Özlenen Rehber Dergisi

139.Sayı

El-haceru'l - Esved

Harun APAYDIN Özlenen Rehber Dergisi 139. Sayı
’Kıyamet günü beni de hatırla!’ El-Haceru’l-Esved
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de: ’İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerekse uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.’ (el-Hac, 22/27) buyuruyor.
Farziyeti Kur’an ve Sünnetle sabit olan hac, hem beden hem de mal ile yapılan bir ibadettir. İslam’ın beş temel esasından olan hac; ihrama girerek belirli vakitlerde Arafat’ta vakfe yapmak, Beytullah’ı ziyaret, sa’y, şeytan taşlamak ve diğer görevleri yerine getirmekten ibarettir.
Hac, âlemlerin tek Rabbi olan Allah’a kulluğun zirveye ulaştığı bir ibadettir. Bu itibarla, Müslümanın hayatında derin izler bırakır, bırakmalıdır da. Kutsal topraklara ayak basan kişi, bu toprakların; Peygamberlerin ayak bastığı, vahyin indiği, Efendimiz (s.a.v.)’in ve ashabının yaşadığı beldeler olduğunu unutmamalıdır.
Görünüşte sadece bir taş olan Haceru’l-Esved acaba niçin selâmlanır? Tavaf gibi hac ibadetinin önemli bir rüknüne, niçin onun hizasında ve mümkünse üzerine eller konularak veya öpülerek başlanır?
Bu ayki makalemde ise Beytullah’ın en şerefli parçası olan El-Haceru’l-Esved’ten bahsetmek istiyorum.
Yeryüzünün en şerefli taşı, Beytullah’ın en şerefli parçası El-Haceru’l-Esved’dir. Hacer, kelime olarak Arapçada taş demektir. Esved ise Arapçada siyah anlamına gelir. Cennet’ten indirildiği ve zaman içinde renginin değiştiğini Allah Rasûlü’nün ibret dolu şu ifadeleriyle nakletmek istiyorum: ’Haceru’l-Esved, Cennetten indi. İndiği vakit sütten beyazdı. Onu âdemoğlunun günahları kararttı.’ (Tirmizî, Hac, 49) buyurmuştur.
Kâbe’nin güney doğu köşesinde yerden bir buçuk metre yüksekliğinde, yumurta biçiminde hafif kırmızı ve sarı damarcıkları bulunan otuz cm. çapında oldukça parlak siyah bir taş. Şüphe yok ki Allah Rasûlü tarafından muazzez ve mübarek kılınmış bir taştır. Büyük bir kutsiyeti olan ve hac sırasında Efendimiz (s.a.v.)’in izinden giderek sünneti gereğince ’öpülmek’ ve ’selamlamak’ suretiyle hürmet edilen bir taştır.
Haceru’l-Esved’i öperek Rabb’imize bağlılığımızı yenileyip ’Kıyamet günü beni de hatırla!’ dercesine selam durmaktır.
Evet, o, en kutsiyetli bir taştır. Zîrâ efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde de açıklayacağımız gibi, pek çok peygamberin el ve dudaklarının da değdiği bir taştır. Efendimiz (s.a.v.)’in dudaklarından bûseler, el ve yanaklarından izler taşıyan bir cennet yakutudur. Ona taş diyoruz; ama bu onu başka bir kelimeyle ifâde edemediğimiz içindir. Onun mâhiyetini ifâdeye daha uygun bir kelime bulunmuş olsaydı o kullanılırdı.

Sünnetin ışığında El-Haceru’l-Esved ile alakalı hadis-i şeriflerden bazıları da şöyledir:

1) Şüphe yok ki cennetten inen bir taş taştır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’El-Haceru’l-Esved cennet taşlarından bir taştır.’ (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kebîr, Hac, Bab no:132, c.5, s.122, h.no:9231)
2) Şüphe yok ki cennetten indiğinde sütten beyaz olan Haceru’l-Esved zamanla beni âdemin hatalarından dolayısıyla simsiyah olmuştur. Efendimiz (s.a.v.): ’Haceru’l-Esved, Cennetten indi. İndiği vakit sütten beyazdı. Onu âdemoğlunun günahları kararttı.’ (Tirmizî, Hac, 49)
3) Cennet yakutlarından bir yakuttur. Efendimiz (s.a.v.): ’Hacer’ül Esved ve Makam-ı İbrahim cennet yakutlarından iki yakutturlar. Allah onların nurunu almıştır. Eğer onların nurunu almasaydı, doğu ile batının arasını aydınlatırlardı.’ (Tirmizî, Hac, 49) buyurmuşlardır.

Sahabe-i kiram efendilerimiz, Allah Râsûlü’nün değer verdiği her şeye değer vermiş, onu aziz tutmuştur. Mesela Hz. Ömer’in bir umresine şahit olan Âbis İbni Rebîa, bir taşa karşı gösterilen saygıyı şöyle nakletmektedir: ’Ben Hz. Ömer’i (r.a.) Haceru’l-Esved’i öperken gördüm. Onu hem öptü, hem de: ’Biliyorum ki sen bir taşsın, ne bir faydan ne de zararın vardır. Ben Resûlullah (s.a.v.)’i seni öperken görmeseydim, asla öpmezdim.’ dedi.’ (Buhârî,Hac, 50) Sahabenin sünneti Râsullah’a bağlılıkları, bir defa daha bizleri hayran bırakmıştır.

Beytullah’ı Tavafa El-Haceru’l-Esved’ten Başlanır:

Huccac, tevhidin simgesi, Müslümanların buluşma yeri ve kıblesi olan Beytullah’ın etrafında tavaf etmekle Allah’a teslimiyetini gösterirler. Bu teslimiyete başlamadan önce (tavaf ibadetine) Haceru’l-Esved’in bulunduğu köşeden veya hizasından, onu selâmlayarak başlanır. Buna İstilâm denir. İstilâm için El-Haceru’l-Esved’e dönülüp namaza durur gibi eller kulaklar hizasına kaldırılır. ’Bismillahi Allahu ekber’ (bkz. Buhârî,Hac, 62) denerek üzerine konur ve eller arasından El-Haceru’l-Esved öpülür. İzdihamdan dolayı bugün başkalarına da rahatsızlık vermemek için uzaktan avuçların içi Kâbe’ye doğru çevrilerek aynı şekilde El-Haceru’l-Esved selâmlanır ve sağ elin içi öpülür. El-Haceru’l-Esved uzaktan işaretle selâmlanırken karşısında durulup beklenmez, yürümeye devam edilir. İbn Ömer anlatıyor: ’Rasûlullah (s.a.v.) (tavafın her şavtında) Rukn-i Yemanî ve Haceru’l-Esved’i istilam etmeyi terk etmezdi.’(Ebû Dâvûd, Menasik, 48)

Haceru’l-Esved, Öpülecek ve Yanında Ağlanacak Bir Taştır:

Allah Resulü (s.a.v.), Haceru’l-Esved’i selâmlamış, öpmüş ve onun yanında ağlamıştır. İbn Ömer (r.a.) anlatıyor: ’Rasûlullah (s.a.v.) Haceru’l-Esved’e yöneldi, sonra dudaklarını üzerine koyup uzun müddet ağladıktan sonra ayrılırken bir de baktı ki Ömer ibn Hattab yanı başında, o da ağlıyor. Bunun üzerine Peygamberimiz ona şöyle söyledi: ’Ey Ömer! İşte burada gözyaşları dökülür (dökülmelidir).’ (İbn-i Mâce, Menasik ,27) buyurdular.

Ey Haceru’l-Esved Kıyamet Gününde Beni de Hatırla!:
Haceru’l-Esved’i selâmlamanın bir hikmeti olarak İbn Abbas’tan rivayet edilen bir hadîste şöyle anlatılmaktadır. Râsulullah (s.a.v.): And olsun ki şu Hacer(-i Esved) kıyamet günü gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde (mahşere) şüphesiz gelecek ve onu hak¬kıyla istilâm eden (yâni Allah’a itaat ve Resulüne uymak üzere zi¬yaret eden mümin) kimseler lehinde şâhidlik edecektir.’ (İbn-i Mâce, Menasik ,27) buyurmuştur.

Haceru’l-Esved’te Yapılan Dualar Kabul Olunur:
Dua, ezel ve ebed sultanının kapısını çalmaktır. Bir de bu duayı tevhidin simgesi, Müslümanların buluşma yeri ve kıblesi olan Beytullah’ın yanında, hele bir de Rabbimizin cennetten indirdiği Haceru’l-Esved’e el sürerek yapmak, ancak ve ancak kabul olunmuş bir dua olarak karşılık bulacaktır inşallah.

Haceru’l-Esved’i Öpmek Ve Dokunmak Günahların Dökülmesine Bir Vesiledir:

Kâinatın Efendisi (s.a.v.)’in de belirttiği gibi Haceru’l-Esved’i öpmek ve dokunmak günahların dökülmesine de bir vesiledir: ’Rükn-i Yemanî ve Rükn-i Esved’e dokunmak günahları döker.’ (Suyûtî, Cem’u’l-Cevâmî’, c.2, s.641, h.no:2609) Diğer bir hadislerinde ise ’muhakkak ki ikisine (Rükn-i Yemanî ve Rükn-i Esved’e) dokunmak hatalara kefarettir.’ (Suyûtî, Cem’u’l-Cevâmî’, c.2, s.641, h.no:2608) buyurmuşlardır.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.