İnsanoğlunun en önemli tutkularından biri de geçmişi hakkında bilgi sahibi olmaktır. En başta kendi atalarından başlamak üzere hatta kendi soyundan başlamak üzere. Bu istek zamanla Tarih Bilimi’nin doğmasına yol açmıştır. Kuralları olan, çalışma yöntemleri olan, kırmızı çizgileri olan, nitelikleri olan bir bilim dalının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tarih okurken beynimiz hep şu cümle ile karıncalanır durur: ’Acaba okuduğum tarih bilgileri doğru mu? Bana aktarılanlar gerçekten yaşanmış mı? Ben birilerinin görmek istediği tarihi mi okuyorum?...! işte bu noktada tarih bilimi yerini almakta, geçmişteki keyfi tarih yazıcılığını modern ve objektif düzene oturtmaya çalışmaktadır. Tarihin de mi kuralları olurmuş? Yargısı ile olaya yaklaşanlara karşı haklılıklarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Gerçek manada tarih bilimi ile uğraşanların hedefinde evrensel tarih kurallarını oluşturmak, tarihi önyargılardan ve yargıçlıktan kurtarmak vardır.
Tarih nedir?
Tarih; geçmişteki insan topluluklarının yaşayışlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, kültür ve uygarlıklarını, yer ve zaman göstererek, neden-sonuç ilişkisi içinde, belgelere dayanarak, doğru ve tarafsız olarak inceleyen bilim dalıdır.
Tarihin konusu nedir?
Tarihin inceleme konusu insan topluluklarıdır. İnsanlara ait her türlü olay tarih bilimi tarafından incelenir.
Tarih Biliminin Özellikleri nelerdir?
- Tarih, geçmişi inceleyen bir sosyal bilim dalıdır. Tarihi olayların üzerinden belirli bir zaman geçmesi gerekir.
- Tarihi olaylar devamlıdır ve sebep-sonuç ilişkisi içinde birbirini izler. Tarihi bir olay kendinden sonraki olayın sebebi, kendinden önceki olayın sonucudur.
- Deney yöntemine başvurulamaz.
- Gözlem yapılamaz.
- Tarihi olaylar tekrarlanamaz.
- Tarihçi tarafsız ve güvenilir olmalıdır. Tarafsızlık ve güvenilirlik bilimselliğin temel koşuludur.
- Tarih belgelere dayanır. Tarihi bilgilerin elde edilmesinde ana kaynaklardan ya da ikinci el kaynaklardan faydalanılır.
- Olaylar; yer, zaman, neden-sonuç bağlamında değerlendirilir. Değerlendirme yapılırken tarihi olayın gerçekleştiği zamandaki koşullar dikkate alınır ve olaylar arasında nedensellik bağı kurulur.
- Devletler tarih sayesinde ayakta kalabilmekte ve varlıklarını sürdürebilmektedirler. Tarih günümüze doğru bilgiler aktaran, bunlardan ders alınmasını sağlayan ve geleceğe ışık tutan bir bilimdir.
Yukarıda sıraladıklarımız bilimsel tarihin olmazsa olmazlarıdır. Ancak okuyan için hemen bıkkınlık verir ve lise çağlarına geri götürür. Fakat bunlar tarih biliminin kırmızı çizgileridir, kurallarıdır ve eğer ’okuduğum eser bilimsel midir? Gerçek midir’ sorularının cevaplarını kendimizde bulmak istiyorsak yukarıda yapılan açıklamaları en hassas bir şekilde hafızamıza yerleştirmemiz gerekmektedir.
Tarih biliminin yöntemi var mıdır?
Evet vardır. Tarih eğer bir bilimse yöntemi de olmak zorundadır. Bu yöntem basamakları şöyledir:
a) Kaynak Tarama: Araştırılan tarihi olayla ilgili ana kaynakların veya ikinci el kaynakların aranması ve bulunmasıdır.
b) Verileri Tasnif Etme: Kaynak tarama aşamasında elde edilen verilerin zaman, yer ve konusuna göre ayrılmasıdır. Tarihi bir olayla ilgili veriler yazılı kaynaklar ve yazısız kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılır. Yazılı kaynaklar genellikle kütüphanelerde ve arşivlerde, yazısız kaynaklar ise müzelerde bulunur.
c) Verileri Tahlil Etme,
d) Verileri Tenkit Etme,
e) Verilerin Sentezi,
Tarihin yararlandığı bilimler nelerdir?
- Coğrafya: Olayların geçtiği yerlerin, bu yerlerin coğrafi özelliklerinin, iklim olaylarının ve jeolojik değişimlerin öğrenilmesini sağlar.
- Kronoloji (Takvim): Zaman bilimidir. Olayların gerçekleşme zamanlarını belirten bu bilim sayesinde olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri kurulur.
- Arkeoloji: Kazı bilimidir. İnsanlığa ait eserlerin gün ışığına çıkarılmasıyla uğraşır.
- Antropoloji: İnsan ırklarını inceleyen bilimdir.
- Etnografya: Toplumlara ait kültürleri inceleyen bir bilimdir.
- Filoloji: Dil bilimidir. Toplumların konuştukları dilleri inceler.
- Kimya : Fosillerin yaşlarının öğrenilmesinden yararlanılan bir bilimdir.
- Paleografya: Eski yazıları inceleyen bir bilimdir.
- Epigrafya: Anıtlar veya eserler üzerindeki kitabeleri inceleyen bir bilimdir.
- Nümizmatik (Meskûkât): Eski paraları inceleyen bir bilimdir.
- Diplomatik: Devletlerarası yazışmaları, fermanları, antlaşmaları, kısaca bütün diplomatik ve resmi belgeleri inceler.
- Heraldik: Damga, mühür ve armaları inceler.
- Secere: Soy bilimi olup, özellikle hanedan (yönetici aile) üyelerinin soyları hakkında bilgi verir.
Türk tarihi hakkında yeterli kaynağa sahip miyiz?
Kaynak olmadan tarih yazmak mümkün değildir. Kaynakta ise gerçek kaynaklar aranır. Gerçek kaynağa dayanmayan bir tarih araştırması, ya safsata, ya masal, ya ideolojik veya demagojiktir. Gerçek kaynaklar ise, devrinde yazılmış kitaplar, hatıralar, seyahatnameler, müzelik malzemeler veya tarihe miras bırakmak amacı ile yazılmamış belge ve defterlerdir.
Tarihin iyi bir şekilde araştırılması, pek çok konunun açıklığa kavuşması, bugün güncelliğini koruyan konuların daha iyi bir şekilde açıklanabilmesi, ancak tarihin kaynaklarına inmekle mümkündür. Türk tarihi zengin kaynaklara sahiptir. Araştırmacılar Türk tarihini ikiye ayırmıştır. İslamiyet’ten önceki Türk tarihi, Türk İslam tarihi.
İslamiyet’ten önceki Türk tarihinin kaynaklarını üç kısma ayırıyoruz.
A-Sözlü Kaynaklar: Mitoloji, efsane, destan ve eski Türk inanışları.
B-Arkeolojik Buluntular: Çeşitli iskân yerleri, bengütaşlar, balballar, mezarlar, kap-kacak hülasa her türlü maddi eşya yer alır.
C- Yazılı Kaynaklar (Kütüphane malzemeleri): Kitabeler, sözlükler, siyaset-nameler, coğrafya eserleri, genel ve özel tarihler, dini metinler, mektuplar ve yarlıklar.
Tarihi öğrenme, tarihe dair öğrenilen bu bilgilerin sıhhatini anlama, takip edilen yöntemler ve oluşan ilimlere dair çok kısa olarak verdiğimiz bu bilgilerden sonra, inşallah gelecek sayımızda da "Türk İslam Tarihinin Kaynakları" konusunu paylaşmayı umuyoruz.
Tarihi Öğrenebilmek
Özlenen Rehber Dergisi 113. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.