Özlenen Rehber Dergisi

108.Sayı

Gündem; Pkk Ekseninde Zerdüştlük,

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 108. Sayı
BDP’li partililerin Zerdüştlük üzerine basında yankı bulan bazı açıklamaları…
Eski Diyarbakır Belediye Başkanı Leyla Zana’nın eşi Mehdi Zana, BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan, BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve bazı partililerin, basına yansıyan Zerdüştlük ve İslam hakkındaki açıklamaları hatırlayacağınız üzere şöyle idi:
- ’Kürtler yanlışlıkla Müslüman oldu. Kılıçla, tüfekle üstümüze geldiler, ’kelime-i şehâdet getir’ dediler, dedelerimiz de şehâdet getirerek Müslüman oldular.’
- Keza, Kürtlerin asıl dininin Zerdüştlük olduğunu ifade eden Mehdi Zana, ’Müslümanlığı yanlışlıkla kabul ettikleri’ni söylediği Kürtlere ’Zerdüştlük kökeni’ izafe etmekteydi.
- ’Laiklik konusunda TSK ile aynı görüşleri paylaşıyoruz. Güneydoğu’da laikliğin kalesi biziz. Cemaatlerin faaliyetlerinden rahatsızlık duyuyoruz. Biz olmasak, Güneydoğu İslam Şeriatına teslim olur. Küçükler için Kur’an kursuna geçit vermek şeriat devletine giden yolda en büyük adım olur. Türbanlı bir avukat, hâkim olamaz, TSK ile bu konularda aynı şeyleri düşünüyoruz.’
- ’Biz meselelere özgürlükçü yaklaşırız, ancak bazı meseleler siyaset malzemesi yapılmamalıdır. Bazıları hala 1400 küsur sene evvelki hükümlerle hareket ediyor.’
- ’Kürtler, İslamiyet’i kabul ettikleri gün kaybetti. Kürtlerin asıl dini Zerdüştlüktür.’
Yine bazı PKK’lı itirafçıların emniyete verdikleri ifadelerde PKK hakkında şöyle söylediklerini basından takip etmiştik, örneğin bir PKK’lı itirafçı; ’İslam dininden nefret ediyorlardı. Kürtlerin dininin Zerdüştlük olduğunu söylüyorlardı’ diyor. Yine bu mevzuda şöyle demişlerdir; ’kırsala çıkmadan önce PKK, İslam dinine sahip çıkan ve halkın dînî değerlerini paylaşan bir görünüme sahipti. Ancak dağa çıkınca bu durum böyle değil.’ ’Dağda dini inançlara ve yaşayışlara sıcak bakılmadığını ve hatta dini değerler ile dalga geçildiğini gördüm. Dini değerlere sahip örgüt mensuplarını dışlayarak, baskı altına alarak İslam dininden soğutmaya çalışıyorlardı.’ ’Eski grup, yenilere baskı yaparak din değiştirmesi yönünde telkinde bulunuyordu.’
Yukarıdaki bu kısa ve öz açıklamalardan da anladığınız ve basından da takip ettiğiniz gibi PKK, son olarak ’din’ kartını açmıştır ve yöre insanlarına asıl dinlerinin ’İslam’ değil ’Zerdüştlük’ olduğunu dayatmaktadır. PKK-KCK, İslam’ın Kürtlere kılıç zoruyla kerhen kabul ettirildiğini, İslam’dan önceki dinlerinin Zerdüştlük olduğunu ve ona dönmeleri gerektiğini yöre halkına çeşitli hile ve şeytani oyunlarla empoze etmektedir. Çünkü yöre halkını İslam’dan kopartmadan ne yaparlarsa yapsınlar başarılı olamayacaklarını anlamışlardır.
Allah’ı bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, Kıblesi bir, İtikadı bir ve Usûlü bir olan bu toplumun; dostlarının bir, düşmanlarının bir ve kaderlerinin de bir olduğu ayan beyan bir hakikattir. Bir’liğin olduğu yerde iki’lemin olamayacağı ise aşikârdır. Allah, bu bir’liğe düşman olanların oyunlarını başlarına geçirsin ve ümmetin hâlini ve kâlini birlesin inşallah…
Şimdi dayatılmaya çalışılan Zerdüştlüğün ne olduğunu sizlere kısaca açıklamaya çalışalım…
Zerdüştlüğün Kurucusu…

Zerdüştlüğün kurucusu ’Zerdüşt’ isminde birisidir. M.Ö. 570 yılında doğmuştur. Doğu İran’da yaşamıştır. Zerdüşt, tek Tanrıya tapınmaya çağırdığından dolayı onu, bir peygamber veya bir hakîm yahut bir şaman olarak kabul edenler de vardır. Ancak Zerdüşt’ün ölümünden sonra insanlar tekrar çok Tanrılı hayata geçmişlerdir.
Zerdüştlük Doğu İran’da başlamış ve Batıya doğru yayılmıştır. Tahran yakınındaki ’Ragha’ bu dini hareketin üssü olmuştur. Ancak yayılma sürecinde Zerdüşt’ün telkinlerinden uzaklaşılmaya başlanmıştır. Ragha’da Zerdüştlük, ’Mecûsî’ denilen bir rahip sınıfı tarafından yürütülmüştür, bu nedenle Zerdüştlük ’Mecûsîlik’ olarak da adlandırılmıştır.
’Zerdüşt’ kelimesinin manası; Zerdüşt, Zarathustra’nın Yunanca karşılığıdır. Bu kelime ise, ’güzel develere sahip olan’ manasına gelmektedir. Halk dilinde ise Zerdüşt, ’yaşayan yıldız’ anlamına gelmektedir.
Zerdüştlere Göre Zerdüşt…
Zerdüştlere göre Zerdüşt, bir peygamberdir ve soyu ilk insana dayanmaktadır. Azerbaycan’da doğmuş ve 30 yaşında ona peygamberlik verilmiştir. O vakit Zerdüşt, taraftarları ile halvete çekilmiş, 45’inci günde Tanrının katına yükselmiş, cennet ve cehennem gösterilmiş, her şey öğretilmiş, Ahura Mazdah’ın huzuruna çıkmış onunla görüşmüş ve ’Hayır Dini’inin hükümlerini öğrenmiş ve bu hükümleri halka bildirmekle görevlendirmiştir.
Melekler bundan sonra Zerdüşt’ün göğsünü yarmış, içindekileri çıkarıp temizlemiş ve yerine koymuştur. Bu kutsal yolculuktan, kendisine verilen kutsal kitap ’Avesta’ ile dönmüştür.
Zerdüştlere göre, Zerdüşt’ten sonra 3 peygamber daha gelecek ve üçüncü peygamber döneminde ’Son Mahkeme’ kurulacaktır.
Zerdüştlerin Günümüzde Nerelerde Bulunduğu…
Günümüzde Zerdüştlerin çoğunluğu, İran ile Hindistan’da, geri kalanları ise Pakistan, ABD, İngiltere, Kanada gibi ülkelerde yaşamaktadır. Zerdüştler, ’Dünya Zerdüştler Birliği’ adı altında örgütlenmişlerdir.
Zerdüştlüğün İran’ın Resmi Dini Olması ve İslam’dan Sonra Zerdüştlerin Hindistan’a Göçü…
Sasâniler devrinde (m.s. 226-650), Zervanist Mecûsîlik, Maniheizim ve Mitraizm gibi çeşitli İran dinleri birbiriyle mücadele içindeydi. ’Erdeşir’ zamanında Mecûsîlik, Sasâni İmparatorluğunun resmi devlet dini oldu. Ancak bu saf bir Zerdüştlük değil Zervanizm ile karışık bir Zerdüştlük idi.
Sasâni İmparatorluğunun Müslümanlar tarafından ortadan kaldırılmasına rağmen Mecûsî rahipleri varlıklarını koruyabilmiş, ancak zamanla sayıları azalmış ve İran’ı terk edip Hindistan’a göç etmek zorunda kalmışlardır. Orada ’Parsîler’ olarak isimlendirilmişler ve günümüze kadar da varlıklarını devam ettirmişlerdir.
Hindistan’a yerleşen Parsîler, bir Hindu kastı gibi teşkilatlanmışlardır. Onların büyük bir kısmı, Hindistan’ın ileri gelen tüccarları, endüstricileri ve bankerleri olmuşlardır. Onlar, Hindistan’a yerleştikleri tarihlerden itibaren ticaretle uğraşan bir topluluk olarak kendi inançlarını da büyük bir muhafazakârlıkla devam ettirmişlerdir. Hindistan’da sayıları birkaç yüz bin’dir.
Zerdüştlüğün Kutsal Kitabı…
Zerdüştlüğün kutsal kitabı ’Avesta’dır. Zerdüşt, Tanrının katına yükseldiğinde ona bu kitabı vermiştir. Dili Pehlevîce’dir (eski farsça), II. Şapur (309-380) zamanında bir araya getirilmiştir. Avesta, hikmet ve bilgi anlamına gelmektedir. 3 bölümden oluşmaktadır.
Zerdüştlükte ’Ahura Mazdah’ ve ’Ehrimen’…
Zerdüşt, İranlıları tek Tanrı inancına çağırmıştır. Zerdüşt, İranlılara, sadece ’Ahura Mazdah’a ibadet etmelerini telkin etmiştir. Ahura Mazdah; Ahura ve Mazdah diye iki kelimeden oluşan birleşik bir kelimedir. Ahura; ’Rab’, Mazdah; ’her şeyi bilen Hakîm’ anlamına gelir, birleşik olarak ’her şeyi bilen Rab’ anlamına gelmektedir.
Ahura Mazdah, âlemin Tanrısıdır. Maddi ve manevi nizamı koyan o’dur. O, güçlü, ezeli, ebedi, her şeyi gören, her şeyi var eden bir iyilik Tanrısıdır. Düşman ise ’Angra Menyu’ yani ’Ehrimen’ olup kötülüğün anasıdır.
Ahura Mazdah’ın yanında ’altı baş melek’ olduğuna inanılmaktadır. Kutsal ölümsüzler denilen bu 6 melek; iyi akıl, adalet, ilahi irade ülkesi, tevazu, mükemmeliyet ve ölümsüzlük olup, bu söylenenler aynı zamanda Ahura Mazdah’ın sıfatları ve fonksiyonları olarak da telakki edilmektedir.
Zerdüştlüğe göre, Tanrı Ahura Mazdah ve melekler, insanları doğruluğa, iyiliğe ve güzele teşvik etmektedir. Angra Menyu ve emrindeki şeytanlar ise, insanları kötülüğe ve yanlış yola yönlendirmektedirler. Bu iki kuvvet ezelden beri birbirleri ile mücadele etmektedir. Bu bağlamda Ahura Mazdah ’İyilik Tanrısı’ Angra Menyu ise ’Kötülük Tanrısı’dır. Bu zıt kuvvetlerin mücadelesinde sonunda kazanan taraf ise Ahura Mazdah olacaktır.
Zerdüştlere Göre Ahiret…
Zerdüştlerde hem dünya hayatı hem de ebedi hayat vardır. Ölüm küçük kıyamettir. Ölen kişinin ruhu, ölümünün 4’ncü gününde bu âlemden öteki âleme geçiren ’Cinvat Köprüsü’nden geçmektedir. Dinsiz/ameli kötü olan ’yalan evi’ne (cehenneme) düşmekte, dindar olan ise köprüden geçip ’övgü evi’ne (cennete) ulaşmaktadır. Dinsiz/ameli kötü olan, Cinvat Köprüsünden geçtiği sırada köprünün ortası incelip kılıç ağzı gibi olmakta ve böylece kötüler cehenneme düşmektedirler. İyi insanlar Cinvat köprüsünden geçerken ise kılıcın geniş tarafı dönmekte ve onlar köprüden rahatça geçebilmektedirler.
Köprüden aşağıya düşenlerin cehennemde kalma süreleri ise farklıdır. Sırf kötü olanlar cehennemde sürekli kalırlar, kötülüğü çok iyiliği az olanlar 12 bin yıl cehennemde kalıp sonra cennete giderler, iyilik ve kötülüğü eşit olanlar ise günahlarından arınıncaya kadar cehennemde kalır sonra cennete girerler. Köprüden geçenler ise ilkönce yıldızlara, sonra güneşe sonra da cennete varmaktadırlar.
Üçüncü Bin Yılın Sonunda Gelecek Olan Kurtarıcı…

Zerdüştlüğe göre iyilik tanrısı Ahura Mazdah ile kötülük tanrısı Angra Menyu arasında mücadele olacak ve bu mücadele 9 bin yıl sürecek ve dört devrede gerçekleşecektir. İkinci devrenin başında Ahura Mazdah Zerdüşt’ü gönderecek ve onun etkisi 10 asır sürecektir. Daha sonra dünyadaki ahlaki durum kötüleşecek ve bu durumu düzeltmesi için Zerdüşt’ün soyundan bir ’peygamber’ gelecektir. Üçüncü bin yılda gelecek ve ismi ’Saoşyant’ olacak bu kişi, ’Kansava’ gölünde yıkanan bir bakire kadının o gölde bulunan Zerdüşt’ün tohumuyla gebe kalması sonucunda doğacaktır. Bu uyarıcı kişi, kutsaldır, ölümsüzdür, manevi yiyecekler ile yaşar, etrafını altı gözle görür, güneş gibi parlak bir bedene ve üstün bir güce sahiptir. Saoşyant ile diriliş başlayacak, yalanı, kötülüğü kaldıracak, ilahi kanunlar ile hükmedecek ve bu hususta Avesta ona rehber, Ahura Mazdah’ın vahyi de yardımcı olacaktır. Onun, yalan ve şeytan olmak üzere iki düşmanı olacaktır. İhtiyarlığı ve hastalığı ortadan kaldıracaktır. Dördüncü bin yılda dünyayı hâkimiyeti altına alacak, kötü güçleri yok edecek, dördüncü bin yılın sonunda hâkimiyeti Ahura Mazdah’a terk edecek ve dünyanın sonu gelecektir.
Zerdüştlükte Ateş ve Mabed…
Tanrı Ahura Mazdah’ın oğlu ve ruhu olan ateş, Zerdüştler için kutsaldır. Ateş, devamlı yanan kutsal bir güçtür, kötülükten koruma ve günahlardan arındırma özelliği vardır. Canlı ve cansız varlıkların ruhlarında ateş vardır. Bundan dolayı rahipler, dini temizlik için ateşi sembol olarak kullanmışlardır.
Zerdüştlükte mabedler Tanrının sembolü olan ’ateş’in korunması için inşa edilmiş yapılardır. Bundan dolayı bu mabedler ’Ateş Mabedleri’ olarak isimlendirilmektedir. Zerdüştler mabedlerde ateşin devamlı yanmasına özen göstermişlerdir. Zerdüştlerde mabedler 3 derecedir. En kutsal kabul edilen mabedler 10 tane olup bunlar Hindistan ve İran’da bulunmaktadır.
Diğer dinlere mensup olan kimselerin Zerdüştlerin mabedlerine girmesi ise yasaktır. Zerdüştler her gün veya haftada bir kere mabedi ziyaret etmekle mükelleftirler. Mabede girerken ayakkabılar çıkartılır, mabedden çıkarken ise yüz mabede dönük olarak çıkılır.
Zerdüştlükte Evlilik…
Tanrı, kadın ve erkeği birbirine eş ve arkadaş olarak yaratmıştır. Zerdüştlükte tek eşlilik esastır. Boşanmak mümkün değildir. Bir kadın, ancak kocası öldüğünde evlenebilir. Kişi, akrabası ile evlenebilir. Ancak kişi, hayatta olan karısının kız kardeşi ile evlenemez. Aynı insanın sütünü emmiş olanlar da birbirleriyle evlenemezler.
Zerdüştlükte İbadet…
Zerdüştlükte ibadet günde 5 kere mabedde icra edilir. Mabedin ortasında din adamının gireceği camlı ve kapalı bir bölme vardır. Bu bölmede ateş yanmaktadır. ’Mobed’ denilen ve beyaz giysi giyen din adamları ateşin yanmasını sağlarlar.
İbadet zamanının geldiğin bildirmek için 3 defa çan çalınır. İbadet, yüzler ateşe dönük, Mobed önde cemaat arakada kadın-erkek karışık şekilde, eller havaya doğru açık olarak ve Kutsal Kitap Avesta’dan parçalar okumak suretiyle gerçekleştirilir. Bunun yanı sıra acı ve tatlı olayları anmak için de dini törenler yapılmaktadır.
Zerdüştlükte Diğer Uygulamalar…
• Zerdüştlere göre, içerisinde hayvanların bulunduğu evde ve içinde dişilerin bulunduğu sürüde mutluluk vardı. Bu nedenle tarım ve hayvancılıkla uğraşılmaktadır.
• Doğru, dürüst olan ve fakirlere yardım eden kişi Tanrı Ahura Mazdah tarafından korunur.
• Zerdüştlere göre intihar Ahura Mazdah’a bir saygısızlıktır, kişi, ailesini korumakla yükümlüdür.
• Dine kabul töreni dört bölümden oluşur; 1- Dua ve gömlek kuşanış 2- Kutsal kemer ile kuşanış ve duasının okunması 3- İnanç dualarının çocuk tarafından okunuşu 4- Takdis duasının okunuşu. Çocuk, töreni anlayacak ve sorumlulukları taşıyabilecek düzeyde zekâya sahip değilse veya bazı özel durumlar varsa, tören 15 yaşına kadar ertelenir.
• En ihtişamlı tören cenaze törenidir. Ölüler, şehirden uzak ’Dakhma’ denilen ’ölü kulelerine’ bırakılır. Kuleler 4-5 metre yüksekliğinde silindir şeklinde yapılar olup, terasına ölüler çıplak halde sıra şeklinde yatırılır. Yırtıcı kuşların etleri yemesi ve güneşin de kemikleri kurutması sonucu, bu kemikler kulenin içinde depolanır. Böylece toprağın kirlenmediğine inanılır. Halk, Dakhma’lardan korkar, buralar kirli yerlerdir ve özel hizmetçileri vardır.
• Zerdüşt, kurban kesimi ile mücadele etmiş ve sığır eti yemeyi yasaklamıştır. Zerdüşt kurban kesmeyi yasakladıktan sonra Zerdüştler, ateşe sütü ve ekmeği kurban olarak sunmaya başlamışlardır.
• Temiz hayvanları özellikle köpekleri öldürmek büyük günahlar arasındadır.Buraya kadar Zerdüştlük hakkındaki kısa akademik bilgiden sonra, PKK’nın ve onun şehir yapılanması olan KCK’nın attıkları adımları neye göre belirledikleri hakkında bir fikir oluşmuştur inşallah. Alternatif Cuma namazları, devlet okullarına çocukları göndermeme, cenazeleri İslam emri üzere gömmeme, imamların arkasında namaz kılmama gibi eylemlerin arkasında, kafa karıştırarak bölge insanını istedikleri noktaya çekme istekleri yatmaktadır. Ancak bugüne kadar istedikleri birçok şeyi az veya çok yapabilme imkânı bulan PKK ve uzantıları, bölge halkını İslam’dan uzaklaştırma politikaları ile baltayı taşa vurmuşlar, istemeden halkın bu kimselerin kimler olduğu ve amaçlarının ne olduğunu anlamasına vesile olmuşlardır. Allah’ın yardım ettiğini kim mağlup edebilir, O’nun zelil ettiğine ise kim yardım edebilir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.