İnsanlara her hangi bir konuda bilgi vermek, öğüt vermek, onları ahlâki yönden olgunluğa eriştirmek amacıyla kaleme alınan manzum eserlere didaktik şiir denir. Bu türde yazılan eserler toplumda oluşan ve oluşması muhtemel ahlâk dışı durumlara dikkat çekmek ve bu durumların düzelmesine katkıda bulunmak için yazılır. Edebiyatımızda özellikle bu türde dini konular işlenir, insanlara şiir yoluyla dini bilgiler ve ahlâki öğütler verilir.
Edebiyatımızda bu türde yazılmış çok sayıda eser bulunmasına rağmen bu eserlerden yeterince faydalanmasını maalesef bilmiyoruz. Özellikle her geçen gün biraz daha artan ahlâki çöküntünün vermiş olduğu sorunların aşılmasında bu didaktik eserlerin çok büyük faydasının olacağı muhtemeldir.
Peki, nesillerin ahlâki yönden daha sağlıklı yetişebilmesinde bu gibi eserlerden nasıl faydalanabiliriz? Bu kitapları detaylı bir şekilde gözden geçirecek olursak her yaş gurubuna uygun bölümlerin olduğunu göreceğiz. İşte buna dayanarak, ilköğretimden başlayarak bütün eğitim hayatları boyunca öğrencilere bu kitaplar okutulabilir, bu kitaplardan dersler yapılabilir. Öğrenciler için bu kitaplar başucu kitabı mesabesine çıkarılarak bu güzel eserlerden yeterince faydalanmış olunabilir.
Edebiyatımızda bulunan belli başlı didaktik eserlerden birkaçını ele alalım:
İslamiyet’in kabulüyle birlikte yazılmaya başlayan eserlerin ilki olan Yusuf Has Hacib’in ’Kutadgu Bilig’ adlı eseri didaktik türün başarılı örneklerindendir. Eserin günümüz Türkçesindeki karşılığı ’Mutluluk Bilgisi’dir.’ Yazar bu eseriyle insanlara nasıl mutlu olunacağını, mutlu olmanın koşul ve yollarını temsili kahramanlarla öğretiyor. Bu kahramanlardan Kün Togdı adındaki hükümdar adaleti temsil eder ve insanlara bu hükümdar vesilesiyle adil olmaları öğütlenir. Vezir Ay Toldı mutluluğun yollarını bir bir açarken vezirin kardeşi Odgurmuş hayatın gelip geçici olduğunu söyleyerek ölüm denen gerçeği insanlara hatırlatır. Diğer bir temsili kahraman Ödgülmüş ise bilge kişiliğiyle akıllı ve zeki olmayı öğütler. Eserde bunların yanı sıra iyilikte bulunmak, doğruluğa ve insanlığa karşılık doğruluk ve insanlıkla muamele etmek öğütlenir.
Kutadgu Bilig ile aynı dönemde yazılmış olan Hoca Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet adlı eseri adı gibi hikmetlerle dolu bir eserdir ve eğer yeterince faydalanılırsa yeni nesillerin yetiştirilmesinde birçok hikmetinin olacağı aşikârdır.
Kitabındaki bir Hikmetinde Hoca Yesevi cahil ile âlimi kıyaslayarak âlim olmanın faziletlerinden, âlimlerin Allah katındaki değerinden, onlara hürmet gösterilmesinden ve cahilliğin verdiği zararlardan bahseder.
…
’Cahil avam âlim sözünü hiç dinlemez,
Değme cahil özünü hiç anlamaz.
Âlimi Allah avama denk eylemez,
Her âlim yüz bin avama yeter, dostlar.’
…
’Hoca Ahmed’e ilham verdi söylesin diye,
Her âlimin değerini bilsin diye,
Her kim bilse, bunu amel kılsın diye,
Âlim izzetin kılan cennet girer, dostlar.’
Divan-ı Hikmet bu türden onlarca dini ve ahlâki öğütleri içeren Hikmetlerle dolu bir kitap olmasına rağmen günümüzde ondan yeterince istifade etmiyoruz.
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin Mesnevi’si aslında bu iş için biçilmiş kaftan gibidir. Çünkü Mesnevi baştan sona kâmil bir insan yetiştirmek için oluşturulmuş, insanlara iyi olanı, doğru olanı öğütleyen ahlâki hikâyelerle doludur. Adeta her biri insandaki bir kötü ahlâkı yok etmek ve yerine bir iyi ahlâk yerleştirmek için yazılmış bu hikâyeler elbette ki toplumdaki ahlâki bozulmaların önüne geçmekte önemli bir unsur olacaktır.
Mevlana Hazretlerinin Mesnevi’siyle yaptığını Yunus Emre’de şiirleriyle yapmıştır. Onun şiirlerinin her biri birbirinden kıymetli nasihatlerle doludur. Örnek verecek olursak kin tutmanın ne kadar kötü bir ahlâk olduğunu küçük yaştaki çocuklara Yunus Emre’nin sade bir dille yazılmış olan Kin Tutmayız şiiriyle kolaylıkla verebiliriz:
…
’Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize.’
Günümüzde insanlar birbirleriyle sağlıklı iletişim kurma becerisini çoktan yitirmişler. İnsanların birbirleriyle diyaloglarında asabilik ön plana yerleşmiş ve bunun neticesinde de gönül kırmak gayet normal bir durum olarak algılanır hâle gelmiştir. Derviş Yunus gönül kırıcı davranışı olanları ve aksi durumdakileri bakın nasıl karşılıyor:
’Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil.
…
İşte bu ve bunun gibi şiirlerle gençlere gönül kırıcı olmanın ne kadar tehlikeli bir hastalık olduğu duygusu aşılanabilir.
Sadi Şirazi’nin Bostan ve Gülistan adlı eserleriyle Feridüddin-i Attar’ın Mantıku’t-Tayr (Kuş Dili) adlı eseri de eğitim yaşamları boyunca öğrencilerimize mutlaka ders olarak okutulması gereken eserlerin başında gelmektedir. Bostan ve Gülistan Mesnevi’de olduğu gibi öğüt verici hikâyelerle dolu bir eserdir. Mantıku’t-Tayr’da ise kuşların sıkıntılı yolculukları üzerinden sabretmenin ne denli önemli bir ahlâk olduğu vurgulanıyor.
Toplumsal yozlaşmanın engel olunamaz bir hızda arttığı günümüzde şöyle bir öneride bulunmanın yerinde olacağını düşünüyorum: İlköğretim, orta öğretim ve lise kademelerinde eğitim gören öğrencilere haftada bir saat de olsa bu saydığımız eserlerden dersler verilebilir. Örneğin lise çağındaki öğrencilere Mesnevi’den haftada bir saat ders yapılabilir ve buna da Mesnevi okuma saati denilebilir. Yine aynı şekilde orta öğretim öğrencileri için ise Divan-ı Hikmet’ten dersler yapılabilir ve buna da Hikmet okuma saati denilebilir.
Edebi eserler arasında bu türden birçok didaktik eser bulunmaktadır. Biz burada sadece bir kaçını ele alabildik. Saydığımız bu didaktik eserler kaynağını Kur’an ve Hadisten aldığı için nesilleri edep yönünden olgunluğa eriştirecek kapasiteye sahiptirler.
Bu faydalı eserlerden ziyadesiyle istifade edebilmek duasıyla
Eğitim & Edebiyat; Ahlâk Eğitimi Açısından Didaktik Eserler
Özlenen Rehber Dergisi 113. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.