Özlenen Rehber Dergisi

6.Sayı

Dinimizi Tebliğ ve Önemi

Nurhan Tanış Özlenen Rehber Dergisi 6. Sayı
Efendimiz (a.s) bir hadis-i şeriflerinde: “Her kim hayra kılavuzluk ederse, ona o hayrın sevabı kadar mükafat verilir!” buyurmu?lardır. (1) Rahmetli üstadımız ise bir makalelerinde hadis-i ?erifte müjde buyrulan hayrı ?u mana ile ?erh eder: “Hayır, tehvid akidesini bilmek ve iletmektir. Yani hayrın en üstünü Tehvid’dir. “Lailahe illallah Muhammedü’r-Rasulullah” cümlesini ikame ettirmektir. Hayır budur. Hayrın en üst derecesi budur. Çünkü bundan daha hayırlı bir ?ey olamaz. İnsanları tevhide davet etmek en büyük hayırdır.” (2) Bu güzel bilgilerden sonra bizde bu çalı?mamızda en büyük hayır olan İman ve İslam’ı insanlara ula?tırmanın ehemmiyetinden ve kısaca ?ekillerinden bahsetmek istiyoruz.

İslam’ın bizlere yüklediği en önemli görevlerden birisi de hiç ?üphesiz ki “tebli?” görevidir. Tebli?; Allah’tan gelen bütün ilahi emir ve yasakları, oldu?u gibi insanlara aktarmaktır. Esasen bu görev, ilk peygamberlere verilmi?tir. Öyle ki Tebli? Peygamberler için bir sıfattır. Onların hayatları tebli? yaparak geçmi?tir. Cenab-ı Hakk: “Her ümmetin bir peygamberi vardır.”(3) “Her kavmin bir mür?idi vardır.” (4) buyurmu?lardır.

Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz bütün insanlı?a gönderilmi?tir. Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz, 40 ya?ında Peygamberlik vazifesi ile ?eref bulmu?, 23 yıl Mekke ve Medine dönemleri olmak üzere bu tebli?i görevini aksatmadan yerine getirmi?tir. Veda Hutbesinde üç defa: “Tebli? ettim mi?” diyerek bütün sahabeye sormu? ve üç defa “Şahid ol Ya Rabb.” buyurarak, bütün Müslümanlara bu görevin önemini i?aret etmi?tir. Efendimizden sonra tebli? vazifesi, önce kendi nefsinden ba?layarak bütün insanlara İslam’ın güzelliklerini ula?tırmak ?eklinde, ben Müslüman’ım diyen her bir ferde tevarüs etmi?tir. Her Müslüman kar?ıla?tı?ı hiçbir engele takılmayarak tebli? görevini yerine getirmelidir.

İr?ad ve tebli? çok önemlidir. Cenab-ı Hakk: “Sizden hayra davet eden, iyiyi emir ve kötüden men eden bir ümmet olsun. İ?te kurtulu?a erenler bunlardır.” (5) buyurarak bu görevin mutlaka yapılması gerekti?ine i?aret eder; ancak bu hizmeti nasıl icra edilmelidir? Burada en önemli husus ?udur ki; böyle bir vazifeyi yapmayı samimiyetle istemek gerekmektedir. Her ?eyde oldu?u gibi, önce samimi olmalıyız. Daha sonra, O güzeller güzeli Rabbimize dua edece?iz ki, önümüzdeki engelleri kaldırsın. Bu samimiyetle yapılmı? dualara acziyetimizi ekleyip göz ya?larıyla sulayaca?ız. İ?te in?allah o zaman Rabbimizin üzerimize yüklemi? oldu?u bu hizmeti yerine getirebiliriz. Şirkin karanlı?ında kalmı? gönüllere.

Unutulmamalıdır ki iyili?i emrederken kendimiz yapmazsa, kötülükten nehyederken kendimiz kötülüklerden kaçmaz isek bu hal ve hareketlerimiz hem anlamsız hem de faydasız olacaktır. Asıl olan hal ve hareketlerimiz ile güzellikleri tebli? etmektir. Örnek model olmaktır. Aynı Peygamber Efendimizin ve tüm büyüklerin güzel ahlakları ile bizlere örnek olması gibi.

Dinimizi tebli? ederken gerek ilmen gerekse de hilmen en güzel bir ?ekilde kendimizi yeti?tirmeye gayret etmeliyiz. Anlatma yeteneklerimizi geli?tirmeliyiz. Elbette her insan aynı kabiliyette de?ildir. Kimilerimizin anlatma, yorumlama ve sohbet yapma kabiliyeti daha iyi olabilir; fakat bizler de biraz çalı?arak bu yetilerimizi geli?tirebiliriz. Bu çaba sayesinde ilmimizde artar. Cehaletten kurtulmu? oluruz. Hem kendimize hem de çevremize faydamız oluruz.

Dikkat etmeliyiz ki, nefsimiz bizleri bu vazifeden alıkoymak için “zamanım yok” bahanesinde bulunabilir. Tebli?i için zaman aramaya ne gerek...

Yolda, otobüste, dolmu?ta giderken, evde, i? yerinde, kısacası her yerde her zaman bu görevi yerine getirebiliriz, getirmeliyiz de. İ?te sünneti ya?amak da, Allah yolunda çalı?mak da budur.

Netice itibari ile, hizmetlerimizi yerine getirmek için kar?ımıza çıkan bu engelleri a?maya gayret etmeliyiz. Dü?ünelim ki günümüz, sadece yemek, içmek, i?e gitmek, yatmak vs. ile geçiriyor. Vasat yol odur ki, vaktimizin bir kısmını nefsimize, bir kısmını âilemize, bir kısmını da Rabbimize ayırmalıyız. Ve yine bilmeliyiz ki Allah’ın Salih kulları, Allah için en kıymetli vakitlerini ayırmı?lardır. Rabbimiz, İçerisinde bulundu?umuz üç ayların kadrini bilmeyi cümlemize nasip etsin.

Dipnotlar
1- Riyâzü’s-Sâlihîn, c.1, s. 212.
2- Abbullah Farukî el-Müceddidî, Özlenen Fark, yıl 1, sayı10.
3- Yunus Sûresi/ 47.
4- Rad Sûresi/ 7.
5- Al-i İmran Sûresi/104.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.