Özlenen Rehber Dergisi

84.Sayı

Gözünüz Filistin'de Olsun...

Mustafa ŞENTÜRK Özlenen Rehber Dergisi 84. Sayı

gözünüz FİLİSTİN’de olsun


Filistin ümmetin kanayan yarası. Kuşatılmışlığın çepeçevre sardığı, yalnızlığa mahkûm edilmiş bir yer. Televizyonlar göstermiyor belki ama hayat en zor çehresini sergiliyor oradaki Müslümanların yüzüne. Orda bayram yok, yaz kış hep aynı şeyleri terennüm ediyor. Yokluk kol geziyor, sokaklarda, evlerde. İnsanlar ’böyle olmamalı, müslümanlar kardeşlerini sahipsiz bırakmamalı’ diyorlar ama gel gör bu sözler sadece temenni olarak kalıyor, en azında bugün için. Yaklaşık bir yıl önce bitmişti Siyonistlerin Gazze’yi hedef alan son saldırısı. Tam olarak o günden sonra Filistin’le ilgili pek malumat olmadı medyada. Bu da Filistin dışındaki Müslümanların zihinlerinde, Orta Doğu’da barışın sağlandığı, kanın durduğu, Filistin’in rahata erdiği gibi izlenimlerin oluşmasına sebep oldu. Acaba gerçekten böyle miydi? Gerçekten Orta Doğu’da barış sağlanmış, huzur temin edilmiş miydi?
Mısır, Gazze sınırındaki tünelleri kapatmak için, sınır boyunca yeraltına uzanan çelik duvar örüyor. Mısır; Rafah Kapısı’nı açmadığı için kazılan o tünellerin varlığı bile utanç vericiyken şimdi Gazze halkının nefes borularını kesmek istiyor. Dünya Müslümanları kamuoyunda başta Amerika olmak üzere batılı devletlerin girişimleri neticesinde Mısırlı yöneticilerin Gazze’ye karşı yaptıkları bu girişimin nedenleri; Gazze’nin, Gazze’deki Müslümanların Siyonist işgalciye boyun eğmeyip direnişi tercih etmesi ve El-Fetih karşısında Hamas’ı desteklemesi olarak kabul ediliyor. İşin asıl can alıcı noktasını ise Furkan Savaşı’nda (2008 Aralık ayında başlayıp, 2009 Ocak ayında sona eren son Filistin-İsrail savaşı) Gazze’nin işgalci İsrail’e karşı aldığı büyük galibiyet oluşturmaktadır. Hani yapılan seçimler neticesinde Hamas’ın zafer elde etmesi ile birlikte ne demişti Gazze halkı için El-Fetih lideri Tayyib Abdürrahim; ’Onların hepsi Hamas’a oy verdi, ölebilirler!’ Kim bilir beklide bugün cereyan edenler…
Çelik duvar projesi öyle bir anda oluşturulmuş, alel usul bir proje değil. Gazze’nin Mısır tarafındaki sınır boyuna yapılması planlanan bu çelik duvar projesi için bir önceki ABD Başkanı George Bush ile Mısır’ın anlaştığı fakat Kahire’nin Hamas’ı kendi hazırladığı ulusal uzlaşı taslağını imzalamaya ikna edebileceği düşüncesiyle uygulamanın aylarca geciktirildiği söyleniyor.
Peki, nedir bu ’Utanç Duvarı’ meselesi diyenlere aydınlatıcı olması hasebiyle şu kısa bilgileri sunmak faydalı olur kanaatindeyim: Mısır; abluka altındaki Gazze’nin nefes borularının açıldığı kapıdır. Tabi illegal yöntem ve yollarla. Şöyle ki; Filistin’de yaşanan hadiselerle aç çok ilgilenenler bilirler ki, Mısır, ne zaman İsrail ordusu Gazze’ye Batı Şeri’a’ya saldırıya geçse Rafah sınır kapısını kapatır, ne içerden ne de dışarıdan kimsenin gelmesine ve gitmesine müsaade eder. Buna yardım konvoyları, barış elçileri, boykot girişimleri de dâhil. Hal böyle olunca Gazzeli, Müslümanlar bir taraftan işgalci İsrail askeri ve diğer taraftan da kapatılan Rafah kapısını aşmakla mücadele eder. Sonuçta Mısır’ın açmadığı Rafah kapısını tüneller kazarak aşmaya çalışır Gazzeli mücahidler. İşte bugün yapılmaya başlanılan ve hemen hemen yarısı tamamlanmakta olan bu çelik duvar Gazze’nin Gazzeli Müslümanların can damarını, nefes borusunu kesmek manasına gelmektedir. Çünkü eğer bu tünel tamamlanırsa olası bir İsrail saldırısında –ki bu duvarın nihayetinde İsrail yeni bir saldırıyı düşünecek- Gazze tamamen kaderine terk edilmiş, dış dünya ile bütün bağlantıları kesilmiş tabir yerindeyse Siyonist güçlere ikram edilmiş olacaktır. Tabi bunun birinci mümessili de Mısır yönetimi ve buna ses çıkarmayan dünya Müslümanları olacaktır.
Gazze-Mısır sınırına çelik duvar inşa etme fikri Amerika, Fransa ve Mısır’ın gözetiminde uygulanmaya başladı, bu yazının kaleme alındığı tarihte yarısına yakını da tamamlanmıştı. Duvar, yapımına izin veren Mısır Hükümeti’ne karşı büyük bir öfkeye ve tepkilere yol açtı. Filistinliler, çelik duvarın üç yıldır kuşatmaya direnen Gazze halkını boğmaya yönelik atılmış bir adım olarak görüyorlar. Gazzeliler Mısırlı Müslümanların bu işe razı olmayacaklarını, yönetimi bu uygulamadan vazgeçirme girişimlerinde bulunacaklarını düşünüyorlar. Tabi Mısır’da her şey yönetimin zihniyeti dâhilinde gerçekleşiyor değil. Orası Hz Musa (a.s.) ve Hz Yusuf (a.s.)’lar gibi Peygamberlerin diyarı, orada dün olduğu gibi bugünde Hakkı zalimlere rağmen haykıran insanlar var. İşte aklı başında birçok Ezher uleması, Mısır yönetimini; ’Müslümanlara karşı ve faydasını müslüman olmayanların göreceği bir girişime bilerek dâhil olmalarının ’Haram’ olacağı’ yönündeki fetvalarıyla uyarıyorlar.
Siyonist Debka sitesinin askeri kaynaklara dayanarak verdiği bilgiye göre, Fransız Askeri İstihbarat Başkanı geçtiğimiz günlerde, Amerika ve Mısır ile ortaklaşa Gazze sınırına inşa edilmekte olan duvarın yapımına gözlemci olarak katılan Fransız subayları denetledi. Haberde, çelik duvarın dünyada türünün ilk örneği olduğu ve ’terör’ (?) örgütlerine yardım ulaştırmada kullanılan tünelleri engelleme amacıyla inşa edildiği ifade edildi.
Haberde ayrıca, Fransız yetkilinin inşa faaliyetlerini yakından incelediği ve çelik duvarın yapımında kullanılan çelik plakaların her birinin boyunun 18 metre, kalınlığının ise 50 santimetre olduğu belirtildi. Askeri kaynakların bildirdiğine göre, Amerikalı ve Fransız subaylar çelik plakaları delmek veya birbirinden ayırmak için yapılacak herhangi bir girişimi anında haber verecek cihazların yerleştirilmesi işlemine gözcülük yapıyor. Çelik plakaların yerleştirilmesi için hendekler kazıldığı ve plakalar arasında herhangi bir boşluk kalmaması için lazer teknolojisinin kullanıldığı kaydedilen haberde, duvar boyunca geceleyin ve her türlü hava şartlarında kayıt yapabilecek kameralar yerleştirildiği belirtildi. Siyonist istihbarat sitesine göre, Salahaddin şeridi boyunca yaklaşık 14 kilometre uzunluğunda inşa edilecek çelik duvarın şu ana kadar 5,4 kilometresinin yapımı tamamlandı. Debka sitesinde yer alan haberde ayrıca, Amerikan ve Fransız istihbaratlarının Gazze sınırına inşa edilen duvarın başarılı olması halinde aynı yöntemin dünyanın farklı bölgelerinde de ’terör’ (?) ile mücadelede kullanılabileceği görüşünde olduğu bildirildi.
İslami Direniş Hareketi (Hamas), Amerika’nın finansmanı ve gözetimiyle Gazze sınırına inşa edilen çelik duvarın, Siyonistlerin Gazze halkının direncini kırmada başarısız olmasının ardından eski başkan George Bush döneminde alınan ve Gazze’de yaşayan bir buçuk milyon insanı boğmayı amaçlayan proje çerçevesinde inşa edildiğini söyledi. Hamas Hareketi sözcüsü Fevzi Burhum, Siyonistlerin ve Amerikalıların Gazze-Mısır sınırına uluslararası güç yerleştirme planında başarısız olunca bu adımı attıklarına dikkat çekerek, Mısır’ın ve tüm Arap ülkelerinin ulusal ve ahlaki sorumluluğunun bu planları bozmayı ve Gazze’ye uygulanan kuşatmayı kaldırmayı gerektirdiğini ifade etti.
Gazze’ye karşı yapılan bu çirkin ve menfur hadisenin bir diğer boyutu da bu utanç duvarının Gazze halkının tek su kaynağı olan yeraltı sularını da tehdit ediyor olmasıdır. Son saldırılar neticesinde Gazze’de büyük oranda su sıkıntısı yaşanmış ve Hamas yönetimi ile yardım kuruluşları halkın su ihtiyacını sondaj çalışmalarıyla hafifletmişti. Filistin Enformasyon Merkezi’nde yer alan habere göre; Yeraltı suları uzmanı mühendis Nizar El-Vahidi, Gazze sınırına inşa edilecek çelik duvarın Gazze’nin yeraltı su kaynakları için stratejik tehdit teşkil ettiğini söyledi. Siyonist işgal devletinin Gazze’nin yeraltı sularını çekmek için Gazze Şeridi’nin doğu ve kuzey sınırlarına yakın bölgelerde su kuyuları açtığını hatırlatan El-Vahidi, yeraltına inşa edilecek çelik duvarın da Gazze’nin güneyindeki yeraltı sularını çekeceğini ve Gazze Vadisi sularının Gazze Şeridi’ne akmasını engelleyeceğini belirtti. (http://www.filistinhaber.com/tr/default.aspx)
Tabi Filistin’de yaşananlar bunlarla sınırlı değil mutlaka. Filistin’de yerleşim yerleri yine Siyonistlerce işgal ediliyor. Yine Filistinli çocuklar okullarına gitmekte zorluk çekiyor ve yine hastaneler, eczaneler, kamu kuruluşları görevlerini tam manasıyla yerine getiremiyor. İnsanlar rahat bir şekilde evlerinde ya da sokaklarında bulunamıyor, İsrail’in taciz atışlarına hedef olmamak için adeta saklambaç oynamaya devam ediyor. Ha bir de Filistinli gençlerle, işgalci İsrail askerleri arasında hemen her Pazar Mescid-i Aksa kavgası oluyor. Bir grup fanatik Yahudi genç işgalci güçlerinde desteğiyle, ayin yapmak için Mescid-i Aksa’ya girmek istiyorlar. Tabi bu menfur saldırıyı önlemek yine mücahid Filistinli Müslüman gençlere düşüyor Allah’a hamd olsun ki onlarda bu görevi en güzel şekilde yerine getiriyorlar.
Filistin’de yaşananlardan ve büyük bir önem arz eden bu hadiseyi imkânım ölçüsünde dile getirdikten sonra sonuç olarak şunu diyebilirim. Bütün bu yaşananlar bende Allah Rasulü (s.a.v) Efendimizi ve Nurlu Ashabını, hani Kâinatın Efendisi önderliğinde Yeryüzünün yıldızları Mekke’de, Ebu Talip mahallesinde tam üç yıl tecrit hayatı yaşamışlardı ya işte onu hatırlattı.
Hani, üç yıl tecrit hayatının nihayetinde güçlenen ve sadakatleri pekişen Ashab, Efendimiz (s.a.v.)’in etrafında kenetlenmiş, Bedir’de Uhud’ta, Hendek’te aslan kesilmişlerdi ya…
Hani gizlice gittikleri Mekke’ye yüz binlerle dönmüşlerdi ya…
’Yâ Rab! Sen her şeye kadir olasın. Sonsuz kudret sahibi Sen’sin. Bize, ümmete rahmet et, bizi sahipsiz bırakma. Habibin hürmetine…’ (âmin)

Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • ADA

    ACİZANE bir sözü hatırlatacagın her müslüman israilin üzerine bir kovo su dökse israil o suda bogulur

  • Ferhat Çetin

    Müslüman toplumların geldikleri acizlikte son nokta tek kelimeyle_Filistindeki müslümanlar el oldu bizlere de gık çıkmıyor adeta ! Yazıklar olsun bu anlayışta olanlara ! Rabbim zulm edenlerin zulmünü kendilerine çevire;Kahhar sıfatının tecellisiyle helak eyleye ! Başta ben kendim olmak üzere tüm müslüman kardeşlerime de akıl fikir ihsan eyleye. . .

2 kişi yorum yazdı.