Özlenen Rehber Dergisi

108.Sayı

Sizin İçin Seçtiklerimiz; Editörden...

Dr. Celal Emanet Özlenen Rehber Dergisi 108. Sayı
Tunus’ta Muhammed Buazizi’nin 17 Aralık 2010’da protesto olarak kendini yakması, Arap dünyasında halk hareketlerinin başlangıç tarihi olarak görülmektedir. Bir yıl kısa bir süre. Ne var ki, bir yıl içinde bölgede büyük değişiklikler yaşandı. Tunus, Mısır ve Libya’da, değişmez sanılan rejimler değişti. Suriye’de Esad yönetimi halkına karşı acımasız bir kıyım sergilemekte, Yemen’de ise iç savaş tehlikesine doğru çanları çoktan çalmaya başladı. Elbette önümüzdeki yıllarda bugünlerde yaşanan değişimlerin sonuçları daha net görülecektir. Zira şu anki hadiselerin harareti düşmüş, atılan adımların ne getirdiği net bir şekilde görülmüş, kimin yanıldığı ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla günümüzde Arap Baharı hakkında ne söylenirse söylensin, bir yönüyle hep eksik ve müphem kalmaya mahkûmdur.
Arap Baharı ve bu çerçevede yaşanan değişimlerin getireceği bir şey vardır. O da; Müslüman düşünürlerin ve sosyologların önüne gerçek anlamda yeni ufuklar açılmasına sebeb olacaktır. Arap dünyasında değişen dengeler ve rejimler İslam’ın tarihi, sosyolojisi, ilahiyatı, felsefesi, medeniyeti ve siyasi tezleri açısından sorgulanmalı, yorumlanmalı, sıradan okuyuculara İslam toplumlarındaki değişimler hakkında bir fikir ve düşünce açısı sunulmalıdır. İlim adamları bunu yaparken de, herhangi bir görüşü sağlama ya da çürütme adına değil de, yalnızca gerçeklere ve tarihe sadakat adına hareket etmelidirler.
Böyle bir çalışma ve düşünce helezonu içerisinde bulunmak yalnızca bir entelektüel faaliyet değil, aynı zamanda sorumluluktur. Müslüman düşünürler İslam dünyasında yaşananları, Arap Baharı’nın ne olduğunu ve müslümanlara neler getireceğini net bir şekilde ortaya koymalılar ki, gelecek nesiller bugünleri anlamaya çalışırken, ellerinde bir kılavuz bulunsun. Son onbeş aydır yaşadığımız baş döndürücü değişimlerin İslam’a göre yorumlanması, İslam’ın tezlerinin ve insanlığa sunduğu tekliflerin duru ve açık bir biçimde ortaya çıkarılabilmesi açısından önemlidir. Bu manada Arap Baharı diye adlandırılan zalim yönetimlere başkaldırma ve isyan hadiseleri sebebiyle akla gelen pek çok soru vardır. Müslüman toplumlara yön veren lider konumundaki Müslüman düşünürler bu sorulara ve sorunlara bir an önce bir çözüm sunması gerekmektedir. Arap dünyasında yaşanan hadiselerin başlangıcından bu yana benim aklıma takılan sorulardan bazıları sizlerle paylaşmak istiyorum.
 Mesela Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz günümüzün Suriye’sinde, Mısır’ında veya Libya’sında yaşasaydı, mevcut zalim iktidarlara karşı nasıl tavır alırdı?
 Bir ülkeye demokrasi getirmek adına ayaklanmak ve isyan çıkarmak İslam’a göre uygun mudur?
 Bir ülkede acı çeken, belli haklarından mahrum kalan, modern gelişmelere erişimi engellenen bir toplum varsa, o toplum ’her türlü’ imkânı kullanıp iktidarı değiştirmek için ayaklanmalı mıdır?
 Ne kadar zalim olursa olsun, bir Müslüman hükümdarı koltuğundan indirirken tüm dünyanın gözü önünde onları rezil rüsvay ederek öldürmenin İslam’daki yeri nedir? (Kaddafi ve oğlunun katledilerek cesetlerini bir hafta soğuk hava deposunda insanlara teşhir edilmesi)
 ’Her ne pahasına olursa olsun’ memnun olunmadığı zaman iktidar değiştirmeyi ve bunun gerçekleşmesi için her yolu mübah görmek İslam’ın bir emri midir?! Yoksa bizden istenen Allah’ın emirlerine itaat eden, Rasûlullah (s.a.s.)’in güzel ahlaklarını yaşayan ve yaşatmaya çalışan insanların kardeşçe barış ve huzur içinde yaşamalarına zemin hazırlayan bir toplum meydana getirmek için çalışmak mıdır?
 İslam’ın prensiplerine inanan bir kadro bir ülkede işbaşına geldiğinde, İslam’ın prensiplerine inanmayan veya bunları uygulamak istemeyen insanlara karşı nasıl davranacaktır?
 İslam’ın prensiplerine inandıklarını iddia eden bu insanlar işbaşına geldiklerinde, eski rejim mensuplarına nasıl muamele edeceklerdir?
Bu ve buna benzer soruların sayısını uzatmak mümkündür. İşte bu sorulara İslam açısından net ve sahih cevaplar verildiğinde, Arap Baharı’nın gerçek anlamda bir kazanım olduğunu, gelecek nesillere yönelik bir derse dönüştüğünü söyleyebileceğiz.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.