Özlenen Rehber Dergisi

68.Sayı

Bebeklikte Duygusal Gelişim

Recep Faruk KARABAL Özlenen Rehber Dergisi 68. Sayı
İyi bir insan yetiştirmek uzun süreli, büyük emek isteyen ve yorucu bir sanattır. Bu işin başarılması anne-babanın, bebeğinin özelliklerini öğrenerek, kapasitelerini iyi değerlendirmeleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle anne-babanın bebeğin gelişim dönemlerini iyi bilmesi, bu dönemlerdeki gelişim süreçlerinde nelerin normal nelerin anormal olduğunu öğrenmesi, çocuğunu doğru bir biçimde yetiştirmesinde çok önemlidir.

Yaşamın ilk yılında hayatta kalabilmek için bağımlı olduğu kişilerin bebeğin temel gereksinimlerini düzenli bir biçimde karşılayıp karşılayamamaları, bebekte insanların güvenilir ya da güvenilmez oldukları biçiminde bir duygunun yerleşmesine yol açmaktadır. Eğer bebeğin ana-babası ya da onların yerine bakımını üstlenen kişiler, bebeğin beslenmesi, sevilmesi, rahatı ve güvenliğinin sağlanmasında tutarlı bir biçimde gereken titizliği gösterirlerse, bebek de diğer insanların ve kendi dışındaki dünyanın güvenilir olduğunu özümseyecektir. Yani, karnı acıktığında daima doyurulur, altı ıslandığında geciktirilmeden değiştirilir, bir rahatsızlığı olduğunda kendisiyle ilgilenilir, uykusuna özen gösterilir ve bunlarda tutarlılık sağlanırsa insanlara güvenmeyi öğrenecektir. Aksi halde bebek, daha yaşamın ilk yılı içinde çevresindeki insanlara güvenmemeyi öğrenecek, muhtemelen bu dönemde öğrenmiş olduğu güvensizlik duygularını giderek tüm insanlara genelleyecektir. Bu bakımdan yaşamın ilk yılında, özellikle annenin ve anne yerine geçen bireyin, bebeğin bakımında özenli davranmaları gereklidir.

Bebek başkalarına güvenmeyi uyku, beslenme, temizlik gibi bedensel ihtiyaçlarının zamanında ve sürekli karşılanmasıyla öğrenirken, kendine güvenmeyi yani özgüven duygusunu ise yeteri kadar sevgi ve şefkat görmekle edinebilir. Yapılan birçok araştırma bebeklik döneminde sevgiden yoksun bırakılan bebeklerin çok iyi bakılsalar bile duygusal bazı problemler yaşama olasılıklarının arttığını göstermektedir. Hatta bazı durumlarda yine iyi bakılan çocukların sırf sevgiden yoksun bırakıldıkları için fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin bile yeterli olmadığı gözlenmiştir. Eğer anne ya da onun yerine bebeğe bakıcılık yapan kişi çocuğun ihtiyaçlarını giderirken, bunları zamanında yapsa bile istemeyerek yapıyorsa, bebek mutlaka bunu hisseder ve bu bebeğin kendini değersiz görmesine, böylece özgüven duygusundan mahrum büyümesine neden olur.

Bebeklik dönemindeki en önemli duygusal gelişim basamağı, güven duygusunun olumlu biçimde oluşmasıdır. Bebeklik döneminde güven duygusunu olması gerektiği gibi kazanabilmiş bir insan, yaşamı boyunca kendine güvenen yani özgüven sahibi bir birey olur ki, bu duygu kişinin çok zor durumlarda bile ayakta kalabilmesini en zor işleri bile başarabilmesini sağlayan temel duygudur. Bebeklik döneminde kendine güven duygusunu kazanamayan birisinin ise ileriki yaşamında bu duyguyu kazanabilmesi oldukça zordur. Özgüveni olmayan bir birey ise sırf kendine güvenemediğinden normalde rahatlıkla yapabileceği işlerde bile başlamadan başarısız olur.

Bebeğin insanlara ve kendine olan güven duygusunun sağlıklı geliştiğinin ilk belirtileri, bebeğin metabolizmasının dengeli çalışması, huzurlu ve mutlu bir ruh hâline sahip olmasıdır. Etrafa gülücükler dağıtan, annesi bulunduğu odadan ayrılsa bile oynadığı oyuna devam edebilen, hemen ağlayarak peşine düşmeyen bebeğin güven duygusunun olumlu geliştiği rahatlıkla söylenebilir.

Bir yaş civarında bebek yürümenin de etkisiyle evin her yanını dolaşmak, daha doğrusu evin her yanını, her dolabın, çekmecenin içini, tüm eşyaları, araç-gereçleri keşfetmek isteyecektir. Bu aşamada anne babaya düşen önemli görevlerden biri de evin bebeğe göre yeniden düzenlenmesidir. Bebeğin uzanabileceği yerlerde zarar görebilecek ya da bebeğe zarar verebilecek eşyanın bulundurulması, anne babanın bebeğin hareketlerini daima kısıtlamalarına, bebeği azarlamalarına neden olacaktır ki, bu; bebekte korku, öfke, engellenmeden doğan hayal kırıklığı, kendine güvensizlik gibi pek çok olumsuz duygunun yerleşmesine sebep olur. Bebek azarlamaların etkisiyle sevilmediği duygusuna kapılır. Tüm bunlar bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini bile sekteye uğratabilir.

Unutmayalım ki, çocuğumuzun bebekliğinde göstereceğimiz özen ve dikkat, ona büyüdüğünde bisiklet, bilgisayar, çocuk odası mobilyası vs. almaktan, her sene dershanelere göndermekten çok daha masrafsız; ama çocuğumuzun her yönden gelişiminde çok daha etkilidir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.