Batı Afrika’ya Kurban Yolculuğumuz
Kurban bayramına sayılı günler kala Afrika’ya gideceğimiz ekip ile Cansuyu Derneği’nin merkezinde tanışıp kaynaşıyoruz. Gerçekleştireceğimiz kurban organizasyonu, üç batı Afrika ülkesini kapsayacağından yolculuğumuz birkaç gün öne çekiliyor. İkinci bir ülke üzerinden transit ile ve yaklaşık 20 saatlik kesintili uçuşun ardından Gana’nın başkenti Accra’ya iniyoruz. Batı Afrika’nın en hızlı gelişen ülkesi olan Gana’nın, coğrafi açıdan da stratejik konuma sahip olduğunu öğreniyoruz.
Gana, diğer adı olan; ’Land of Smile’ yani ’Gülen Ülke’ ile de anılmaktadır. Portekiz’in istilacı deniz filoları bu ülkeye 15. yüzyılın sonlarına doğru giriş yapmış. Batı Afrika’nın ilk köle kafileleri buradan Amerika’ya gönderilmiş. Köleleri bir mekânda toplamak için muhtelif şehirlerde kaleler inşa etmişler. Köle ticareti için Portekizliler 1472 yılında ’Elmina Kalesi’ni inşa etmişler. Günümüzde bu kaleler, ibret alma maksadıyla halkın ve turistlerin ziyaretine açılmış. Hıristiyanlık dini de, sömürge güçlerin istilasından sonra girmiş bu ülkeye. Yoğun misyonerlik propagandasının sonucunda, binlerce insan din değiştirmiş. Misyonerlik faaliyeti yürüten okullar ve kiliseler, varlığını ülkenin güney kesiminde çok güçlü biçimde oluşturmuş. Dernek olarak vazifemiz, sadece kurban yardımı değil, aynı zamanda İslam’ın yüce prensiplerini ve öngördüğü ahlâkı Gana halkına tanıtmak.
Accra Hayvan Pazarı
Bayrama iki gün kala Gana’da keseceğimiz büyükbaş hayvanlarımızı sıkı pazarlıktan sonra satın alıyoruz. Bayram öncesi hayvan pazarındaki yoğunluk gözlerden kaçmıyor. Her satıcı kurbanlıkları kendilerinden almamızı istiyor. Bazı yerel ve Gana’ya has rutin işlemlerden sonra hayvanları kamyonun kasasına yükleyip kesim yerine götürüyoruz. Pazar yanında bulunan mescitte akşam namazını kılıp cemaat ile selamlaştıktan sonra ayrılıyoruz. Ekibin yarısı Gana’da kalıp bu ülkedeki organizasyonu üstleneceğinden hayvanları erken almanın sevincini ve rahatlığını yaşıyor. Bizim işimiz burada bitmiyor ve yolcu yolunda gerek diyerek ertesi sabah yola koyulmak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz.
Lome’de Bayram Namazı
Bayram namazının, Afrika’nın genelinde de olduğu gibi özellikle köy ve kasabalarda oturan Müslümanların katılımını sağlamak için sabah saat dokuzdan sonra kılındığını öğreniyoruz. Hatta bu ülkelerdeki geleneklerden birisinin de, her bayramda, gayri Müslim dahi olsa devlet başkanının bayram namazına mutlaka iştirak ettiğini öğreniyoruz. Bayram namazı, Afrika’nın iklim şartları ve havaların da yıl boyu münasip olması hasebiyle binlerce kadın, çoluk-çocuk ve erkeğin katılımıyla açık alanda kılınıyor.
Namazın ardından dakikalarca eller havadan inmeden ’Kakavilli’ halkıyla bayramlaşıyoruz. Bayramlaşma, dil bariyerine takılsa da hepimizin yüzünü coşkulu tebessümler kaplamış. İmam hutbeyi hem yerel dilde, hem de Arapça veriyor. Derneğimizin Togo’daki bayram çalışmasını ve bütün İslam coğrafyasındaki gayretlerini cemaate anlatıyor.
Togo’daki arkadaşımız Adem, kurbanlıkların kesilmeye hazır olduğunu haber veriyor bize. Türkiye’de kurbanlarını kesmeyip de Afrika’ya yollayanların ne kadar büyük ihtiyacı giderdiklerine şahit oluyoruz. Keseceğimiz hayvan sayıları kısıtlı; fakat etten az da olsa nasiplenmek isteyip de sıraya girenlerin sayısı bir hayli çok.
Togo’da, kesilecek kurbanlıklar birbirlerine yakın yerlere bağlanmış. Kesilmekte olan hayvana, hemen yanı başında bağlı bulunan diğer hayvan, tabiri caizse gözleriyle şahit oluyor. Bunun sünnete aykırı bir uygulama olduğunu ve bundan sonra bunun tekrarlanmaması gerektiğini söylüyoruz arkadaşımıza. Afrika insanının merhamet ve şefkat duygusundan biraz yoksun olduğu kanaatine varıyoruz. Yazdıklarımıza kanıt olarak da; evlerini ziyaret ettiğimiz ailelerde bulunan küçük çocukların ne kucağa alındıklarını ne de öpüldüklerini gösterebiliriz. Bir keresinde küçük bir çocuğun yanaklarından öpünce etrafımdaki halkın şaşkın bakışlarını üzerimde hissetim. Âdem’e: ’Siz çocuklarınızı kucağa alıp hiç öpmez misiniz?’ diye sorunca, ’Bizde öpmezler!’ diye cevap aldık. Afrika toplumlarında yaygın olan bu olgu, neden bu kadar kolayca birbirlerini kırdıklarını az da olsa açıklığa kavuşturuyor.
Namazın ardından, kahvaltı için Adem’in Cuma namazını kıldırdığı camiye davet edildiğimizi haber veriyorlar. Bizimle birlikte iki Mısır’lı öğretmenin de yemeğe davet edildiğini öğreniyoruz. Kendileriyle tanıştıktan sonra, iltifatta ve hayır duasında bulunarak bize: ’Hayrı ve sevabı geniş işler üstleniyorsunuz’ dediklerini işitiyoruz. Öz vatanlarından ayrılarak Afrika’da hiç bilmedikleri yerlere bin bir zahmetle gidip Müslüman halka din eğitimi veriyorlar.
Afrika’nın çoğu bölgelerinin, yetişmiş ilahiyat ve din eğitmenlerine şiddetle ihtiyaç duyulduğunu gözlemliyoruz. Genellikle bir yıllığına gelen hocalar gittikleri bölgelerde yoğun eğitim programı uyguluyorlar. Kendisine ’Neden Afrika?’ diye sorunca, Mısır’lı bir hocanın rüyasını anlatarak cevap verdi bize. Rüyada, hocanın elindeki tespih taşlarını bir haritanın üzerine saçtığı görülür. Yorumunda ise, o tespih taşlarının düştüğü yerlere Mısır’lı hocaların eğitim için gidecekleri söylenir.
Afrika’nın en ücra köşelerinde eğitim çalışmalarını yürütebilmek, çok fedakârlık ve özveri gerektiren bir vazife. Kara kıtaya yetişmiş ehil din adamlarının düzenli bir şekilde gönderilip, insanları cahilliğin pençesinden kurtarmanın, ümmetin omuzlarına ulvi bir vazife olarak düştüğü kanaatine varıyoruz.
Evet, kara kıtada halkın karakter ve davranışlarını yakından izlemek çok ayrıcalıklı bir durum.
Kurban maratonu tabi ki burada bitmiyor ve önümüzdeki gün ’Benin’ ülkesinde gerçekleştireceğimiz et kesimi ve dağıtımı organizasyonu bekliyor bizi. Yolumuz uzun olduğundan son hazırlıklarımızı yapıyor ve bizi Benin Cumhuriyetine götürecek aracı şoförüyle birlikte tutuyoruz. Yola çıkmadan önce Lome’de 4 yıldır hizmet veren ’Zodiac’ Türk Lisesine bayramlaşmak için gidiyoruz. Okulun müdürü Cafer Bey bizi çok sıcak karşılıyor ve bize Togo usulü ızgarada pişirilmiş kebap ikram ediyor. Kebaplarımızı afiyetle yedikten sonra yetkililer ile vedalaşıp ayrılıyoruz.
Benin Cumhuriyeti veya Diğer Adıyla ’Dahomey’ Ülkesi
Kurban organizasyonu için Benin’de bulunduğumuz sırada, ülke genelinde yaşayan Müslüman aile çocuklarının ne tür bir eğitime tabi tutulduklarını öğrenmek için Salih Osman ile mülakat yapıyoruz.
Ülkede, %60–65 arasında Müslüman nüfusun yaşadığını söylüyor bize. Tabi resmi istatistiklere göre Müslüman nüfusun %25 olduğu belirtiliyor, fakat bu rakamın gerçeği yansıtmadığını yaptığımız gözlemlerden anlamaktayız. Başkent Lome’den Djougou şehrine uzanan 470 km.lik yol güzergâhımızda cami sayısının kilise sayısını epeyce aştığını müşahede ediyoruz. Nüfus açısından ülkenin büyük kısmını oluşturan Müslüman halkın, siyaset ve devlet yönetiminde hiç söz sahibi olmadıklarını öğrenmek bizi cidden üzüyor. İslam dini, bu topraklara bundan 800 yıl önce Nijerya tarafından gelen ticaret erbabı sayesinde girmiş ve buna kanıt olarak da tarihi kalıntılar gösteriliyor. Mesela Gana’nın kuzeyinde bulunan ’Labaranga’ camisi bundan 800 yıl önce inşa edilmiş. Hatta tarih arşivlerinde Müslümanlarca son yıllarda sahabelere ait türbelerin olduğu bulunmuş. Medine’ye binlerce kilometre mesafede bulunan Benin Cumhuriyeti’ne İslam dini sahabeler sayesinde girmiş. Sahabeler, Hanif din olan İslam’ı ve yüce Peygamber Efendimizin kendilerine aşıladığı üstün ahlâkı Afrika’nın en ücra köşelerine yaymak uğruna binlerce kilometre yol kat emişler. Sahabelerden hiç biri ’ben yerimde oturayım ve dinimi yaşayayım, başkasına karışmayayım. Nasıl olsa sonunda cennete girerim’ sözünü dile getirmemiş. Son yıllarda çoğumuzun haberlerde rastladığı Sahabe türbelerinin, üç kıtaya yayılan bir coğrafyada keşfedildiğini duyuyor ve görüyoruz.
Körfez ülkelerinde faaliyet gösteren yardımlaşma derneklerinin, camilerin yapımını üstlenmiş olması, gözlemlediklerimiz arasında en fazla göze çarpan olgu oldu.
Batı Afrika'dan Kurban İzlenimleri
Özlenen Rehber Dergisi 81. Sayı
togo lome gerçekten farklı bir ülke lome 5 yıl içinde afrika ülkelrinden en büyük sağlam liman şehri olacaktır togo zodiac burç okuluna bundan 3 yıl önce gittim gerçektende orda caferbey olsun adem hoca ve ordaki üç öğrenci arkadaşımız yardımcı oldular bize okulda yaklaşık doksan öğrenci vardı hepside türkçeyi öğrenmişti bunla gurur duydum lomede sabah çok güzel oluyor havası tertemiz insanlar hep çalışıyor batı afrikanın en sakin bölgesi akşamları tek başına rahatlıkla geziyon orda birde istanbul lome diye bir dükkan vardı arkdaşımız bülent oraya yerleşmişti bisküvi satıyordu türkiyeden getirip ülkemizi temsil ediyordu lome yatırım için güzel yer fahri konsolos var ismi sessou lome vadandaşı kendisi türkiyede birçok markanında distribitörü oda misafir perver biridir kısacası lomedek hocalarıma selam herzaman yanınızdayım en kısa zamanda tekrar gidecem orda huzur var lomede bir hafta kaldıktan sonra araba kiralıp ganaya bülent ben ve zafer arkadaşımla ganaya akraya gittik başkent orası biraz gelişmiş yatırım için güzel fakat şu anda büyük firmalar var ve gana hükümeti bunu ii değerlendiriyor bir iş yeri açmak için 300bin dolar yatırım istiyor ve ordan birisiyle ortak olma şartı ile o yüzdende gana dansa lome henüz yatırm için bu şartlar yok tavsiyem giden arkadaşlara lome gitsinler ganada okul ve ana okulmuz var türk okulu olarak ve şu anda gana ikincisi amerikan kollejlerinden sonra hocalrımıza teşekkür ediyoruz lise ort