Allah’ım! Zâtınla aramdaki bütün perdeleri kaldır ki, tüm cihana kafa tutabileyim…
"ويل للعرب من شر قد اقترب" ’Yaklaşan şerden dolayı Arapların vay haline’ buyurmuş Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem. Yaklaşan şerden dolayı Müslümanların vay haline… Yaklaşan şerden dolayı Anadolu’nun vay haline… İnsanlardan milyarlar ölecek, Müslümanlardan ise yüz milyonlar… Müslümanlar için iki güzellikten birisi vardır. Hayatta kalırsa ’gâzi’, ölürse ’şehit’, Rasûlullah (s.a.v)’ın hürmetine bir ikramdır ümmete… Her halinde hayır bulur ümmet, hayatta kalsa da ölse de, yeter ki ’fî sebîlillâh’ olsun her şey…
Üstünlük bir doğudadır, bir batıdadır. Batı, sırasını savmak üzere… Üstünlük tekrar doğuya geçecektir. Batılılar bunu bilmekte ve direnmekteler, ama ne çare... Bizlere pahalıya patlasa da yarın elbet bizim olacaktır… Tekerlek tümsekte kalmayacaktır…
313 kişi… Bazı rivayetlerde hepsi erkek ama bazı rivayetlerde ise çoğunluğu erkek, kadınlar da var. Aslanın erkeği veya dişisi ne fark eder ki… Aslan aslandır. Hem kadın kollarını kim idare edecek… Hemşirelik v.s vazifeleri kim görecek… Bu erler geceleri âbid, gündüzleri ise aslan gibidirler… Aralarından ölen olursa üzülmezler, aralarına katılanlara da sevinmezler…
Persler sahabeye sövmeyi terk etmediler. Güttükleri, Ali sevgisi değil Ömer buğzu, İslam davası değil Perslik hâkimiyeti… Hicazlılar ise Vehhabiliği bırakmadılar, Evliya’ya sövmeyi terk etmediler… Yakında her ikisinin de mülkü zeval bulacak… Verilen mühlette doğruyu bulmadılar, yanlışlarından dönmediler… Bedel ödemeye gün be gün yaklaşıyorlar…
Evet… Cenâb-ı Hak bize ve cümle ümmete hidayet etsin… Ya Rabbi! Rasûlullah’ın yüzünü ümmeti hakkında artık güldür… Âmin…
Bu yazımızda ’Mehdi (a.s)’ı Tanımamızı Sağlayacak Alametler ve Ortaya Çıkışının Yaklaştığını Gösteren Emareler’ kısmından ’Mehdi (a.s)’ı Tanımamızı Sağlayacak Alametler’ bölümünü aktaracağız inşallah. (İtalik yazılı kısımlar mütercime aittir.)
Mehdi (a.s)’ı Tanımamızı Sağlayacak Alametler
1- Mehdi (a.s)’ın beraberinde;
1- Rasûlullah (s.a.v)’in gömleği
2- Rasûlullah (s.a.v)’in kılıcı
3- Rasûlullah (s.a.v)’in sancağı olacaktır, bu sancak dikişsizdir, (kadifemsi) yünlü kumaştan yapılmıştır, (dört köşedir) ve bir iz / işaret vardır. Sancakta bir hicr (hale) bulunur (hale; ay çevresinde bulunan yuvarlak daire demektir). Bu sancak Rasûlullah (s.a.v)’in vefatından beri açılmamıştır ve Mehdi (a.s) ortaya çıkıncaya kadar da açılmayacaktır. Mehdi (a.s) sancağının üzerinde ’el-Bey’atü Lillehi (biat Allah’adır)’ yazılıdır.
(Bizzat Rasûlullah’ın sancağı olan bu sancağın ismi ’Ukab’tır, Rasûlullah bütün savaşlarına bu sancakla katılmıştır, Rasûlullah’ın diğer birliklere verdiği sancakların rengi beyazdır).
(Sancak-ı Şerif (Livay-ı Saadet): Yeşil renkli kanles torba içerisindedir. Siyaha yakın renkte yünlü kumaştan olup çürümüş parçalar bulunmaktadır. Bu parçalardan bazılarının üzerine sonradan dikilmiş yaldızlı yazı eserleri görülmektedir. Sancağın yeşil torbasından dolayı halk arasında kendisinin de yeşil olduğu inancı yaygındır. Hâlbuki Rasûlullah (s.a.v)’e ait sancaklar içinde yeşil yoktur. Yeşil olan sancak sonradan yapılmış, üzerine asıl sancaktan bazı parçalar dikilmiştir. Yeni sancak 0.38x1.13 m ebadında yeşil kumaştan olup yarısına yakın kısmı iki katlıdır. Üzerine sırma ile ’Nasrun minellahi ve fethun karîb’ ile ’Allah’ ’Muhammed’ ve Aşere-i Mübeşşere’nin adları işlenmiştir. Sancak-ı Şerif 1730 yılına kadar Eyüp Sultan Türbesi’nde muhafaza edilirken bu tarihte ortaya çıkan Patrona isyanında asilerin ele geçirme isteği üzerine derhal Topkapı Sarayı’na kaldırılmıştır. Bugün türbede sadece iki adet sancak-ı şerif kılıfı vardır.
Sancak-ı Şerif, Rasûlullah (s.a.v)’in irtihallerinden sonra sıra ile dört halifeye ve daha sonra da Emevi ve Abbasi halifelerine intikal etti. Bağdat’ın Moğollar tarafından işgali üzerine Mısır’a kaçan Abbasi halifesi, Sancak-ı Şerif’i de diğer emanetler ile birlikte Mısır’a götürdü. Mısır’ın Yavuz Sultan Selim Han tarafından fethiyle Osmanlılara geçti. ’Ukab’, zamanla yıprandığından dolayı Osmanlılar yeşil atlastan yenisini diktirip üzerine aslından parçalar eklediler. Savaşlar sırasında Sancak-ı Şerif, Sancak Alayı denilen bir törenle saraydan çıkarılır, orduyla birlikte sefere giderdi. Lakin kılıfından hiç çıkarılmamış ve hiç açılmamıştır. (İtalik yazılı kısımlar Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler üzerine yapılan araştırmalardan iktibas edilmiştir.)
2- Mehdi (a.s) başında sarık (veya başının üzerinde bir bulut) olacak ve bu sarığın (veya bulutun) içinden bir münadi ’bu Allah’ın halifesi Mehdi’dir, O’na tabi olunuz’ diye nida edecektir. (Yine bu sarıktan veya buluttan) bir el çıkıp biat edilmesi için Mehdiye doğru işaret edecektir.
3- Mehdi (a.s) kuru bir dal parçasını kuru bir yere diker de (bu kuru dal parçası) yeşerir ve yapraklanır.
4- Mehdi (a.s)’dan (Mehdi olduğunda dair) bir emare / alamet (göstermesi) talep edilir. Bunun üzerine Mehdi (a.s) eliyle havadaki bir kuşa işaret eder de kuş hemen eline düşüverir.
5- Mehdi (a.s)’a karşı (savaşmak) üzere olan bir ordu Medine ile Mekke arasında ’Beydê’ denilen yerde yere batırılır.
6- Gökyüzünden bir münadi şöyle diyecektir: ’Ey insanlar, muhakkak Allah (c.c) size cebbarlara (zorbalara / azgınlara / diktatörlere / zalimlere), münafıklara ve onların etabına / ansârına / taraftarlarına (uymayı) menetmiş ve size ümmeti Muhammed’in (s.a.v) en hayırlısı olanını emiriniz / idareciniz kılmıştır. Mekke’de (O’na) katılınız. (Şüphe yok ki bu kişi) Mehdi’dir. O’nun ismi Ahmed b. Abdullah’tır (yani kendisinin ismi Ahmed, babasının ismi ise Abdullah’tır).’
Diğer bir rivayette ise (son bölüm şöyle gelmiştir): ’Size ümmeti Muhammed’in (s.a.v) en hayırlısı olan Câbir’i emiriniz / idareciniz kılmıştır. O’na Mekke’de katılınız. (Şüphe yok ki bu kişi) Mehdi’dir. O’nun ismi Muhammed b. Abdullah’tır. (yani kendisinin ismi Muhammed, babasının ismi ise Abdullah’tır).’
7- Mehdi (a.s) zamanında yeryüzü, ciğerinin parçalarını yani altın ve gümüşü, altın plaklar gibi (bu biçimde) çıkartır (dışarı atar).
8- İnsanların kalpleri zenginleşir. Yeryüzü bereketi çoğalır (yani yeryüzü, yiyeceklerini sunar / çıkarır, insanlardan tohumundan / ekiminden bir şeyi esirgemez / kısmaz).
9- Kâbe’de gömülü bulunan hazineyi çıkartır ve Allah Teâlâ’nın yolunda onu paylaştırır. (Bunu Nuaym, Ali (r.a)’den rivayet etmiştir.)
10- Mehdi (a.s) zamanında Antakya’daki mağaradan veya Taberiye gölünden Tâbût-u Sekîne çıkartılıp taşınır / götürülür ta ki Beyt-i Makdis’te (Mescid-i Aksâ’da) Mehdi (a.s)’ın önüne konulur. Yahudiler bunu görünce pek azı hariç (hepsi) Müslüman olurlar.
(Tâbût-u Sekîne; içerisinde Tevrat, Tevrat’ın nazil olduğu levhalar, Musa (a.s)’ın asası, elbisesi, Tîh çölünde İsrail oğullarına gökten inen men’den (kudret helvasından) bir miktar, Harun (a.s)’ın sarığı gibi mukaddes emanetlerin bulunduğu bir sandıktır.)
11- İsrail oğulları için denizin yarıldığı gibi Mehdi (a.s) için de deniz yarılır.
12- Horasandan siyah bayraklılar gelirler ve Mehdi (a.s)’a biat ederler.
(Horasan Farsça bir kelime olup ’güneşin yükseldiği yer’ manasına gelmektedir. Horasan bölgesi, bugünkü İran’ın, Afganistan’ın, Türkmenistan’ın ve Tacikistan’ın bazı bölgelerini kapsamaktadır.)
13- Mehdi (a.s) Meryem oğlu İsa (a.s) ile bir araya gelir, İsa (a.s) Mehdi (a.s)’ın arkasında namaz kılar.
14- Mehdi (a.s)’da Nebî (s.a.v)’in alameti bulunur. (Yani Omzunda Nebî (s.a.v)’e ait nübüvvet mührüne benzer bir alamet vardır.)
15- Dilinde bir ağırlık olacaktır. (Yani dilinde bir ağırlık olup, konuşması ağırlaşıp / zorlaşıp yavaşladığında sağ eliyle sol uyluğuna vurur ve böylece konuşması açılır.)
Bitti…
Dedi ki; ’Ya Rabbi! Hüseynî kıyamlar nasip eyle.’ Denildi ki; ’Hüseynî kıyamlar yapabilmek için Hüseynî kalplere sahip olmak gerek.’
Mehdi (a.s) - 4
Özlenen Rehber Dergisi 129. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.