Soru: Ben 40 yaşında mide ağrısı ve migrenden dolayı hiç oruç tutamıyorum. Bunun için her yıl parasını vermem mi gerekiyor? Ne kadar vermem lazım? Eğer verirsem kocası ölmüş amcamın kızına verebilir miyim? Cevaplandırırsanız çok sevinirim.
Cevap:
1- Oruç tutmakla hastalanacağı ve endişe verici bir hâl alacağı ya tecrübeyle ya da dalında uzman müslüman bir doktorun haber vermesiyle belirlenirse, o takdirde oruç tutmayabilir. İleride iyileşince kaza etmesi gerekir.
Şayet hastalığın ileride iyileşme ümidi yoksa bu takdirde şayet, malî imkânları elveriyorsa tutamadıkları her gün için bir fidye verirler.
İleride tutma imkânları olmadığı için tutamadıkları günleri kaza etmeleri artık söz konusu değildir.
İyileşmesi umulmayan hastalıktan dolayı fidye verip oruç tutmayan kimse sonraları iyileşirse, tutamadığı günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Daha önce verdiği fidye kâfi sayılmaz.
2- Fidye, fakir bir kimseyi sabah ve akşam doyuracak olan bir günlük yiyecektir. Bu, bir fitre sadakasına eşittir. Fitre sadakasını miktarı ise her diyanet tarafından belirlenmektedir.
Üzerinde fidye borcu olan bir kimse, bunu hayattayken ödeyemezse malından verilmesi üzere vasiyet etmesi gerekir. Bu şekilde fidye verilmesini vasiyet edip ölürse, malının üçte birinden fidye verilir.
Vasiyet etmeden ölürse, mirasçıları malından fidye verip vermemekte serbesttir.
3- Fidyenizi ölmüş amcanızın kızına verebilirsiniz.
Soru:
Bir kimse oruçlu iken orucunu bozsa veya eşiyle cima yapsa, sonra acil bir telefonla 90 km uzağa gitmesi gerekse hükmü ne olur? Geceden yolculuğa ve oruca niyet edilse veya edilmese, sonra bir şey yenip içilse hükmü nedir?
Cevap:
Bir kimse yolculuğa geceden niyet ederse ve güne oruçlu başlarsa (yani oruç tutmaya niyet etmiş ise), yolculuğa çıktıktan (yani şehrin evlerinin bitiminden) sonra orucunu bozarsa sadece kaza gerekir.
Bir kimse geceden yolculuğa niyet ederse ve güne oruçlu başlarsa, henüz yolculuğa çıkmadan (yani şehrin evlerinin bitiminden önce) orucunu bozarsa, kaza ve keffâret gerekir. Velev ki aynı gün yolculuğa çıkmış olsun.
Bir kimse geceden yolculuğa ve oruç tutmamaya niyet ederse, yolculuğa çıkmadan önce bir şey yese bile, sadece kaza gerekir. Çünkü güne oruçlu başlamamıştır.
Bir kimse günün başında eşi ile cima etse veya kasten orucunu bozsa, sonra da mecbur kaldığı ve önceden planlanmamış bir sefere çıksa, hem kaza hem de keffâret gerekir. Eğer yolculuğa kendi istek ve iradesiyle çıkarsa yine kaza ve keffâret gerekir.
* Buraya kadar zikrettiğimiz hükümler Ramazan orucuna aittir.
Faydalanılan Kaynaklar:
İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Vehbe Zuhaylî, c.3, s.212; Fetevâyi Hindiye, c.2, s.45; Celal Yıldırım, c.2, s.233.
Soru:
Gece eşimle beraber oldum ve uyudum. Sahura da kalkamadım. Sabah kalkıp gusül abdesti aldım. Bu, orucuma mani midir, yoksa gece muhakkak abdest alıp öyle mi yatmam gerekirdi?
Cevap:
Kişi Ramazan’da gece yıkanması icap etse ve gusletmeden uyusa, sabah kalkıp yıkansa bu durum orucuna herhangi bir zarar vermez. Cünüp olduğu halde sahur yapmasında da herhangi bir sakınca yoktur, ancak yemek yemeden önce ağzını çalkalamalıdır, aksi takdirde mekruh olur.
Cünüp olan kişi uyuyacak ise namaz abdesti alıp öyle uyuması en güzelidir ve böyle yapması sünnettir, abdest almadan uyursa sünneti terk etmiş olur ve sevabından mahrum kalır, ama herhangi bir günahı yoktur.
Soru:
Teravih namazının vakti ne zamandır? Akşam namazını müteakip de kılınabilir mi? Vitir namazından önce veya sonra kılınabilir mi?
Cevap:
Teravih namazı bütün müslüman erkek ve kadınlara icmaen sünnet-i müekkededir. Çünkü Hulefâ-i Râşidin buna devam etmişlerdir.
Teravih namazının vakti yatsı namazından sonra başlayıp, fecir vaktinde -ki bu takvimlerimizde belirtilen imsak vaktidir- sona erer.
Teravih namazı vitir namazından önce ve sonra kılınabilir. Bir kimse teravihin bir kısmını yetiştiremez de imam vitir namazına kalkarsa imamla birlikte vitir namazını kılar; sonra yetiştiremediği kısmı tamamlar.
Teravihi gecenin üçte birine yahut yarısına geciktirmek müstehaptır.
Teravih namazı akşam namazından sonra kılınamaz, kılınırsa bu namaz teravih namazı yerine geçmeyip nafile bir namaz olmuş olacağından, teravih namazı yatsı namazından sonra tekrar kılınmalıdır.
Faydalanılan Eserler:
İbn-i Âbidîn, Teravih Namazı Babı.
Soru:
Fıtır sadakası ne zaman verilmelidir? Zamanında verilmez ise düşer mi? Ramazan’dan sonra verilir mi?
Cevap:
Fıtır sadakası, Ramazan bayramının ilk günü ikinci fecir doğduktan sonra vacip olur.
Sadaka-i fıtrı bayram günü namazgâha gitmeden önce vermek müstehaptır.
Fıtır sadakası zamanında verilmez ise bu borç düşmez, verilmesi yine vaciptir. Zekât zamanında verilmeyince nasıl ki sahibi üzerinden düşmüyorsa, fıtır sadakası da zamanında verilmeyince sahibi üzerinden düşmez. Ne vakit verilirse eda edilmiş olur.
Fıtır sadakası zamanından evvel verilse de yine caiz olur, sahibinden düşer.
Faydalanılan Eserler:
Reddü’l-Muhtar, Fıtır Sadakası Babı.
el-İhtiyar, c.1 s.248.
Fetavâyi Hindiye, c.1 s.634.
Fıkhın İşığında...
Özlenen Rehber Dergisi 66. Sayı
hocalarımız umreye 90 kışılık kafıleyle gıdıyorz dedıler ama ben yınede merak edıyorm gıdılırmı pasaportumu hazırladım ama vaz geçtım sızdende cevap beklıyorm rabbım razı olsn inş
mahremsiz bayan umreye gıdebılırmı
Güzel bilgilerdi . İstifade ettim. Allah Razı Olsun