Özlenen Rehber Dergisi

133.Sayı

Sizden Gelenler ve Kutlu Doğum;en Sevgiliye Sevgi Veren Anneler

Kadriye YALÇIN Özlenen Rehber Dergisi 133. Sayı
Öz Annesi: Hz. Âmine
Hz. Âmine Kureyş kabilesindendir. Babası Zühreogulları’ndan Vehb b Abdulmenaf, annesi Berra bintu Abduluzza’dır. Hz. Âmine’nin babası Vehb Zühreogulları’nın reislerinden asil bir insandı. Kızını çok iyi yetiştirmişti. Hz. Âmine gelinlik çağına geldiğinde Mekke’nin reisi Abdulmuttalib onu oğlu Abdullah’a istedi. Bu mübarek evlilik büyük saadet getirmişti. Bir müddet sonra Hz. Âmine hamile iken Hz. Abdullah ticaret işi için Şam istikametinde bir yolculuğa çıktı. Dönüşte Medine’ye yakın bir yerde ağır şekilde hastalanıp vefat etti. Hz. Âmine buna çok üzüldü. 571 yılının rebiulevvel ayında, 12. gece olan Pazartesi gününde Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz dünyaya teşrif eyledi. Hz. Âmine bu doğumla çok sevinmişti Hz. Âmine’nin hamileliği diğer kadınlardan farklı olarak çok kolay geçmişti. Doğum da aynı şekilde çok kolay geçmiş bunun yanında birçok mucize gerçekleşmiştir.
Doğumdan sonra Hz. Âmine o bölgenin töresine uygun olarak Rasûlullah (s.a.v) Efendimizi sütanneye verdi. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizi tekrar kendisinin yanına geldiğinde 5 yaşlarındaydı. Beraberlerinde Ümmü Eymen de olduğu halde Medine’ye doğru yola çıktılar. Hem akraba ziyareti hem baba kabrini ziyaret...
Orada 1 ay kadar kaldıktan sonra dönmek için yola çıktılar. Hz. Âmine yolda çok hastalandı ve Ebva denilen yerde daha fayla dayanamayıp vefat etti.
Hz. Âmine’nin Peygamber Efendimizin (s.a.v.) annesi olması itibariyle İslam tarihinde müstesna bir yeri vardır. O yeryüzünde hiçbir kadına nasip olmayan bir şerefe erişmiş, âlemlerin şeref tâcı Efendimiz (s.a.v.)’e anne olmuştur.
İlk Sütanne: Süveybe
Hz. Âmine Rasûlullah Efendimizi 3 veya 7 gün emzirdi. Ona ilk olarak Süveybe sütanne oldu. Suveybe Ebu Leheb’in cariyesi idi. Süveybe daha önceden Hz. Hamza’yı da emzirmiş böylece Efendimiz (s.a.v) ve muhterem amcası arasında süt kardeşliği gibi bir bağın kurulmasına vasıta olmuştur. Rasûlullah Efendimiz Süveybe’yi hiç unutmadı. Mekke’deyken onu sürekli ziyaret eder, ona iltifatlarda bulunurdu. Hz. Hatice onu kölelikten kurtarmak, azat etmek istemişse de Ebu Leheb izin vermedi. Rasûlullah Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra onu kendisi azat etmiştir. Rasûlullah Efendimiz Medine’deyken de onu gözetmiş, ikramlarda bulunmaya devam etmiştir. Hayber fethinden dönerken kendisinin vefat haberi ulaşınca oğlu Mesruh’u sormuş kendisi annesinden önce öldü denilince diğer akrabalarını soruşturmuştur ve geride kimsesinin olmadığı bildirilmiştir.
Sütanne: Halime
Rasûlullah Efendimiz dünyaya gelince ilk önce kısa bir müddet annesi tarafından, sonra amca Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe tarafından emzirildi ama O’nun devamlı sütannesi Hevazin kabilesinin Sa’doğulları kolundan Hz. Halime oldu. Mekke’nin havası ağır olduğu için Mekkeliler yeni doğan çocuklarını çölden gelen sütannelere verirlerdi. Çöl ikliminde hem çocuklar daha gürbüz yetişiyor hem de bozulmamış (fasih) Arapça öğreniyorlardı. Efendimiz (s.a.v.) de bu adet üzere sütanne Halime’ye verildi. Halime yetim bir çocuğu emzirmenin kârlı bir iş olmayacağı düşüncesiyle başta tereddüt göstermişse de bu çocuğun evlerine bereket getirdiğini görmüş onu kendi çocuklarından daha çok sevmiştir. Sütkardeş Şeyma da Rasûlullah Efendimizin bakımında annesine yardımcı olmuştur. Rasûlullah Efendimiz çölde önce 2 sonra 3 olmak üzere 5 yıl kalmıştır. Şakk-ı sadr olayı mukabilinde Halime korkmuş onu annesine teslim etmiştir. Rasûlullah Efendimiz sütannesiyle sonraki yıllarda hep ilgilenmiştir. Halime kendisini ziyarete geldiğinde onu annem diye karşılamış bir keresinde oturacağı yere üzerindeki abasını sererek saygı göstermiştir.
Ebesi: Şifa Hatun
Şifa Hatun; Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) dünyaya teşrifleri sırasında hizmetiyle tanınan mübarek insan. Kendisi Mekke’de doğdu. Babası Avf bin Abd ibnü’l-hâristir. Annesi Selma binti Âmir’dir. Bu mübarek kadın, Cihan Güneşi’nin doğumu esnasında Hz. Âmine’nin yanında kaldı. Efendimiz (s.a.v.)’i ilk o gün gördü. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ona hep anne diye seslenirdi. Şifa Hatun akıllı, zeki, feraset sahibi bir insandı. O gün olan mucizeler doğrultusunda farklı bir şeyler olduğunu sezdi ve doğumundan itibaren Efendimiz (s.a.v.)’i izlemeye başladı. Rasûlullah Efendimiz İslam’ı tebliğe başladığında hemen gidip şehadet getirdi. Avf ibni abdi Avf ile izdivaç gerçekleştirmiş ve bundan 4 çocuğu olmuştur. Çocuklarının hepsi anneleriyle beraber İslam’a girdi. Cennetle müjdelenen Abdurrahman ibni Avf da onun oğludur. Şifa Hatun işkenceler döneminde oğulları ile Mekke’den Medine’ye hicret ederek muhacir olmuş, ömrünün sonuna kadar bu Peygamber Şehrinde yaşama lütfuna ermiştir.
Dadı: Ümmü Eymen
Asıl adı Bereke’dir. Ümmu Eymen, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in babası Hz. Abdullah’tan miras kalan Habeşli bir cariyedir. Peygamber Efendimizin doğumundan itibaren hizmetinde bulunmuş dadılık yapmıştır. Doğum tarihi ve ilk hayatı hakkında bir bilgi yoktur. Nasıl ve ne zaman köle olduğu bilinmemektedir. İslamiyet’ten önce bir evlilik yapmış bir çocuğu olmuş ve eşi vefat etmiştir. İslamiyet gelince oğluyla beraber Müslüman olmuştur. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) "cennet ehlinden bir kimseyle evlenmek isteyen Ümmü Eymen ile evlensin" buyurmuş, bu şerefe Zeyd b. Harise erişmiştir. Bu izdivaçtan sahabenin büyüklerinden olan Usame (r.a.) doğmuştur. Ümmü Eymen, doğumuna şahit olduğu Efendimiz (s.a.v.)’in vefatını da görmüştür. Çok üzülüp gözyaşları dökmüştür. Hadis, tabakat ve siyer kitaplarımızda Rasûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) onun için "annemden sonra annemdir" buyurduğu, kendisine olan muhabbetini izhar ettiği bildirilmiştir.
Ümmü Eymen Rasûlullah Efendimizle ağlar onunla gülerdi. Bereketli bir ömür geçiren Ümmü Eymen Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde yasamış Hz. Osman’ın hilafetinden kısa bir müddet sonra vefat etmiştir. Tam vefat tarihi bilinmemekle beraber 640’li yıllarda olduğu belirtilmektedir.
Hz. Ali’nin (k.v.) Annesi Hz. Fatıma
Fatıma binti Esed, üstün bir ahlaka sahipti. Yasayışı güzeldi. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yanında itibarlı bir hanım idi. İslam’ın başlangıcında Müslüman olmuştur. Rasûlullah Efendimiz onu methetmiştir. Fatıma binti Esed çocukluğundan itibaren hep Rasûlullah Efendimize çok ilgi göstermiştir. Ebu Talib’ten sonra Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) en fayla yakınlık gösteren kişi kendisidir.
O, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) bakımında çok titiz davrandı. Kendi çocukları dururken önce Rasûlullah Efendimizi doyurur, onların temizliği dururken önce Rasûlullah Efendimizin işlerini hallederdi. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) mübarek saclarını tarar, gülyağıyla yağlardı. Rasûlullah Efendimiz kendisi hakkında: ’O benim annemdi’ buyurmuştur. Fatima binti Esed vefat ettiğinde Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ona kendi gömleğini kefen yapmış, sebebi sorulduğunda "Ona cennet elbiselerinin giydirilmesi için böyle yapıyorum" demiştir. Cenaze namazlarını bizzat kendisi kıldırmış, kabre kadar indirmiştir.
Rabbim, İki Cihan Güneşi Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) annelik yapmış bu büyük insanların sevgileriyle dünyada, yakınlıklarıyla da ahirette cümle Ümmet-i Muhammedi merzuk eylesin. Âmin…

İstifade Edilen Eserler:
- Siret-i İbn-i Hişam
- Salih Suruç, Peygamberimizin hayatı
- İbn-i Saad, Tabakat
- Ensab
- M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal yay
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.