Bangsamoro Halkı Tarih Yazmaktan Asla Geri Durmayacak
Farukiye vakfı gönüllüleri olarak bu sene bize tevdi edilen vekâlet hisselerini, güney doğu Asya’da Malay takımadaları bölgesinde yer alan 7107 adadan oluşan Filipinlerin destansı adası Bangsamoro’ya götürdük. Vakıf yönetim kurulu üyesi, gönüllü abimiz Mehmet Doğan ile bir gün süren yolculuğun ardından başkent Manila’ya ulaştık.
Manila’ya değinmişken, burası asırlar öncesi tamamen bir Müslüman şehriymiş, ancak şehirde helal yemek bulabilmemiz için ’Cinpi’ adında güney Asya’da sadece Filipinler’e özgü bir dolmuşa binerek helal yemeklerin pişirildiği lokantaya gitmek zorunda kaldık. Manila’nın asıl ismi Arapça kökenden gelen ’fii emânillah’ kelimesi ise de ülkenin Hıristiyanlaştırılmasıyla birlikte Manila şeklini almış. Ülkede ne kadar İslami olgular varsa sömürge döneminde bunların hepsi değiştirilmiş ya da İslami çağrışım yapmayan sözcüklere çevrilmiş. Kahraman Moro halkı 1972 yılında Selamet Haşim liderliğinde şanlı mücadelesine başlayarak ülke nüfusunun %10 kısmını teşkil eden Müslümanların haklarını korumaya başlamış. Bu yıllardan önce Müslüman azınlık, merkezi hükümetin misyonerlik faaliyetlerine maruz bırakılarak zorla Hıristiyanlaştırılmışlar. Hıristiyanlığı kabul etmeyenler ise ölüm cezasına mahkûm edilerek infaz edilmişler. Ülkenin demografik yapısı ve sosyal dokusu engizisyon mahkemelerine benzer uygulamalar neticesinde değişime uğramış. Gayri resmi rakamlara göre son 60 yıl içerisinde öldürülen Müslümanların sayısının takribi olarak 120 ile 150 bin arasında olduğu düşünülmekte. Bununla birlikte ellerindeki araziler ve evlere Filipinler ordusu el koymuş ve ahaliyi nehir kenarlarına zorla sürgün etmiş. Bütün zorluklara göğüs geren kahraman Moro halkı evlerini nehir üzerine inşa ederek moral ve ümitlerini muhafaza etmişler.
Büşra kampı:
Arefe gününde MİLF mücahitlerinin eğitim aldıkları Büşra kampına ziyarete gittik. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından ülkenin en büyük gölü olan Lanao gölünün kuzeyine düşen Büşra kampına ulaştık. Arefe gününde askeri eğitimin devam ettiğini görmek bizi cidden şaşırttı. Aralarında 12 yaşından tutun da 60lı yaşlar arasında yanaşık düzen askeri eğitim alanları gördük. Filipinler’e hareketimizden bir hafta önce Bangsamoro ve Merkezi hükümet arasında barış çerçeve anlaşması imzalandı. Kampa ziyaretimizi bir fırsat bilerek örgüt lideri ile bir söyleşi yapmaya karar verdik. Örgüt başkan yardımcısı Sudan, Hartum’da İslami ilimler fakültesinde Tefsir dalında uzmanlık yapmış Sayın Ali Süleyman ile de bir söyleşimiz oldu. Kendisine çerçeve barış anlaşması hakkında bazı suallerimizi tevcih ettik. Daha önce buna benzer bir anlaşma yapıldığının ancak merkezi hükümetin buna sadık kalmadığını ve acaba yine böyle bir hileye başvurup başvurmayacaklarını merak eden bir sual sorduk kendilerine. Cevaplarında bize bunun tecrübesini yaşamış olmalarından dolayı bu anlaşmaya da yine ihtiyatlı yaklaştıklarını belirttiler. Dolayısıyla silahlı mücadeleyi çerçeve anlaşmanın bütün maddeleri yürürlüğe girdikten sonra ancak bırakabileceklerini ifade ettiler. Anlaşmanın getirdiği en önemli maddelerden bir tanesi de yer altı zenginliğini oluşturan madenlerin %75 ine kendilerinin sahip olup işletme hakkının verilmesi. Asayiş konusunda ise yerel polis teşkilatının Müslüman halktan oluşmasının maddeler arasında geçmesi bölgeye getireceği istikrar açısından büyük ehemmiyet arz etmekte. Medeni kanunda, Müslümanların aralarındaki meselelerde İslam fıkhının yürürlüğe girmesi gibi maddeleri göze çarpan en önemli kazanımlar olarak zikredebiliriz. Filipinler halkının anlaşmaya nasıl baktığı sorumuza ise genel kanaatin olumlu olduğu yönünde cevabı alıyoruz.
Son yıllarda Mindanao adasında zengin petrol kaynaklarının varlığı çevre ülkelerinin iştahını şimdiden kabartmış durumda. Japonya’nın bu yeraltı kaynaklarını işletme isteği daha şimdiden yerel yönetime sunulmuş. Çerçeve barış anlaşmasının Tokyo’da imzalanmış olmasının gözden kaçmayacak derecede önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyoruz. Yakın gelecekte dünyada petrol tedariki konusunda sıkıntıların da yaşanabileceği dünya kamuoyunda çokça dile getiriliyor. Japonya’nın bu adımı atması, alınan inisiyatifi manidar kılıyor. Son sualimiz ise Türkiye ve Müslüman ülkelerden beklentileri hususunda oldu. Öncelikle Türkiye’nin barış görüşmelerinde aktif arabuluculuğuna ve uluslararası kontakt guruba üyeliğine atıfta bulunarak sergilenen yoğun diplomasiyi takdir ettiklerini belirtti. Saniyen ise Bangsamoro adasının kalkınması için buraya yatırım yapılmasının gerektiğini belirttiler. Evet, ülkede bulunduğumuz birkaç gün içinde bile Müslümanların yaşadığı şehirlerin kuzey illerine nazaran daha az gelişmiş olduğuna şahit olduk. Bunun, Filipinler hükümetinin kasıtlı bir politikası olduğu kanaatine varmak zor olmadı.
Kampta ayrıca yeni vefat eden Moro mücahitlerinden olan Abdülaziz Mimbantas’ın oğlu ile tanıştık. Malezya’da eğitim gören oğlunun tatil için geldiği memleketinde askeri üniformayı giyinerek eğitimlere katıldığını gördük. Kampta eğitim gören askerlerin ailelerinin kamp sınırları içerisinde yaşadıklarını öğrendik. Bu kamp, iki yıl önce merkezi hükümet tarafından savaş jetleri ile bombalanmış ve birçok Müslüman şehit edilmiş. Dönüş yolumuzda akşam vaktine çok az bir süre kala insanların sokaklarda günlük hayatlarını sürdürüyor olmalarının daha yeni yeni geliştiğini öğrendik. ’Bundan iki yıl önce buraya gelmiş olsaydınız kendinizi çatışma ortamında bulabilirdiniz’ hatırlatması yapıldı bize. Rastgele ateş açıldığından kimse sokaklara çıkmaya cesaret edemiyormuş. Ayrıca adanın ana yollarında ve şehir içi caddelerde yeşil bayrakların neden dalgalandığını sorduğumuzda MİLF’in zaferinin her yerde kutlandığını öğrendik.
Bu arada Bangsamoro’yu yazıp dururken ne anlama geldiğine de değinelim. Bangsamoro, Müslümanların yaşadığı adalar topluluğuna verilen genel addır. Bangsamoro halkını temsil eden birkaç örgüt mevcut ada üzerinde. Bunlardan en bilineni MİLF cephesidir. Anlaşmadan sonra örgüte destek Müslümanlar arasında %80 ’e kadar çıkmış. Kısaca açılımı Moro İslami Kurtuluş Cephesi olan MİLF, merkez Manila hükümeti ile barış müzakerelerini BDA adında yarı kamu kuruluşu olan Bangsamoro Geliştirme Ajansı üstlenmiş. 15 Ekim’de varılan anlaşmanın, Müslüman halka ciddi kazanımlar getirdiği anlaşılmakta. Çerçeve anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle beraber artık otonom bir yönetime kavuşacak olmalarını ciddi bir kazanım olarak görebiliriz.
Ülkemizde, Moro Müslümanlarının maruz kaldıkları çeşitli zulümleri ilk defa Türkiye kamuoyuna duyuran isim ise rahmetli eski başbakanlardan Sayın Erbakan olmuş. Filipinler’e vardığımız saatlerde kardeş kuruluşun yönetim kurulu başkan yardımcısı Dr. Safrullah Bey’in bize Türkiye hakkında sorduğu ilk sorulardan bir tanesi de ’Sayın Erbakan nasıllar?’ sorusu oldu. Biz herhalde dili sürçtü de Erdoğan söyleyeceği yerde Erbakan’ı telaffuz etti diye düşündük. Her ne kadar Erbakan’ın vefat ettiğini biliyor olsalar da yüreklerinde ona duyulan yoğun sevginin ve saygının halen tazeliğini koruyor olması bizi çok duygulandırdı. Dünyanın neresinde mazlum Müslüman topluluk varsa merhum onların yegâne savunucusu olmuş ve bu esaretten kurtulabilmek adına hayatını feda etmiş. Hocanın kıymeti vefatından sonra daha iyi idrak edilir derlerdi de; gerçekten çok yerinde bir sözmüş. Bu sözü idrak edip gereğini yerine getirmek bize düşen en büyük vazifelerden biridir.
Marawi City, üniversitede futbol sahasında bayram namazı
Marawi’de bayram günü sabah namazını kılar kılmaz silah sesleri yükselmeye başlıyor. Bir an kendimizi sanki çatışma ortamındaymış gibi hissediyoruz. Sabahın erken saatlerinde tekbir seslerini duymayı beklerken silah sesleri ile güne başlıyoruz. Birazdan silah sesleri diniyor ve tekbir sesleri şehrin her yerinde yankılanmaya başlıyor. Lanau del Sur vilayetinin başşehri olan Marawi City’ye girişimizde büyük ilan tahtalarında ’Marawi İslamic City’ yazıyor. Yani Marawi bir İslam şehridir yazılı. Moro’lu Müslümanlar bu şehrin yaklaşık %99’unu oluşturuyor.
Şehrin her yerinde görkemli uzak doğuya özgü tarzda yapılmış camiler ve Kur’an kursları dikkatimizi çekiyor. Mindanao adasında din eğitimi almış binlerce hoca mevcut. Ezher üniversitesi, İslam tebliğcilerini 1960’lı yıllarda eğitim konusunda destek için bu adaya göndermiş. Sonraki yıllarda Müslümanlara yönelik baskı ve şiddet politikaları artınca bu davetçiler de ülkeleri Mısır’a tekrar geri gönderilmiş. Ancak eğitim yarıda kesilmemiş ve binlerce öğrenci Orta Doğu’nun muhtelif ülkelerine ilim tahsili için gönderilmiş. Bayram namazını cemaatle kıldıktan sonra Morolu kardeşlerimizle bayramlaşma faslına geçiyoruz. Bizim Türkiye’den geldiğimizi görenler özel ilgi göstererek metrelerce uzaktan bizimle bayramlaşmak için sıraya giriyorlar. Kurbanlıklar bizi beklediği için hemen yola koyuluyoruz. Gün Filipinler’de Türkiye’ye göre erken battığından kesim hazırlıklarına biran önce başlamamız gerekiyor.
Moro’da çifte bayram
Vakfımıza tevdi edilen 1058 hisseyi buradaki kardeşlerimizle paylaşmak için kesim mahalline hareket ediyoruz. Aldığımız duyumlar ve karşılaştığımız hayır derneklerinden anlıyoruz ki bu sene Moro’ya Türkiye’den büyük bir teveccüh olmuş. Bölgede ihtiyacın azami olduğunu görünce gelen yardımlar karşısında cidden duygulanıyoruz. Evet, 40 yıllık destansı mücadelenin ardından bu sene bayramlarına bayram katıyorlar. Kesim mahalline ulaşmadan önce son güncel hisse listesini internetten indirmek için Moro’lu bir kardeşimizin evine misafir oluyoruz. Yukarıda, Müslüman bölgelerin az gelişmiş olduğunu yazmıştık. Buna internete girerken de şahit oluyoruz. Şehrin neresine giderseniz gidin kablosuz internet ancak bir diş çekiyor ve sürekli kesintiye uğruyor. Biz de bir diş internet ile çok zorlu bir görevi başarma sevincini yaşayarak kesim mahalline hareket ediyoruz. Kurban kesiminde her yıl karşılaştığımız kör bıçaklar ile burada da karşılaşıyoruz. Birçok aile burada ancak yılda bir et yeme imkânına kavuşabiliyor. Her ne kadar balık çok yaygınsa da insanlar kırmızı eti bulmanın sevincini gizleyemiyorlar. Bıçak sorununu hallettikten sonra nihayet kesimimize başlıyoruz. Akan ilk kan ile birlikte hisse sahiplerinin günahlarına keffaret olması bayram coşkusuna coşku katıyor. Türkiye’den 10 bin km uzakta kesilen kurbanların etlerinin buradaki Morolu kardeşlere nasip olması büyük bir bahtiyarlık. Yüce Rabbim, kurban hisselerinin tümünü uzak diyarlardaki kardeşlerimize bağışlayan hayırseverlerden sonsuz razı olsun. Oradaki ihtiyacı ve manzarayı yerinde gören kardeşlerimiz inanıyorum ki mutlaka bir hisse daha bağışlamak isterler. Bu izlenimde kısaca Moro hakkında bir nebze de olsa sizleri bilgilendirmek istedik. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, Moro halkı tarih yazmaktan asla geri durmayacaktır. Rabbim, rızası uğrunda mücadele eden bütün kardeşlerimizden sonsuz razı olsun ve niyetlerimizi bu istikamette kılıp ayırmasın.
2012 Kurban Hizmetleri
Özlenen Rehber Dergisi 119. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.