1- Bir erkek bir kadına: ’Kendini bana zevce eyledin mi?’ deyip, kadın da: ’Eyledim!’ dese, erkek de: ’Kabul ettim!’ dese, nikâh kıyılmış olacağı… Bir kimse, bir şahsa: ’Kendi kızını benim oğluma layık gördün mü?’ deyip, o şahıs da: ’Gördüm!’ dese, nikâhın kıyılmış olmayacağı…
a) Bir erkek bir kadına: ’Kendini bana zevce eyledin mi?’ deyip, kadın da: ’Eyledim!’ dese, erkek de: ’Kabul ettim!’ dese, nikâh kıyılmış olur. Zira kadının: ’Kendimi sana zevce eyledim.’ demesi icaptır, erkeğin: ’Ben de kabul ettim.’ demesi kabuldür. Nikâhta icap ile kabul bulunca nikâh kıyılmış olur.
b) Bir kimse, bir kadına iki şahit huzurunda Farsça ile: ’Sen benim karım oldun mu?’ deyip kadın da: ’Oldum!’ dese, ’Kabul ettim!’ demedikçe nikâh kıyılmış olmaz.
c) Bir kimse, bir şahsa: ’Kendi kızını benim oğluma layık gördün mü?’ deyip, o şahıs da: ’Gördüm!’ dese, nikâh kıyılmış olmaz.
2- Bir erkek, karısıyla beraber kadının evinde oturduğu halde kadın kocasının kendisine cinsî yakınlıkta bulunmasına mani olsa, ’kadın itaatsiz’ olmuş olup, kocasının bu kadına nafaka vermesinin vacip olmayacağı… Koca, karısını gasp etmiş olduğu evde oturttuğu için kadın nefsini kocasından menetse, kadının itaatsiz sayılmayacağı… Kadın kocasına: ’Senin cariyenle beraber oturmam, müstakil bir ev isterim!’ dese, kadının bunu isteme hakkının olmadığı…
a) Bir erkek, karısıyla beraber kadının evinde oturduğu halde kadın kocasının kendisine cinsî yakınlıkta bulunmasına mani olsa, ’kadın itaatsiz’ olmuş olur. Çünkü nefsini haksız olarak kocasından menetmiştir. Bu durumda kocasının bu kadına nafaka vermesi lazım ve vacip değildir. Fakat kadın kendi evinden başka bir eve taşınmak isteyip de kocası taşınmazsa, bu yüzden kadın nefsini kocasından men ederse, bu durumda ’kadın itaatsiz’ sayılmayacağından kocasının kadının nafakasını vermesi lazımdır. Çünkü kadının oturacağı yeri temin etmek kocanın üzerine vaciptir.
b) Keza, koca, karısını gasp etmiş olduğu evde oturttuğu için kadın nefsini kocasından menetse, kadın itaatsiz sayılmaz.
c) Kadın kocasına: ’Senin cariyenle beraber oturmam, müstakil bir ev isterim!’ dese, kadının bunu isteme hakkı yoktur. Çünkü o cariye, kocasına haram değildir. Bu durumda kadının kocasını bundan menetmesi mümkün değildir.
3- Bir kimse, bir işe davet edildiğinde: ’O işi yapmamak için yeminliyim!’ dese, hâlbuki daha önce o işi yapmamak için yemin etmiş olmasa, bu sözüyle yemin etmiş olduğu…
a) Bir kimse, bir işe davet edildiğinde: ’O işi yapmamak için yeminliyim!’ dese, hâlbuki daha önce o işi yapmamak için yemin etmiş olmasa, bu sözüyle Allah’a (c.c.) yemini ikrar etmiş olur, yani yemin etmiş olur.
b) Bir kimse, bir işi yapması için çağrıldığında: ’O işi yapmamak için boşamaya yeminliyim!’ dese, hâlbuki daha önce o işi yapmamak için boşamaya yemin etmiş olmasa, bu sözüyle boşamaya yemin ettiğini ikrar etmiş olur. Bu sözden sonra o işi yaparsa, karısı boş olur. Eğer bu kişi: ’Ben bu sözü yalandan söylemiştim!’ dese, tasdik edilmez. Çünkü insan kendi ikrarıyla/itirafıyla cezalandırılır.
4- İki kişi alış-veriş yaptıktan sonra satın alan kişi satan kimseye: ’Satın aldığım malın kıymetini geri ver!’ deyip satan kimse de: ’Vereyim!’ dese, alış-verişin bozulmuş olacağı…
İki kişi alış-veriş yaptıktan sonra satın alan kişi satan kimseye: ’Satın aldığım malın kıymetini geri ver!’ deyip satan kimse de: ’Vereyim!’ dese, alış-veriş bozulmuş olur. Zira satın alanın parasını geri istemesi satanın da razı olması, iki taraftan ’ikâle’ yani alış-verişi bozmadır.
5- Bir kimse, bir dava hususunda: ’Şahidim yoktur!’ dese, sonra da şahit getirse, sahih olacağı… Bir kimse: ’Bu davada benim şahitliğim yoktur!’ dese, sonra da şahitlik yapsa şahitliğinin kabul edileceği… Bir kimse: ’Falan şahısta benim hakkım yoktur!’ dese, sonra da: ’O kişide benim hakkım vardır!’ diye dava etse, davası kabul edilmeyeceği…
a) Bir kimse, bir dava hususunda: ’Şahidim yoktur!’ dese, sonra da şahit getirse, sahihtir.
b) Bir kimse: ’Bu davada benim şahitliğim yoktur!’ dese, sonra da şahitlik yapsa şahitliği kabul edilir.
c) Bir kimse: ’Falan şahısta benim hakkım yoktur!’ dese, sonra da: ’O kişide benim hakkım vardır!’ diye dava etse, davası kabul edilmez.
6- Bir kimse karısını dövmekle korkutur da karısı da kocasına mehrini hibe ederse, eğer kocası karısını dövebilecek vaziyette ise hibenin sahih olmadığı…
Bir kimse karısını dövmekle korkutup karısı, kocasına mehrini hibe etse, eğer kocası karısını dövebilecek vaziyette ise hibesi sahih değildir.
7- Haraç arazisi sahipleri arazilerini ekip biçmekten aciz olup haracı vermezlerse, Müslüman hükümdar o arazileri onlardan alıp ekip biçecek kimselere ücretle verip, haracı alıp, ziyadesini arazi sahiplerine vereceği…
Arazi sahipleri arazilerini ekip biçmediklerinde, Müslüman hükümdarın/Devlet başkanının araziyi onlardan alıp haraç vermek üzere başkalarına vermesi caizdir. İmam Zeylaî: ’Haraç arazisi sahipleri arazilerini ekip biçmekten aciz olup haracı vermeseler, Müslüman hükümdar o arazileri onlardan alıp ekip biçecek kimselere ücretle verir. Haracı alır, ziyadesini arazi sahiplerine verir.’ demiştir.
Muhtelif Konular
Özlenen Rehber Dergisi 145. Sayı
4 kişi yorum yazdı.