Başlangıcı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azat olmak olan Ramazan-ı Şerif’in geçmesinden ve fakat günahkârların ve iyilerin Rabbi olan Allah’ü Teâlâ’nın meleklerinin selâmından nasibi olmamaktan büyük musibet olur mu? Bu, Allah’ü Teâlâ’dan uzak olmak, taşkınlar arasında bulunmak, şeytana uymak, cehennem yolunun yolcularına katılmak, cennet yolu yolcularından uzak olmaktan başka birşey değildir. Zarar ancak yed-i kudretinde bulunan Allah’ü Teâlâ’ya tâati terktendir.
Şehr-i Ramazan, safa ayı, vefa ayı, zikredenler ayı, sabredenler ayı, sadıklar ayıdır. Şehr-i Ramazan senin kalbinin düzelmesine, günahları terkine, şakilik ve günahkârlardan uzak kalmana tesir etmez ise, kalbine hangi şey tesir eder ve senden hangi iyilik beklenir, senden hangi kurtuluş umulur.
Ey zavallı! Yükselmene ve merhamet olunmana sebep olacak şeylere karşı uyanık ol. Gafletten uyan. Kendine gel. Sana gelen şeye dikkat et. Bu aydan kalan günleri, tevbe ve inabe ile geçir. İstiğfar ve tâate sarıl. Faydanı bunlardan bil. Gözyaşları dökerek Ramazan ayını uğurla, uğursuz nefsine avazın çıktığı kadar veyl, korku ve helak ile ağla. Çok oruç tutanlar vardır ki bu Ramazan-ı Şerif’ten başka bir daha kendisine oruç nasip olmaz, çok gece ibadet edenler vardır ki Ramazan’dan başka bir daha ibadet edemez, amel edenin ücreti, işini bitirdiği zaman verilir, bizim ise amelimiz bitti. Keşke oruç ve namazlarımızın makbul olduğunu yahut makbul olmayıp yüzümüze çarpılır cinsten olduğunu bilseydik. Keşke iyi amellerimizi bilip, onlara sevinseydik. Yahut kötü olan amellerimizi bilip üzülseydik. Hadis-i Şerifte: ’Çok oruç tutan vardır ki, orucundan açlık ve susuzluktan başka bir şey ellerinde kalmaz. Çok gece ibadet edenler vardır ki, gece kalkmasından uyanıklık ve uykusuzluktan başka ellerine bir şey geçmez.’ buyuruldu.
Esselâmü aleyke yâ Şehre’s-Sıyâm, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Kıyâm, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Îman, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Kur’an, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Envâr, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Mağfireti ve’l-Ğufrân, Esselâmü aleyke yâ Şehre’d-Deracât ve’n-Necât mine’d-derekât, Esselâmü aleyke yâ Şehre’t-Tâbiîne’l-Âbidîn, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Ârifîn, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Müctehidîn, Esselâmü aleyke yâ Şehre’l-Emân.
Âsilere haps, müttakîlere enîs idin. Yâ Rabbe’l-Âlemîn ve yâ Erhame’r-Râhimîn! Bizi oruç ve namazı kabul olanlardan, günahı sevaba çevrilenlerden, rahmetinle cennetlerine soktuğun ve yüksek dereceler verdiğin kullarından eyle. Âmin.*
* Günyetü’t-Tâlibîn, Müter. A. Faruk Meyan, Çelik Yay. s.310-311.
Seyyid Abdülkâdir Geylânî (k.s.) Efendimizin Gönlünde Ramazan-ı Şerif
Özlenen Rehber Dergisi 89. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.