Özlenen Rehber Dergisi

6.Sayı

Kur'ânın Yorumuna Dair Bir Değini

Recep ERDİL Özlenen Rehber Dergisi 6. Sayı
Vahyin son yazılı metni olan kur’anın, Peygamberimiz vasıtasıyla inzalinden sonra, Müslümanlar nezdinde onun yerinin sadece saygı duyulacak kutsal bir kitap olmaktan öte, yaşamsal alanımıza etki yapan bir anlam derinliliğinin de oldu?unu söylemek mümkündür. Çünkü onun bir hidayet rehberi olmasının yanında, içinde bulundukları tarih ba?lamında gerçekle?en güncel meselelerin çözümü noktasında da geni?lik sa?layan dini bir argüman oldu?u gerçe?i, peygamberimizin tatbiki ve geçmi? dönemlerdeki ilmî çalı?maların varlı?ıyla ortaya konmu?tur.

Hiç ?üphesiz ki onun misyonu, hedef kitlesi olan itaatle yo?rulmu? inananlar toplulu?u için uyarıcı nitelikli bir hitap bütünlü?ü olmasının yanında, yapısı ve genel tutumu ile insanlı?ın tamamına seslenip müreffeh bir hayatı (ahireti) vadeden, ya?am tarzı ile ?ekillenmi? bir hukuku da önermektedir. Dolayısıyla Kur’anın kendi bünyesinde barındırdı?ı bu özellikler sebebiyle, hem Müslümanların hem de onun önemini fark edenlerin ilgi oda?ı olmu?tur. Bu ilgi onları ilahi sözcüklerle bezenmi? kur’anı anlama noktasında dü?ünmeye, akıl yormaya ondan anlamlar çıkarıp anlamlar yüklemeye, yani yorumlama a?amasında dü?ünsel aktivitelerin etkisiyle, engin bir kültürün /vahiy gelene?inin, insanları hayrete dü?üren o üslubu kar?ısında bu anlama sürecine bir zenginlik katmaya sevk etmi?tir.

Fakat ?u bir gerçek ki, kur’an Allah tarafından insanların istifadesine sunuldu?u andan itibaren, be?erin zihninde olu?an anlamlarla her zaman ilahi hakikatin örtü?medi?ini, hatta aykırı da olsa gerek kavimcilik taassubiyeti ve gerekse de batıl anlayı?larına me?ru bir zemin kazandırmak için kendisinden onay alınan; ama ruhsuz bir eda ile bunu arzulayanların elinde adeta bir noter tasdiki oldu?u hususu, ne yazık ki içinde bulundu?umuz toplumun acı bir gerçe?idir. Bu bir anlamda kendi anlayı?larını Rabb ittihaz edinenlerin nazarında, kur’anın ilahilik yönünün be?erî bir sisteme dönü?mesini ifade ediyordu. Zira tarihte dini hassasiyetleri ortaya koymak, halk kar?ısında devletin resmi bir imajı olmakla beraber bunu ahlaki duyarlılık olarak algılayan yönetimlerde ilahi bir kudretin varlı?ı insanları harekete geçirmek ve onların duygularını sömürmek için bir araç konumundaydı. Nitekim Eski Ahit’te kral Aha?vero?’un zamanında, onun izniyle Yahudilerin Azer ayının on üçüncü gününde yani tek bir günde “Allah adına” yetmi? be? bin ki?inin öldürüldü?üne rastlıyoruz.(1)

Kitap Ehli topluluklarda ya da ilahi ö?ütleri bir merasim ve gelene?in bir uzantısı olarak gören Müslüman kesimin de azımsanmayacak bir kısmında, Allah telakkisi ve onun kelamını yorumlama çabaları sadece kendi bakı? açılarıyla sınırlı kalmakla beraber dünyevi bir menfaat veya siyasi bir rant elde etmek maksadıyla Allah’ın ve onun kelamının ilahi otoritesinden istifade etmek suretiyle her zaman istismar konusu haline geldi?i gayri ciddi bu yakla?ımın, o toplumu nasıl etkisi altına aldı?ını mü?ahede etmekteyiz.

Kur’anın yorumu ba?lamında, ilhamını İlahi yapıdan aldı?ı halde Allah’a söz hakkı tanımayan bu mantalitenin kalıntılarına geçmi?te oldu?u gibi biraz daha ılımlı olmakla beraber günümüzde de gelenek diye tanımladıkları

- selef alimlerinin kur’an hakkında yaptı?ı bütün çalı?maları göz ardı ederek – farklı bir anlayı? olu?turmak suretiyle, modern olan günümüz dünyasında kur’anî hükümlerin daha esnek kullanımının, hem ihtiyaca mebni bir gereksinimi hem de dinin vizyonunun vurgusu açısından önemli oldu?unu savunan bu anlayı?ın izlerine rastlamak da mümkündür.

Kur’anın ilk muhatablarıyla girdi?i ileti?im sürecinde anlama problemi olu?mamı?ken, daha sonraki muhatablarında sebep-sonuç ili?kisinin bilinmemesi gibi nüzule ait bir sorunla kar?ı kar?ıya kalınması, anlama ve yorumlama problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olmu?tur. Bu itibarla ilk neslin bilgisine ve tecrübesine ba?vurmak ko?uluyla kur’an hakkındaki yorum eksikli?ini telafi etmeye çalı?mı?lardır.

Özellikle ulema, tarih içinde büyük bir ilmi bo?lu?u doldurmu? olan selefinin anlayı?ları üzerinden kendi sistemlerini geli?tirirken, di?er bir yandan da tevarüs ettikleri bu ilmi, dejenere olmaktan muhafaza etmeyi ba?armı?lardır.

Zamanımızda da ilmi çalı?maların revaçta olu?una ba?lı olarak, toplumun bu yöndeki dini e?ilimleri ve ilmi karakterleri geli?me göstermektedir. Zira, ümmetin yıllardır dinini ba?kalarının aklına ipotek ederek bu ilahi sahanın tekelle?mesine sebebiyet vermeleri Allah’tan insana do?ru bir yöntem takip eden Kur’anın ilahi bir nass olmaktan çıkıp insanî bir nassa/ kimli?e bürünmesine sebep olmu?tur. Yani, Kur’an artık insanların ondan anladı?ı kadar Kur’andır.

Fakat ortaya çıkan bu anlamlandırma faaliyetiyle ba?kalarının ya?amlarına yön tayininde bulunma süreci yerini, ara?tıran, dü?ünen ve anlayan bir zümreye, Kur’an toplulu?una bırakmı?tır. İlme i?tiyak sahibi olan bu zümre dinî aklını, gerek muasır ve gerekse de mütekaddim alimlerinin gayretli mesaileri ile geli?tirme imkanı bulmu?lardır.

Anlamaya do?ru:
Allah’ın emir ve nehiylerini ihtiva eden Kur’anın anla?ılması yolunda tarih unsurunun sa?lıklı bir yoruma yapaca?ı etkiyi vurgulayan Fazlur Rahman, kur’an örne?i ile ilgili ?unları söyler: “Kur’anın anla?ılması için, onun nesnel ortamı, ?üphesiz ki zorunlu bir unsurdur; özellikle Müslümanlar için mutlak kuralsal olması açısından Kur’an, Allah’ın tarih içinde cereyan eden durumlara Peygamber’in zihnî vasıtası ile verdi?i cevaplar oldu?u için, bu zorunluluk daha da güçlenmektedir .”(2)

Fazlur Rahman’ın bu tarihsel yakla?ımına benzer bir tavır da, tefsire dair yapılan çalı?maların tarihi ba?lamından koparılmadan bir uyum ve ahenk içinde olmasını savunur.Yani anla?ılma güçlü?ü olan bir metnin, ilgisi olmayan bir olay ile ili?kilendirilmesi, bu güçlü?ü daha da artırır. Bu sebeple kur’an ayetleri tefsir edilirken yapılan yorumlar, herhangi bir tarihi tutarsızlık içermemelidir.(3)

Vahiy ortamının anla?ılmasını nüzul tarihi ile açıklayıp, inen her ayetin bir sebebe binaen inmesini yorumun vazgeçilmezleri arasında görenlerle, nassın zahirî manasına takılıp kalmanın kur’anın hedeflerinin kasten yok edilmesi olarak algılayanların öngörüleri(4), anlama problemi çeken genç nesile bir metod/yöntem sunmaktadır.

Ne var ki, yorum zenginli?i olarak ifade edebilece?imiz kur’anın yorumuna dair geli?tirilen bu disiplinler, adeta bir yorum karma?asına dönü?mü?, tamamlayıcı bir unsur olmaktan çok kendi anlayı?ını ve do?rularını haklı gösteren bir yakla?ım sergilemi?tir .(5)

SONUÇ:

Özetleyecek olursak, Kur’anî okumaların/ yorumlamaların, Asr-ı Saadet döneminden uzakla?tıkça, içinde bulundu?u toplum kültürünün de tesiriyle, etkilendikleri anlayı?ın kıskacından kurtulamayarak, gelenekten yani; selefî görü?ten uzak; fakat moderniteye daha yakın ili?ki içinde olması, aslında serbest bir yorumun bütün inceliklerini ortaya koymaktan çok, Kur’anı anlamada bir yorum eksikli?i olarak algılamak gerekir.

Kaynakça:
1. Ayrıntılar için bkz , Eski Ahit “ester” bölümü
2. Fazlur Rahman ,Kuran’ı Yorumlama , çev . Osman Ta?tan , İslami Ara?tırmalar dergisi , 5. sayı
3. Daha detaylı bilgi için bkz , Dr . Mehmet Akif Koç , Necm Suresinin Tefsirinde Bazı Tarihi Sorunlar Üzerine, İslamiyat dergisi, cilt 6, sayı 1
4. Bkz .Fazlur Rahman , İslam,çev. Mehmet Da?-Mehmet Aydın ,selçuk yay ; Zamanın ve Şartların De?i?mesiyle İslami Hükümler De?i?ir mi? Prof. Dr . Hamdi Döndüren , İslami Edebiyat dergisi , Nisan 2001/33
5. Ayrıntılı bilgi için bkz. Kotan ,Şevket . Kuran Ve Tarihselcilik , 2001 , 191
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

1 kişi yorum yazdı.