Özlenen Rehber Dergisi

77.Sayı

Dosya / Ramazan...ramazan Ayların Efendisidir.

Mustafa ŞENTÜRK Özlenen Rehber Dergisi 77. Sayı
RAMAZAN ayların efendisidir.Üç aylar diye maruf mübarek silsilenin sonuncusu ve en faziletli olanıdır Ramazan-ı Şerif. Senenin göz bebeği, gönüllerin neşe kaynağı ve on bir ayın sultanıdır o. Zengin fakir, genç ihtiyar, kadın erkek bütün herkesin dört gözle beklediği bereket, rahmet ve hidayet günleridir. Manevi haz ve sürurun müminleri çepeçevre sardığı, insanların gönüllerinin daha bir latif ve nezih olduğu eşsiz zaman dilimleridir. Oruç ibadetinin yapıldığı ay olan Ramazan-ı Şerif bütün ayların efendisidir. (Bezzar, Hadis no 960) Ramazan oruç ayıdır, Kuran ayıdır, Hakkı tesbih ve tekbir etme ayıdır. Ramazan ayı Hakk’a kurbiyyetin, vuslatın yüreklerde alevlendiği, dimağlarda ibadetlerin lezzetlerinin hissedildiği mübarek günlerdir. Ramazan ayı; kendisine erişip de bu ay sebebiyle affa mazhar olamayanlar için Cebrail (a.s.)’in dua edip Rasûl-i Kibriya (s.a.v.) Efendimizin de “Âmin” dediği ulvi bir zaman ve mukaddes bir aydır. (Buhârî, Edebü’l Müfred) Ramazan ayı ümmetin ayıdır. (Deylemî, el-Firdevs, Hadis no 3276) Ramazan evveli rahmet, ortası mağfiret, (günahların bağışlanması) sonu da cehennemden kurtuluştur. Ramazan Hakkın kullarına lutf-u ihsanıdır. Ramazan ayı nihayetsiz nimetlerin Rabbü’l Âlemin tarafından kendisinde cem edildiği ve Hakk katında itibarlı, kadri yüce ve mukaddes olan bir aydır. Ramazan ayı kulun işlediği cürüm ve günahları yakan, kulu tertemiz olarak bayrama eriştiren kutsal zaman dilimidir. Oruç; inanarak ve mükâfatını sadece Allah’tan umarak tutulduğunda kişinin geçmiş günahlarının affına vesile olabilecek derecede büyük bir ibadettir. (Buhârî, İman 25) Oruç beden ile yapılan bir ibadet olduğu için bir manada bedenin zekâtıdır. (Hafız el-Münziri, Tergib ve Terhib, Huzur yayınevi Hadis no: 19; Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık, cilt 2 sayfa 42)Oruçta kişinin nefsi kendisine rakip addetmesi vardır. Oruçta açlıkla nefsini dizginleme azmi vardır. Oruçta nefsin açlık ve susuzlukla kırılması vardır. Oruçta neler yoktur ki; sahih bir oruçta kulun Allah için şehvet ve yiyeceğini terk etmesi, bunun neticesinde Cenâb-ı Hakk’ın diğer ibadetlere misli misli karşılık verirken orucun mükâfatını kendi uhdesine bırakması vardır. Dahası oruç tutan için birisi iftar anı diğeri de Rabbine kavuştuğu an olmak üzere iki büyük sevinç vardır. Üstelik bütün bunların yanında oruçlunun ağız kokusunun Rabbi katında mis kokusundan daha sevimli haslet olma özelliği vardır. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, cilt 9 sayfa 419) Oruçta insanı kötülüklere karşı koruyacak kankan olma vasfı vardır. Bunun içindir ki oruçlu olan birisinin kötü söz sarf etmesi bağırıp çağırması hoş karşılanmamış böyle bir durumda kişinin “ben oruçluyum” demesi tavsiye olunmuştur. (Buhârî, Savm 2; Müslim, Sıyâm 164)İnsanın yaptığı takdirde kendisini Allah’ın mükâfatlandıracağı en güzel ibadetlerden birisi şüphesiz oruçtur. (Nesâî, Sıyam 43) Çünkü oruç kişi ile ateş arasında arz ile sema arası uzunluğunda bir mesafe oluşturan (Tirmizî, Cihâd 3) ve kişiyi cennete sadece oruç tutanların girebileceği, adına da “reyyan” denilen kapıdan girdirecek hususiyetin tek sahibidir. (Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166)Oruç günleri Allah’ın müminlere sayısız nimetlerinin en hususi olanlarından bir tanesi de o kutlu günlerde şeytanların zincirlere vurulması cennet kapılarının yani cenneti kazanacak ibadet ve taatleri işleme kapılarının ardına kadar açılıp cehennem kapılarının da kapanmasıdır. (Buhârî, Savm 5; Müslim, Sıyâm 2) Yine o geceler bir meleğin hayır işleyenlere hayırlarını devam ettirmesi bunun yanında da şer işleyenlere kötülüklerden vazgeçmesi için nida da bulunduğu eşsiz zaman dilimlerindendir. (Nesâî, Savm 5) Bütün bunların yanında en efdal olan sadaka da yine oruç günlerinde verilen sadakadır. (Tirmizî, Zekât 28) Kişi oruçlu iken kendini günahlardan beri tutmaya azami gayret sarf etmeli, gıybet dedikodu yalan gibi kötü hasletlerden uzak durmalıdır. Değilse bütün bunlarla birlikte tutulan oruçtan kişinin hissesine açlık ve susuzluktan başka bir şey geçmez. Bu ahlâklarda tezyin edilen oruç Hakkın rıza katına yükselmez. Çünkü Sübhan olan Allah’ın kimsenin açlığına ve susuzluğuna ihtiyacı yoktur. (Müslim, Sıyam 29; İbnu Mâce, Sıyam 21) Oruçta sabır vardır. Zaten oruç sabrın yarısıdır. (Münziri, Tergib ve Terhib, Hadis no: 19) Allah rızası için tutulan oruçta kişinin cehenneme olan yetmiş senelik –bir rivayete göre de yüz senelik- uzaklığı saklıdır. (Münziri, Tergib ve Terhib, Hadis no: 23) Oruçta Hakk’a karşı ilticaya cevap bulunabilecek rahmet ve ihsan gizlidir. Çünkü oruçlunun iftar vaktinde edeceği bir dua vardır ki asla geri çevrilmez. (Beyhâkî; Münziri, Tergib ve Terhib, Hadis no: 27) Ramazan ayı rahmet ayıdır. İnsanın kendisinden başlayarak ailesi, akrabaları, komşuları ve tüm inananlar için merhamet duygularını harekete geçirdiği, gönüllerin daha yufka yüreklerin daha temiz ve sinelerin daha fazla rahmet iklimleriyle bezendiği, mü’minlerin kardeşler olduğu şuuruna erdiği, kendisi için sevip arzuladıklarını müslüman kardeşleri için de sevip arzulamayı ahlâk edindiği, yüreklerin aşk ve sevgi ile dolduğu güzellikleri kazanıp nahoş olanlardan yüzlerin ve gönüllerin çevrildiği hâsılı mümin olma vasıflarına birer birer sahip olduğu; paylaşmayı, fedakârlığı vefayı karşılıksız vermeyi öğrendiği kutlu mevsimdir.Ramazan ayı tefekkür ayıdır. Var edilişin sırrını idrak etme, kulluğun şekilselliğinden muhteviyatına, zahirinden bâtınına erme, “Neredeyim? Ne yapıyorum? Ne yapmalıyım?” gibi onlarca sual ile insanın kendi kendisini hesaba çekme, kendisine hesap verme iklimidir. Hakikate vakıf olmanın gerçeklerin arzusu ile dolmanın zamanıdır. Gece ve gündüzünde bol bol inen rahmet ile yürekleri serinletme mevsimidir.Ramazan ayı kul olma ayıdır. Bütün ihtişamı ve süsüyle insanı kendisine çekme cazibesine sahip dünya ve dünyalıklara inat, nefsin onlarca hile ve desiselerine karşı, tek olana yönelme kullukta rahatı bulma, yörüngeye girme, hizaya durma, bedeni ve ruhu kulluk kalıbına sokma, aklı ve duyguları insan olabilme şekline getirme, özetle kul ve ümmet olma çabasını serdedebilme mekânıdır. Dünyayı ve dünyalıkları gündüzünde tutulan oruçlar, gecesinde kılınan teravihler ve nihayetinde verilen zekât ve sadakalarla umursamama zeminidir. Kendisini fani olanlardan ayırma, itikâf etme, fani olanları bâki olan uğrunda fanilikten kurtarma, fanilerin sahte güzelliğine aldanmama, sevginin hakikatine erip gayrisini içeriden atma anıdır.Ramazan ayı paylaşma ayıdır. Zekât ve sadakalarla rızayı kazanabilme çabasının serdedildiği, bütün ayrılıkların aynılık, senlik ve benliklerin bizlik olduğu olması gerektiği günlerdir. Olanların olmayanlara en nezih duygularla vermeleri, dinin sosyal alana dair olan emirlerinin özüne ermeleri ve sadece O (c.c.)’nun için vermeleri mevsimidir.Şehr-i Ramazan hatırlama ayıdır. Hem dünyadan ukbaya hicret edenleri ve kendi sonumuzu hem de Irak’ı, Filistin’i, Afganistan’ı ya da iki sokak ötedeki yetimleri, mahallemizdeki fakirleri, öksüzleri, evine ekmek götüremeyenleri, annesiz ve babasız olanları, yokluğun üzerlerinde kol gezdiği miskinleri, bîçareleri... Akşam sofra başında kaşığı sıcak çorbaya daldırırken eksi bilmem kaç derecede Kafkasya’da, Moskof zulmüne direnen mücahitleri, Çeçen Müslümanları hatırlama zamanıdır. Ya da ağustosun sıcağını hafifletmek için bilmem hangi marka meşrubatları büyük bir hazla içerken verdiğimiz paraların bomba ve mermilere dönüşüp bu bomba ve mermilerle şu mübarek Ramazan ikliminde cânice Filistin’de öldürülen Muhammed’leri, Irak’ta öldürülen Ebu’l Amr’ları düşünme, onların yerlerine kendi çocuklarımızı, anne babalarının yerlerine de kendilerimizi koyma günleridir.Bütün bunların yanında Ramazan ayı Müslümanların yaralarına merhem olma yollarını arama, insanlığa hizmet aşkını yakalama, ayakları bu dinde sağlam kılacak ilimlerle gönülleri tezyin etme, boş olan her şeyden bir daha dönmemek üzere yüz çevirme, kulluk yollarını bulma ve o kutlu yolda istikamet üzere daim olma ayıdır. Cereyan eden hadiselerin farkında olma, müslümanın ismine bile gösterilmeyen müsamahanın bilmem kimlere ne şekilde gösterildiğinin hakikatiyle muzdarip olma ama bütün bunların nihayetinde Nebevî lisan ile “Ya Rabbi, onlar bilmiyorlar!” ilticasını Muîn (c.c.) olana iletme günleridir. Hâsılı Ramazan ayı, müminin kendisinden daha ziyade kardeşlerini tercih etmesinin gerekli olduğu, dünyanın ve İslam âleminin refahı için ellerinin merhamet kapısına yöneldiği, insanlığın hayrını murad ettiği en güzide saatlerdir, anlardır, günlerdir. Ramazan sıradan bir ay, oruç ta sıradan bir egzersiz ya da diyet değildir. Oruçta, Hak için açlığa ve susuzluğa katlanış ve nihayetinde de rızayı elde ediş vardır. Oruçta on bir ay istediğini tüketen nefsin bir aylığına da olsa kendisini frenlemesi, arzularına erişememesi vardır. Oruçta diğer günlerde hiç hatıra gelmeyen aç, yoksul ve düşkünlerin hâlini az da olsa hissetme, bilme, zihinlerde de olsa onların yerlerine kendimizi koyma vardır. Oruçta nefsin tekebbürünü kırma, açlıkla Hakk’ın eşiğine durdurma, yaratılışı fıtrat üzere şekillendirme vardır. Oruçta cennete giden bir yol, cehennemden azad edici kuvvet, kalbi Rahmanın rahmet tecellisine layık kılacak şekle sokacak büyük bir nur vardır.Makalemize ümmetin yüreklerinin dışa aksetmesi niyetiyle ve sizlerinden en nezih duygularla âmin demesi temennisiyle bir dua ile bitirelim:“Ya Rab! Bizlerin orucundan, namazından, hayır ve hasenatından razı ol. Bizlere rızanı kazanacak ameller işleme imkân ve kuvvetleri ver. Bizleri bu kutlu mevsime eriştirdiğin gibi ümmet olarak birlik ve beraberlik şuuru içerisinde Bayram günlerine de eriştir. Ramazanı bizden şikâyetçi olan değil yarın ruz-i mahşerde hakkımızda şefaatçi olan eyle. Sen yüce kudret ve kuvvet sahibi olansın. Sen kadirsin ve Sen’in her şeye gücün yeter. Dağınıklıklarımızı topla, dikkatsizliğimizi gider, ümmet olma idrakini gönüllerimize nakşet. Ey sonsuz kudret sahibi, bize yardım et! (Âmin)Ramazan, mümine hazine servetRamazan, rahmete, cennete davetRamazan, kul için en büyük devletRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, bilene şeref ve izzetRamazan, gönülde en büyük kuvvetRamazan, arzda yüce bir kudretRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, bir umman büyük bir rahmetRamazan, seytandan kula selametRamazan, merhamet sonsuz merhametRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, Allah’ın lütf-u ihsanıRamazan, Rahman’ın kula ikramıRamazan, def eder derd ile gamıRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, seneye şah ile sultanRamazan, Hak onda indirdi Kur’anRamazan, hidayet rahmet ve ğufranRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, yetimi görme günüdürRamazan, fakire verme günüdürRamazan, rızaya erme günüdürRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, Mevlâ’nın kul affettiğiRamazan, kalplerin kalp fethettiğiRamazan, cennetin hak edildiğiRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, kuluna Hakk armağanıRamazan, cennetin bab-ı reyyanıRamazan, zincire vurur şeytanıRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, erilen kutlu zamandırRamazan, günaha Hak’tan emandırRamazan, rahmettir, ayan beyandırRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, yok eder cürm-ü isyanıRamazan, neşeye sarar insanıRamazan, en tatlı zikir anlarıRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.Ramazan, cana can, bedene sefaRamazan, kul ona gösterir vefaRamazan, varlığı dertlere devaRamazan, rahmetin ta kendisidirRamazan, ayların efendisidir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.