Özlenen Rehber Dergisi

6.Sayı

Hz. Zeyneb Binti Cahş (r.anha)

Aysel KOCABAŞ Özlenen Rehber Dergisi 6. Sayı
Hz. Rasullah’a eş olabilme ?erefine nail olan; cihan kadınlarının efendisi, cömertliği, dindarlı?ı, çalı?kanlı?ı ile örnek olan güzel annelerimizden biride Hz. Zeyneb binti Cah?’dır.

Hz. Zeyneb annemizin hayatını okudu?umuzda çok farklı boyutlar, dü?ünceler içerisine girebilir, Allah’a ve Rasûlüne itaatin en güzelini mü?ahede ederek, Allah sevgisi ve yakınlı?ı için cennet gülleri olan annelerimizin sicim sicim döktükleri gözya?larını hissedebiliriz.

Hz. Rasûllah’ın e?lerinin hepsi birbirinden güzel, hepsi nadide birer güldüler. Ama bu e?ler arasında Hz. Zeyneb annemiz daha farklı bir yeri vardı. Çünkü, O’nun hem Rasûlullah ile hem de Hz. Zeyd ile yapmı? oldukları izdivaç, ilahi vahiyle yön bulan ve onların ?ahsında tüm Müslümanlara hükümlerin yer aldı?ı bir evlilikti.

O’nun hayatını iki bölüm ?eklinde ele alırsak; birinci bölümde Allah’a ve Rasûlüne gerçek itaatin ne oldu?unu, ikinci bölümde ise itaatin getirdi?i güzellikleri, nimetleri ö?renebilme fırsatımız olur.

Hz. Zeyneb, Hz.Rasûlullah’ın halası Ümeyye Binti Abdulmuttalib’in kızıdır. İsmi Zeyneb künyesi Ümmü’l-Hakem olup, Beni Ese’d kabilesine mensup idi. Medine’nin en güzel genç kızlarından biri olan Hz. Zeyneb asil bir soya sahip idi.

(1) ‘Sabiku’l-evvelin’ denen ilk müslümanlar arasında yer alan Hz. Zeyneb annemiz, Mekke’den Medine’ye hicret eden kutlu hanım sahabilerin de içerisinde yer almı?tı.(2)
Hz. Zeyneb Annemiz iki evlilik yapmı?lardır. Bu iki evlilikte büyük ?eref ki, biri Hz. Rasûlullah, di?eri Cenab-ı Hakk tarafından emredilmi?tir. İkisinde de çok büyük sırlar ve güzellikler gizlidir. O’nun ilk e?i Fahri Kainat Efendimiz’in azatlı kölesi olan Hz. Zeyd b. Harise’dir. Hz. Resulullah Hz. Zeyd’i çok severdi. Bu nedenle O’nu âzât edip evlatlık edinmi?lerdi. Kendileri Hz. Rasûlullah (s.a.v.)’in o?lu olarak bilinip, Zeyd bin Muhammed diye ça?rılırdı.

Hz. Rasûlullah (s.a.v.) çok sevdi?i Hz. Zeyd’ halasının kızı olan Zeyneb’i uygun görüp dünürlük yapmı?lardı. Ancak ilk seferde bu teklifi Hz. Zeyneb Annemiz kabul etmemi?lerdir. Zira O çok asil bir soydan geliyordu. Hz. Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisine münasip buldu?u ?ahıs ise azatlı bir köleydi. Bu nedenle O ilk önce bu evlili?e kar?ı çıkarak Hz. Peygambere ?öyle söyledi:

-Ya Rasûlullah! Ben senin halanın kızıyım, Ona varmaya razı de?ilim. Ben, Kurey?liyim dedi. Bunun üzerine Ahzab süresi 36. Ayeti kerimesi nazil oldu. “Hiçbir mü’min erkek ve kadın için, Allah ve Rasul’ü bir i?e hüküm verince seçme hakkı yoktur.” Mümin kadınların vasıflarını her haliyle ta?ıyan Hz. Zeyneb, ilahi hükme itaatini göstermek için bu evlili?e razı oldu. Ancak nikah merasimi tamamlandıktan sonra da bu evlilikten ho?lanmamı?tı. Hatta “kendi ?ahsım için olsaydı, rıza göstermezdim’diyordu. Yani ?ahsım için de?il de İslam hükmünü herkes anlasın diye evlenmeye razı oldum. Bu e?siz davranı?ıyla o insanların hayatlarında en önemli kararlardan biri olan evlilik hususunda nefsi arzu ve isteklerini Hz. Rasûlullah’a tâbi kılıyordu.

Bu ?ekilde ba?layan evlili?in üzerinden tahminen bir sene kadar geçmi?ti. Ama ne Hz. Zeyd, ne de Hz. Zeyneb birbiri arasında sıcak bir ba? kuramamı?tı. Hz. Zeyneb çok dindar ve Allah’tan korkan bir kadındı. Ancak güzelli?i ve sülalesiyle iftihar ediyor bir köle ile evlenmeyi hazmedemiyordu. Bu nedenle Hz. Zeyd mutsuzdu. Bu duruma bir süre sabretti. Hz. Zeyd sonunda Rasûlullah’a varıp Zeyneb’den ayrılmak istedi?ini arz eyledi. Allah Raslü bunu nefsinde uygun gördü?ü halde, birdenbire müsaade etmeyerek, “Hanımını kendine sıkı tut ve Allah’tan kork.” buyurdu.(3)

Hz. Zeyd Allah Rasûlü’nün bu tavsiyelerine tabi olarak geri döndü ise de bir müddet sonra ayrılmaktan ba?ka çare kalmadı?ını gördü ve Hz.Zeyneb’i bo?adı. Burda Allah Rasulünün onların evliliklerinin bitimini uygun gördü?ü halde devamını istemesi çok ince ve hikmetli bir bilgi içermektedir. Zira, Hz. Ali bin. Hüseyin’den gelen bir rivayetle, Allah Rasûlü’ne ileride Zeyneb’in hanımı olaca?ı bildirildi?i nakledilmi?tir.(4)

“(Resûlüm!) Hani Allah’ın nimet verdi?i, senin de kendisine iyilik etti?in kimseye: E?ini yanında tut, Allah’tan kork! diyordun. Allah’ın açı?a vuraca?ı ?eyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah’tır. Zeyd, o kadından ili?i?ini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ili?kilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmi?tir.”(5)

Bu Ayeti kerime’deki ‘insanlardan çekinerek içinde gizliyordun.’ ibaresi, Hz. Rasûlullah’ın kendisine bildirilen bu evlilik üzerine dü?tü?ü sıkıntıyı bildirir. Zira Allah Rasulü evlatlı?ı olan Zeyd’in hatırını sayıyor, münafıkların dedikodularını dü?ünüyordu. Ancak Allah, Peygamberine insanlara açıklamaktan çekindi?i bir evlili?i yapması emrediyordu. İddeti dolunca, Hz. Rasûlullah emri yerine getirmek için Hz. Zeyneb’le nikahlanmak istedi. Ancak münafıklar fitneler çıkarıyorlardı. Zira bir baba evlatlı?ının hanımı ile evlenemez diye cahiliye adetlerini öne sürüyorlardı. Bunun üzerine Ahzab suresi 40. Ayeti nazil oldu; “Muhammed sizin adamlarınızdan hiç birinin babası de?ildir.

Ama Allah’ın Rasûlü ve Peygamberlerin sonuncusudur.” Bu ayetle evlatlık müessesi kaldırılıyor bu da bizzat Hz. Peygamberin tatbikatıyla oluyordu.
Bu ilahi emri Hz. Rasûlullah Zeyneb’e müjdelemek için Hz. Zeyd’i görevlendirmi?ti. Şu ba?lılı?a bakın ki, bu görevi alan zat. Hz. Rasûlullah’ın evliliklerine aracı oldu?u, bo?anmalarını arzu etmedi?i Hz. Zeyd’dir. Kamil bir imanla dopdolu olan Hz. Zeyd, hemen ko?up bu müjdeyi Hz. Zeyneb’e haber veriyordu. Cihan güne?ine e? olabilme ?erefine eren Hz. Zeyneb, hemen ?ükür secdesine kapanmı?, sonrada iki ay oruç tutarak hamdını zikretmi?tir.

Bu nikahı Allah(c.c.) ayetiyle emretmi? ve katında kıymı?tır.

Bu ?erefe nail olan Annemi: -Ya Rasûlullah, ben sizin kadınlarınızın hiç birine benzemem. Bu hatunlarınız içinde hiçbirisi benim gibi de?ildir. Bunların hepsinde nikahlarını babaları, karde?leri yahud da aileleri veya vekilleri kıymı?tır. Yalnız benim nikahım melekutta(hakikat aleminde) kıyılmı? ve zatı saadetlerine zevceli?im Hak Teala tarafından size bildirilmi?tir.” buyurdu.(6)
Cenab-ı Hakk’ın O’na verdi?i bu ?erefi Hz. Ai?e Annemiz ?öyle açıklar: “İ?lerin en büyü?ü ve en üstünü Zeyneb’e yapılandır ki, Allah Onu gökte nikahlamı?tır. Zeyneb bunula iftihar edecek övünecektir.”

Hz. Rasûlullah (s.a.v.) izdivaçlarının hiç birisinde hazırlatmadı?ı bir velime hazırlatarak, nikahın ardından bir dü?ün yeme?i vermi?ti. Ayrıca Ümü Süleym(r.anha), o?lu Enes ile Hz. Rasûlullah’a göndermi? oldu?u iki ki?ilik bir yemek 300 ki?iyi bulan davetlilerin tümüne Rasûlullah’ın duasının bereketiyle doyasıya yetmi?tir.(7)

Yemekten sonra misafirlerden bir kısmı oturup çene çalmaya dalmı?lardı. Hz. Rasûlullah, Hz. Zeyneb’in evinde bulunuyordu halk girip çıkıyordu. Rasûlullah bundan üzüntü duyuyor fakat bir ?ey diyemiyordu. Bu sırada Ahzab Suresi’nin 53.ayeti olan hicap ayeti nazil oldu. Mü’minlere, davette çene çalmamaları, evlere izinsiz girmemeleri, Rasûlullah’ı utandırmamaları ve O’nun zevcelerinden bir ?ey isteyecekleri zaman perde arkasından istemeleri emredildi.

Hz. Zeyneb’in bu evlili?iyle sevinmesi gururlanması gerçekten haklı idi. Çünkü bu evlilikte cahiliyenin evlatlık müessesesi yıkılıyor, köle ile hür aynı seviyede beyan ediliyordu. Müslümanlara hicap ve örtülü olmanın, Rasûlullah’a kar?ı davranı?larında dikkat etmeleri hükümleri getiriliyordu. Ayrıca ilk evlili?inden dolayı mahsun olan Hz. Zeyneb’in gönlü sükuna eriyor, Allah ve Rasûlüne itaatin meyvelerini Hz. Zeyd bin Harise hem de Zeyneb görüyordu.

Kainatın Efendisi ile evlendi?i zaman 35 yasında olan Hz. Zeyneb daima iyi amel i?ler, oruç tutar, çok çok namaz kılardı. İbadete ve taate dü?kündü. Allah Rasulü bir gün mescidde iki direk arsına gerilmi? bir ip gördü ve bunun ne oldu?unu sordu. Sahabiler (Bu Zeyneb’in ibadet ede ede takaten dü?tü?ünde tutunup kalktı?ı ve ibadetine devam için destek aldı?ı ip diye açıklamı?lardı. Bunun üzerine Allah Rasulü(s.a.v.): “Sizden biriniz ibadetini takati yetti?i kadarıyla eda etsin takatten dü?ünceye kadar de?il.” buyurdular.(8)

Hz. Zeyneb Annemizi bize en güzel tanıtan, yine bu kutlu yuvada ortak olan annelerimiz olmu?tur. Hz. Ai?e Annemiz: “İster dini muameleler olsun, ister takva ve sadakat olsun, ister sıla-i rahim olsun, isterse cömertlik ve fedakarlık olsun, Zeyneb’den daha iyi hiçbir hatun yoktur.” buyurur. Yine Ümmü Seleme (r.anha)’da Zeyneb binti Cah?’ı Rasûlullah (s.a.v.) takdir eder, ondan sıkça bahsederdi. “Kendisi gerçekten saliha bir kadındı. Çok oruç tutar, geceleri namaza kalkardı. Sanat sahibiydi ve sanatından kazandı?ını da tamamen fakirlere tasadduk ederdi.” diye tanıtmaktadır.(9)

Hz. Ai?e Annemizin: “Zeyneb’ten ba?kası Rasûlullah’a yakınlıkta benimle boy ölçü?emez” beyanı Hz. Zeyneb’in faziletçe, ahlakça, takva ve dindeki gayretiyle Allah ve Rasûlüne yakınlıkta ne kadar e?siz oldu?unu açıkça gösterir. (10)

Hz. Zeyneb, el i?leri yapar, deri tabaklar, diki? diker bunlardan kazandıklarının tamamını da Allah yolunda fakir ve fukaraya dul ve yetimlere sadaka olarak verirdi. Yani mübarek Annemiz birde i?leme ustasıydı. Hem deriyi o devrin usulüne göre i?lemekte, sonrada ondan kullanılacak e?yalar dikip satmakta ve kazancını Allah yolunda infak etmekteydi.

Hz. Ai?e’nin anlattı?ına göre, bir gün Hz.Peygamber(s.a.v.) “İçinizde bana en çabuk kavu?acak olan eli en ziyade uzun olanınızdır” buyurdu. Bunun üzerine e?leri kollarını birbirleriyle ölçmeye ba?lamı?lardı. Cüssesi küçük oldu?undan Hz. Zeyneb hep kaybederdi. Vefat edipte Allah Rasûlüne ilk kavu?an oldu?unda anladık ki, Allah Rasulü, el uzunlu?undan, sadaka vermeyi kasdetmi?tir.

Mü’minlerin en cömert annelerinden olan Hz. Zeyneb(r.anha), Hz Ömer devrinde kendisine ba?ı?lanan onbirbin dirhemi bir defalı?ına kabul etmi? bunu da sonunda kadar ihtiyaç sahiplerine tasadduk etmi?tir. O, “Ya rabbi gelecekte böyle paralar benim yanımda bulunmasın, zira para demek fitne demek’ buyuruyordu. Bütün parayı da?ıttı?ını duyan Hz. Ömer yine bin dirhem daha göndermi? ancak onunda hepsini da?ıtmı?tır.

Hz. Zeyneb bu cömertli?ini ömrünün sonuna kadar devam ettirdi. Vefat etti?inde Hz. Ai?e (r.anha) “Dulların ve yetimlerin sı?ına?ı gitti’ diye onun cömertli?ini belirtmi?tir. O, kazandıklarından bir kuru? dahi bırakmadan hepsini Allah ve Rasulü yolunda tasadduk etmi?tir.(11)

Hz. Zeyneb annemiz Rasûlullah’ın duasının bereketiyle 53 ya?ında Hz.Rasûlullah’a kavu?tu.Vasiyeti gere?i cenazesi Hz. Rasûlullah’ın tabutunda ta?ınmı?tır. Defn edilece?i zaman Hz. Ömer O’nu kabre kimin koyaca?ını sordu?unda, “müminlerin anneleri sa?lı?ında her kim onun yanına serbest girip çıkabiliyorsa onun koyması daha iyidir” dediler. Bunun üzerine yakın akrabaları tarafından defnedilen annemizin mübarek kabri saadetleri, Baki Mezarlı?ı’nda bulunmaktadır. (12)

Rabbim ?efaatına nail eylesin.(amin)

KAYNAKLAR:
1), Kadın Sahabiler s.124-129
2) Mevlana Niyaz, a.g.e., s.124-129
3)Ahzab süresi 37
4)Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini, Kur’an Dili, c.6, s.316-319
5)Ahzab Süresi 37
6)Tabakat VII.s.72
7) Necati Bursalı,Mübarek Hanımlar,s.160-162
8) Necati Bursalı, a.g.e., s. 160-162
9)İbnu Sad, Et-Tabakatü’l-Kübra,VIII.s.103
10)Üsdül Gabe, c.V, s. 464
11)Ai?e Abdurrahman,Hz.Muhammed’in Mübarek Zevceleri,s.105-106, Tabakat VIII s,72
12)Tabakat VIII s. 81
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.