Özlenen Rehber Dergisi

111.Sayı

İçki Yasağı Kesinimidir? Yasak Değişebilir Mi?

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 111. Sayı
İÇKİ İÇMEK
Soru:
İçki yasağı kesin midir, yasak değişebilir mi? İçki ne zaman ve nasıl haram kılınmıştır? İçkinin tedricen haram kılınmasının hikmeti nedir? Haram olan maddenin miktarı ve çeşidi nedir? Peygamberimiz’in bu husustaki hadisleri var mıdır? İçki bütün kötülüklerin başı mıdır?
Cevap:

Kur’ân’da içkiyi yasaklayan âyetler ’muhkemât’ denilen kısımdandır. Bu gibi âyetlerin hükümleri açıktır, tevile ihtiyaç yoktur. İçkinin cezası ’hudud’ denilen ağır cezalardandır, bu cezalar değiştirilemez ve affedilemez.
İslâm’da ’Makâsıdu’ş-Şerîa’ denilen ve korunması farz olan beş ana husus vardır ki bunlar; din, nefis (can), akıl, nesil ve maldır. Bu beş hususa zarar verecek, hürmetini ihlal edecek ameller haramdır. İçki vb. şeyler de ’Makâsıdu’ş-Şerîa’dan olan ’aklı muhafaza’ ilkesini ihlal etmektedir.
İslâm’da içki yasağı birdenbire değil, tedricî olarak yani merhale ve aşamalar halinde gelmiştir. İslâm’ın ilk zuhur ettiği zamanda içki, toplumda çokça istihlâk ediliyordu. On üç yıllık Mekke devrinde içki yasağı mevzu bahis olmadı. Kesin olarak ise Medine devrinde Hicret’in altıncı yılında yasaklanmıştır. Bununla ilgili rivayeti aktarmak istiyoruz.
’Mekke’de ’Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden içki ve güzel bir rızık edinirsiniz’ (en-Nahl, 16/67) âyeti nazil oldu. Müslümanlar o sıra¬da içki içiyorlardı ve içki de onlara helâl idi. Sonra Hz. Ömer, Muâz ve bir grup Sahâbe, Rasûlullah (s.a.v)’e, ’Yâ Rasûlallah (s.a.v), bize içkinin hükmünü söy¬le. Çünkü içki, bizim aklımızı gideriyor, malımızı tüketiyor.’ dediler. Bunun üzerine; ’De ki: Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için bazı faydalar vardır.’ (el-Bakara, 2/219) âyeti nazil oldu. Bu âyet nazil olunca, bazı müslümanlar içki içmeye devam etti, bir kısmı ise içkiyi bıraktı. Sonra Abdurrahman b. Avf, bir grup müslümanı yemeğe davet etti. Ye¬mek sırasında onlar içki içip sarhoş oldular. Bir kısmı namaza kalktı ve namazda, Kâfirûn sûresini, ’De ki: Ey kâfirler, ben sizin taptıklarınıza taparım!’ şeklinde okudu. Bu hadise üzeri¬ne, ’Ey iman edenler, sarhoş olduğunuz durumda namaza yaklaşmayın.’ (en-Nisâ, 4/43) âyeti nazil ol¬du. Bu âyet nazil olunca, içki içenlerin sayısı azaldı. Sonra, içlerinde Sa’d b. Ebî Vakkas’ın bulunduğu bir grup Ensâr, yemek yemek için bir araya geldi¬ler. İçki içip sarhoş olunca, karşılıklı olarak övünmeye ve şiirler okumaya baş¬ladılar. Bu sırada Sa’d b. Ebî Vakkas, içinde Ensâr’ın hicvedildiği bir şiir okudu. Bunun üzerine Ensâr’dan birisi devenin çene kemiğiyle ona vurdu ve başında büyük bir yara açtı. Bunun üzerine Sa’d da onu Rasûlullah (s.a.v)’e şikâyet etti. Hadiseden dolayı Hz. Ömer, ’Allah’ım, bize içki hakkında, sıkın¬tımızı giderecek bir açıklama gönder!’ dedi. Bunun üzerine, ’İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları, ancak şeytanın ameli olan birer pislik¬tirler. Bundan kaçınınız ki, felaha eresiniz. Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoy¬mak ister. Artık, vazgeçersiniz değil mi?’ (el-Mâide, 5/90-91) âyeti nazil oldu. Bu âyet inince Hz. Ömer, ’Vazgeçtik yâ Rabbi!’ demiştir. (Ebû Dâvûd)
Bu rivayetten anlaşılacağı üzere içki dört merhalede haram kılınmış ve bu hususta da dört ayrı âyet inmiştir.
1- ’Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem sekr veren (sarhoş edici) bir içecek, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.’ âyetidir. (en-Nahl, 16/67)
2- ’Ey Habîbim! Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.’ (el-Bakara, 2/219)
3- ’Ey iman edenler! Sarhoş bir vaziyetteyseniz, ne söylediğinizi bilebilecek hâle gelinceye kadar namaza yaklaşmayın.’ (en-Nisâ, 4/43)
4- ’Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. İçki ve kumarda şeytan ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?’ (el-Mâide, 5/90-91)
İçkinin Tedricen Haram Kılınmasının Hikmeti:

Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: ’Haramların bildirilmesinden önce tevhit akidesi¬ni, cennet ve cehennemi bildiren uzun ve geniş âyetler geldi. İslâm nuru kalplere iyice yerleştikten sonra helâl ve haramları bildiren âyetler geldi. İçkiyi haram kılan âyetler kademeli olarak değil de direk olarak ’içki iç¬meyin’ şeklinde nazil olsaydı Araplar, ’Biz katiyen içkiyi terk etmeyeceğiz’ diyeceklerdi.’ (Âyâtu’l-Ahkâm, Muhammed Ali Sâbûnî)
Kaffâl (rh.a) şöyle demiştir: ’İçkinin tedricen haram kılınma¬sının hikmeti şudur: Allah Teâlâ, insanların içkiye alışmış olduklarını ve bun¬dan istifadelerinin de çok olduğunu (mesela içki alıp satarak çok kar elde ediyorlardı), binaenaleyh içkiyi onlara bir seferde haram ederse, bunun onlara zor geleceğini biliyordu. İşte bundan dolayı, iç¬kinin haram kılınmasında Cenâb-ı Hakk bu tedriciliği ve yumuşaklığı gözetmiş¬tir.’ (Tefsiru’l-Kebîr)
Haram Olan Maddenin Miktarı ve Çeşidi:

İçkiyi haram kılan âyette belirtilen yasak, sadece belirli bir çeşit içki için değil, aklın örtülmesini (aklı giderme) hâsıl eden bütün maddeler için gelmiştir. Dolayısıyla dinimiz, aklı örten ve sarhoşluk veren ister içki olsun ister başka bir madde olsun, ister içerek alınsın ister başka tür yollarla alınsın, az olsun çok olsun, sarhoş edecek miktarda olsun sarhoş etmeyecek miktarda olsun kesinlikle yasaklamıştır.
Rasûlullah (s.a.v) buyurmuştur ki: ’Her sarhoş edici şey haramdır. Bir farak (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır.’ Tirmizî’de gelen bir diğer rivayette de ’tek yudumu da haramdır’ diye gelmiştir. (Ebû Dâvûd, Eşribe; Tirmizî, Eşribe)
İbn-i Ömer (r.anhümâ) anlatıyor: ’Ömer (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’in minberinde şu açıklamayı yaptı: ’Ey insanlar! Hamr’ın haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki hamr (günümüzde ve çevremizde) beş şeyden yapılmaktadır: Üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan, arpadan. Hamr, aklı örten (her) şeydir.’ (Buhârî, Eşribe) Bu rivayet de gösteriyor ki, içkinin hamr sayılması için hammaddesine bakılmıyor. Bu sayılanlar, o devirdeki hamrın belli başlı hammaddesidir. Başka rivayetlerde bunlara ilaveten mısır ve pirinç de sayılır. Öyleyse değişen zemin, zaman ve tekniğe paralel olarak başka hammaddelerden ’aklı örtücü’ içkiler (yiyecekler, haplar, şırıngalar) yapılacak olsa da hepsinin hükmü haramdır.
Rasûlullah (s.a.v)’in ’Müdminü’l-hamr (içki müptelası) cennete girmez’ sözü üzerine, cemaatten birisi ’Müdmin kimdir?’ diye sorar. Rasûlullah (s.a.v) de; ’Senede bir defa (bile olsa) üç yıl içki alan kimsedir.’ buyurur. (Kütüb-i Sitte, İbrahim Canan, c.8, s.169)
Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Ümmetim, hamra başka bir ad takarak onu içecektir." (Kütüb-i Sitte, İbrahim Canan, c.8, s.164)

NOT: Konuyla ilgili daha geniş bilgi için tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarına bakabilirsiniz.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.