İSLAM SANATLARI
Kur’anî tevhid mesajının ortaya çıkardığı İslami sanatların birleştirici özelliklerini, bu özelliklerin yeni ve yaratıcı formlarını oluşturan çok yönlülüğü ve mahareti incelemek için, geniş bir coğrafi kaynağın ve İslam tarihinin yüzyıllar boyunca meydana getirilen ürünlerin incelenmesi gereklidir. Sadece bu yolla İslami sanatlar içerisindeki eşsiz özellikler ortaya serilebilir ve farklı bölge ve dönemlerin kendilerine has başarıları anlaşılabilir.
İslam sanatının ortaya çıkışının herhangi bir coğrafi bölge açısından ele alınması devasa bir iştir. Sanat örnekleri birbirlerine İspanya’dan Güney Filipin’lere, Orta Asya’dan Tanzanya’ya kadar uzak yerlerde bulundukları için böyle bir teşebbüsün kapsamlı olması çok zordur. Ortaya çıktıkları zaman dilimi de aynı derecede geniştir. İslami sanat araştırması yedinci yüzyıldan bu güne kadar gelen, on dört yüzyıllık bir sürenin sanat ifadeleriyle, bu uzun zaman boyunca bilinen bütün farklı malzemeler, motifler ve tekniklerle ilgilenir.
İşimizi kolaylaştırmak amacıyla İslami sanatları dört bölümle sınırlandıracağız. Bunlar: ’Hat Sanatı’ , ’İslami Sanatlarda Tezyinat’ , ’Mekân Sanatları’ , ’Ses Sanatları ya da Hendese es-Savt’ dır.
İlk kısım olarak hat sanatını ele alalım.
HAT SANATI
Kur’an’ın etkisi hat sanatını İslami kültürün en önemli sanat formu haline getirmiştir. Etkisi ve önemi Müslüman dünyasının her yöresinde, İslam tarihinin her yüzyılında, estetik üretim ve medyanın her dalında tasavvur edilebilen her sanat eseri çeşidinde görülebilir. İslam sanatının bütün kategorilerinde hat sanatı en yaygın, en önemli, en çok beğenilen ve Müslümanların en çok takdir gösterdiği türdür.
Yazı yazmaya duyulan ilgi bütün düşünce ve hareketlere rehber olarak, Kur’an metnine duyulan yeni bir ilgi ve onu doğru bir şekilde muhafaza ve okuma isteğiyle orantılı bir şekilde büyüdü. Yazılı Arapça’da imla geliştikçe bazı yazı hatları ya da stilleri de geliştirildi. Miladi sekizinci yüzyılın ikinci yarısına doğru Irak’ta ortaya çıktığı sanılan ilk hatlardan biri, köşeli bir yapıya sahipti. Ona verilen Kûfî adı, kaynağını yeni bir İslam şehri olan Kûfe’ye bağlıyor ve Basra ve Kûfe çevresinde rağbet kazandığını gösteriyordu. Onuncu yüzyılda ise meşhur hattat ve vezir İbni Mukle (ö.329/940) Arap el yazısı hattının hızla gelişen çeşitlerine bir yenilik ve ıslahat getirmiştir. Bütün harfler için eşkenar dörtgen şeklindeki noktaya (♦) dayandırılan orantı kurallarını ortaya çıkarmıştır. On birinci yüzyıldan itibaren Kûfî hattı el yazmalarının süsleme şeritlerinde, mimari ve küçük objelerin dekorasyonunda kullanılmaya devam etmesine rağmen ’Nesih’ adı verilen yuvarlak ve el yazısını andıran bir hat göze çarpar şekilde kullanılmaya başlandı. Bunların dışında; Sülüs, Şikeste, Nesta’lîk ve Dîvanî hatlarının örnekleri de görülmektedir.
GÜNÜMÜZ MÜSLÜMAN DÜNYASINDA HAT SANATI
Günümüz Müslümanları arasında İslami şuurun yükselmesi ve yeni bir etnik, milli ve dini kimliğin üçüncü dünya insanlarını harekete geçirmesi ile birlikte Müslüman hattatlar sanatları üzerinde araştırmalar ve tecrübeler yapmaya devam etmektedirler. Günümüzde Müslüman dünyasının bütün yörelerinde sanatçılar olduğu kadar, Müslüman işverenler de hat sanatına artan bir ilgi göstermektedirler. Bu yeni hat örneklerinin bazı özellikleri bölgeden bölgeye değişiklik arz etse de bu eski İslam sanatının yeni örneklerindeki stiller için ayrı bölgesel ya da milli sınırlar çizmek mümkün değildir. Bu, hattatların günümüze ait çalışmalarının hiçbir çeşitlilik göstermediği manasına gelmemektedir. Durum tam bunun tersidir. Ancak bu çeşitlilik milli veya dini özelliklerden çok, İslam dışı kaynaklardan gelen tesirlerin çeşitli uyarlamalarına dayanmaktadır. Şayet Müslüman dünyasındaki günümüze ait hat sanatındaki eğilimleri tasnif etmek için bir teşebbüste bulunacaksak, sanatın çoğu örnekleri şu kategorilerden birine girecektir:
(1) ’Geleneksel’ , (2) ’Figüratif (Temsili)’ , (3) ’Ekspresyonist (İfadeci, dışa vurumcu)’ , (4) ’Sembolik’ , (5) ’Saf Soyutlama.’
İslam Sanatları:hüsn-ü Hat
Özlenen Rehber Dergisi 133. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.