Özlenen Rehber Dergisi

98.Sayı

İbadetlerle İlgili Sünnet ve Edebler

MESCİD ÂDÂBI

a) Mescide Giriş Adabı:
Mescide sağ ayakla girilir, sol ayakla çıkılır. Sünneti yerine getirebilmek için ayakkabıların üzerine basılarak önce sağ ayakla girilir. Çünkü ayakkabıdan önce sol ayak, daha sonra sağ ayak çıkarıldığı için önce çıkarılan sol ayak, ayakkabının üzerine basarsa, camiye sağ ayakla girilmiş olur. Mescitten çıkarken de önce sol ayak dışarı atılır, ayakkabı giyilmeden üzerine basılır, daha sonra sağ ayak dışarı atılır ve ayakkabı giyilir.

b) Mescide Girerken ve Çıkarken Okunacak Dualar:
Mescide girerken şu dua okunur:
’Eûzu billâhi’l-azîm ve bivechihi’l-kerîm ve sultânihi’l-kadîm mine’ş-şeytâni’r-racîm/ Kovulmuş şeytanın (şerrinden) yüce Allah’a, (O’nun) kerîm vechine ve ka¬dîm (yani ezelî ve ebedî olan) kudret (ve galebes)ine sığınırım’ (Ebû Dâvûd, Salât, 18)
Mescidden çıkarken şu duâ okunur:
’Allâhümme innî es’elüke min fadlike/Allahım! Senden fazlını istiyorum!’ desin.’ (Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîne ve Kasruhâ, 10)
El-Menhel sahibi, ’Bu bapta (yani mescide girerken ve çıkarken okunması gereken) birçok zikir vardır. Onların toplamı ise şudur. (Mescide) girerken şöyle denir: ’Eûzu billâhi’l-Azîm, ve bi-vechihi’l-Kerîm, ve sultânihi’l-kadîm, mine’ş-şeytâni’r-racîm. Bismillâh, ve’l-hamdu lillâh. Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve sellim. Allâhümmağfir lî zunûbî veftah lî ebvâbe rahmetik. Es-selâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhi’s-sâlihîn.’ Mescidden çıkarken de bu okunur; ancak; ’Veftah lî ebvâbe rahmetik’ kavli yerine ’Allâhümme innî es’elüke min fadlik’ der.’ (el-Hattâb es-Sübkî, el-Menhelu’l-Azbu’l-Mevrûd Şerhu Süneni’l-İmâm Ebî Dâvûd, c.4, s.76)
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.): ’Cennet bahçelerine uğradığınızda yeyip için (yani istifa edin).’ buyurdu. (Ben): ’Yâ Rasûlallah! Cennet bahçeleri de ne(reler)dir?’ dedim. ’Mescidlerdir.’ buyurdu. (Ben): ’Yeyip içmek nedir (nasıl olur)?’ dedim. ’Subhânallâh, ve’l-hamdu lillâh, ve lâ ilâhe illallâh, va’l-lâhü ekber, (demektir).’ buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 83)
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Her kim namaza (gitmek üzere) evinden çıkar ve: ’Allâhümme innî es’elüke bi-hakki’s-sâilîne aleyk, ve es’elüke bi-hakki memşâye hâzâ, fe-innî lem-ehruc eşeran ve lâ betaran ve lâ riyâen ve lâ süm’aten ve haractü’t-tikâe sehatike vebtiğâe merdâtik, fe-es’elüke en tuîzenî mine’n-nâr, ve en tağfira lî zunûbî innehû lâ yağfiru’z-zunûbe illâ ente / Allahım! Muhakkak ki ben senden, (senden) isteyenlerin senin katındaki hakkı için istiyorum. Ve senden, şu yürüyüşüm hakkı için istiyo¬rum. Zira ben, ne böbürlenmek, ne kibirlenmek, ne gösteriş, ne de duysunlar maksadıyla (evden) çıkmadım. (Ancak) Senin gazabından sakınmak ve rızanı taleb etmek için çıktım. Bu se¬beple Senden, Cehennem’den beni korumanı ve günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Muhakkak ki günahları Sen’den başka kimse bağışlayamaz.’ derse, Allah, vechiyle ona yönelir ve yetmiş bin melek, onun için (Allah’tan) mağfiret diler.’ (İbn-i Mâce, Mesâcid ve’l-Cemâa, 14)

c) Mescitte Bulunma Adabı:
Mescitlerde Cenâb-ı Hakk’ın nazar ettiğini idrak ederek, sağa veya sola bakmadan kemâl-i edeple oturulur. Dünya kelâmı konuşmamalıdır. Mescitlerde çok yüksek sesle gürültü yapmak, yitik araştırmak (kaybedilen eşyayı araştırmak, sormak) nehy edilmiştir.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Sizden biri namaz kıldığı namazgahında abdestini bozmadan durduğu müddetçe melekler ona dua (ve istiğfar) edip: ’Allah’ım! Onu bağışla! Allah’ım! Ona merhamet et!’ derler.’ (Buhârî, Salât, 61)
Mescitte itikâf, zikir veya sonraki namazı beklemek gibi bir maksatla oturmak müstehaptır. Böyle bir gaye olmadan oturmaya bazı âlimler mubah, bazıları da mekruh demişlerdir.
Mescide girildiğinde mazeret olmadıkça o vaktin farzını kılmadan ayrılmamalıdır. Çünkü bu davranış kerih görülmüştür.
Ebû’ş-Şa’sâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Mescitte Ebû Hureyre ile beraber oturuyor¬duk. Bu sırada müezzin ezan okudu ve bir adam mescidden kalkıp gitti. Ebû Hureyre, (adam) mescitten çıkıncaya kadar gözü ile onu takip etti. Bunun üzerine Ebû Hureyre: ’Şu adam yok mu, muhakkak ki Ebe’l-Kâsım (s.a.v.)’e isyan etti.’ dedi. (Müslim, Mesâcid Ve Mevâdiu’s-Salat, 45)
Amr b. Şuayb’ın, babasından, dedesinden (r.anhüm)’den rivayet ettiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.), mescitte (yüksek sesle) kayıp aramaktan (İbn-i Mâce, Mesâcid ve’l-Cemâa, 11), karşılıklı şiir okumaktan neyhetmiştir. (Nesâî, Mesâcid, 23)
Mescitlerin alış-veriş, yitik ilanı gibi kişisel çıkarlar doğrultusunda kullanılması ve cami adabı ile bağdaşmayan şiirlerin okunması yasaklanmıştır. Ancak bunun dışında fayda mülâhaza olunan şiirlerin okunmasında bir sakınca yoktur.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Her kim mescitte (yüksek sesle) kayıp arayan bir kimseyi işitirse, ’Allah onu sana döndürmesin’ desin. Zira mescitler, bunun (gibi işler) için yapılmamıştır.’ (Müslim, Mesâcid Ve Mevâdiu’s-Salat, 45)
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Mescide herhangi bir şey (yani maksat) için gelen kimsenin nasibi ondan ibarettir.’ (Ebû Dâvûd, Salât, 20)
Kişinin alacağı sevap, niyeti miktarıncadır. Peygamber (s.a.v) Efendimiz mescit içinde toplanan çöp ve benzeri şeyler hakkında; ’Onlardan (yani mescitlerden) pislikleri çıkarmak, hur-i iynlerin mehirleridir.’ buyurdular. (Taberânî, Kebîr, c.3, s.4, h.no:2521)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.