Hz. Musa (a.s)’ın zamanında İsrailoğulları içinde adamın biri iki yüz sene isyan içinde yaşamıştı. Öyle ki imandan başka hayırlı bir ameli bilinmiyordu. Bu adam ölünce İsrailoğulları onu ayağından tutup bir çöplüğe attılar.
Bunun üzerine yüce Allah, Hz. Musa (a.s)’a “Ey Musa! Git; falanca yere atılan kulumu yıka, kefenle ve bütün İsrailoğulları ile birlikte cenaze namazını kıl!” diye vahyetti. Hz. Musa (a.s) verilen emri yerine getirdi.
İsrailoğulları bu duruma hayret edip Hz. Musa (a.s)’a bu toplumda bundan daha günahkâr birisinin bulunmadığını haber verdiler. Hz. Musa (a.s) da
- “Ben bunu biliyorum, ancak Allah (c.c.) bana böyle yapmamı emretti” dedi. İsariloğulları:
- “Bunun durumunu Rabbine sor da öğrenelim” dediler. Hz. Musa (a.s) Rabbine, “Ey Rabbim ne dediklerini biliyorsun, bu kulun durumunu bize bildir” diye dua etti. Yüce Allah (c.c.) Hz. Musa (a.s)’a şöyle vahyetti:
- “Onlar doğru söyledi. O, tam iki yüz sene bana isyan etti. Ancak günlerden bir gün Tevrat’ı açıp orada yazılı olan Habib’im Muhammed’in ismine baktı; onu öptü ve hürmetle başına koydu. Ben buna karşılık onun iki yüz senelik günahlarını affettim.”
Kaynak:
Ebu Talib, kalplerin azığı: Kût’ul-Kulûb, 3/355; Ebû Nuaym, Hilyetu’l-Evliya, 4/45
O'na (s.a.v.) Hürmetin Hediyesi
Özlenen Rehber Dergisi 57. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.