Peygamberimiz' İn Dilinden Dualar
Özlenen Rehber Dergisi 59. Sayı
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْأَرْبَعِ: مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ، وَمِنْ قَلْبٍ لَا يَخْشَعُ، وَمِنْ نَفْسٍ لَا تَشْبَعُ، وَمِنْ دُعَاءٍ لَا يُسْمَعُEbû Hureyre (r.a)’dan rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v) şöyle duâ ederdi: “Allahım, (şu) dört şeyden sana sığınırım: Faydası olmayan ilimden, (Allah’tan) huşu duymaz kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve işitilmeyen (kabul ol¬mayan) duadan.”(Sünen-i İbn-i Mace, Dua Bahsi 3837)Hadisten çıkarılanlarDinimiz açısından hiçbir ilim ’faydasız’ değildir. Ancak zemine, zamana ve fertlere göre bazı ilimler faydasız olabilir. İhtiyaç duyulmayan veya öğrenilmesi için şer’i izin verilmeyen ilimler de buraya girer. Amel edilmeyen, dünya hayatı bakımından meşru yarar ve âhiret ha¬yatı bakımından fayda sağlamayan bir ilim, sahibi için hüsrandan başka bir şey değildir. Zarurî bilgiler varken teferruat olan bilgiler, hep bu ’faydasız ilim’ sınıfına girer.1. Huşu, saygıya götüren korkudur. Kalbin huşu duyması, Allah’tan korkup saygıyla dolmasıdır. Şârihler, huşu duymayan kalbi; “Allah’ı zikretmekle sükûnet ve itminana ermeyen kalp” olarak açıklarlar.2. Dünya malına düşkün, kanaatten yoksun, doymak bilmeyen, Allah’ın kendisine verdikleriyle yetinmeyen, mal toplamaktan usanmayan, hırsının esiri olmuş nefis doymak bilmeyen nefistir. Çok yemekle doymayan mevki ve makama doymayan da buraya dâhil edilmiştir. Yani nefsin maddî ve dünyevî hevesâtının peşinde koşup, dur durak bilmeyen nefisler doymayan nefislerdir.3. Dinlenmeyen dua, kabul görmeyen, icabete mazhar olmayan duadır. Bilindiği gibi Allah Teâlâ her şeyi işitir. Fakat kabul buyurmadığı bir duayı işitmemiş gibi sayar.Yukarıdaki hadis hususunda şârih Tîbî şöyle demektedir: ’Bu dört şeyin vucûdiyeti gayelerine delildir, yani o dört şeyden her biri bir gaye için vardır, varlığı, ona dayanmaktadır. a) İlimlerin tahsili, onlardan istifade içindir. Eğer bu ilimden istifade edilmezse bu bir ihtiyaç olmaz, bilakis vebal olur ve dolayısıyla ondan Allah’a sığınmak gerekir.b) Kalp, yaratıcısından korkup O’na karşı saygı duymak için yaratılmıştır. Sadır (gönül) bu haşyete açılmalı, içerisine haşyet nuru girmelidir. Kalp böyle değilse katılaşmış demektir. Katı kalpten ise Allah’a sığınmak gerekir. Zira ayet-i kerimede: ’...Kalpleri Allah’ın zikrinden (başıboş ve) kaskatı kalmış olanların vay hâline! Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler’ (Zümer suresi, 22) buyrulmaktadır.c) Nefise aldanma evi olan dünyadan uzaklaşıp, ebediyet evi âhirete meylettiği ölçüde itibar edilir. Eğer nefis dünyaya düşkün ve maddiyata karşı doymak bilmez bir hırs içinde ise kişinin en büyük düşmanı demektir. Kişinin Allah’a sığınması gereken yegâne şey artık nefsidir.d) Duanın icâbet görmemesi, dua eden kimsenin ilim ve amelinden istifâde etmediğini, kalbinin Allah’a karşı haşyet duymadığını ve dahi doymak bilmez, harîs bir nefse sahip olduğunu gösterir.’
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.