Bilindiği gibi internet tüm dünya tarafından aktif şekilde kullanılan sosyal iletişim aracıdır. İçerisinde her türlü bilgiye ulaşmanın mümkün olduğu bu araçta tüm paylaşım sitelerine erişmek de kolay.
İnternet saklama/paylaşma ve kolay erişim sonrasında ortaya çıkmıştır ve kullanıcısı da hızla artmıştır. Çoğumuz biliyoruz ki, çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde insanların özgür iradeleri ile sunmuş olduğu bilgileri, fotoğrafları ve çeşitli özel ama özelliğini yitirilmeye amaçlanan birçok belge var. Kendi istekleri ile yayımlanan birçok belgenin erişiminin herkes tarafından görülmesi normaldir; ancak bir de özel hayata isteksiz müdahale var. Özellikle son zamanlarda ülkemizde gündemde olan; özel hayata müdahale ve sonrasında yapılan internet yasası düzenlemesi hem desteği hem de tepkiyi beraberinde getirmiştir. Yapılan her yeniliği, değişikliği takdir edenler olacağı gibi karşı çıkanlar da mutlaka olacaktır. Düşünce özgürlüğü ve demokratik bir toplumda yaşamak bunu gerektirir çünkü.
İnternetin saklama özelliği sonrasında kullanımının arttığını söyledik. Anlıyoruz ki internette dolaşırken girmiş olduğumuz siteler, yaptığımız yenilikler bir takım yerler tarafından saklanıyor. Yeni internet düzenlemesiyle saklama süresinde de değişiklik olmuştur. Eskiden internette girilen yerlerin saklama süresi 6 ayken yeni düzenlemeyle bu süre 2 seneye çıkartılmıştır. Diğer Avrupa ülkelerinde de saklama süresi bu şekilde düzenlenmiştir. Aynı zamanda yapılan yenilikte telekomünikasyon başkanına verilen yetkilerin artması söz konusu. Yasa ile TİB başkanına internet kullanıcıları hakkında genel bir gözetim ve denetim hakkı verilmiştir. Belirli şikâyetler sonrasında başkanın araştırmalar sonrasında siteleri engelleme, yayından kaldırma yetkisi verilmiştir. Özel hayatın gizliliğinin korunması nedeniyle telekomünikasyon başkanına başvuruda bulunulması sonrasında, talebin değerlendirilecek olması ve 24 saat içerisinde sulh ceza mahkemelerine başvurularak, 48 saat içinde hâkim kararının başkanlığa doğrudan bildirilmesi gerektiği yasanın getirdiği yeniliktir. Ancak 48 saat içerisinde hüküm getirilmemesi ya da mahkemeden karar çıkmaması durumunda TİB başkanlığı tarafından doğrudan karar verilmesi söz konusudur.
Yapılan yenilik ve değişikliklerin özel hayata müdahaleyi engellemek için olduğu aşikârdır. İnsanların özel hayatının bir takım kimseler tarafından irdelenmesi hiç de hoş karşılanacak bir durum değildir. Yapılan yeniliğin özgürlüğü kısıtlamak yerine her belgenin arşivde daha iyi saklanması ve çeşitli sitelerde kurum, şahıs belli olmadan yapılan yanlış söylemlerin yetkililer tarafından fes edilmesi sağlanarak özgürlüğü artırdığını da söylenebilir. Sonuçta kimsenin bir başka kimse hakkında yalan yanlış haberlerle çeşitli sitelere haber verme hakkı yoktur. Bu yenilikle asıl önlenmek istenen kötü niyetli kimselerin özel hayata müdahale ederek kaos ortamı oluşturup insanları uçuruma sürüklemektir. Bu durum bugün en yetkili mevkiiler esas alınarak uygulandı ve ülkemizde birçok faciaya sebebiyet verdi. Sonrasında bir başkanlığa sınırsız hak tanınması insanların bir kısmı tarafından büyük tepkileri oluşturdu. Lakin düşünmek lazım. Bir yerde değişiklik, yenilik keyfi yapılmaz, yapılamaz. Eğer ki herhangi bir düzenleme de yeniliğe gidiliyorsa o zaman eskisinin fayda vermediği açıktır. Düşünün çok bariz bir örnek; bizler kendimizde bile zaman zaman değişikliğe gidiyoruz. Gerek giyim kuşam olarak gerekse ev dekoru ve çeşitli birçok konuda. Çevremiz tarafından beğeni de alıyoruz eleştiri de. Bu yeniliği de böyle düşünmek lazım. Yenilik varsa bunun zeminini eskisinin zararları hazırlamıştır.
Yeni düzenlemenin tepki görmesinin sebebi, yargının hükmünün azalması ve telekomünikasyon başkanlığına sınırsız bir yetki veriliyor olması. Verilen tepki doğru olabilir. Bir kuruma hüküm verme konusunda aşırı bir yetki verilmesi suçlu suçsuz ayrımı noktasında hataya sebep olabilir. Sonuçta adaleti sağlamak böyle bir başkanlığın görevi değildir. Lakin unutulan bir şey var ki burada karar verilmeden önce ceza mahkemelerine de talep gönderiliyor. Örtüşmeyen bir durum olursa şayet başkanlık yetki kullanıyor. Eleştiri gören bir başka konu da asıl en büyüğü de bu olsa gerek ki, yeni düzenleme insanların özgürlüğünü elinden aldı! Çağrısı ve birçok sosyal paylaşım sitesinin kapatılacağına dair söylentiler. Hatta ülkemizin ileri gelenlerinin de aktif olarak kullandığı Twitter en çok gündemde olan bir konu. Şuna bir açıklık getirmek lazım: Özgürlük kişinin iç meselesiyle alakalıdır. Yeni yasa gelmesi insanların ayaklarına ne prangalar vuruyor ne de dillerine. Ancak bir kimse diğerinin hakkına yalan yanlış müdahale ediyorsa ve paylaşım sitelerini kullanarak ağır ithamlarda bulunup, farklı bilgilerle sorun oluşturmaya çalışıyorsa o zaman bu kısıtlanır ki zaten başkalarının hayatına müdahale etmenin elinden alınması özgürlüğün kısıtlanması değil saygısızlığın cezalandırılmasıdır. Bu da son derece doğrudur. İnsanlar haz etmediği kişileri hakkında internet üzerinden göndermeler yapıp, hakaret içerikli yayınlar yaptığı zaman başkalarının özgürlüğüne müdahale etmiş olmuyor da bu içerik yetkililer tarafından belirli saat içerisinde ve talep sonrasında yayından kaldırılma kararıyla karşı karşıya getirildiği zaman mı özgürlüğe müdahale edilmiş oluyor? İşte meseleye itiraz eden kimseler bu ikilemi görmezden geliyorlar, ancak tek taraflı bir özgürlük olmaz. Özgür olmak başkalarının hayatına yerli yersiz doğru yanlış müdahale etmemeyi gerektirir. Kendimize ait internet sitemiz de olsa şahsı bir defterimiz de olsa biz kötü içerikleri içinde bulundurmadığımız sürece neden bize müdahale, tepki gelsin ki?
Belki eleştirilen bir husus daha internette keyfi dahi olsa atılan her adımın kayıt altına alınması olacaktır. Bu doğru değildir ancak bu şekilde suçlu susuz zaten ayırt edilebilir. Yani keyfi girdiğimiz bir siteden dolayı suçlanacak değiliz elbet. Bu durumda muhakkak ki yanlışları bulmak için doğruları da kayıt altına geçirmek gerekiyor.
Anayasada yapılan yenilemeler, düzenlemeler toplumun refahı, barışı içindir. Gelen her yenilik yaşamı zorlaştırmak, kısıtlamak adına değil kolaylık sağlama adınadır. Toplum olarak Avrupa yaşam statüsüne girmeye hedeflenmiş durumdayız. Madem Avrupa’nın tasarılarını doğru buluyoruz, modern ve estetik buluyoruz ki sözüm onlara o halde yenilemede çeşitli Avrupa ülkeleriyle aynı kullanılan veri saklama süresini de kabul edin, itiraz etmek de ne ki? Bizler bir toplumda birlik ve beraberlik içerisinde haklarımıza müdahale edilmeden, özgürlüğümüz -ki burada tartışılan özgürlük kısıtlamasına hala anlam verebilmiş değilim- zedelenmeden yaşamak istiyorsak o zaman önce hakkı sonra hakikati gözetip ona göre davranalım. Birilerinin yaşamlarına saldırıyla bi adım dahi ileri gidilmez. Gördük, ülkemizde hem şimdi hem de daha öncesinde kendini bilmezler tarafından ortaya atılanları. Bunların hiçbiri kendilerine zerre yarar sağlamadı. Bugün yarar sağlamadığı gibi yarınları içinde azap getireceği mutlaktır.
Sonuç
Günümüzde Anayasada yapılan değişiklik, yenileme ve iyileştirmeler toplumun fayda sağlaması amacı taşımaktadır. Burada özgürlüğün istismar edilmesi üzerinde kafa yormak yerine, başkalarının özgürlüğüne ve kendi özgürlüğümüze en yaygın medya araçlarından biri niteliğinde olan internetle leke sürülmemesi için alınan karar olduğunu görebilmektir esas olan.
Yeni İnternet Düzenlemesi Özgürlüğe Engelmi?
Özlenen Rehber Dergisi 133. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.