Bu gözyaşlarım neden akar Efendim?!
Evlâtlarının garipliği yürek dağlar Efendim?!
Gülüm, goncam, reyhanım soldu, Efendim?!
Bu gözyaşlarım neden akar Efendim?!
Yaranla kanayan sineler merhem mi tutar?
Güle vurgun gül Efendim, ruhumda yatar?
Sensiz şu kötü âlemde ayım, güneşim batar?
Bu gözyaşlarım neden akar Efendim?!
Musa gibi Tur-u Sina’da ateşim yakılır.
Ruz-u mahşerde küçük büyük denmez bakılır.
Tüllenen akşamlarda gözlerin hayalime takılır.
Bu gözyaşlarım neden akar Efendim?!
Etle, kemikle gezen kalbi, kelepçeli ruhu, esirim;
Affeden, bağışlayan, günahlardan geçen Kerim’im!.....
Tebessümü cihan değen Ey Hak Dostu Farukî’m!.....
Bu kahırla akan gözyaşlarım neden çağlar Efendim?!
Yıllar var ki gökleri tuttu ahım, gülmez yüzüm?
Şu zalim nefse kâr etmiyor sözüm,
Pınarlarım kurudu gayrı kan akıtır gözüm.
Tut ellerimden, çek kendine sar yaramı Efendim!...
Cafer CEYLAN
Efendim
Özlenen Rehber Dergisi 34. Sayı
Belki biraz mahsun, belki biraz özlem ve belki biraz da acı yüklü bir şiir. Şiiri kaleme alan kişi kadar değerli ve bir o kadar da mağrur olarak değerlendirdim. En derin kalbi saygı ve muhabbetlerimle