caizdir. Bağışta bulunan kimseye organ bağışından dolayı bir zarar meydana gelip gelmeyeceği hususunda karar makamı; güvenilir, mütehassıs ve uzman bir doktordur.

5- Organ nakli, mümkün olan tek tıbbî vesile olmalıdır. Organ nakli dışındaki tedavi yolları bitmiş olmalıdır.

6- Kendisine organ nakli yapılacak kimse zaruri olarak organ nakline muhtaç olmalıdır. Zaruret hali ise; kişinin ölüm tehlikesi altında olması demektir.

7- Organ naklinde, organın alınacağı ve organın nakledileceği kimselere yapılacak ameliyatlar normalde başarılı veya en azından başarı oranı yüksek ameliyatlar olmalıdır. Deneme ve tecrübe edinme maksatlı organ nakli yapılması caiz değildir.

8- Organını veren kimse, bu bağıştan dolayı herhangi bir maddî karşılık almamalıdır. Organını veren kişi organı bağış olarak karşılıksız vermelidir. Çünkü hür bir kimseyi satmak yasak olduğu gibi, onun bir parçasını satmak da yasaktır. Aynı şekilde organ satmak insanoğlunun şerefini ve hürmetini de ihlal etmektedir.


Tercih ettiğimiz görüş:

Bizim tercih ettiğimiz görüş; birçok fetva kurullarının ve muasır ulemanın tercih ettiği, yukarıda sayılan şartlar yerine geldiği takdirde organ bağışının caiz olduğudur.

* * *
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • NACİYE

    bu yazı cok bılgılendırdı ama benım merak ettıgım ınsan oldukten sonrakı organ bagısıdır olumunden sonra organlarını bagıslaması caızmıdır bılgılendırırsenız sevınırım ALLAH RAZI OLSUN

1 kişi yorum yazdı.