Bismillâh…
Ve’l-hamdu lillâh…
Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ Rasûlillâh…
Emmâ ba’d…
Kıymetli okurlarımız!
Peygamberimiz (s.a.v.)’in âhirete irtihalinin ardından ümmet arasında birçok fitneler zuhur etti. Bu fitnelerin pek çok sebebi var; fakat en önemli sebebi ’itikadî meseleler’dir.
İslâm’ın temeli sağlam bir imandır. İman ise inanılması gereken hususları kalben tasdik edip kesin bir şekilde kabul etmektir. İmanda en küçük bir şüpheye yer yoktur.
Doğru bir itikat, amelden önce gelir. Sağlam bir itikada sahip olmadan yapılan ameller faydasızdır, kabul görmez. Nitekim Rabbimiz, birçok âyette imanı, amelden önce zikretmiş, imanı, amelin ön şartı saymıştır.
İtikadında kendisini küfre düşürecek bir hata, eksiklik ya da şüphe bulunan bir kimse, sabahlara kadar ibadet etse, her gün oruç tutsa, hayır yolunda tüm varlığını feda etse dahi yaptığı amellerin hepsi boşa gider. Ebedi cehennemden kurtulamaz. Aksine, itikadı düzgün olduğu halde amellerinde kusur ve noksanlık bulunsa; ’Şüphesiz Allah, kendisine şirk (yani ortak) koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar.’ (en-Nisâ, 4/48) hükmünce er geç kurtulur.
Taşıdığı bu önem hasebiyle küfrün taarruzu daima imana olmuştur. Küfür odakları, imanı zedeleyecek fikir ve fiiller üzerinde çalışmış, bunları Müslümanlara süslü kılıflarla hak suretinde pazarlamışlardır.
Bugün de ülkemizde yapılan bundan başkası değildir. Özellikle gençlerimizin bin bir umutla, ilim öğrenip itikadını ve amelini düzeltmek maksadıyla girdiği ilahiyat fakültelerinin, ümmetin saf itikadını bulandırmak, sağlam inancını bozmak için çalıştığını görüyoruz. Oryantalistlerin ürettiği şüpheleri bertaraf etmek için çalışacağı yerde kariyer sahibi birçok hocanın(!) onların görüşlerini desteklediğini, onlara çanak vazifesi gördüklerini müşahede ediyoruz. ’Yenilik’ adına, her gün yeni bir şüphe, akıl almaz yeni iddialar üretmeyi marifet sayıyorlar. Televizyon kanalları da onları ekranlarına taşıyarak fasit görüşlerini halka yansıtmalarına, ümmetin itikadını bozmalarına vesile oluyor.
İş televizyonla kalmıyor, gazete ve dergilerde yazıları çıkıyor, görüntüleri internette dolaşıyor. Bilgisiz halkımız, masum gençlerimiz ölümcül bir şekilde zehirleniyor. Hem dünyasını hem de âhiretini kaybediyor.
Önceden kelam ve felsefeyle uğraşanlar imanda tereddüde düştüklerinde onlara ’koca-karı imanına tutun, kurtul’ denirmiş. Ne yazık ki bizler onu dahi kaybetmek üzereyiz. Toplumun en küçük bireyi dahi uçuk şeylere inanır, küfre sokacak sözler sarf eder olmuş. Ehlisünnet bildiğimiz kanallarda önceden gizliden gizliye yapılan Şiîlik propagandası açığa çıkmış durumda. Aklı her şey sayan, aklının almadığı âyet ve sahih hadis dahi olsa reddetmeyi marifet bilen Prof., Doç., Dr. ünvanlı ’21. asrın Mutezile imamları’, seminer, konferans vb. her ortamda boy gösteriyor.
Bunlara karşı önce kendimizin, sonra aile ve çevremizin, sair insanların imanını muhafazaya çalışmak Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaat olarak hepimizin en mühim görevidir. Tevhit ilmini Peygamberimiz ve Sahâbesi’nin anlayışı ve yolu üzere öğrenip yaymak ve anlatmak, bidat ve dalalet ehliyle mücadele etmek her Müslüman üzerine farzdır. İtikadı bozuk kimselerle birlikte bulunmamaya, ne kadar cazibeli olursa olsun sohbetlerini dinlememeye, kitaplarını okumamaya, yayınlarını evimize sokmamaya gayret göstermeliyiz. Zira inanç, bulaşıcı hastalık gibidir, aynı ortamda durunca dahi insandan insana sirayet eder.
Doğruyu yaymak için şüphecilerin yaptığı gibi medyayı iyi kullanmalıyız. Bu gaye için dergimiz güzel bir vesile. İmkân dâhilinde makalelerimizde yanlışlara dikkat çekiyor, doğruyu ifade etmeye çalışıyoruz. Bu dergimizde de itikadî meselelerde doğruyu bulacağınız makalelerimiz var.
Hayrın artması ve yayılması adına dergimizin okunması ve dağıtılması hususunda okurlarımızın şahsî gayretlerini bekliyoruz. Yazıya kabiliyetli olup şahsen ulaşamadığımız kardeşlerimizin İslâm ümmetini ilgilendiren her hususta makale ve çalışmalarını dergimize ulaştırmalarını istiyoruz.
Yazılarınızı, dergimizle ilgili öneri ve tenkitlerinizi e.ozberk@hotmail.com adresine ulaştırabilirsiniz. Bilmeliyiz ki bu dergi hepimizin, ’Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaat’in bir mümessili olmaya devam edecektir.
Editörden
Özlenen Rehber Dergisi 146. Sayı
Teşekürler hocam