Alemlerin Rabbi olan Allah’a sonsuz hamd-ü senâlar olsun, Rasûl-i Kibriyâ Efendimize salât ve selamların en güzeli ve en ekmeli olsun İnşallah.
Asr-ı saadette, Allah Rasûl’üne e? olma bahtiyarlığına eren hanımlar Cenâb-ı Hakk tarafından Kur’ân’da; “müminlerin anneleri” hitabına mahzar olmu?lardır.
Ne büyük bir ?ereftir ki Rasûlullah Efendimize hayat arkada?ı olmu?lar ve canlarıyla mallarıyla Allah Rasûl’üne hizmet etmi?lerdir. Annelerimiz, Rasûlullah Efendimizden aldıkları güzel ahlâk ve edepleri ile cihan kadınlarına örnek olacak bir hayat sürmü?lerdir. Hayatıyla bizlere güzel ahlâk ve haya timsali olan, hâne-i saadette Rasûlullah’ın sevgi ve nazarlarıyla ya?ayan bir sultan da Hz. Safiye annemizdir.
Hz. Safiye annemiz, Hz. Musa’nın karde?i Harun (a.s.)’ın soyundandır. Hz. Safiyye’nin ailesi Yahudi kavminin en ileri gelen kabileleri olan Benî Kurayza ve Benî Nâdir kabilelerinin en büyük ?ahsiyetlerindendir. Bu kabileler tüm Arabistan’da ?ecaat ve cesareti ile ?öhret bulmu? kabilelerdi. Hulasa Hz. Safiye annemiz soy bakımından mümtaz bir hanımefendi idi. (1)
Hz. Safiye Müslüman olmadan önce Mi?kem el-Karazî’nin nikahı altında idi. Ondan ayrıldıktan sonra Rabî ibn eb’il-Hukayk ile evlenmi?tir.
Müslümanlarla Yahudiler arasındaki muharebede Hayber kalesi fethedilmi?ti. Kale Müslümanların eline geçti?inde Hz. Safiye de olmak üzere bir çok Yahudi esir alınmı?tı. E?i de orada öldürülmü?tür. Esirler getirilirken onları Yahudi ölülerinin bulundu?u bir yerden geçiriyorlardı. Yanında bulunan kadınlar feryat figan ederken Hz. Safiye annemiz sabır ve metanet göstermi?ti. (2)
Enes bin malik ?öyle anlatıyor: “Allah Hayber’in fethini nasip etti. Esirler alındı. Sahabeden Dıhye bin Halife el-Kelbî Allah’ın Rasûl’üne ba?vurup bir cariye istedi. Gidip esirler arasından bir cariye seçmesini emir buyurdular. O da gidip Safiyye’yi seçti. Bunun üzerine sahabelerden biri gelip Rasûlullah’ın huzuruna çıktı ve: ‘Yâ Rasûlallah! Dıhye’nin seçti?i, Benî Kurayza ve Benî Nadîr kabilesinin reisinin kızıdır. O Allah Rasûl’ünden ba?kasına uygun dü?mez.’ dedi.
Bunun üzerine Rasûlü Kibriyâ Efendimiz Cenâb-ı Hakk’ın izniyle sahabenin bu fikrini kabul ettiler.” (3)
Böylelikle Allah Rasûlü hem itirazlara meydan bırakmadılar, hem de sultanlıktan esirli?e inen bir hanımefendinin İslam’la ?ereflenmesine vesile olmu?lardır. Bu hâdise hicretin 7. yılında vuku bulmu?tur. Hayber’den ayrılıp yola çıktıklarında Allah Rasûlü Sehba denen mevkie gelince dü?ün merasimini icra etti ve sahabelerine velime (dü?ün ziyafeti) tertipledi. Oradan ayrıldıkları zaman Rasûlullah Efendimiz Hz. Safiyye annemizi kendi develerine bindirdiler ve hırkalarını onun ba?ına örttüler. Rasûlullah Efendimiz böyle yapmakla Hz. Safiyye’nin artık Ezvâc-ı Tâhirâttan oldu?unu halka bildirmi?tir. (4)
Rasûlullah Efendimiz Hz. Safiyye’yi kendilerine nikahladı?ında onun bir gözünde morluk gördü. Bunun sebebini sordu?unda Hz. Safiye annemiz ?öyle anlatmı?tır: “Bir gece rüyamda ay’ın kuca?ıma indi?ini gördüm. Uyandı?ımda bunu kocama anlattı?ım zaman öfkelenerek sen Medine hükümdarını (Hz. Muhammedi) istiyorsun dedi ve yüzüme bir tokat attı. İ?te bu morluk ondandır.” demi?tir. (5)
Rasûlullah Efendimiz Hayber’den Medine’ye döndü?ünde Hz. Safiye Annemizle birlikte Haris bin Numan’ın evine misafir oldular. O sırada Hz. Safiye annemizin güzelli?ini duyan Ensar kadınları onu görmeye geliyorlardı. Bu arada Ezvâc-ı Tâhirât’tan Hz. Zeynep binti Cah?, Hz. Hafsa ve Hz. Âi?e annelerimiz de ziyaret için gelmi?lerdi. Ziyaret bitip Hz. Âi?e Annemiz dı?arı çıkarken Rasûlullah Efendimiz yakla?arak: “Ey Ay?e! Safiyye’yi nasıl buldun?” diye sordular. Bunun üzerine Hz. Âi?e kıskanç bir tavırla:
“Nasıl olsun, bir Yahudi olarak buldum.” der. Allah Rasûlü Hz. Âi?e’nin kıskançlı?ını bildi?i için: “Ey Âi?e sakın öyle söyleme, o artık iyi bir Müslüman olmu?tur.” buyururlar. (6)
Sabit Hazretleri, Enes b. Malik’ten sordular: “Safiyye’ye mihr olarak ne verildi?” Hz. Enes ona: “Nefsi verilmi?tir.” yani esaretten zevceli?e kabul edildi demi?tir.(6)
Hz. Safiyye annemiz halim selim, yumu?ak huylu, akıllı ve faziletli bir hanımefendi idi. Bir gün Rasûlullah Efendimiz yanına gitti?inde O’nu a?larken gördü. Sebebini sordu?unda ?öyle cevap verdi: “Yâ Rasûlallah! Âi?e ve Hafsa bana dil uzatıyorlar. Biz Safiyye’den daha hayırlı daha üstünüz. Çünkü biz peygamberin hem amca kızlarıyız hem de e?leriyiz diyorlar.” dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat Efendimiz O’nun gönlünü ?u sözlerle aldı:
“Ey Safiyye! Onlara ?öyle söyleseydin ya: “Siz ikiniz benden nasıl hayırlı olabilirsiniz. Benim dedem Harun (a.s.), amcam Musa (a.s.) zevcem de Hz. Muhammed’dir (s.a.v).” buyurdular.(8) Rasûlullah Efendimizin bu tesellisi Hz. Safiyye annemizin yüre?indeki ate?i serinletti?i gibi Allah Rasûl’üne olan sevgi ve muhabbetini daha da ziyadele?tirmi?ti.
Hz. Safiyye annemiz dünya malına asla de?er vermezdi. O daima Cenâb-ı Hakk’a ibadet ve taatle me?gul olurdu. Her an zikir ve tefekkür halinde idi. Ayrıca Hz. Safiyye Annemizin cömertli?i de dillere destandır. Allah Rasûl’üne zevce oldu?u zaman Medine’ye gelince bütün ziynetlerini Hz. Fâtıma Annemize ve di?er Ezvâc-ı Tâhirât’a hediye etmi?lerdir.
Hz. Safiyye Annemiz Allah Rasûl’ünün gül bahçesinde yeti?en ve Rasûlullah Efendimizin sevgi ve iltifatlarını celp eden annelerimizden birisidir. Allah Rasûl’ünü çok sever asla hürmet ve itaatte kusur etmezdi. Bir gün Rasûlullah Efendimiz hastalandı?ı zaman bütün Ezvâc-ı Tâhirât Rasûlullah’ın (s.a.v.) yanındaydılar. Hz. Safiyye de oradaydı. Rasûlullah Efendimizin acı çekmesine dayanamayarak ?öyle dedi: “Yâ Rasûlallah! Anam babam sana feda olsun.
Vallahi sana gelen bütün bu acıların benim ba?ıma gelmesini isterdim. Ke?ke bütün sıkıntılarınız acılarınız benim olsaydı.” Bunun üzerine di?er hanımlar birbirlerine bakarak ka? göz i?areti yaptılar. Rasûlullah Efendimiz ise onlara: “Hemen tevbe ediniz. Vallahi O do?ru söylüyor, samimidir.” buyurdular. Rasûlullah Efendimiz de Hz. Safiyye annemizi çok severlerdi. Onun yanında oldu?unda çok memnun olurlar ve onun gönlünü almaya çok özen gösterirlerdi.
Rasûlullah Efendimiz Ramazanın son on gününde itikafa girerdi. Hz. Safiyye Annemiz O’nu ziyarete giderdi. Yine bir ziyaret sonrasında Rasûlullah Efendimizle konu?up geri dönüyordu. O’nu Rasûlullah Efendimiz götürüyordu. Bu sırada Ensar’dan iki ki?i onları giderken gördüler. Rasûlullah Efendimiz onları ça?ırıp “Bu benim zevcem Safiyye’dir.” buyurdular. Onlar:
“Yâ Rasûlallah! Sizin hakkınızda husn-ü zandan ba?ka bir ?ey dü?ünmeyiz.” dediklerinde, Allah Rasûlü onlara: “Şeytan insan vücudunda dola?an kan mesabesindedir.
Bundan korktum.” buyurarak hiçbir fitneye ihtimal vermemi?lerdir.
Hz. Safiyye Annemiz tüm mü’minelere örnek bir ya?am sürmü?lerdir. O yalnız ibadetle de?il bütün insanların yardımına ko?makla da me?gul idi. Ba?kalarının derdine derman bulmaya çalı?ır, onlar için ne kadar fedakarlıklara katlanırdı.
Nitekim hicri sene 35’te Hz. Osman Efendimizin evi ku?atıldı?ında, hücresinden Hz. Osman Efendimizin evine gizli bir geçit yaparak, ku?atma boyunca Hz. Osman Efendimize yemek ve su ta?ımı?tır. (12)
Ayrıca Hz. Safiyye büyük bir ilim hazinesi oldu?u rivayet edilmi?tir. Çok kimseler gelip bir çok meseleleri O’ndan danı?ır ve ö?renirlerdi.
Hz. Safiyye annemiz de di?er Ezvâc-ı Tâhirât gibi Allah ve Rasûl’ün boyasıyla boyanmı? ve o güzel ahlâkla ya?amı?tır. Allah ve Rasûl’üne itaat, teslimiyet ve büyük sevgisinden dolayı tertemiz kılınanlardan olmu?tur. Peygamber zevceli?i ile ulviyet kazandıktan sonra 60 ya?ında iken “ irci‘ ” hitabına mazhar olarak Cenâb-ı Hakk’ın davetine icabet etmi?tir. Bu fani dünyadan çok sevdi?i, hasretini çekti?i Habîb’ine kavu?mu?tur. Vasiyeti gere?i geride kalan birkaç malının üçte biri ye?enine, di?eri ise fakirlere sadaka olarak verilmi?tir.
Hz. Allah (c.c.) kendilerinden sonsuz razı olsun. Tüm mü’mine kadınlar için, o güzel Annelerimizin ahlâkıyla ahlâklanmayı Rabbimizden niyaz ediyor, özellikle Hz. Safiyye Annemizin di?er Ezvâc-ı Tâhirât’ın ?efkat ve teveccühlerini ümit ediyoruz.
KAYNAKLAR
1. Mevlânâ Niyâz, Kadın Sahâbîler
2. Abdulaziz E?-Şenâvî, Hanım Sahâbîler
3. Üsdü’l-Ğâbe, c.5, s.490, Müslim c.1, s.546.
4. Müslim, aynı yer, Tabakât Zikru Safiyye, Tabakât 8,90
5. Haysemî, c.4, s.251, Taberânî, İbni Ömer’den
6. İsâbe, 5, Tabakât 347, Hayâtü’s-Sahâbe
7. M. Necati Bursalı, Mübarek Hanımlar
8. İstiyâb, c.2, s.763 ve Mevlânâ Niyaz, aynı eser
9. İsâbe, c.4, s.347, Zerekan c.3, s.296.
10. İsâbe c.2, Mevlânâ Niyaz, aynı eser
11. Buhârî ve Müslim’den Rivayet edilmi?tir.
12. İsâbe c.1, s.127 ve Abdülaziz E?-Şennâvî, Hanım Sahâbîler.
Ümmü'l-mü'minîn Hz. Safiyye (r.anhâ)
Özlenen Rehber Dergisi 12. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.