Üç aylar, ipe dizili taşlar arasında kıymetli mücevherler gibi senenin sair ayları arasında manevi âlemimize nur veren, değer katan ilâhî rahmet ve bereket dolu kutlu aylardır.
Bu ayların manevî getirilerinden istifade için; öncelikle bizleri çepeçevre kuşatmış gafletten, dünyevî haz ve düşüncelerden sıyrılmamız ve bu ayların yüceliğinin farkında olmamız elzemdir.
Tükenen ömrümüzün günleri içerisinde yarıladığımız ve mayıs ayında sona erecek olan Recep ayından sonra inşallah üç ayların ikinci kıymetli incisi olan Şaban ayını idrak edeceğiz.
Yazımıza teberrüken Peygamberimiz (s.a.v.)’in:
’Allah’ım! Recep ve Şa’ban (ayın)da bize bereket ver ve bizi Ramazan (ayın)a ulaştır.’ (Bezzâr, Müsned –el-Bahru’z-Zehhâr-, c.13, s.117, h.no:6496) duasıyla başladıktan sonra Şaban ayı ve Berat kandiliyle ilgili bilgileri özetlemeye çalışacağız.
Şaban ne demektir?
Şaban, kelime olarak; toplanmak, dağılmak, ortaya çıkmak manalarına gelir.
Şaban ayında meydana gelen bazı önemli hadiseler:
Şaban ayında, İslam tarihi açısından önemli olaylar gerçekleşmiştir. Nitekim:
1- (Bir rivayete göre) hicretin ikinci yılında kıblenin Mescid-i Aksâ’dan Mescid-i Haram’a çevrilmesi,
2- Hicretin ikinci senesi Ramazan orucunun farz kılınması,
3- Hicretin dördüncü senesi Bedru’l-Mev’id Gazası,
4- Hicretin dördüncü senesi Benî Mustalik Gazası
bunlardan en önemli olanlardır.
Bu ayda yapılacak ameller ve faziletleri:
1- Oruç Tutmak:
Bu ayda oruç tutmanın fazileti ile ilgili pek çok hadîs-i şerif varit olmuştur.
Üsâme b. Zeyd (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: (Ben): ’Yâ Rasûlallah! Aylardan hiçbir ayda, Şaban’dan tuttuğun kadar oruç tuttuğunu görmedim! (Bunun sebebi nedir?)’ dedim. (Rasûlullah cevaben) şöyle buyurdu: ’Bu (ay), Receb’le Ramazan arasında insanların kendisinden gafil olduğu bir aydır. Ve o, içerisinde amellerin, âlemlerin Rabbi (olan Allah)’a yükseltildiği bir aydır. Ben de amelimin, oruçlu olduğum halde yükseltilmesini arzu ediyorum.’ (Nesâî, Sıyâm, 70)
Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Rasûlullah (s.a.v.), (o derece) oruç tutardı ki biz, ’orucu bırakmayacak’ derdik. Ve (bazen de) orucu (o derece) terk ederdi ki: ’Artık oruç tutmaz’ derdik. Ben Rasûlullah (s.a.v.)’in Ramazan’dan başka hiç bir ayı kâmilen oruçla geçirdiğini görmedim. Şaban ayı kadar hiç bir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim.’ (Buhârî, Savm, 52)
Enes (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.)’e; ’Ramazan (orucun)dan sonra hangi oruç daha faziletlidir.’ (diye) soruldu. (Rasûlullah): ’Ramazan’ı tazim için Şaban (ayında tutulan oruç).’ buyurdu. ’Hangi sadaka daha faziletlidir?’ dendi. (Rasûlullah): ’Ramazan’da (verilen) sadaka.’ buyurdu. (Tirmizî, Zekât, 28)
Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Kendisini oruçla geçirmek (hususunda) Rasûlullah (s.a.v.)’e ayların en sevgili olanı Şaban idi. Bilakis (o derece oruç tutardı ki) onu Ramazan’a ulardı.’ (Nesâî, Sıyâm, 70)
Muhibbu’d-Dîn et-Taberî (rh.a.), Şaban ayında oruç tutmaya bu denli önem verilmesinin nedeni hakkında şöyle demiştir:
’(Âlimler) Şaban ayının bununla (yani oruçla) tahsis edilmesi(nin sebebi hususu)nda ihtilaf ettiler. (Bunun izahında):
(1- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: Zira (Rasûlullah) (s.a.v.) her (kamerî) aydan üç gün oruç tutmaya (önemle) devam ediyordu. Bazı senelerde her aydan onu (yani bu orucu) terk etmiş ve farz (olan Ramazan’)dan önce telafi etmek için onları Şaban (ayın)da cem etmiş olabilir.
(2- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: (Rasûlullah) bunu, Enes (r.a.)’ın (rivayet ettiği) hadislerde geçtiği gibi Ramazan (ayına) tazim için yaptı.
(3- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: Zira bu (ay) içerisinde ameller (Allah)’a yükseltilir. (Rasûlullah) da amelinin, oruçlu olduğu halde yükseltilmesini arzu etmiştir.
(4- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: Zira Üsâme (r.a.)’ın hadisinin onu içermesinin geçtiği gibi insanlar bu (ay)dan gafil olur.
(5- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: Zira Âişe (r.anhâ)’nın hadisinin içerdiği gibi bu (ay)da eceller yazılır. (Rasûlullah) da ecelinin oruçlu olduğu halde yazılmasını arzu etmiştir.
(6- Bazı âlimler tarafından) dendi ki: Zira O’nun (s.a.v.) hanımları Ramazan’da hayız (oldukları için tutamadıkları) günlerinin kazasını tehir ediyorlar ve o (günler)i ancak Şaban (ayın)da tutuyorlardı.’ (Muhibbu’d-Dîn et-Taberî, Ğâyetu’l-İhkâm Fî Ehâdîsi’l-Ahkâm, c.4, s.481, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2004)
Nitekim Ebû Seleme (b. Abdirrahmân)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Âişe (r.anhâ)’yı şöyle derken işittim: Üzerimde Ramazan’dan (kaza) oruc(u) oluyordu. (Ben bu kaza borcumu) Şaban (ayı) dışında yerine getiremezdim.
(Ravi) Yahya (şöyle) dedi: ’Meşguliyet, Nebi (s.a.v.)’den (ileri geliyordu) ya da Nebi (s.a.v.)’le (meşgul olunuyor)du.’ (Buhârî, Savm, 40)
Şaban ayında tutulan oruçla;
- beden oruca alışmakta,
- oruçla insan ruhen ülfet kazanmakta,
- birden Ramazan’a hazırlıksız girip de farz orucun zahiri ve batıni edeplerinin ihlal edilmesinin önüne geçilmekte,
- Ramazan’a karşı saygı ve tazim ortaya konmaktadır.
2- Kur’an Okumak-Malların zekâtını hesaplamak ve vermek:
Enes (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Şaban (ayı) girdiğinde Müslümanlar, Mushaflar’a (Kur’ânlara) yönelip, onlar(la meşgul olup) okurlardı. Zayıf ve miskin(ler)i Ramazan orucuna (hazırlayıp) kuvvetlendirmek için de mallarının zekâtını verirlerdi.’ (İbn-i Receb el-Hanbelî, Letâifu’l-Meârif Fîmâ Li-Mevâsimi’l-Âmi Mine’l-Vezâif, s.258. Dâru İbn-i Kesîr, Dimeşk, 1999)
Seleme b. Kuheyl’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Şaban ayı Kur’an karilerinin (okuyucularının) ayıdır.’ denirdi.’ (İbn-i Receb el-Hanbelî, age., s.258)
Berat Kandili:
Berat kandili, bu ayın on dördünü on beşine bağlayan gecedir ki bu aya ayrı bir ulviyet kazandırmaktadır.
Birçok ulema; ’Hâ-Mîm. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, şüphesiz biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. Her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Katımızdan bir emirle! Şüphesiz biz peygamberler göndermekteyiz.’ (ed-Duhân, 44/1-7) âyetlerinin bu geceyle ilgili nazil olduğunu söylemiştir.
Âlimlerimiz bu âyetle Kadir sûresi ve Bakara sûresinin arasını cem etmiş ve: ’Kur’ân, Berat gecesinde tek parça halinde dünya semasına indirilmiştir. Parça parça indirilmesi ise Ramazan ayında Kadir gecesinde başlamıştır.’ demişlerdir.
Berat gecesinin fazileti hakkında birçok hadis-i şerifler varit olmuştur. Bunlardan bir kaçını zikretmek istiyoruz:
- Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Şaban (ayın)ın yarı (yani on beşinci) gecesi olduğu zaman, gecesini (ibadetle) geçirin ve gündüzünü de oruç tutun. Zira Allah, o gecede güneşin batmasıyla (keyfiyetini bilemeyeceğimiz bir halde) dünya semasına iner, fecir doğuncaya kadar: ’(Benden) mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belaya uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu, böyle olan yok mu?’ buyurur.’ (İbn-i Mâce, İkâmetu’s-Salavât Ve’s-Sünneti Fîhâ, 191)
- Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir gece (Şaban’ın on beşinci gecesi) Nebi (s.a.v.)’i kaybettim. Hemen O’nu aramaya çıktım. Baktım ki O, başını semaya kaldırmış bir halde Bakî’ (kabristanlığın)dadır. (Bana hitaben): ’Ey Âişe! Allah ve Rasûlü’nün sana zulmetmelerinden mi korkuyordun?!’ buyurdu. (Âişe) dedi ki: ’Muhakkak ki ben: ’Bende bu (korku) yoktur. Fakat ben, senin bazı hanımlarının yanına vardığını zannettim.’ dedim.’ Bunun üzerine (Rasûlullah): ’Muhakkak ki Allah Teâlâ, Şaban (ayın)ın yarı (yani on beşinci) gecesi (keyfiyetini bilemeyeceğimiz bir halde) dünya semasına iner de (Benî) Kelb Kabilesi’nin koyunlarının kılları sayısından daha çok günahı (veya günahkârı) bağışlar.’ (İbn-i Mâce, İkâmetu’s-Salavât Ve’s-Sünneti Fîhâ, 191; Tirmizî, Savm, 39)
Akıllı kimse, bu zaman dilimlerinden, mübarek gün ve gecelerden hakkıyla istifade eden ve bu vakitlerde kazandığı ruh inceliği, takva, ibadet ve itaat halini senenin diğer zamanlarına aksettiren uyanık kimsedir.
Rabbim cümlemizi bu ay ve gecenin bereketinden istifade edenlerden kılsın!
Şaban-ı Şerif ve Berat Kandili
Özlenen Rehber Dergisi 146. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.