Özlenen Rehber Dergisi

119.Sayı

Mecliste Oturma Adabı - 1.bölüm

İLİM ve SOHBET MECLİSLERİ
İlim veya zikir meclislerinde gerekli adap ve erkana son derece riayet edilmelidir. Sohbet meclislerine sonradan katılan kişiler, o mahaldekilerin dikkatlerini dağıtmadan, kendilerine en yakın ve boş olan bir yere sessizce oturmalıdır. Zira Câbir b. Semure (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.)’(in huzurun)a vardığımız zaman (her)birimiz, (meclisin) bittiği (yani önüne gelen ilk boş) yere otururdu. (Ebû Dâvûd, Edeb, 16)
MECLİSE GELENLERE KARŞI DAVRANIŞ ADABI
Toplu olarak oturulan meclislere biri gelince ona yer gösterilmelidir. Meclise gelen kimse meclisin büyüğünün elini öpüp musafaha ettikten sonra diğerleriyle musafahalaşmadan yerine oturmalıdır.
İki kişi arasına izinleri olmadan oturulmaz. Çünkü bu durum sıkıntı ve meşakkat verebilir. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v); Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: ’İzinleri olmadıkça iki (kişi)nin arasını ayır(ıp otur)mak hiçbir kimseye helal değildir.’ (Ebû Dâvûd, Edeb, 24)
Şayet mecliste oturacak yer kalmamışsa, aralanıp genişleyerek gelenlere yer açmalıdır. Nebiyy-i Muhterem (s.a.v) Efendimiz; İbn-i Ömer (r.a.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: ’(Bir) kimse, (diğer) kimseyi oturduğu yerden kaldırıp, sonra oraya oturmasın. Fakat yer açın ve genişleyin!’ (Müslim, Selâm, 11; Buhârî, İsti’zân, 31-32)
İbn-i Ömer (r.anhümâ) kendisine yer vermek için kalkan bir kimsenin yerine oturmazdı.
Oturduğu yerden kalkan kişinin yerine bir başkası oturmaz. Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Biriniz (oturduğu yerden) kalktığı zaman’ Ebû Avâne’nin hadisinde: ’Her kim oturduğu yerden kalkar, sonra oraya dönerse, o (kimse), o yer(de oturmay)a daha hak sahibidir.’ (Müslim, Selâm, 12)
Meclislerde birbirine yakın ve bitişik bir şekilde oturmak da sünnettir.
MECLİSİN SIRRI
Mecliste anlatılanları muhafaza etmelidir. Sırrı ifşa etmek hıyanettir. Bir yerde üç kişi iseler iki kişinin kendi arasında üçüncü şahsı bırakarak gizlice konuşmaları kerih görülmüştür. Çünkü bu davranış üçüncü şahsı üzdüğü için belki de kötü zanda bulunmasına sebep olabilir.
Bu hususla ilgili Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdular: ’Üç kişi olduğunuz zaman, (başka) insanlarla karışıncaya kadar iki kimse diğer (üçüncü)yü bırakıp gizli konuşmasın. (Bu yasak,) o (üçüncü)yü üzeceğinden dolayı(dır).’ (Buhârî, İsti’zân, 47)
MECLİSTE BÜYÜKLERE KARŞI ADAP
İlim ve takvada üstün olanlara yemede, içmede, oturmada ve yürümede öncelik verilir. Küçük bir çocuk âlim ve faziletli ise, ona da büyüklere gösterilen hürmet gösterilir. Âlim olan gençlere, cahil olan yaşlılara göre yürümede, oturmada ve konuşmada öncelik verilmeli, ancak yaşlı kimselere de saygıda kusur etmemeli ve önlerinde yürünmemelidir.
Bir mecliste bir şey ikram edilecekse o meclisin en faziletli olanından başlayarak onun sağından itibaren devam edilerek dağıtılmalıdır. Eğer misk, gülyağı vb. kokular ikram edilecekse, sol elin baş parmağının üstüne sürülmelidir. Koku sürülen kimse de bu kokuyu sağ elinin işaret parmağıyla sağ kaşından başlayarak bıyıklarına doğru sürmelidir. Bu yapılırken de hem kokuyu dağıtan, hem de koku sürülen kimse salavât-ı şerîfe getirmelidir.
Meclise gelen bir kimse için ayağa kalkmak mekruhtur. Sahâbeler bunu bildikleri için Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i gördükleri zaman ayağa kalkmazlardı. Ancak, bu mevzuda ayağa kalkmanın caiz olduğunu teyit eden hadisler varit olmuştur.
Kurayza oğulları, Sa’d b. Muâz’ın hükmüne (razı olup kalelerinden) inince, Rasûlullah (s.a.v.) (Sa’d’a haberci) gönderdi. (Sa’d), O’na yakın (bir yerdey)di. Nihayet bir merkep üzerinde geldi. (Sa’d) yaklaşınca Rasûlullah (s.a.v.) (yanındaki Sahâbelere): ’Efendinize ayağa kalkın!’ buyurdu. (Sa’d) geldi ve Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına oturdu. (Rasûlullah) ona: ’Muhakkak ki bunlar, (senin, haklarında vereceğin) hükmüne razı oldular!’ buyurdu. (Sa’d): ’Muhakkak ki ben, (onlar içinde) savaş(maya elverişli) taifenin öldürülmesine, zürriyetin (yani kadın ve çocuklarının) esir edilmesine hükmediyorum.’ dedi. (Rasûlullah): ’Muhakkak ki onlar hakkında Melik (olan Allah)’ın hükmüne uygun hükmettin.’ buyurdu. (Buhârî, Cihâd, 168)
Kısaca; gelen kişiye ilmi ve takvası için kalkılıyorsa, bu ayağa kalkmada herhangi bir sakınca görülmemiştir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.