Özlenen Rehber Dergisi

146.Sayı

Fıkıh Köşesi - 146.sayı

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 146. Sayı
1- Hayvanları enemek yani erkek hayvanı hadım etmenin caiz olduğu… Eşeği ata çekmekte bir beis olmadığı…
a) Hayvanları enemek (yani erkek hayvanı hadım etmek) caizdir.
b) Eşeği ata çekmekte bir beis yoktur. Çünkü onlardan katır doğar.

2- Erkeklerin ve kadınların tedavi için iğne vurulmasında bir beis olmayıp mubah olduğu… Allah (c.c.), ölüm ile ihtiyarlık müstesna, yaratmış olduğu her hastalık için mutlaka devasını ve şifasını da yaratmış olduğu…
Erkekler ve kadınlar için şırınga yapılmasında (iğne vurulmasında) bir beis yoktur ve mubahtır. Mubah olduğuna nice hadis-i şeriflerden işaret varit olmuştur. Rasûlullah (s.a.v.): ’Her derdin, hastalığın bir ilacı/tedavisi vardır. Eğer hastalığın ilacına denk gelinirse Allah Azze ve Celle’nin izniyle iyi olur/şifa bulur.’ buyurmuştur. Bir Bedevi Rasûlullah (s.a.v.)’e ’Tedavi olalım mı?’ diye sorduğunda Rasûlullah (s.a.v): ’Evet, ey Allah’ın kulları! Tedavide bulununuz. Çünkü Allah (c.c.) yaratmış olduğu her hastalık için mutlaka devasını ve şifasını da yaratmıştır.’ diye cevap vermiştir. Keza Rasûlullah (s.a.v.): ’Allah (c.c.) her yarattığı derdin mutlaka devasını da yaratmıştır, ancak ölüm ile ihtiyarlık müstesnadır.’ buyurmuştur. İbn-i Abbas (r.anhümâ) Rasûlullah (s.a.v.)’in: ’Benim ümmetimden yetmiş bin kişi hesaba çekilmeksizin cennete girecektir. Cennete hesapsız girecek müminler (kendilerine) efsun/rukye yaptırmayanlar, hiçbir şeyi uğursuzluk saymayanlar, şifanın (Allah’tan olduğuna inanıp) dağlamaktan olduğuna inanmayanlar ve her hususta Allah’a tevekkül edenlerdir.’ buyurduklarını rivayet ettiklerinde, bir zat tedavi olmayı kerih görmüştür.

3- Şarap ve şaraba benzeyen haram olan şeylerle tedavi olmanın caiz olmayıp, Rasûlullah (s.a.v.)’in haram ile tedavi olunmayı yasakladığı… Allah (c.c.) haram kıldığı maddelerde şifa yaratmamış olduğu… Hayvanın yarasının şarapla tedavisinin caiz olmadığı… Çocuk olsa bile insana tedavi için şarap içirilmesinin caiz olmadığı… Tenasül uzvuna şarap akıtmanın caiz olmadığı… Müslüman ve adaletli bir doktorun bir hastalığın tedavisi için mubah bir ilaç bulunmayıp şarap gibi haram olan şeylerle tedavi edilmesinde ’şifa ümidi vardır’ diye tavsiyesi üzerine haram bir şeyle zaruret miktarı tedavinin caiz olduğu… Şarapla hayvan sulamanın hükmü… Leşi, köpeğe taşımak mekruh, köpeği leş tarafına sevk etmekte ise bir beis olmadığı… Fare kediye götürülmez ama kedinin fareye götürüleceği…
a) Tedavi için temiz olan ilaçları yiyip içmek, kullanmak, şırınga/iğne yaptırmak caizdir. Fakat şarap, şaraba benzeyen haram olan şeylerle tedavi olmak caiz değildir. Çünkü İbn-i Mes’ûd (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.)’in: ’Şüphe yok ki, Allah (c.c.) size haram kıldığı maddelerde sizin şifanızı yaratmamıştır.’ buyurduğunu rivayet etmiştir. Keza Rasûlullah (s.a.v.): ’Hiç şüphesiz Allah (c.c.) derdi ve devayı (hastalığı ve şifayı) indirmiştir, her dert için bir deva yaratmıştır. Binaenaleyh tedavi olunuz, fakat haram kılınan (şeylerle) tedavi olmayınız.’ buyurmuştur. Rasûlullah (s.a.v.) bu hadis-i şerifleriyle haram ile tedavi olunmayı yasaklamıştır.
b) Şaraptan faydalanmak caiz değildir. Zira necasetle faydalanmak haramdır. Şarapla herhangi bir yaranın tedavisi caiz değildir. Hayvanın yarasının da şarapla tedavisi caiz değildir. Çünkü bu da faydalanma nevindendir.
c) Çocuk olsa bile insana tedavi için şarap içirilmesi caiz değildir. Zira Allah Teâlâ neciste şifa kılmamıştır. Şarabı (vücuda) şırınga yapmak da caiz değildir. Tenasül uzvuna akıtmak da caiz değildir.
d) ’Nihâye’de: ’Müslüman ve adaletli bir doktorun bir hastalığın tedavisi için mubah bir ilaç bulunmayıp şarap gibi haram olan şeylerle tedavi edilmesinde ’şifa ümidi vardır’ diye tavsiyesi üzerine haram bir şeyle zaruret miktarı tedavi caiz olur.’ diye zikredilmiştir.
e) Şarapla mutlak surette hayvanlar da sulanmaz. Ancak âlimlerden bazısı ’Hayvanı şarap tarafına götürmekte bir beis yoktur. Ama şarabı hayvanlara taşımak mekruhtur. Nitekim leşi, köpeğe taşımak mekruhtur. Köpeği leş tarafına sevk etmekte ise bir beis yoktur.’ demişlerdir. Bazıları: ’Fare kediye götürülmez ama kedi fareye götürülür.’ demişlerdir.

4- Cariyenin, ümm-ü veledin, mükâtebenin ve bir kısmı azat edilen cariyenin mahremsiz sefere gitmelerinin caiz olmadığı…
Cariyenin ve ümm-ü veledin yanında mahremi bulunmadan yolculuğa çıkmasında bir beis yoktur. Zira bütün erkekler cariyenin mahremidir. ’Kâfî’de: ’Bu zikrolunan cariyenin, ümm-ü veledin, mükâtebenin ve bir kısmı azat edilen cariyenin mahremsiz sefere gitmelerinin caiz olması o zamanlara mahsus idi. Çünkü iyi kimseler o zaman çoktu. Zamanımızda ise bunların mahremsiz sefere gitmeleri caiz değildir.’ denilmiştir. Fetva da bunun üzerinedir. Bir cariyenin tenha bir yerde bir erkekle beraber bulunması mubah değildir.

5- Kaçma âdeti olan bir kölenin boynuna demir bir halka takılmasının mekruh olup bunun zalimlerin âdeti olduğu… Kaçma âdeti olan bir köleyi bağlamanın mekruh olmadığı…
Kaçma âdeti olan bir kölenin boynuna, başını bir tarafa hareket ettirmeyecek şekilde demir bir halka takılması mekruhtur. Zalimler arasında âdet olan bu çirkin iş haramdır. Kaçma âdeti olan köleyi bağlamak mekruh değildir.

6- Fakir olan bir kimsenin elinde bir dirhemi/yüz lirası bulunup ya kaybedeceğinden veya başka bir ihtiyacına sarf edeceğinden korktuğu için bitinceye kadar istediğini almak üzere bir bakkala ödünç vermesinin mekruh olduğu…
Fakir olan bir kimsenin elinde bir dirhemi bulunup ya kaybedeceğinden veya başka bir ihtiyacına sarf edeceğinden korktuğu için bitinceye kadar istediğini almak üzere bir bakkala ödünç vermesi mekruhtur. Böyle ödünç vermenin mekruh olması, menfaat getirdiği içindir, bu ise mekruhtur. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) menfaat getiren ödünç vermeyi yasaklamıştır. Böyle ödünç vermenin mekruh olmamasının çaresi, dirhem, bakkala emanet olarak verilmeli, bundan sonra ihtiyaç olunan şeyler bakkaldan alınmalıdır.

7- Düşman karşısında tırnakların kesilmeyeceği… Dâru’l-harpte bıyıkları uzatmanın mendup olduğu…
a) ’Muhît’de: ’Ömer (r.a.); ’Düşman karşısında tırnaklarınızı kesmeyiniz. Çünkü tırnaklar silah mesabesindedir.’ demiştir.’
b) Dâru’l-harpte bıyıkları uzatmak menduptur. Çünkü mücahitler düşmana heybetli görünür.

8- Erkeklerin ve kadınların temizlenmek için; avret yerlerini örttüklerinde ve gözlerini başkalarının avret yerine bakmaktan sakındırdıklarında kendilerine mahsus hamamlara gitmelerinde bir beis olmadığı…
Erkeklerin ve kadınların temizlenmek için; avret yerlerini örttüklerinde ve gözlerini başkalarının avret yerine bakmaktan sakındırdıklarında kendilerine mahsus hamamlara gitmelerinde bir beis yoktur.

9- Evlere su taşımak için su kabı edinmenin müstehap ve bu kapların topraktan olan çömlek ve desti olmasının efdal olduğu…
Evlere su taşımak için su kabı edinmek müstehaptır. Bu kapların topraktan olan çömlek ve desti olması efdaldir. Zira Rasûlullah (s.a.v.): ’Her kim evinin kaplarını topraktan edinirse, melekler onu ziyaret eder.’ buyurmuştur. Bakırdan ve kalaydan kap edinilmesi de caizdir, ancak altından ve gümüşten kap edinilmesi caiz değildir.

10- Bir kimse Allah’ın (c.c.) farz kıldığı ibadetleri yerine getirse ve güzel cariyeler edinse, bunda bir beis olmadığı…
Bir kimse Allah’ın (c.c.) farz kıldığı ibadetleri yerine getirse ve güzel cariyeler edinse, bunda bir beis yoktur. Zira Peygamberimiz (s.a.v.) nikâhı altında hür kadınlar varken (oğlu) İbrahim (a.s.)’ın annesi olan Mâriye (r.anhâ)’yı edinmiştir. Ali (r.a.) da nikâhı altında hür kadınlar varken cariye edinmiştir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.